metedegilmetehan yazar profili

doğru ama bence twitter'da gruplaşmaları ile alakalı bir durum. birbirlerini takip ediyorlar ve bir etiket başladı mı bu konulara meraklı herkes "hurrrra" diye tweet atmaya başlıyor. zaten twitter'da gruplaşmayı bildikten sonra neredeyse her akım vb. bir şeyleri gündeme sokabiliyor.

başkan joe biden tarafından açıklanmıştır.

başka yerlerden de okuduklarımla beraber el-özet: abd 11 eylül 2001 saldırıları ile afganistan'a askeri müdahalede bulunmaya karar vermişti, bundan tam 20 yıl sonra, abd başkanı'nın açıklamalarına göre şu an afganistan'da anne-babası da aynı bölgede asker olarak bulunmuş, hatta 11 eylül meydana geldiğinde henüz doğmamış olan personeller var. başkan biden bu afganistan mevzusunun nesiller boyu gitmesini, uzadıkça uzamasını istemiyor. çin ile (tahminimce özellikle afrika'da) mücadele ve siber saldırılar gibi daha güncel konulara odaklanmak istiyor.

tabii amerika afganistan'ı tamamen terk etmeyecek, sadece askeri açıdan bir çekilme var. afganistan'ı taliban'a karşı maddi açıdan desteklemeye devam edecek. plana göre bir bit yeniği çıkmadığı sürece, askerler mayıs itibariyle ülkeyi terk etmeye başlayacak.

ülkemizde gözlemlediğim 4 tür işletme sahibi var;

*işini iyi yapan - işini doğru yapan
*işini kötü yapan - işini doğru yapan
*işini iyi yapan - işini yanlış yapan
*işini kötü yapan - işini yanlış yapan

yusuf’un işini iyi ya da kötü yaptığına dair saatlerce tartışabiliriz, köfte lezzetlidir yağlıdır ucuzdur pahalıdır... ama şu bir gerçek ki köfteci yusuf işini doğru yapıyor. acun gibi, bim gibi, bu ülkenin beklentilerini ve isteklerini iyi çözmüş*, buna göre hareket ediyor.

misal o yemek yendikten sonra o çay ikramı gelir, iki üç kuruşluk sosun hesabı yapılmaz, dökülen bir şey olursa yenisi getirilir, personel insan gibi yardımcı olur/karşılar...

aynı şey işletme imajı için de dahil. mesela bir arkadaş grubunda “hadi köfteci yusuf'a gidelim” dediğinizde kimse “ayy oraya mı gidiyorsun” demez. toplumun üst sınıfına mensup ya da mensup olduğunu sanan kişiler hariç herkes köfteci yusuf'u sever.

hatta ne kadar gerçektir bilmem ama duyduğuma göre yusuf usta zaman zaman şubelerini gezer, personelle konuşur derdini dinler, masalara sipariş götürmüş. bu kadar büyük bir zenginliğe rağmen işini hala başarılı yaptığının kanıtı zaten şubelerin hala kalitesini ve prensiblerini korumasından anlayabiliyoruz.

içerikler izlenmeye göre kararlaştırılır. türkiye'deki en büyük izleyici kitlelerinden biri de maalesef 11-12 yaş altı çocuklardır.
"ebeveyn 1 - halit çocukla ilgilen bak ağlıyor
ebeveyn 2 - ya uff... neyse tamam tamam bakıyorum
(telefonu çıkartır)
alin su bak al bakalım bunu hadi uslu uslu otur
çocuk kişisi - heeey! (youtube'u açar, ya anasayfadan bir şey seçer ya da sesli arama ile o burada linçlediğimiz youtuberlar'dan birinin kanalına gider.. çünkü daha adam gibi yazmayı bile bilmiyordur...)"

aynı ebeveynleri arkadaş ortamında çocukların artık sanal ortamla çok iç içe olmalarından ve çocuk kişisinin sesli arama ile girdiği o youtuberlar'ın ne kadar aptal olduğundan bahsederken görebilirsiniz.

şahsen kültüri olarak en çok gurur duyduğum mevzulardan bir tanesi. genel olarak osmanlı döneminde* bir kurumun veya bir hizmetin vakfedenin vefatından sonra bile devam edecek şekilde kurumsallaştırılması. örneğin evsizlere yemek dağıtılan bir yerin gerçekten bunun için çalışan bir yer, bir kurum olması gibi.

cumhuriyetin ilanından sonra hali hazırda bozulmuş ve hatta ticarileşmiş vakıflar; şer'iyye ve evkaf vekaleti, yani daha sonradan alacağı ismiyle vakıflar genel müdürlüğü kurumu kurularak denetime tabii tutulmuştur.

bir mesleğe belge zorunluluğu getirilmesi yani devlet tarafından düzenlenmeye başlanması iyi bir şeydir. lakin suyunu çıkartmadan, işi torpile bağlamadan, milleti kanser etmeden adam gibi izin verilmesi gerekir.

internette neden viral olduğunu anlamadığım teyze. büyük şehirde yaşamadığımdan metro ortamını çok iyi bilmiyorum ama ister vakit nakittir der, ister yetiştirmeye çalışır, ister canı sıkıldığından ayıklar.. ne önemi ya da farkı var ki?

(bkz: v for vendetta) filminden sonra meşhur olmuş, pek çok farklı yerde kendini göstermiş ünlü maske. demokrasiyi ortadan kaldırmak için ingiltere parlamentosu’nu* havaya uçurmak isteyen katolik ingiliz eylemci guy fawkes’in yüzünden esinlenilmiştir.

bu tezatın yanı sıra, bu maske ile büyük şirketlere karşı yapılan eylemlerde dünyanın en büyük medya şirketlerinden olan warnermedia’yı protesto eden insanlar, aslında büyük başka bir tezatlık daha oluşturmuşlardır. tahminimce v for vendetta filminden sonra maskenin satışlarının patlayacağını tahmin eden şirket, maskenin telif haklarını satın almıştır. yani kullanılan her maskeden protesto edilen şirkete telif hakkı payı aktarılmaktadır.

kimsenin yazmamasına şaşırdım ama maalesef hukuk. iki sınıf ve üç öğretmen ile kurulabildiği için alıp başını giden bu üniversite furyasında neredeyse her üniversitede açılması.. mezunlarının genelde büyük şehirlerde avukatlık yapmak gibi bir takıntısı olduğundan oluşan yığılma.. binlerce belki aihs'ni* bile okumamış mezun..

nâm-ı diğer "footprint of freedom". abd'nin abd dışındaki en büyük üslerinden birisi, hint okyanusu’nda, birleşik krallık’a ait ingiliz hint okyanusu toprakları’nda bulunmaktadır. şu anda 15 ayrı komutanlığa ve 4-5 bin civarı askere ev sahipliği yaptığı rivayet edilmektedir...

harika dublajlar yapan youtuber. özellikle harry potter ile ilgili olanlarına hayranım.
örneğin şu

talep üzerine kargo ile ücretsiz incil dağıtan misyoner kuruluşu. bu oluşum ile ilk karşılaştığımda çok şaşırmış ve takdir etmiştim, sonradan web'de biraz gezinince aynı tarz oluşumların farklı ülkelerde farklı dinler tarafından yapıldığını öğrenmiş oldum. mesela abd’de veya avrupa’da ücretsiz kur'an dağıtımı yapan müslüman topluluklara rastlamıştım.

misyonerlik faaliyetleri hariç çevrimiçi olarak incil, tevrat ve zebur da okunabiliyor.

‘twitter hesapları’ anketine ‘instagram hesabını’ yazan kişileri göstermiştir. kırmızı kalemi getir deyince "mavi var" diyen insan gibi, en nefret ettiğim tiplerden biridir.

erkek kişisinin tchibo ürünleri alacak parası olmaması halinde sorun ortadan kalkar.

gerektiğinde lider, gerektiğinde abidir; bir zaman olur kerhanelerde eğitim görür, bir zaman olur saraylarda padişahlarla kanki olur. işte böyle biridir ezio...

birleşik krallık’da ufak ceza davalarına bakmakla yükümlü mahkeme. bir yerel yargıç*, birkaç tane de magistrate yani belediye meclisi tarafından görevlendirilmiş bölgede güvenilen sevilen sayılan jüri üyelerinden oluşur.

malum yeşil sitenin çaylaklar kısmındaki sözlüğün ne olduğunu anlamamış, (bkz: entel feridun)’luklar yapan, sözlüğe kız düşürmek için gelmiş* kişilerden kat be kat iyidirler...

orijinali portal oyunundan çıkmış olsa da, size verileceği iddia edilen ve size bir motivasyon veya beklenti olarak sunulan şeylere kanmamınız gerektiği alt anlamını taşıyan internet sözü. çok küçük anlamlardan çok büyük anlamlara kadar taşınabilir...

hazır böyle yeni bir sosyal mecradayken, bilinmesinde fayda olan, yazılma amacı ve geneli troll'lük olsa da çok önemli nasihatler de içeren listedir. tüm maddelerine şuradan ulaşılabilir. favorim (bkz: the cake is a lie)'dır.

internet kullanımının bu kadar arttığı ve (bkz: internet of things) kavramının bu kadar yaygınlaştığı şu günlerde neredeyse tüm telefon, bilgisayar hatta arabalarda bulunan durum.