herkesin çok beğendiği ama benim sıkıldığım bir film.

film kısaca olasılıklar üzerine kurulu yani hangi seçimde nasıl bir hayatın olurdu, üzerieine de bir tutam gizem serpiştirmişler, bunuda sunmuşlar

filmin en beğendiğim yanı, anna nın kendisi, kadın gerçekten çok güzeldi, ben olsam bende ona aşık olurdum tabii kıs kıs kıs.
devamını gör...

orjinal adı: (bkz: the invention of lying)
imbd: 6,4
izleme tavsiye düzeyi: kesin izle

süper mi, off o neydi ya dermisin sanmıyorum ama kesinlikle memnun olucaksın izleyince, olaylara çok güzel yaklaşmışlar.
bu tarz sağlam farklı bakış açısına sahip filmler ender bulunuyor ve bu filmde güzel bir konuya değiniliyor.

darısının dizi olması dileğiyle, bize böle şeylerle gelin, gülücük.

esenlike kalın.
devamını gör...

-amerikan versiyonu için konuşuyorum-

herkes farklı bir noktasını seviyor

kimisi alkol ve uyuşturucuya olan kolay kullanımı, kimisi tabuları yıkmayı, ben ise özellikle sürekli hiç yılmadan mücadele etmelerini beğeniyorum.

ne zaman mücadeleci ruhumu kaybetmeye başladam, açıp biraz izliyorum.

herşeye rahmet, yoklukta, herşey ile hiç durmadan ve yılmadan mücadele ediyorlar, sanki bitmeyen enerjileri varmış gibi.

bana azimi geri kazandırıyorlar.

onlarında birşeyleri yok ve herşey bok gibi tıpkı bizim gibi ama ne olursa olsun hedefe emin adımlarla devam ediyorlar.

sanırım herkes özellikle fionayı bu yüzden seviyor.
devamını gör...

anime, manga gibi şeyleri hiç sevmem izlememde ancak bunun konusu oldukça iyi ve sarıyor.

mükemmel değil ancak sarıyor , ilk sezon harici için konuşmak gerekirse , gündw 1-2 bölüm izlerim diyen adam 1 sezonu rahat devirir, sarıyor ancakkkk


bu japonlar bağarmaya ne meraklılarmış ya, iyi adamlar hoş adamlarda , çok bağırıyorlar.

sesi kapatım yada kısıp izlediğim bölümler oldu. bi susun xdd

veee soon olaraaakkt , inşallah biri bizide mikasa gibi sever.
devamını gör...

ismini enes ismine benzettiğim, hikayesi roma imparatoru augustus' un roma'nın ve kendi itibarını yüceltmek için yazar vergillius' a kaleme aldırtılan, 12 ciltlik, antik troya prensi. hikayesi güzel ve okuması keyifli, günümüzde ise avrupa birliği ve edremit ile işbirliği içinde olan projeleri var bu yolculuğun tekrarını canlandıran.

hikaye ise özet olarak roma'nın kuruluş kökeninin troya 'ya dayandırmak ve imparatorların soyunun uda troya prensine dayandırmak. bu roma için onur verici idi, çünkü troya daha görkemli ve köklü idi. daha sonra bunu istanbul içinde göreceğiz. istanbul ilk kez başkent konumuna gelirken ki adı nova roma yani yeni roma'dır. itibar önemlidir, halkı ve şahsı daha onurlu kılar ve öyle yaşatır.

ancak burada daha ilginç olan vergilleus'un kendi yazdığını sandığımız bu kitabın, arkeolojik bulgular sonuncunda aslında gerçekten de troya'nın grekler tarafından yakılmasından sonra buradan çıkan bir grup insanın roma'nın yakınlarına m.ö. 1000 gibi ulaşmış olmasıdır, ki acaba gerçekten bizim şuan ki çanakkaleliler roma'larının atarı mıdır dişe düşündürüyor kimseleri.

roma'nın önemi içinde tüm avrupa ve amerika da kökenleri olaraktan antik yunan ve roma yı baz alıyor. şu anki kanunlardan, devlet sistemine kadar birçok yerde de bu geçerlidir.

hatta camilerimiz bile hala kubbeli olarak aynı mimari ile inşa ediliyor. bizde dile getirmesek de birçok yerde roma'nın mirasını devam ettiriyoruz.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim