çok ama çok özlediğim bir kişiye onu sevdiğimi söyleyemediğim için buraya kendimi sevdiğimi söylemeye geldim. gün gelicek garip bir hatıranın gûrabâ bir sahnesi olacak bu entry. kendimi seviyorum. keşke sen de sevseydin be mahpeyker hanım.
küçürek öykü demişken bana en çok dokunan ve bir öykü edasıyla kulaklarımızın pasını silen alpayın fabrika kızı şarkısı küçürek öykü değildir de nedir söylesin biri bana.
buyrunuz şarkının linki ve sözleri
gün doğarken her sabah
bir kız geçer kapımdan
köşeyi dönüp kaybolur
başı önde yorgunca
fabrikada tütün sarar
sanki kendi içer gibi
sararkende hayal kurar
bütün insanlar gibi
bir evi olsun ister
birde içmeyen kocası
tanrı ne verirse geçinir gider
yeterki mutlu olsun yuvası
dışarda bir yağmur başlar
yüreğinde derin sızı
gözlerinden yaşlar akar
ağlar fabrika kızı
oysa yatağında bile
birgün uyku göremez
ihtiyar anası gibi
kadınlığı bilemez
makineler diken gibi
batar hergün kalbine
yün örecek elleri
hergün ekmek derdinde
öykü zaten kısa bir format, 10 kelimeye sığdırmaya gerek var mı diye düşündüğüm şey. içinde alıntılar, düşünceler, betimlemeler olunca öykü zaten okuması daha keyifli bir tür oluyor. ha hemingway'in minimal öyküsü tam cümleyi gediğine oturtmak olmuş. ne fazladan bir durum ne bir olay ya da başka bir şey istiyor. hal böyle olunca bırakın 10 kelimeden öyküyü hemingway yazsın diyesim geliyor.
şaka bir yana bu tarzı benimsemiş ve eser üreten yazarlar var, pek okumuşluğum yok ama neden yazılmasın. bir öykücü olarak tek dileğim olmaz biliyorum ama yine de -her şeyde olduğu gibi- önüne gelen 3-5 kelime/cümle yazıp yazdığına öykü demesin.
uzun öykülerin ve öykülerin yanında daha kısa şekilde yazılan öykülere minimal ya da küçürek öykü deniyor bunu da not düşmüş olayım.
kesinlikle istemediğim bir bölümü okumak olurdu. buradan üniversite okuyan ya da okuyacak arkadaşlarıma sesleniyorum. zaten leş eğitim sistemimizde okuduğunuz üni ve bölümlerin zerre kıymeti yok. kendinizi daha rahat geliştirebileceğiniz ve mümkünse içinde olmaktan mutsuz olmayacağınız bir yer tercih edin. zaten ülkede yeterince mutsuz olacak argüman mevcut.
espriyi yapan kişinin ahvali önemlidir. eğer kişinin karakterinden hoşnutsanız bozuntuya vermemelisiniz. şahsım adına çok yaşayıp artık üzülmediğim bir durumdur. kendim çalıp kendim oynarım.
neden adam akıllı eğitiminin verilmediğini sorguladığım çalgıdır. 1.5 sene önce edindim kalitelisinden. sesi inanılmaz güzel bir alet ama güzel bir şeyler çalabileyim (bkz: blues) dediğiniz zaman zaten tek delikten ses çıkarmak bile 2 ayınızı alıyor. şöyle adam akıllı bir sistematik oluşturup amme hizmeti olarak üç beş insan yetiştirecek kimse olsa keşke.
belki fimlere hep birileriyle gittim bugüne kadar ama bugün hepsini yalnız izlemiş gibiyim. ne o zaman yanımda olanlar şimdi yanımda, ne de hatıraları var aklımda
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.