orijinal adı: flowers for algernon
yazar: daniel keyes
yayım yılı: 1959
eser, zeka seviyesini artırmak için ameliyat edilen fareyi ve gerçekleşen ameliyatı gözlemleyip kontrol eden charlie gordon'u konu almaktadır.
yazar: daniel keyes
yayım yılı: 1959
eser, zeka seviyesini artırmak için ameliyat edilen fareyi ve gerçekleşen ameliyatı gözlemleyip kontrol eden charlie gordon'u konu almaktadır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "hürgeneraliye" tarafından 25.01.2021 19:24 tarihinde açılmıştır.
1.
zeka düzeyi düşük charlie'nin türlü deneyler sonucu yükselen iq seviyesi ile ters orantılı bir şekilde düşen sosyal ilişki kurma becerilerini konu alan akıcı bir kitap. anlatıcı charlie'nin kendisi olduğu için yazım yanlışları ile dolu ve basit bir dil kullanımından gittikçe karmaşıklaşan bir anlatıma doğru sürükleniyorsunuz. yüksek iq seviyesinin beraberinde getirdiği farkındalık ile duygusal zeka arasında doğru orantılı bir ilişki olmadığı mesajını veren çıtır çerez bir kitap bence.
bir tane okurun "ya bu kitapta niye sürekli yazım yanlışı var nasıl bir kitap basıyorsunuz siz hiç mi editör bakmıyor?" tarzı sitemini okuduktan sonra e bizim charlie'yi 70 iq ile üniversite sınavına soksak barajı geçermiş diye beni düşüncelere gark etmiş kitaptır ayrıca. o nasıl bir bilinçli kitap yorumudur, adeta bir sait faik'in abasıyanık kitabı. *
bir tane okurun "ya bu kitapta niye sürekli yazım yanlışı var nasıl bir kitap basıyorsunuz siz hiç mi editör bakmıyor?" tarzı sitemini okuduktan sonra e bizim charlie'yi 70 iq ile üniversite sınavına soksak barajı geçermiş diye beni düşüncelere gark etmiş kitaptır ayrıca. o nasıl bir bilinçli kitap yorumudur, adeta bir sait faik'in abasıyanık kitabı. *
devamını gör...
2.
kurgusu sevdiğim farklı bir kitap.
kafa dağıtmalık ne okusak diyenlere tavsiye edebilirim.
-spoiler-
zeka geriliği olan bir adam, bir deney için ameliyat olur. olaylar gelişir.
-spoiler-
birleşik olmaması gereken de ve ki lerin hatalı yazımlarında dahi kırılan minnoş yüreğim, kitabın başında zeka geriliği olan kahramanımızın kaleminden yazılmış kısımları okurken sıkışmadı değil ama neyse ki charlie çabuk "akıllandı" da kitabımız akıcı diline çabucak kavuştu.
kafa dağıtmalık ne okusak diyenlere tavsiye edebilirim.
-spoiler-
zeka geriliği olan bir adam, bir deney için ameliyat olur. olaylar gelişir.
-spoiler-
birleşik olmaması gereken de ve ki lerin hatalı yazımlarında dahi kırılan minnoş yüreğim, kitabın başında zeka geriliği olan kahramanımızın kaleminden yazılmış kısımları okurken sıkışmadı değil ama neyse ki charlie çabuk "akıllandı" da kitabımız akıcı diline çabucak kavuştu.
devamını gör...
3.
koridor yayınevi tarafından katledilen kitaptır efendim. yazarı daniel keyes'tir. hem hugo ödülü hem de nebula en iyi roman ödülü almıştır.
anlatıcı karakter charlie, iqsu 70 dolaylarında dolaşan, zeka geriliği olan bir genç adamdır ve deneysel bir ameliyat için gönüllü olur. bu ameliyat deney hayvanları üzerinde denenmiş ve algernon adlı bir farede hayli olumlu sonuçlar vermiştir ancak daha önce bir insanda hiç denenmemiştir. akıllı olunca uyumlu da olacağını uman charlie, eskisinden daha beter olma riskini de göze alarak bu ameliyatı olur. biz de charlie'nin serüvenini, bu deney sürecinde yazdığı raporlar üzerinden okuruz. fazlaca spoiler vermemek adına kitabın konusuna değinmeyi burada kesip yayınevine çemkirmek istiyorum...
kitabın başlarında charlie'nin okuma-yazma güçlüğünü bizlere aktarabilmek adına bir ton yazım hatası yapılmış. bu hataların kasıtlı yapıldığı zaten belli. hiçbir lafım yok. kitaba doğal bir hava vermiş. ne bileyim zeka geriliği olan bir karakterin ağzından edebiyat harikası şeyler okusak zaten çok saçma ve yapay olurdu. ama o çeviri ne? kurban olayım orijinal metni libgen'den indirdiniz de gugıl transleyte kopyala yapıştır mı yaptınız, itiraf edin.
sadece bir örnek vermek istiyorum. kıt ingilizcemle bile orijinalinin "i am clever now" veya "i am smart now" gibi bir şey olduğundan emin olduğum bir cümle var. bunu ne demeye "ben şimdi zekiyim" diye çeviriyorsunuz? diyalog öyle bi noktadadır ki bunu böyle çevirmeniz gerekir. mesela "geçmişte aptaldım, sana ihtiyacım vardı ama şimdi zekiyim" gibi bi zaman vurgusunda, örnek veriyorum. ama yemin ederim her i am'li you are'lı ve now'lı cümle böyle çevirilmiş. manyak mısınız? biz böyle konuşmuyoruz. "ben markete gittim" demiyoruz. "markete gittim." diyoruz çünkü o m, markete gidenin "ben" olduğumu zaten belirtiyor. "ben şimdi zekiyim" de demeyiz, "artık zekiyim." deriz mesela. kurban olayım çevirmene editöre bunları ben mi anlatacağım, biyoloğum ben aloo.
anlatıcı karakter charlie, iqsu 70 dolaylarında dolaşan, zeka geriliği olan bir genç adamdır ve deneysel bir ameliyat için gönüllü olur. bu ameliyat deney hayvanları üzerinde denenmiş ve algernon adlı bir farede hayli olumlu sonuçlar vermiştir ancak daha önce bir insanda hiç denenmemiştir. akıllı olunca uyumlu da olacağını uman charlie, eskisinden daha beter olma riskini de göze alarak bu ameliyatı olur. biz de charlie'nin serüvenini, bu deney sürecinde yazdığı raporlar üzerinden okuruz. fazlaca spoiler vermemek adına kitabın konusuna değinmeyi burada kesip yayınevine çemkirmek istiyorum...
kitabın başlarında charlie'nin okuma-yazma güçlüğünü bizlere aktarabilmek adına bir ton yazım hatası yapılmış. bu hataların kasıtlı yapıldığı zaten belli. hiçbir lafım yok. kitaba doğal bir hava vermiş. ne bileyim zeka geriliği olan bir karakterin ağzından edebiyat harikası şeyler okusak zaten çok saçma ve yapay olurdu. ama o çeviri ne? kurban olayım orijinal metni libgen'den indirdiniz de gugıl transleyte kopyala yapıştır mı yaptınız, itiraf edin.
sadece bir örnek vermek istiyorum. kıt ingilizcemle bile orijinalinin "i am clever now" veya "i am smart now" gibi bir şey olduğundan emin olduğum bir cümle var. bunu ne demeye "ben şimdi zekiyim" diye çeviriyorsunuz? diyalog öyle bi noktadadır ki bunu böyle çevirmeniz gerekir. mesela "geçmişte aptaldım, sana ihtiyacım vardı ama şimdi zekiyim" gibi bi zaman vurgusunda, örnek veriyorum. ama yemin ederim her i am'li you are'lı ve now'lı cümle böyle çevirilmiş. manyak mısınız? biz böyle konuşmuyoruz. "ben markete gittim" demiyoruz. "markete gittim." diyoruz çünkü o m, markete gidenin "ben" olduğumu zaten belirtiyor. "ben şimdi zekiyim" de demeyiz, "artık zekiyim." deriz mesela. kurban olayım çevirmene editöre bunları ben mi anlatacağım, biyoloğum ben aloo.
devamını gör...
4.
okumaya başladığım kitap. bende beyin kanamasına bağlı beyin felci geçirdiğim ve sol tarafım felç olduğu için canım charlie'yi çok daha iyi anlayabiliyorum gibi hissediyorum. her ne kadar üzülmüyorum dese de gülüp geçse de olay öyle değil sözlükçüm. şimdi düzelen yürüyüşüm kötüyken beni tanıdığını belli etmemek için yol değiştirenleri görünce hiç mutlu olamıyorsun doğrusu ama bunu aşacağım yapacağım diye hırslanınca vay anam vay... şu an çalışıp ekmeğimi kazanıyorum mesela dördüncü üniversitemi okuyorum mesela. bu büyük bir başarı değil mi sence de sözlükcüğüm??
devamını gör...
5.
şans eseri gördüğüm ve konusu itibariyle ilgimi çektiğinden henüz alıp okuduğum, nasıl olur da şimdiye dek adını bile duymadığım böylesine güzel bir roman var olabilir diye şaşırdığım bir kitap. kim bilir etrafta bir yerlerde böyle nice kitaplar var da varlıklarından bile bihaberiz. bu sebeple belki bir iki kişi bile olsa bu yazıyı görür de kitabın varlığından haberdar olur diye bir şeyler karalamak istiyorum. neyse, fazla uzatmadan incelemeye geçelim. ufak da olsa spoiler olabilir, şimdiden affola.
daniel keyes'in "algernon'a çiçekler" adlı romanı, okuyucuları zekanın sınırlarını keşfetmeye ve insan doğasının karmaşıklıklarını anlamaya davet ediyor. roman, zeka artırma deneyine tabi tutulan charlie gordon'un gözünden anlatılan bir yolculuğa dönüşüyor. charlie, başlangıçta düşük ıq'su (68) sebebiyle engelli bir adam olarak yaşamını sürdürmektedir. ancak, gönüllü olarak katıldığı deneyin ardından inanılmaz bir şekilde zekası artar, kendi tabiriyle kör doğmuş ama ışığı görmesine izin verilmiş bir insandır artık fakat zeka artışının getirdiği yeni dünyada, charlie'nin hayatı karmaşıklaşır ve yalnızca zihinsel değil duygusal zorluklarla da karşılaşır. önceleri ona gülen, cehaletinden ve yavanlığından dolayı kendisini küçük gören insanlar şimdi zekasından ve kavrama yeteneğinden dolayı kendisinden nefret ederler.
ana karakterimiz 32 yaşındaki charlie gordon, başlangıçta düşük ıq'suyla hayatla mücadele eden sıcakkanlı, insancıl ve sürekli gülen bir adamdır. deneyden önce yazdığı ilerleme raporlarında ve günlüklerinde karakterin saflığını ve yalnızca arkadaş sahibi olmak istediği için gösterdiği çabaya hüzünlü bir şekilde şahit oluyoruz. sahip olduğu zeka seviyesini bu raporlarındaki cümlelerin basitliğinden ve yaptığı pek çok kelime yanlışlarından görebiliyoruz. ancak, deney sonrası hızla artan zekasıyla ve toplumun ona karşı değişen, bundan dolayı onun da topluma karşı değişen tavırlarıyla başa çıkmak zorunda kalır. zeka artışıyla birlikte charlie'nin iç dünyası derinleşir ve hayata dair daha karmaşık düşünceler yaşamaya başlar. ameliyat öncesi hayatını hatırladığı anlar, özellikle annesinin kendisi üzerinde kurduğu baskı, babası ve tek kız kardeşiyle olan ilişkisi onun içsel çatışmalarını ve kimlik arayışını daha da derinleştirir.
romanın bir diğer önemli karakteri ise charlie'nin öğretmeni ve arkadaşı olan alice kinnian'dır. alice, charlie'nin deney öncesi ve sonrası yaşamında önemli bir destek sağlar. ancak, charlie'nin zeka artışıyla birlikte aralarındaki ilişki değişir ve charlie duygusal zorluklarla başa çıkmak zorunda kalır.
charlie'nin hayatındaki en özel ilişkilerden biri, deneyin bir parçası olarak tanıdığı algernon adlı fare ile kurduğu bağdır. algernon, deneyin bir parçası olarak zekası artırılan farelerden biridir ve diğer fareler ulaştıkları yüksek zeka seviyesini kısa sürede kaybederken algernon bu seviyeyi uzun süre elinde tutmayı başarmıştır. charlie, algernon ile benzer bir zeka seviyesine ulaşmıştır. algernon’la kurduğu bu ilişki üzerinden kendi deneyimlerini de daha derinden anlamaya çalışır.
‘bence yemek vermek için senin bi testi geçmeni beklemeleri hiç doru birşey değil’
"algernon'a çiçekler", insanın doğasını, zekanın sınırlarını ve toplumun dışlayıcı tutumlarını derinlemesine incelerken, aynı zamanda duygusal bir yolculuğa çıkarır. charlie'nin deneyin getirdiği zeka artışıyla başa çıkma ve kendi kimliğini bulma mücadelesi, okuyucuyu derinden etkileyen bir hüzünle doldurur. roman, insanın iç dünyasındaki karmaşıklığı ve duygusal derinliği ustalıkla işleyerek, unutulmaz bir okuma deneyimi sunar.
‘nasıl oluyor da, kolsuz ve bacaksız doğan insanlardan faydalanmayı akıllarından bile geçirmeyen dürüst ve duyarlı kişiler, düşük bir zeka düzeyiyle doğanları istismar etmekte bir mahsur görmezler?’
en son ne zaman bir kitabı bu kadar istekli ve kendini kaptırmış bir şekilde okudum, hatırlamıyorum..
daniel keyes'in "algernon'a çiçekler" adlı romanı, okuyucuları zekanın sınırlarını keşfetmeye ve insan doğasının karmaşıklıklarını anlamaya davet ediyor. roman, zeka artırma deneyine tabi tutulan charlie gordon'un gözünden anlatılan bir yolculuğa dönüşüyor. charlie, başlangıçta düşük ıq'su (68) sebebiyle engelli bir adam olarak yaşamını sürdürmektedir. ancak, gönüllü olarak katıldığı deneyin ardından inanılmaz bir şekilde zekası artar, kendi tabiriyle kör doğmuş ama ışığı görmesine izin verilmiş bir insandır artık fakat zeka artışının getirdiği yeni dünyada, charlie'nin hayatı karmaşıklaşır ve yalnızca zihinsel değil duygusal zorluklarla da karşılaşır. önceleri ona gülen, cehaletinden ve yavanlığından dolayı kendisini küçük gören insanlar şimdi zekasından ve kavrama yeteneğinden dolayı kendisinden nefret ederler.
ana karakterimiz 32 yaşındaki charlie gordon, başlangıçta düşük ıq'suyla hayatla mücadele eden sıcakkanlı, insancıl ve sürekli gülen bir adamdır. deneyden önce yazdığı ilerleme raporlarında ve günlüklerinde karakterin saflığını ve yalnızca arkadaş sahibi olmak istediği için gösterdiği çabaya hüzünlü bir şekilde şahit oluyoruz. sahip olduğu zeka seviyesini bu raporlarındaki cümlelerin basitliğinden ve yaptığı pek çok kelime yanlışlarından görebiliyoruz. ancak, deney sonrası hızla artan zekasıyla ve toplumun ona karşı değişen, bundan dolayı onun da topluma karşı değişen tavırlarıyla başa çıkmak zorunda kalır. zeka artışıyla birlikte charlie'nin iç dünyası derinleşir ve hayata dair daha karmaşık düşünceler yaşamaya başlar. ameliyat öncesi hayatını hatırladığı anlar, özellikle annesinin kendisi üzerinde kurduğu baskı, babası ve tek kız kardeşiyle olan ilişkisi onun içsel çatışmalarını ve kimlik arayışını daha da derinleştirir.
romanın bir diğer önemli karakteri ise charlie'nin öğretmeni ve arkadaşı olan alice kinnian'dır. alice, charlie'nin deney öncesi ve sonrası yaşamında önemli bir destek sağlar. ancak, charlie'nin zeka artışıyla birlikte aralarındaki ilişki değişir ve charlie duygusal zorluklarla başa çıkmak zorunda kalır.
charlie'nin hayatındaki en özel ilişkilerden biri, deneyin bir parçası olarak tanıdığı algernon adlı fare ile kurduğu bağdır. algernon, deneyin bir parçası olarak zekası artırılan farelerden biridir ve diğer fareler ulaştıkları yüksek zeka seviyesini kısa sürede kaybederken algernon bu seviyeyi uzun süre elinde tutmayı başarmıştır. charlie, algernon ile benzer bir zeka seviyesine ulaşmıştır. algernon’la kurduğu bu ilişki üzerinden kendi deneyimlerini de daha derinden anlamaya çalışır.
‘bence yemek vermek için senin bi testi geçmeni beklemeleri hiç doru birşey değil’
"algernon'a çiçekler", insanın doğasını, zekanın sınırlarını ve toplumun dışlayıcı tutumlarını derinlemesine incelerken, aynı zamanda duygusal bir yolculuğa çıkarır. charlie'nin deneyin getirdiği zeka artışıyla başa çıkma ve kendi kimliğini bulma mücadelesi, okuyucuyu derinden etkileyen bir hüzünle doldurur. roman, insanın iç dünyasındaki karmaşıklığı ve duygusal derinliği ustalıkla işleyerek, unutulmaz bir okuma deneyimi sunar.
‘nasıl oluyor da, kolsuz ve bacaksız doğan insanlardan faydalanmayı akıllarından bile geçirmeyen dürüst ve duyarlı kişiler, düşük bir zeka düzeyiyle doğanları istismar etmekte bir mahsur görmezler?’
en son ne zaman bir kitabı bu kadar istekli ve kendini kaptırmış bir şekilde okudum, hatırlamıyorum..
devamını gör...
6.
okurken ve bitiminde ağlatan bir kitap.
charlie'nin zekasının bir çan eğrisi şeklindeki gelişim süreci öyle inceden dokunup işliyor ki insanın içine; kitabın bazı yerlerinde bilime kızmadan edemiyor.
kitapta, aslında zekadan çok sevginin insanı daha iyi geliştireceğine soft bir dokunuş yapıyor yazar. bitirene kadar zaman zaman yazın dili ile zorlanıyor olsanız da, bittiğinde uzunca bir müddet etkisinden çıkamayıp, son sayfaları çevirip kapatmak istemeyeceğiniz de bir kitap.
en etkilendiğim, bazen de içimi acıtan cümlelerden birkaçı şunlardı ;
----------
"hayat dediğin şey nedir ki? labirentlerden oluşan bir kutu."
------------
“bir yetişkin olmak istiyorsun, ama senin içinde hâlâ küçük bir çocuk var.
yalnız ve korkmuş.”
---------
bana neler oldu?
neden dünyada bu kadar yalnızım ben?
----------
“sevgisiz bir zekâ, kısa sürede zihinsel ya da moral çöküşüne, nevroza ya da psikoza neden olur. ve şunu söylüyorum ki, akıl kendi içine dalarken ve karışırken, insan ilişkilerini dışlayan bir biçimde bencil davranırsa, bunun sonu şiddet ve acı olur.”
-----------
“ama ben zekanın tek başına hiçbir anlam taşımadığını öğrendim. burada, sizin üniversitenizde zeka, eğitim ve bilgi büyük idoller haline gelmiş. ama şimdi biliyorum ki, hepinizin atladığı bir şey var: sevgi ve şefkat eli değmeyen zeka ve eğitim beş para etmez.”
charlie'nin zekasının bir çan eğrisi şeklindeki gelişim süreci öyle inceden dokunup işliyor ki insanın içine; kitabın bazı yerlerinde bilime kızmadan edemiyor.
kitapta, aslında zekadan çok sevginin insanı daha iyi geliştireceğine soft bir dokunuş yapıyor yazar. bitirene kadar zaman zaman yazın dili ile zorlanıyor olsanız da, bittiğinde uzunca bir müddet etkisinden çıkamayıp, son sayfaları çevirip kapatmak istemeyeceğiniz de bir kitap.
en etkilendiğim, bazen de içimi acıtan cümlelerden birkaçı şunlardı ;
----------
"hayat dediğin şey nedir ki? labirentlerden oluşan bir kutu."
------------
“bir yetişkin olmak istiyorsun, ama senin içinde hâlâ küçük bir çocuk var.
yalnız ve korkmuş.”
---------
bana neler oldu?
neden dünyada bu kadar yalnızım ben?
----------
“sevgisiz bir zekâ, kısa sürede zihinsel ya da moral çöküşüne, nevroza ya da psikoza neden olur. ve şunu söylüyorum ki, akıl kendi içine dalarken ve karışırken, insan ilişkilerini dışlayan bir biçimde bencil davranırsa, bunun sonu şiddet ve acı olur.”
-----------
“ama ben zekanın tek başına hiçbir anlam taşımadığını öğrendim. burada, sizin üniversitenizde zeka, eğitim ve bilgi büyük idoller haline gelmiş. ama şimdi biliyorum ki, hepinizin atladığı bir şey var: sevgi ve şefkat eli değmeyen zeka ve eğitim beş para etmez.”
devamını gör...
7.
herkesin paylaşımlarında gördüğüm, özellikle kitap kulüplerinde çokça okunan bir kitap olduğu için merak edip başladığım kitap. yazarı daniel keyes adında biri. konusuna dalıyorum, arada spoiler yerseniz karışmam.
kitabın baş kahramanı charlie gordon adında, 30lu yaşlarda, düşük iq ile doğmuş bir adam. charlie 30lu yaşlarında ama zeka seviyesi 10 yaşında bir çocuk gibi. ailesi tarafından evden uzaklaştırılan charlie zeka geriliği olan yetişkinlerin gittiği okuldaki gayretiyle ön plana çıkıyor ve öğretmeni alice kinnian'ın da desteğiyle üniversitedeki profesörlerin henüz deneylerini sürdürdükleri bir çalışmaya gönüllü oluyor. olayları başından itibaren charlie'nin tuttuğu "ilerleme raporları"ndan okuyoruz. bir ameliyat ile zeka düzeyi yükseltiliyor ve bu süreçteki ilerlemeyi bu raporlarda görüyoruz. başlarda bir ilkokul çocuğu gibi basit cümleler kuran ve yazım hatalarıyla dolu raporlar yazan charlie ameliyat sonuç vermeye başladığı andan sonra düzgün cümlelerle ve kusursuz bir yazımla sürdürüyor notlarını. zekası ile birlikte yalnızlığının da artışına, dehanın getirdiklerini taşımakta zorlanışına tanıklık ediyoruz.
charlie'ye uygulanan deney öncesinde tabii ki hayvanlar üzerinde denenmiş. bu hayvanlar arasından algernon adlı bir fare deneye en olumlu tepkiyi veriyor. ve charlie başına gelecekleri bu algernon'un yaşadıklarından çıkarıyor.
bizzat kahramanın kaleminden okuyarak böyle farklı bir fikrin sürecini takip etmek keyifliydi. çok derin bir kitap olduğunu söyleyemeyeceğim. bu kadar farklı bir deneyim yaşayan bir karakterin ağzından çok daha yoğun psikolojik irdelemelere girilebilirdi, okuyanın karakterle daha çok empati kurması sağlanabilirdi ama bu haliyle de okunası bir kitap olmuş. olmasını istediğimiz şeylerin hiç gerçekleşmemesi mi daha kötü gerçekleştikten sonra kaybedilmesi mi sorusunun cevabını düşündürüyor. merak uyandırıyor ve bir çırpıda okunuyor.
kitabın baş kahramanı charlie gordon adında, 30lu yaşlarda, düşük iq ile doğmuş bir adam. charlie 30lu yaşlarında ama zeka seviyesi 10 yaşında bir çocuk gibi. ailesi tarafından evden uzaklaştırılan charlie zeka geriliği olan yetişkinlerin gittiği okuldaki gayretiyle ön plana çıkıyor ve öğretmeni alice kinnian'ın da desteğiyle üniversitedeki profesörlerin henüz deneylerini sürdürdükleri bir çalışmaya gönüllü oluyor. olayları başından itibaren charlie'nin tuttuğu "ilerleme raporları"ndan okuyoruz. bir ameliyat ile zeka düzeyi yükseltiliyor ve bu süreçteki ilerlemeyi bu raporlarda görüyoruz. başlarda bir ilkokul çocuğu gibi basit cümleler kuran ve yazım hatalarıyla dolu raporlar yazan charlie ameliyat sonuç vermeye başladığı andan sonra düzgün cümlelerle ve kusursuz bir yazımla sürdürüyor notlarını. zekası ile birlikte yalnızlığının da artışına, dehanın getirdiklerini taşımakta zorlanışına tanıklık ediyoruz.
charlie'ye uygulanan deney öncesinde tabii ki hayvanlar üzerinde denenmiş. bu hayvanlar arasından algernon adlı bir fare deneye en olumlu tepkiyi veriyor. ve charlie başına gelecekleri bu algernon'un yaşadıklarından çıkarıyor.
bizzat kahramanın kaleminden okuyarak böyle farklı bir fikrin sürecini takip etmek keyifliydi. çok derin bir kitap olduğunu söyleyemeyeceğim. bu kadar farklı bir deneyim yaşayan bir karakterin ağzından çok daha yoğun psikolojik irdelemelere girilebilirdi, okuyanın karakterle daha çok empati kurması sağlanabilirdi ama bu haliyle de okunası bir kitap olmuş. olmasını istediğimiz şeylerin hiç gerçekleşmemesi mi daha kötü gerçekleştikten sonra kaybedilmesi mi sorusunun cevabını düşündürüyor. merak uyandırıyor ve bir çırpıda okunuyor.
devamını gör...
8.
başlangıçta "eyvah, bitmez bu" dedirtse de 4 gün içinde "bitmesin istiyorum"a dönüşüp biten kitap. şu an kalbim kırık, kitabım bitti.
charlie ve algernon... ben sizi çok sevdim.
ayrıca firarınızla gurur duyuyorum
charlie ve algernon... ben sizi çok sevdim.
ayrıca firarınızla gurur duyuyorum
devamını gör...