2 eylül sabahı 4'te uyanıp ilk iki bölümünü izlediğim fakat sakinleşmek için bir süre bekleyip ancak şimdi entry girebildiğim, amazon yapımı dizi.

sevgili sözlük beni daha uzun süredir takip edenlerin bir kısmı bilecektir, tolkien külliyatına vurgun ve neredeyse hakkında her şeyi defalarca okumuş bir yazar kişisiyim. öyle ki kitapları kaç defa okudum, filmleri kaç kere izledim sayısını bile bilmem.
hatta benim filmlerde de sevmediğim kimi şeyler vardır. fakat genel olarak kendi içinde tutarlı olduğu için filmlerdeki hikayesel aksaklıkları çok da umursamam. fakat bu dizi de o kadar büyük sorunlar var ki insanın mazur görmesi hakikaten zor. yani eleştirilerimin temeli tolkien'e yeterince uygun değil argümanı değil, öyle olsaydı the lord of the rings filmlerini de sevmezsim, ki çok severim.

bu ön bilgiyi verdiğime göre dizi hakkındaki fikirlerime geçebilirim.

öncelikle spoilerlı kısma girmeden neleri sevmediğimi izah edeyim. dizinin en başat sıkıntısı bence senaryoda. zira senaryo hakikaten vasat, karakterlerin içinin boşaltılması bir yana yerine yazılan hikayeler ciddi anlamda derinliksiz ve sığ. hani hiç bir karakterin motivasyonu geçmiyor izleyiciye.
bana sorarsanız senaristler, biz tolkien'den daha iyi yazarız diyip, evet şaka değil böyle diyip, vasat altı bir hikâye yaratmışlar.
dizi sanki bir orta dünya paralel evreni gibi sadece tolkien'den isimler kalmış. ve ortaya oldukça kötü bir senaryo çıkmış, çünkü yazamazsınız sevgili senaristler, siz kendi yüzyılında yaşamış en büyük dehalardan biri olan jrr tolkien'den daha iyi bir hikâye yaratamazsınız.

sadece bu da değil tabii dizide ciddi mantık hataları mevcut. hani öyle kötü ki durum, düşünüyorum bütün tolkien legendariumunu unutsam izler miydim diziyi? vallahi o zaman da izlemezdim. yani asli sorun, tolkien karakterlerini biçmelerinden bile büyük.

bu arada evet görseller iyi de o kadar parayı recep ivedik'e bile harcasan güzel görseller çıkardı.

son olarak siyahi elfti, cüceydi kısmına gelirsek; olur kardeşim, siyahi elf de olur, bunlar vallahi benim meselem değil. güzel karakter yazabilsinler, bize ne insanların ten renginden. o kısmı eleştiri konusu olarak bile görmüyorum yani. zaten dizideki sorunlar bunların tümünden daha büyük.


öyle ki arkadaşlar mesela finrod, sayısız gözyaşı savaşında öldü diyor dizi. halbuki finrod karakterinin olayı, kralken her şeyi bırakıp yemininin peşinden barahir'in oğlu beren ile silmaril görevine çıkması. bu sebepten finrod orta dünya'da sadakatin, onurun ve fedakârlığın sembolü olmuş bir karakter. ondan bunu alıp, onu savaşta sauron öldürdü demek cesur fingon'dan cesaretini almak gibi bir şey. ki bu arada silmaril görevi sırasında finrod'u bizzat sauron bile öldürmüyor, finrod zincirlerini kırıp bir sauron'un emrindeki bir kurtla savaşırken ölüyor.

peki saçma sapan parçalanıp içi boşaltılmış hikayeler biter mi? rings of power'da asla!

dizi de resmen elfler melkor ağaçları öldürdü diye onun peşinden orta dünya'ya kardeş kardeş el ele geçtiler deniyor.
yani noldor'un isyanı, akraba kıyımı ya da helcaraxe yolculuğu falan hiç yok.
baya baya noldor kralı finwe'nin melkor tarafından öldürülüşü, silmarillerin çalınışı falan hiç olmadan noldor, ağaçlar öldü diye melkor'un peşinden gitti diyorlar.
arkadaşlar aklımızla alay etmesin kimse, dizi birinci çağ dizisi değil ve bunları uzun uzun anlatamaz belki ama, elfler için bu kadar tarihi olarak belirleyici olan bir olay da böyle değiştirilemez.
bu öyle bir şey değil çünkü, glorfindel'in yerine arwen'i koymak gibi bir şey değil bu, akraba kıyımı orta dünya'nın en belirleyici üç beş olayından biri. tarihi belirleyen bir şey. kafana göre değiştiremezsin.
neyse çok şey söylerim de entry bitmez, o yüzden bu konuya devam etmeyeceğim.

gel gelelim saçma sapan mantık hatalarına, arkadaşlar dizide resmen galadriel yüzerek, bakın burası şaka değil yüzerek, valinor'dan orta dünya'ya gelmeye çalıştı. kadın yüzerek okyanus aşmaya çalıştı yav. okyanus! aklımızla alay ediyorlar sanki, elf de olsan allâme-i cihan da olsan o mesafeyi yüzemezsin.

zaten galadriel karakteri baya baya saçmalıklarla dolu. absürt komedi gibi resmen.

bakın koskoca galadriel'i gilgalad, " ya senin bu sauron takıntından bezdik vallahi" diyip valinor'a yolluyor. şaka gibi gerçekten, bir kere gilgalad böyle bir şey asla yapmaz, ayrıca da yapamaz.
dalga mı geçiyorsunuz kadın finarfin'in kızı, fingolfin'in yiğeni, melian'ın öğrencisi, o çağda yaşayan en bilge bir kaç elfden biri.
gilgalad kim köpek, tamam yüksek elf kralı da bu adam alık mı? galadriel dediğimiz kişi bir ondan daha asil, iki daha bilge, üç o dönem en çok saygı duyulan kişilerden biri. adam ona niçin emirler yağdırsın, orta dünya'dan naşlasın?

sonuç olarak gilgalad, galadriel'e en fazla danışır arkadaşlar. emretme kibrini falan göstermez.
son olarak zaten senaristlerin, çok afedersiniz, mabadlarından uydurdukları finrod'un görevi, benim oldu, ben sauron'u bulcam çünkü abim öldü, motivasyonu da izleyiciye geçemeyecek kadar sığ ve gülünç. zaten karakterin kılıcım olmasa, gilgalad'ın komutanı olmasam ben kimim ki, falan demesi de dizide işi absürt komedi seviyesine çıkarıyor.
yani bir zahmet, tarihinin en önemli üç beş elfinden biri olarak sen, kılıcın olmadan da bir şey ol be abla.
tolkien'in orta dünya'ya feanor kadar akıllı, yetenekli, güçlü biri geldiyse bu yalnızca galadriel'dir, dediği karakteri getirdikleri hale bakın ey ahali!!

neyse mantık hataları diyordum, arkadaşlar dizide cüceler, o çağda yaşayan en büyük demirci elf olan celebrimbor'u khazad-dum'a almıyorlar.
baya cezalı çocuk gibi kapıda bırakıyorlar.
yani açıkçası o çağda cerebrimbor'un saygıyla karşılanmayacağı cüce yurdu olamaz.

zaten elrond ve celebrimbor'un el ele tutuşup yürüye yürüye khazad-dum'a gitmelerini hiç saymıyorum. komşudan bir fincan şeker istemeye gidiyorlar sanki.
hani şöyle ki bu kadar önemli iki elf, öyle uzun bir yol yapıyorlar, hadi var sayalım mesafeyi büktüler yol kısa, bir tane bile muhafız olmadan herhangi bir yere gidemezler, hobbit mi yav bunlar aylak aylak gezsinler?
biri earedil'in oğlu, diğeri eregion'un kralı, şaka mı yapıyorsunuz?
eregion demişken, demirci elflerin şehri eregion'u liman kenti yapmışlar. o da ayrı bir saçmalık.

ya gerçi koskoca elrond'un lord değil diye lingon'da divana kabul edilmediği dizi de buna mı şaşırıyorum. yani adamın babası lord değil ama yıldız, tabii yine de en doğrusu siz bilirsiniz(!) sevgili güç yüzükleri senaristleri.

hadi bunlar hikayesel tutarsızlıklar dedik diyelim. arkadaşlar dizide org tüneli olan evde single mother ve oğlu bir iki gün yaşadı yav.
hani baya evin ortasında tünel var, bir gün önce oradan eve org girmiş, siz hala orda niye oturuyorsunuz ablacım mal mısınız?
tamam oğlun yüzük tayfı falan olcak anladık da yine de aşırı saçma. bir de org tüneli olan evde çocuğu yalnız bırakıp gidiyorsun falan.

ya da mesela metaor man düşüyor, herkes bakıyor, bakıyor, bakıyor... ve bitiş. evet bitiş. kimse bu ne ya demiyor. kimse üzerine konuşmuyor. hatta gökyüzündeki tuhaflığı fark eden hobbit bile aynı durumda. metaor düşmüş ama bu ne ki diyen yok yav dizi de. şaka gibi.

ay gerçekten içim şişti. yeter daha çok saçmalık var da, yazmayacağım artık.



uzun lafın kısası dizi kötü sevgili dostlar.

ben yine tolkien mirasıdır diye bir kaç bölüm daha izleyip sinir harbi geçiririm. sizin yapacağınız işe sıçayım diyip diyip entry girerim.
fakat siz boş verin izlemeyin.
gerek yok.
devamını gör...

hayatın koordinatlarını aramayanların baş ucu kitabı. papatyalı rüyaların tekinsizliğine inananların ve korkunca şarkılar uydurup nice destanlar yaratanların ateş böceği.
ve türk edebiyatının ve dilinin en nadide eserlerinden biri.

okunmasının zorluğu kısmına ben girmek istemiyorum katılmıyorum çünkü. ben her yıl yeni baştan okurum belki biraz uzun soluklu ve karmaşık bir zihinsel macera olabilir ama okumanın verdiği keyif eşsizdir her defa.
mesela öyle derin nükteler, telmihler, manalar içerir ki her okuduğunda yeni şeyler fark eder insan...
daha çok överim de, yeter yine manas destanı gibi entry girmeyeyim.
neyse işte uzun lafın kısası okuyalım, okutalım. *
devamını gör...

çok beğendiğim kısa film, gerçekleri hatırlatmış ve sorumluluk almanın gerekliliğini yüzümüze vurmuş.
hadi ben de bu vesiyeyle iki kelam edeyim. belki gerçekten sorumluluk almak isteyen birileri olur ve bu entry bir işe yarar.
efendim, öncelikle sadece ralph'in dokunaklı ve son derece gerçek hikayesinden etkilenmek yetmez. onun için ve başka canlılar için sorumluluk almamız, bu hissettiğimiz duyguyu samimi kılar diye düşünüyorum. peki ne yapmalı? en başta başka canlıların sömürülmesi ve acısıyla kendimizi beslemeyi bırakmamız gerekmekte. (bkz: politik vejetaryenlik)(bkz: veganizm)
açık, samimi, etik olana yönelmeliyiz. türümüz, bu yüzyıldaki gelişkinliğinde hayvansal protein olmaksızın, (cinay)et olmaksızın sağlıklı kalabilecek ve bitkisel proteinle beslenerek sağlıklı yaşayabilecek gelişkinlikteyken sırf tadını seviyoruz diye, alışkanlık diye bu zulmü sürdürmemeliyiz.
bunun yanında evet hayvan deneyi kozmetik ve temizlik ürünlerinin karanlık yüzünü içeriyor. ralph bunun bir görünmesi sadece. inanın bu zulmü sürdürmeyen onlarca firma ve ürün var. öyle ulaşılmaz falan da değil bu ürünler.
hayatımdan başka canlıları yemeyi çıkaralı 4 yıl oldu benim, deneyli ürünleri de uzun zamandır kullanmıyorum.
arkadaşlarımla buluşmak için özenle hazırlandığımda yüzüme sürdüğüm şeyin, başka bir canlının ızdırabı olmadığını bilmek inanın harika bir his. ya da temizlik yaptığımda evimi temizleyen ürünlerin acı, zulüm ve kanla üretilmediğini bilmek insana çok daha temiz hissettiriyor.
bu işler biraz farkındalık meselesi insan bir kere fark edince, bu bir kere bu yola girince artık geri dönemiyor, bir kere tabağın ardına bakınca artık önündeki nesneleşmiş şeyin ne olduğu gerçeğinden kaçmıyor insan.
ama dedim ya bunun müthiş bir vicdani rahatlığı var...
eğer ralph'i kurtarmak için sorumluluk almak isteseniz bana mesaj atabilirsiniz. metin önerileri, vegan/deneysiz markalar, besin takviyeleri, yemek tarifleri her konuda yardımcı olmaya hazırım ben. tek bir insan daha en ufak bir adım atsa dünya daha az korkunç bir yer haline gelecek inanın.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim