üniversitede yaşanmış en büyük pişmanlık
başlık "kendiniarayanbireyimsi" tarafından 08.11.2020 21:59 tarihinde açılmıştır.
301.
okuduğum zamanlar kendimi sevmek ve farkındalık açısından çok talihsiz zamanlardı.yeteri kadar başarı bile gösteremeden hasbelkader mezun olmuştum.ikinci en büyük pişmanlığım ise bana yakınlık gösteren kızlara olan itici ve sert tavırlarımdı.dengesizliğimin en belli olduğu zamanlardı.ayrıca ciddi bir özgüven problemimde vardı.
devamını gör...
302.
okula daha fazla gitmemek.
okulumu ilk tercih listeme yazdığımda bile bi' hayal kırıklığı vardı üstümde, başka bir okulu çok istiyordum ama hacettepe'ye gireceğimi biliyordum. çok da yüksek bir puanla oldukça iyi bir bölüme yerleştim. zaten tercihler açıklanana kadar ben az çok tahmin ediyordum ve kabullenmiştim. sonrasında ise alışmam ve heveslenmem çok hızlı ve kolay oldu. yeni insanlar, topluluklar ve yeni ilgi alanları, kocaman bir kampüs, önümde dolu dolu geçireceğimi düşündüğüm 5 yıl vardı. sırf 4 sene değil de 5 sene okuyabileyim diye hazırlık sınavına bilerek girmemiştim.
velhasıl, okulumu çok seveceğimi ve harika bir üniversite hayatım olacağını düşünürken bu 5 sene içinde ruh sağlığımı kaybedecek noktaya gelmiştim. başladığım dönemde o zamanlar fark etmediğim hafif düzeyde depresyonum hayatımı her geçen sene daha çok ele geçirmişti. okuldan nefret ediyordum, pandemi olduğunda bile okula gitmeyeceğim ve kimseyi görmek zorunda kalmayacağım için çok mutluydum. aradığımın ne olduğunu bilmeden aradığımı bulamamanın mutsuzluğu ve huzursuzluğu vardı üstümde. mezun olmama birkaç ay kala yeni yeni iyileşmeye başlamıştım. sonrası ise zaten ben anlamadan akıp geçti. o zamanlar bana buraları çok özleyeceksin deselerdi imkansız derdim herhalde. şimdi ise o kadar özlüyorum ki okulumu sırf gidebilmek için yüksek lisans mı yapsam diye düşünmüyor değilim :)
okulumu ilk tercih listeme yazdığımda bile bi' hayal kırıklığı vardı üstümde, başka bir okulu çok istiyordum ama hacettepe'ye gireceğimi biliyordum. çok da yüksek bir puanla oldukça iyi bir bölüme yerleştim. zaten tercihler açıklanana kadar ben az çok tahmin ediyordum ve kabullenmiştim. sonrasında ise alışmam ve heveslenmem çok hızlı ve kolay oldu. yeni insanlar, topluluklar ve yeni ilgi alanları, kocaman bir kampüs, önümde dolu dolu geçireceğimi düşündüğüm 5 yıl vardı. sırf 4 sene değil de 5 sene okuyabileyim diye hazırlık sınavına bilerek girmemiştim.
velhasıl, okulumu çok seveceğimi ve harika bir üniversite hayatım olacağını düşünürken bu 5 sene içinde ruh sağlığımı kaybedecek noktaya gelmiştim. başladığım dönemde o zamanlar fark etmediğim hafif düzeyde depresyonum hayatımı her geçen sene daha çok ele geçirmişti. okuldan nefret ediyordum, pandemi olduğunda bile okula gitmeyeceğim ve kimseyi görmek zorunda kalmayacağım için çok mutluydum. aradığımın ne olduğunu bilmeden aradığımı bulamamanın mutsuzluğu ve huzursuzluğu vardı üstümde. mezun olmama birkaç ay kala yeni yeni iyileşmeye başlamıştım. sonrası ise zaten ben anlamadan akıp geçti. o zamanlar bana buraları çok özleyeceksin deselerdi imkansız derdim herhalde. şimdi ise o kadar özlüyorum ki okulumu sırf gidebilmek için yüksek lisans mı yapsam diye düşünmüyor değilim :)
devamını gör...
303.
yanlış tercihler...
devamını gör...
304.
şu ana kadarki en büyük pişmanlığım kalemimi birine vermek oldu. gelmiyor ve ben kalemimi özlüyorum:/
devamını gör...
305.
cv doldurmak
kpss çalışmak
agno kasmak.
bunların hepsi büyük pişmanlıklar.
yapmamanız ve gerçek bir insan olmanız dileğiyle.
zaten bunların faydasını görmeyeceksiniz kesinlikle.
bari insanlara ayak uydurun.
yeterince torpiliniz yoksa çalışmanızın bi manası yok.
ha bunlarla seviye 1'den 5'e yükselirsiniz ama 5'ten ilerisi gelmez.
yani kardeşim, kimse kurumuna alacağı müdürün cv'sine bakmıyor.
kimse müdür güler yüzlü mü değil mi, işini seviyor mu ona da bakmıyor.
sandığınız kadar "al gülüm ver gülüm" ,"gizli el" durumu yok dünyada.
kimse yeni mezun birisini tecrübesi var diye seviye 5 konuma getirmez.
1'den 5'e işin başındayken yükselirsin.
yaşıtlarının eğlendiği vakitlerde sen de eğlen.
gizli gizli rekabet edip var olmayan ödülü almaya çalışma.
her ders çıkışı hocaların yanına gidip sahteliği bariz sorular sorma.
agno, kpss dediğin senin teorik bilgini ölçen, kıytırık şeyler. hele dil puanınız falan :d
hele daha okurken çalıştığınız dandik firmaların( u: öğrenci çalıştıracak kadar dandik, cimri, başarısız.) cv'nizde bulunması bir işe yaramaz.
bunlar gerçek hayatta işe alımcının, kurum sabııısının dikkat ettiği bir meret değil.
hatta bu kadar rekabetçi olmanız aklı başında bi işe alımcıyı da irite ediyor.
söz konusu puanları, tecrübeleri kazanırken nelerden feragat ettiğiniz bariz.
sürekli ders çalışmış, iletişim becerisi sıfır olan bi nerd'ün çekici olduğu bir şey yok.
görüşmelere takım elbise giyecek kadar "resmi" olmanız mesela, gösteriden başka bir şey değil.
çiçekli abiyeyle gezen muhasebeci arkanızdan gülüyor haberiniz olsun.
dar siyah kot, babet, kırmızı tişörtlü 30luk sekreter falan da.
çalışkan değil, başarısızlıktan korkan, ne denirse yapacak* birisi gibi gözüküyorsunuz.
bakir, bakire birisini kimse kurumuna almak istemiyor.
alın size yıllardır düzülen özel sektörlüden gerçek nasihat.
üzülüyoruz halinize.
kpss çalışmak
agno kasmak.
bunların hepsi büyük pişmanlıklar.
yapmamanız ve gerçek bir insan olmanız dileğiyle.
zaten bunların faydasını görmeyeceksiniz kesinlikle.
bari insanlara ayak uydurun.
yeterince torpiliniz yoksa çalışmanızın bi manası yok.
ha bunlarla seviye 1'den 5'e yükselirsiniz ama 5'ten ilerisi gelmez.
yani kardeşim, kimse kurumuna alacağı müdürün cv'sine bakmıyor.
kimse müdür güler yüzlü mü değil mi, işini seviyor mu ona da bakmıyor.
sandığınız kadar "al gülüm ver gülüm" ,"gizli el" durumu yok dünyada.
kimse yeni mezun birisini tecrübesi var diye seviye 5 konuma getirmez.
1'den 5'e işin başındayken yükselirsin.
yaşıtlarının eğlendiği vakitlerde sen de eğlen.
gizli gizli rekabet edip var olmayan ödülü almaya çalışma.
her ders çıkışı hocaların yanına gidip sahteliği bariz sorular sorma.
agno, kpss dediğin senin teorik bilgini ölçen, kıytırık şeyler. hele dil puanınız falan :d
hele daha okurken çalıştığınız dandik firmaların( u: öğrenci çalıştıracak kadar dandik, cimri, başarısız.) cv'nizde bulunması bir işe yaramaz.
bunlar gerçek hayatta işe alımcının, kurum sabııısının dikkat ettiği bir meret değil.
hatta bu kadar rekabetçi olmanız aklı başında bi işe alımcıyı da irite ediyor.
söz konusu puanları, tecrübeleri kazanırken nelerden feragat ettiğiniz bariz.
sürekli ders çalışmış, iletişim becerisi sıfır olan bi nerd'ün çekici olduğu bir şey yok.
görüşmelere takım elbise giyecek kadar "resmi" olmanız mesela, gösteriden başka bir şey değil.
çiçekli abiyeyle gezen muhasebeci arkanızdan gülüyor haberiniz olsun.
dar siyah kot, babet, kırmızı tişörtlü 30luk sekreter falan da.
çalışkan değil, başarısızlıktan korkan, ne denirse yapacak* birisi gibi gözüküyorsunuz.
bakir, bakire birisini kimse kurumuna almak istemiyor.
alın size yıllardır düzülen özel sektörlüden gerçek nasihat.
üzülüyoruz halinize.
devamını gör...
306.
yeteri kadar gezmemek.
devamını gör...
307.
bazı o çocuklarını fazla umursamak.
devamını gör...
308.
okumak. keşke cahil boş ve yarı aptal kalsaydım belki daha mutlu olabilirdim.
devamını gör...
309.
erasmus yapmadığıma pişmanım. keşke gidip amsterdam'da falan taklaya getirseydim kendimi. birde uzun ilişki yaptığıma pişman oldum.
devamını gör...
310.
600 lira hesap odemekti herhalde en buyugu. evet.
devamını gör...
311.
kendime kayra bulmus gibi kullandigim bir arkadas.
devamını gör...
312.
universiteye gitmek. evet.
devamını gör...
313.
okulu uzatmamak... keşke hemen mezun olmayıverseydimm
devamını gör...
314.
üninin en başında insan görünümlü ciğeri beş para etmez karbon bazlı yaratıklara insan muamelesi yapmak. lisedeki samimi ortamımdan çıktıktan sonra böyle şerefsiz oevlatlarının olduğu kurtlar sofrasına düşünce psikolojim bozulmuştu. mallık bende, ne diye herkesi iyi niyetli sandım ki.
edit : bak yine gerildim a** aklıma geldikçe o tipler geriliyorum allahın habeş maymunları. dişi varlığı ilk defa ünide görmüşler, sanırsın erkek köpeklerin dişi köpeğin kızan olduğu zamanlarda peşinde mahalle mahalle dolanır gibi dolanıyorlardı rezil yaratıklar.
edit : bak yine gerildim a** aklıma geldikçe o tipler geriliyorum allahın habeş maymunları. dişi varlığı ilk defa ünide görmüşler, sanırsın erkek köpeklerin dişi köpeğin kızan olduğu zamanlarda peşinde mahalle mahalle dolanır gibi dolanıyorlardı rezil yaratıklar.
devamını gör...
315.
seni seviyorum cümlesine inanmak hhaahayytt enayiliğine sağlık.
devamını gör...
316.
yurt dışı tırmanışı için çekingen olup, gitmemek.
sonra sonra hep, ah.
kim bilir nerelerde olurdum?
sonra sonra hep, ah.
kim bilir nerelerde olurdum?
devamını gör...
317.
eski sevgilimle sevgili olmak. allah'ım ya rabbim ya, inanılmaz bir acemilikti.
neyse, geçti gitti şükür o günler dhdjdkd
neyse, geçti gitti şükür o günler dhdjdkd
devamını gör...
318.
o şerefsize beş sorunun dördünü yaptırmak. benim bir şıkkını yapamadığım beşinci soruyu önceden yapmış. kopya verme işlemim biter bitmez çektirip gitti adi köpek.
ama intikamım acı oldu, o ayrı.
ama intikamım acı oldu, o ayrı.
devamını gör...
319.
finallerde soruların tamamı dönemin son iki üç dersinden çıkardı.bende iyi çalışamadıgım dersi büte bırakma hatasına düşerdim,ki bütte bütün dönemden soru çıkardı.ayrıca üst sınıflar finalde hep aynı soruları soran hocaları söylerdi,nasıl olsa aynı sorular çıkacak deyip çuvalladıgım dersler olurdu.
devamını gör...
320.
(bkz: üniversiteyi memleketinde okumak)
onu da okuyamayıp bırakmak.
onu da okuyamayıp bırakmak.
devamını gör...