dördüncü bölümde final yapan 2025 ingiliz yapımı suç draması mini dizi, okulundaki bir kızın cinayetinden suçlanan 13 yaşındaki çocuğu konu almaktadır. çocuğun ailesi, terapisti ve olayı soruşturan dedektif, gerçekte ne olduğunu ve neler yaşandığını açığa çıkarmaya çalışır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "buzzer" tarafından 14.03.2025 18:13 tarihinde açılmıştır.
1.
netflix'in 4 bölümlük yeni mini dizisi. ben beğendim, imdb'de 8 puan verdim. senaryosuyla şu aralar özellikle birleşik krallık'ta çokça konuşulmaktaymış. hikaye ingiltere'de geçiyor. 13 yaşında bir erkek çocuğunun aynı okuldan bir kız çocuğunu öldürdüğü şüphesinden dolayı tutuklanmasıyla başlıyor. gizem, dram ve polisiye öğeleri içermekte. ama herkesi saracak bir konu değil. bazılarınız yavaş ilerlediğini düşünebilir.
çocuk oyuncu bence muhteşem iş çıkarmış. kamera çekim açıları da hikayeye dışardan izleyici değil de sanki karakterlerin yanındaymışsınız gibi bir his yaratmış. onun dışında ana karakter olan ailenin liverpool'lu olması da diziye renk katıyor diyebilirim, zira bilmeyenler için liverpool ve çevresinde yaşayanlar scouse denilen oldukça farklı ve kulağa kaba gelen bir ingiliz aksanına sahipler. ingiliz dizilerinde genelde pek liverpool'lu göremezsiniz, zaten devlete kızdıkları için biz ingiliz değiliz* falan derler. neyse, dizi adından da belli olduğu gibi günümüz ergenlerinin internet çağıyla beraber oluşan ciddi bazı problemlerine değiniyor, sorular sorduruyor, empati yaptırıyor. bence çok gerçekçi bir hikaye. tabi türkiye'den bakınca alemde ne dertler var diye küçümseyebilirsiniz. ama böyle de bir dert var işte.
çocuk oyuncu bence muhteşem iş çıkarmış. kamera çekim açıları da hikayeye dışardan izleyici değil de sanki karakterlerin yanındaymışsınız gibi bir his yaratmış. onun dışında ana karakter olan ailenin liverpool'lu olması da diziye renk katıyor diyebilirim, zira bilmeyenler için liverpool ve çevresinde yaşayanlar scouse denilen oldukça farklı ve kulağa kaba gelen bir ingiliz aksanına sahipler. ingiliz dizilerinde genelde pek liverpool'lu göremezsiniz, zaten devlete kızdıkları için biz ingiliz değiliz* falan derler. neyse, dizi adından da belli olduğu gibi günümüz ergenlerinin internet çağıyla beraber oluşan ciddi bazı problemlerine değiniyor, sorular sorduruyor, empati yaptırıyor. bence çok gerçekçi bir hikaye. tabi türkiye'den bakınca alemde ne dertler var diye küçümseyebilirsiniz. ama böyle de bir dert var işte.
devamını gör...
2.
kız çocuğunu öldürdüğü şüphesi ile tutuklanan çocuğun dizi boyunca suçlu mu yoksa suçsuz mu olduğunu çözmeye çalışanları hayal kırıklığına uğratan, olayın tamamen psikolojik yönüne etkileyici bir şekilde odaklanan dizi. her bir bölümü tek sahne mantığı ile sahne geçişi olmadan çekilmiş.
devamını gör...
3.
suç olayında adı geçen bir çocuğun gözaltına alınması ile başlayan dört bölümlük bir dizidir. polisiye kategorisinde adlandırılsa da türündeki örneklerinden oldukça ayrı bir taraftadır. bunun sebebi ise olayın anlatıldığı gibi gerçekleşip gerçekleşmediğine ya da kim tarafından gerçekleştiğine öncelik vermemesidir. burada dedektif memurunun "üzüldüğüm şey; böyle olaylarda failin adı anılır. kız öldü ve unutulacak." minvalindeki sözü de akıllara geliyor. herhalde bizler yaşanmış olanların üzüntüsündense canımız daha çok yanmasın korkusuna öncelik veriyoruz.
akran zorbalığının her dönemde var olduğunu bilsek de günümüzde kendisine has kültürel bir yapı haline gelmeye başladığını görmekteyiz. zira fiziksel ve sözlü olarak gerçekleşen psikolojik zorbalıklar tespit edilebilirken emojiler yahut anlam verilerek oluşturulmuş farklı bir dil kültürleri oluşmaya başlamış. bununla mücadele etmek çok zor iken durumu öğrenmek, en azından anlamaya çalışarak farkındalığı arttırmanın önemi de gözler önüne serilmiş.
dizide suça karışan çocuğun akran zorbalığı, aile yaşantısındaki bağlanma süreci ve sağlıklı rol model alınacak ebeveyn ile olan ilişkisinin hayatındaki sorunları çözme sürecine ne denli etki ettiğini gösteriyor. özellikle baba ve erkek çocuk arasındaki detayları göz önüne sunmaya çalışan dizide baba ve oğul arasındaki utanç kavramı, hem çocuk hem de baba figürleri üzerinden aktarılmış. dizide babaların akranlarının tavırları üzerinden çocuklarını çocukların da akranlarının tavırları üzerinden babalarını birer güç alım yahut yitim kaynağı olduğuna dair atıf oldukça bulunuyor. utanç kavramı da bu atıf üzerinden kendisini yegane duygu olarak gösteriyor.
bir diğer önemli konu ise ebeveynler çocukların yaşantılarına zenginlik kattıkça değil, anlam kattıkça var olur ve değer yüklemiş olurlar. dizi içerisinde resim yeteneği bulunan bir çocuğu spora yönlendirmek de bu utancı tetikleyici bir faktör olarak sunmuştur.
çocuk karakterin rolünü muazzam oynadığını ifade etmek lazım. genel hatlarıyla keyifli mini bir diziydi. çok büyük beklentiler ile değil ama didik didik ederek geçirebileceğiniz hoş bir 4 saatlik yapım.
akran zorbalığının her dönemde var olduğunu bilsek de günümüzde kendisine has kültürel bir yapı haline gelmeye başladığını görmekteyiz. zira fiziksel ve sözlü olarak gerçekleşen psikolojik zorbalıklar tespit edilebilirken emojiler yahut anlam verilerek oluşturulmuş farklı bir dil kültürleri oluşmaya başlamış. bununla mücadele etmek çok zor iken durumu öğrenmek, en azından anlamaya çalışarak farkındalığı arttırmanın önemi de gözler önüne serilmiş.
dizide suça karışan çocuğun akran zorbalığı, aile yaşantısındaki bağlanma süreci ve sağlıklı rol model alınacak ebeveyn ile olan ilişkisinin hayatındaki sorunları çözme sürecine ne denli etki ettiğini gösteriyor. özellikle baba ve erkek çocuk arasındaki detayları göz önüne sunmaya çalışan dizide baba ve oğul arasındaki utanç kavramı, hem çocuk hem de baba figürleri üzerinden aktarılmış. dizide babaların akranlarının tavırları üzerinden çocuklarını çocukların da akranlarının tavırları üzerinden babalarını birer güç alım yahut yitim kaynağı olduğuna dair atıf oldukça bulunuyor. utanç kavramı da bu atıf üzerinden kendisini yegane duygu olarak gösteriyor.
bir diğer önemli konu ise ebeveynler çocukların yaşantılarına zenginlik kattıkça değil, anlam kattıkça var olur ve değer yüklemiş olurlar. dizi içerisinde resim yeteneği bulunan bir çocuğu spora yönlendirmek de bu utancı tetikleyici bir faktör olarak sunmuştur.
çocuk karakterin rolünü muazzam oynadığını ifade etmek lazım. genel hatlarıyla keyifli mini bir diziydi. çok büyük beklentiler ile değil ama didik didik ederek geçirebileceğiniz hoş bir 4 saatlik yapım.
devamını gör...
4.
çok çok uzun zamandır iyi bir yapım izlememiştim.
ağlattı lan gece gece. dört bölümü birden bir çırpıda bitirdim.
çok güncel bir duruma işaret etmektedir.
çekimler inanılmaz güzel.
müziklerin girdiği yerler tam dozajında.
çocuğu olanların izlemesini tavsiye ederim, ben şahsen izledikten sonra bir şükrettim halime.
şuraya bir kaç anahtar kelime bırakayım.
(bkz: ebeveyn olmak)
(bkz: çocuk olmak)
(bkz: ergenlik)
(bkz: ölüm)
(bkz: internet)
(bkz: zorbalık)
(bkz: yaşama tutunmak)
ağlattı lan gece gece. dört bölümü birden bir çırpıda bitirdim.
çok güncel bir duruma işaret etmektedir.
çekimler inanılmaz güzel.
müziklerin girdiği yerler tam dozajında.
çocuğu olanların izlemesini tavsiye ederim, ben şahsen izledikten sonra bir şükrettim halime.
şuraya bir kaç anahtar kelime bırakayım.
(bkz: ebeveyn olmak)
(bkz: çocuk olmak)
(bkz: ergenlik)
(bkz: ölüm)
(bkz: internet)
(bkz: zorbalık)
(bkz: yaşama tutunmak)
devamını gör...
5.
evladın mı var derdin var temasının arka planın da zorbalık,meriçlik ve incel kavramlarının da işlendiği sağlam bir ingiliz draması.çocuk oyuncu büyük oynamış bazen babasından bile rol çalmış hakikaten. şunu da söylemeden geçmeyim ingiliz aksanının bu kadar farklı konuşulduğunu daha önce görmemiştim herhangi bir yapımda,anlaşılması güç bir aksanı var özellikle babayı canlandıran karakterin.tek olumsuz yorumum dizi hakkında biraz uzun tutulmuş, sinema filmi olarak çekilse daha iyi olurmuş sanki.
devamını gör...
6.
yasın beş evresinin muazzam işlendiği mini dizi.
dizide ön planda ergenlik dönemindeki çocuğu görsek de anlatılan babanın hikayesidir.
dizide konuşulan ingilizce aksanı için --> (bkz: scouse) *
dizide ön planda ergenlik dönemindeki çocuğu görsek de anlatılan babanın hikayesidir.
dizide konuşulan ingilizce aksanı için --> (bkz: scouse) *
devamını gör...
7.
ergen çocuğu olan ebeveynler için ciddi tetiklenmeler yaratacak mini dizi. ben sırf bu yüzden eşim sürekli izleyelim demesine rağmen düne kadar bu diziyi izlemeye cesaret edememiştim. bu süreçte sosyal medyada dizi hakkında gerek psikologlar gerekse çocuk gelişimciler tarafından ısrarla tavsiye ediliyor oluşu da didaktik bir yanı olduğu izlenimini vermişti bana.
sonuç olarak dün izledik ve çocuk, lütfen cinayeti işlememiş olsun diye dua ettik. niye böyle oldu peki? çünkü, bizim de 13 yaşında bir oğlumuz var ve dizide babanın çocukla yaşadıkları, bize oldukça tanıdık. mesela çocuk, spor yapmaktan hoşlanmadığını söylüyor. oysa bu çağda özellikle çocukların uzun süreler ekran başında vakit geçirmelerini önlemek için ebeveynlerin bulduğu çarelerin başında onu herhangi bir sportif faaliyete yönlendirmek geliyor. çocuğun anlattığına göre babası, onu futbola götürüyor, pek başarılı olamayınca çocuğu kaleci yapıyorlar. babası onun başarısız olduğu anlarda onunla göz göze gelmemeye çalışıyor, aslında babası, o üzülmesin diye böyle yapıyor ama çocuk, bunu babası ondan utanıyor diye algılıyor. aynısını biz de yaşadık. babası, oğlumu futbol okuluna yazdırmıştı, başarılı olamayınca kursu bıraktı. insan, bu kadar mı benzerlik olur diye düşünmekten kendini alamıyor. annenin, en çok da babanın çaresizliğini iliklerimize kadar hissettik. babanın "benim babam beni kemerle dövüyordu ama ben bir şekilde büyüdüm, ben kendime söz vermiştim, çocuklarımı asla dövmedim, niye böyle oldu?" diye sorgulaması da oldukça tanıdık. nesiller arası aktarılan o travmanın, babada belli zamanlarda ortaya çıkan yoğun öfkenin çocuğuna sirayet etmiş oluşu da ebeveyn olarak bizi hayli üzdü.
çocuğun okuldan gelir gelmez odasına kapanması, ebeveynlerin çocuk kendi odasındayken güvenli olduğunu düşünmesi ama internetin ergenler için nasıl tehlikeler barındırdığından biz ebeveynlerin farkında olmayışımız gibi artık klişeleşmiş konular da dizide güzel bir şekilde işleniyor. ergenlerin kendi aralarında yaşadıklarından bihaber olarak yaşamaya devam eden ebeveynleri, ergenler arasındaki zorbalama durumlarının sanal ortamdaki yansımalarının onların dünyasında büyük bir kaos yarattığı gerçeği ile de yüzleştiriyor.
ezcümle, ergen birine ebeveynlik yapmanın ne kadar zor olduğunu sanki günlük hayatımızda tecrübe etmiyormuşuz* gibi bir de dizide izledik. valla bu kadar zor olacağını biz de tahmin etmemiştik, cidden...
sonuç olarak dün izledik ve çocuk, lütfen cinayeti işlememiş olsun diye dua ettik. niye böyle oldu peki? çünkü, bizim de 13 yaşında bir oğlumuz var ve dizide babanın çocukla yaşadıkları, bize oldukça tanıdık. mesela çocuk, spor yapmaktan hoşlanmadığını söylüyor. oysa bu çağda özellikle çocukların uzun süreler ekran başında vakit geçirmelerini önlemek için ebeveynlerin bulduğu çarelerin başında onu herhangi bir sportif faaliyete yönlendirmek geliyor. çocuğun anlattığına göre babası, onu futbola götürüyor, pek başarılı olamayınca çocuğu kaleci yapıyorlar. babası onun başarısız olduğu anlarda onunla göz göze gelmemeye çalışıyor, aslında babası, o üzülmesin diye böyle yapıyor ama çocuk, bunu babası ondan utanıyor diye algılıyor. aynısını biz de yaşadık. babası, oğlumu futbol okuluna yazdırmıştı, başarılı olamayınca kursu bıraktı. insan, bu kadar mı benzerlik olur diye düşünmekten kendini alamıyor. annenin, en çok da babanın çaresizliğini iliklerimize kadar hissettik. babanın "benim babam beni kemerle dövüyordu ama ben bir şekilde büyüdüm, ben kendime söz vermiştim, çocuklarımı asla dövmedim, niye böyle oldu?" diye sorgulaması da oldukça tanıdık. nesiller arası aktarılan o travmanın, babada belli zamanlarda ortaya çıkan yoğun öfkenin çocuğuna sirayet etmiş oluşu da ebeveyn olarak bizi hayli üzdü.
çocuğun okuldan gelir gelmez odasına kapanması, ebeveynlerin çocuk kendi odasındayken güvenli olduğunu düşünmesi ama internetin ergenler için nasıl tehlikeler barındırdığından biz ebeveynlerin farkında olmayışımız gibi artık klişeleşmiş konular da dizide güzel bir şekilde işleniyor. ergenlerin kendi aralarında yaşadıklarından bihaber olarak yaşamaya devam eden ebeveynleri, ergenler arasındaki zorbalama durumlarının sanal ortamdaki yansımalarının onların dünyasında büyük bir kaos yarattığı gerçeği ile de yüzleştiriyor.
ezcümle, ergen birine ebeveynlik yapmanın ne kadar zor olduğunu sanki günlük hayatımızda tecrübe etmiyormuşuz* gibi bir de dizide izledik. valla bu kadar zor olacağını biz de tahmin etmemiştik, cidden...
devamını gör...
8.
bir philip barantini mini dizisidir.

dizinin senaryosunu stephen graham ve jack thorne yazmıştır. bu mini dizide owen cooper, filmin senaristlerinden biri olan stephen graham, ashley walters, faye marsay, christine tremarco, amelie pease ve erin doherty rol almıştır.
dört bölümlük bu muhteşem mini dizi aslında dünya üzerinde olan biten bazı şiddet olaylarının nedenlerine ve sonuçlarına çok gerçekçi bir yolla değinmiş.
13 yaşındaki jamie miller kendiyle aynı yaşta olan sınıf arkadaşını öldürmekle suçlanır. polis tarafından tutuklanan jamie psikologlarla, detektiflerle sorgulanır. amaç bu suçun neden işlendiğini bulmaktır.
sosyal medya kullanımının genç insanlar üzerindeki olumsuz etkileri, aile içi iletişim sıkıntısının yol açtığı gerginlikler, akranlar arası zorbalıklar, dünya genelindeki eğitim sorunu gibi birçok konuya değiniyor bu mini dizi.
küçücük çocukların bu kadar korkunç şiddet eylemlerini nasıl ve neden gerçekleştirdiğini düşünmenin zamanı geldi de geçiyor bile. ama eğitim sistemleri de ailelerin maddi durumları da ve sosyal medyanın gençler için şiddeti olağanlaştırması ile işler hiç kolay olmayacak.
izlediğim en iyi ve en gergin mini dizilerden biriydi.

dizinin senaryosunu stephen graham ve jack thorne yazmıştır. bu mini dizide owen cooper, filmin senaristlerinden biri olan stephen graham, ashley walters, faye marsay, christine tremarco, amelie pease ve erin doherty rol almıştır.
dört bölümlük bu muhteşem mini dizi aslında dünya üzerinde olan biten bazı şiddet olaylarının nedenlerine ve sonuçlarına çok gerçekçi bir yolla değinmiş.
13 yaşındaki jamie miller kendiyle aynı yaşta olan sınıf arkadaşını öldürmekle suçlanır. polis tarafından tutuklanan jamie psikologlarla, detektiflerle sorgulanır. amaç bu suçun neden işlendiğini bulmaktır.
sosyal medya kullanımının genç insanlar üzerindeki olumsuz etkileri, aile içi iletişim sıkıntısının yol açtığı gerginlikler, akranlar arası zorbalıklar, dünya genelindeki eğitim sorunu gibi birçok konuya değiniyor bu mini dizi.
küçücük çocukların bu kadar korkunç şiddet eylemlerini nasıl ve neden gerçekleştirdiğini düşünmenin zamanı geldi de geçiyor bile. ama eğitim sistemleri de ailelerin maddi durumları da ve sosyal medyanın gençler için şiddeti olağanlaştırması ile işler hiç kolay olmayacak.
izlediğim en iyi ve en gergin mini dizilerden biriydi.
devamını gör...
9.
4 bölümlük mini dizi. gördüğüm kadarıyla kimse dizinin her bölümünün eş zamanlı olduğuna değinmemiş. dizinin her bölümü bir karakterin olayla ilgili yaşadığı yaklaşık 1 saatlik zaman dilimini içeriyor.
1. bölüm: polisler eve baskın yapmak için harekete geçer, çocuk tutuklanır. polis merkezine doğru yolculuk başlar. merkeze varış, polisin çocuğa haklarını bildirmesi ile olay gelişir. ama bu eş zamanlı devam eder. gözümden kaçmadıysa olay dizinin bu bölümü süresi ne kadarsa o kadar sürede geçen zamanı ve olayları içeriyor.
2.bölüm: ortak olan 2 polisin çocuğun okula ziyaretini kapsıyor. okulda polis memurunun oğlu da okumaktadır ve akran zorbalığı kısmını buradab öğreniyoruz. aslında bu bölümde olayı polisin gözünden görüyoruz.
3. bölüm: 2 ile 3’ü karıştırmış olabilirim ama sanırım psikolog gözünden olayı izliyoruz. çocuğun davranışlarını buradan izlesek de aslında izlediğimiz psikolog gözünden çocuk.
4. bölüm. olaydan belli süre sonra çocuğun ailesinin yaşadıklarını görüyoruz. yine yaklaşık 1 saatlik zaman dilimi izlediğimiz.
güzel ve konunun işleniş biçimiyle özgün bir dizi. geçmişte ‘24’ adlı diziyi bilenler için, o dizi de eş zamanlıydı ve her bölüm 24 saatlik zaman diliminin 1 saatini içeriyordu. bu dizide 24 saatlik bir zaman dilimi yok ama gerçekleşen cinayetin etkilediği/ sorgulandığı 1’er saatlik(yaklaşık bir saat) zaman dilimini içeriyor. başarılı ve gerçekçi bir dizi.
1. bölüm: polisler eve baskın yapmak için harekete geçer, çocuk tutuklanır. polis merkezine doğru yolculuk başlar. merkeze varış, polisin çocuğa haklarını bildirmesi ile olay gelişir. ama bu eş zamanlı devam eder. gözümden kaçmadıysa olay dizinin bu bölümü süresi ne kadarsa o kadar sürede geçen zamanı ve olayları içeriyor.
2.bölüm: ortak olan 2 polisin çocuğun okula ziyaretini kapsıyor. okulda polis memurunun oğlu da okumaktadır ve akran zorbalığı kısmını buradab öğreniyoruz. aslında bu bölümde olayı polisin gözünden görüyoruz.
3. bölüm: 2 ile 3’ü karıştırmış olabilirim ama sanırım psikolog gözünden olayı izliyoruz. çocuğun davranışlarını buradan izlesek de aslında izlediğimiz psikolog gözünden çocuk.
4. bölüm. olaydan belli süre sonra çocuğun ailesinin yaşadıklarını görüyoruz. yine yaklaşık 1 saatlik zaman dilimi izlediğimiz.
güzel ve konunun işleniş biçimiyle özgün bir dizi. geçmişte ‘24’ adlı diziyi bilenler için, o dizi de eş zamanlıydı ve her bölüm 24 saatlik zaman diliminin 1 saatini içeriyordu. bu dizide 24 saatlik bir zaman dilimi yok ama gerçekleşen cinayetin etkilediği/ sorgulandığı 1’er saatlik(yaklaşık bir saat) zaman dilimini içeriyor. başarılı ve gerçekçi bir dizi.
devamını gör...
10.
akran zorbalığı, siber zorbalık, ergenlik bunalımları, bilinçsiz sosyal medya kullanımı ve tüm bu olumsuz detayların devamı.
özellikle ebeveynlerin izlemesi gereken, ders niteliğinde mini dizi.
özellikle ebeveynlerin izlemesi gereken, ders niteliğinde mini dizi.
devamını gör...