gün bitiyor ve bu sene de kurucu karmasını hatırlamadınız! geçen sene de biz hatırlatmıştık ne garip değil mi? geçen sene günün ilerleyen saatlerinde karma profilimizde gözüküyordü. bu sene onu da başaramadınız!!
3 nisan 1930.
kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını elde etmesi için toplumsal hayatta gerçekleşen atatürk devrimleri'nden birisidir. kadınlara bu aydınlık yolu açan atam’ı sevgi, saygı ve minnetle anıyorum. nice 94 yıllara..
“şuna inanmak lazımdır ki dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir” *
görüntü olarak uçuk, acı olarak aft tabiiki. uçuk çıkarken acır, sonra tatlı tatlı kaşınır. aft daima acır iyileşene kadar. aftınızın üstündeki beyaz tabakayı ıslak pamuk, peçete veya kulak çöpü ile sıyırarak alınız. kanlanmasını sağlayın ki hücre iyileşmesi gerçekleşsin. yoksa giderek ölü hücre yapmaya devam edeceği için büyür. uçuk için krem kullanın. yukardaki aft önerisini yapamam çok canım yanar diyorsanız andorex ile gargara o yoksa elinizin altında tuzlu su ile gargara yapınız. geçmiş olsun.
evlerden ırak. kurgusuna dayanamadığımız bu olayları yaşayan kadınlar, o kadınların sevenleri var. tüylerim diken diken oldu. ve kadına yaşam hakkı tanımayan herkese öfkeliyim!
o kadar uzun süredir izleme listesinde duruyor ki dün izlemeye başladım. henüz 1. bölümü bitirdim. izledikçe düzenlerim entariyi.
bunların * arasındaki tüm sınırlar kalkmış. böyle ilişki mi olur? sevgili/evli olmak bu mu? yani fazlaca yüz göz olmak mı? ağzının ayarının olmaması mı? eğer bu karakterlerden birine herhangi bir yakınlık hissediyorsanız lütfen tedavi olun! ilk bölümdeyim biliyorum ama görünen köy kılavuz istemez değil mi?
sevmek, sevilmek, bağlılık, ilişki, aşk, tutku bla bla işte ne diye adlandırıyorsanız aradaki duyguyu en uç noktaları ile izleyeceksiniz. yani hastalıklı halleri ile karşınızda. arabanın camını tekmeleyerek kırmak, son sürat hızla araç kullanıp çarpma anında durmak. çocuğunuz var lan sizin, dedim. ben bile dedim, siz nasıl unuttunuz o anda acaba? bazı şeyleri merak etmemek iyidir. etmiyorum.
deniz’in köpeği vermek istememesini acımasızca buldum. barış’a hak verdim. tek o kalmış elinde onu da alıp hayatla bağını tamamen koparmazsın de mi, bi zamanlar -belki de hala- sevdiğin adamın. ben yapamazdım sanırım. ben zaten hiçbir şeyi bu kadar kanırtmam.
baş karakterlerin oyunculuklarına lafımız yoktur.
boşanma gerçekleşti ama ikisi de yüzükleri ile duruyor. sahi siz boşananlar yüzüklerinizi ne yapıyorsunuz?
mistik tesadüf notu: diziyi izlemeye başladığım gün 15 mart. bahsi geçen gecenin ertesi günü.
papağan oyunu, çok severim ben de. muzurluk içimizde.
barış’ın yaşadığı kıskançlık duygusu artık arada deniz’in de arzuladığı tensel temas kalmadığı için sanırım.. eskiden olduğu gibi hoyratça tenini tenine kazıyor olsaydı bu noktaya gelinmezdi. sevişerek kapatılabiliyordu bazı çatlaklar. tamir ediyordu arzu çok şeyi.
boşanma nedenleri sıraladıkları oyunda 2. bölümdeki öngörümüzün gerçekliğini söylüyor barış “ benimle sevişmeyi bıraktın” . diğer dikkat çekici noktada eğlenmeyi bıraktık, tespitleri.
deniz’in de babası öldü. ama herkesin ona yaslanması. o ise hep kendine yaslanıyor. üzücü.
şefi çorum’a cenazeye göndermek müthiş fikir ahahhahaha
dizinin ilk bölümünde izleyicinin maruz bırakıldığı küfürler artık o kadar da kulağımı tırmalamıyor. azaldı mı alıştık mı karar veremedim ama.
babası sağken/varken bile uyuyakaldığında üstü örtülmemiş bir deniz var karşımızda. aradaki ilişkiyi toparlamak için geç kalmış babalar başkalarının çocuklarında kendilerini temize çekiyorlar. deniz barış’ın babası; barış’ta deniz’in babası ile sağlıklı iletişimde kalabiliyor.
puzzlenın taç mahal seçilmesi boşuna değil. barış denize hep aşık, onu sevmekten vazgeçemiyor. bildiği başka yol yok ondan. imkanı olsa aynı taç mahal’ı yapardı, sevgisini görünür kılmak için.
önce tanım yapalım da sonra diyeceklerimizi diyelim.
tanım: dünün en beğenilen entarilerinin yer aldığı normal sözlük şeysi.
gelelim derdimize! bunu kibarca anlatmanın bi yolu varsa da ben gecenin bu saatinde yapmak istemiyorum. zira nezaketimi/ zarafetimi kenara koyduğum saatlerdeyim.
bu başlık aklıma gelip de ziyaret ettiğim bir başlık değil. niyeyse bu sözlükte böyle bir alışkanlığım oluşmadı. çok da sık uğrayabildiğim de söylenemez sözlüğe. ama bu değerlendirme yapma yetisine sahip olmadığımıza da göstermez.
bugün bu başlığa “bengaripsengüzeldünyaumutlu“ diye bir yazarın nickaltı girmiş. hem de 2 ayrı entariyle. okumadım, ne yazdığını da önemsiz. övgü ya da yergi olması da önemli değil. baktım kim diye “director” yazıyor. bu ne saçma iş demekten kendimi alamadım. daha önce nickaltının hiçbir sözlükte debe’ye girdiğini görmemiştim. insan yönetim de yer alıp da kendini pohpohlar mı ya!!! okumadım dedim ya eleştiri olsa girmezdi düz mantığını kullanıyorum an itibariyle * tanımam etmem de bi çift laf konuşmuşluğumda yoktur yazarla bu da biline! sözlüğün yazarlarından entari seçmek yerine kendi nickaltına onay vermek nedir yaw!! hadi cahilliğimize verelim ve beğeniye göre otomatik düşüyor, diye düşünelim!!! bunu nasıl düşünemediğinizde eleştirilir o zaman!!!! madem yazılım nedeniyle otomatik düşüyor hiç mi okumuyorsunuz yaw bugün portakal’a ne düştü diye?!? okuduğunda sıradan bir yazarın yazısı ile değiştir. müzik, kitap, film/dizi ya da karalaya karalaya sayfası tükenmeyen defterdeki bir entari ile!!!! illaki bilgi dolu olması gerekmiyor ama yönetim yada yönetimin balını tutup da parmağını yalayanlarında övgüsünü okumak istemiyorum!!! ben istemiyorum, şaşırdım ve saçma buldum.
gerekli/gereksiz övgülerinizi özelden yapınız. ben, sözlüğü eleştirdiğim için genelden ve uygun başlığa yaptım. daha önce de sözlüğe dair eleştirilerim olmuştu. ilk değil!
kendi paramla aldığım arabama, kafasına göre belirlediği fahiş fiyatlarla devletin ortak olmasıdır. alırken beş kuruş bile yardımın olmadı bana ey devlet! malıma ortakçı mısın?!?
düşüş başladığından beri her gün kapanışta yarın bakmayacağım diyorum, sabah ilk işim bakmak oluyor. farklı ve yüksek lot sayıları ile elimde 30 tane hisse var. performans %114’den bugün itibariyle %28,11’e düştü. her gün paramın erimesini seyrettim. aylarca bekle şimdi tekrar o noktalara gelmek için.. uzun süredir maliyetini düşürmek istediğim 8-10 hisse olsa da bu kadar zarar ruh sağlığıma iyi gelmiyor. enerji emici insanlar gibi bu ara hayatımdaki yeri *
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.