morrigan yazar profili

morrigan kapak fotoğrafı
morrigan profil fotoğrafı
rozet
karma: 13572 tanım: 2824 başlık: 185 takipçi: 142
yirmi dört yaşında ve kafası hiç olmadığı kadar karışık. bir de ara sıra blogunda şiirlerini paylaşıyor

son tanımları | başucu eserleri


sake

çok lezzetli bir içki. benim gibi alkol sevmeyenler bile bayılacaktır.
devamını gör...

silent hill f

13 senenin ardından remastered ya da remake olmayan bir silent hill oyunu. yepyeni bir hikayeyle karşılaştık yani, bu yönüyle harika. silent hill 2'nin remake'i sayesinde oyun dünyası silent hill serisine yeniden odaklanmıştı, uzun bir ara olmadan yeni hikayenin gelişi çok iyi oldu.
oyun, konami tarafından 2025'te yayınlandı. taze çıktı desek yeridir yani. 1960'ların japonya'sında geçen oyun, atmosfer açısından bence harika. oyundaki kasabamızın ismi ebisugaoka. atmosferi anlamanız açısından bir iki görsel bırakıyorum.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
japonca/ingilizce dublaj seçimini yapabilmek büyük avantaj. ben atmosfere yakışması açısından japonca dublajla oynadım, öylesini tavsiye ediyorum. calypso çevirinin çevirisini mutlaka kurun, çok başarılı.
oyundaki ana karakterimiz shimizu hinako. tipik bir japon liseli kız profili. karakterin kadın olması, beni içine çeken bir faktör oldu. zira konusu itibariyle de karakterin sorunlarıyla empati yapmanız sağlanıyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
haritanın genişliği, bulmacaların anlamlı olması artı yönlerinden iki tanesi. bulmacalar bana gerçekten zevk verdi. kolaylardı, eğer oyunu bitirip sis modunda açmadıysanız. henüz onu denemedim, ama zor seçeneğiyle bile bulmacalar zor değil. zor modunu denemeye değer diyebilirim. endişe etmeyin.
ancak combat konusu ciddi sıkıntılı. mekanikleri oldukça sıkıntılı buldum. yapımcı, oyunun souls tarzında olmadığını savunsa da bana zorlaştırmak adına yapılan saçma bir hamle gibi geldi bu mekanikler.
gelelim internette ciddi tartışma konusu haline gelen mevzuya, bu oyun silent hills serisine yakıştı mı? f'in silent hill serisiyle alakası olmadığını savunan bir kitle var. bilemeyeceğim, benim hoşuma gitti genel itibariyle. combat kısmı bu kadar sıkıntılı mekaniklerle olmasaydı 9.5/10 verirdim kolaylıkla. bu haliyle 8.5 veririm yine de. 0.5 puanı neden kırıyorum peki? buradan sonrası spoiler uyarısıyla devam edecek.


0.5 puanı kırdığım noktaysa şu: oyunu bitirdikten sonra açılan new game + ile beraber diğer sonlara bakabiliyoruz. buraya geldiğimizde öğreniyoruz ki bütün olay hinako'nun evlendirilmek istenmesi, ve öncesinde yaşanan sahnelerin hinako'nun iç çatışması olması. öyleyse kasabada bulduğumuz notlar neydi? her 8 yılda bir bakire genç bir kızın kurban edilmesi? ablamız junko nerede? junko sahnelerde neden ölü gibi duruyor? evlendi ve öldü gibi bir metafor mu yoksa bu kasabada kızlar kurban mı ediliyor? hinako, sis canavarının canlandırılması iin yapılan bir ritüele alet edildi ve başarıyla mı sonuçlandı? çünkü doktorun evine gittiğimizde bulduğumuz notlar, genç kızların ölü bulunduğunu söylüyordu. hatta bir başka notta da deneylerin başarısız olduğunu ve kızların öldüğünü. shimizu ailesinin özel bir aile olduğu, kanlarının farklı olduğu zaten belirtiliyor oyunda. düşüncem o ki hinako ayinde başarılı oldu ve sis canavarıyla birleşti. ayindeki herkesi öldürüp kaçtı, çünkü hapları aldı ve özgür iradesi yeniden devreye girdi.

oyundaki müzikler pek başarılı değildi, bir nokta hariç. buradan sonrasını spoiler uyarısıyla anlatacağım.

sonunda çalanı hariç. onun sözleri etkileyiciydi. oyun bitince sözleri anlam kazanıyor, calypso çeviri ile direkt anlıyorsunuz zaten sözleri.

pekala, eğer oyunu bitiren varsa bana yazabilir! oyun üzerine tartışmayı çok isterim. çünkü harika bir oyundu, açıkçası bitirdikten sonra new game+ kısmını da oynayacağım, kuşkusuz.
devamını gör...

iphone kullanmayan insan

olmayı planladığım insandır. artık apple’dan çok sıkıldım. şarkı bile indirememek, fotoğrafları bilgisayara atamamak. su gibi biten şarj. güzel bir android cihaz bulursam geçeceğim.
devamını gör...

melanie martinez

teacher's pet favori şarkılarımdan. acayip sarıyor.
devamını gör...

ona bir şiir bırak

onu aylar sonra gördüğümde yazdığım bir şiir vardı. hiç beklemezken bir anda merdivenlerde gördüğüm. hayatımın bir anlamının olduğunu düşünmüştüm. onunla karşılaşmak ilahi bir olay olmalıydı. ne de olsa olasılıklar bu kadar düşükken biz yan yana gelmiştik. hesaplamaksızın ve kendiliğinden.
ne komik düşüncelermiş bunlar diyorum şimdi. neredeyse ayda birkaç kez görüyorken onu ve bilirken bunda hiçbir ilahi sebep olmadığını. aynı kurumda çalışırken ancak artık hiçbir önemi olmazken.
aşk bitmez ancak derinlerde kalır. kırık bir umut olarak derinlerdesin.
bıraktığım şiir mi? okudum bir şeyler. kendi kendime bırakmış olayım.
devamını gör...

dinlemekten bıkmayacağınız şarkılar


bleib modern - glow
devamını gör...

bozyazı

mersin’in küçük ilçesi. hayalet şehir gibi resmen. merkezinde insan yok. ne sokakta ne de deniz kenarında. turizm olmadığı için sanırım deniz kullanılacak gibi değil, tamamen taş dolu. hayatımda bu kadar büyük taşları hiç görmemiştim, ilk defa görmüş oldum. yaşayanlardan yazlıkçı olanları da aşırı kaba, herkese bağırıp çağırıyorlar.
kısacası, hiç beğenmedim.
devamını gör...

geleceğe mektuplar

gece nöbetinde sıkıntıdan başladığım ve sadece yoklukta gittiğine inandığım dizidir.


karakterlerin gençlik halleriyle alakası yok. mert’in büyümüş hali resmen bambaşka bir insan. bu kadar kişilik değişimi olur mu?
ayrıca en nefret ettiğim karakter seda’ydı. ondan bir tık iyisi de banuydu ama yine de resmen rezilsin banu.
devamını gör...

çıkma teklifini kibarca reddetmek

iş yerinde bu tarz şeyler yaşamak istemiyorum, bu aralar kafam çok dolu gibi uyduruk cümlelerle yapılabilir.
devamını gör...

imkansızlık duygusu

bunu yakın bir zamanda hissettiğimde çok koymuştu. benim gibi bir insan her zorluğu aşabilirdi çünkü. eğer konu parasızlık, mesafe, gurur gibi şeyler olsaydı yani. ama karşındaki insanın saf bir kötü olduğunu fark etmek, yani hiçbir şeye değecek birisi olmadığını görmek en kötüsü. işte gerçek imkansızlık duygusu budur.
devamını gör...

ilk maaşla alınan şeyler

ilk aldığım şey scrubs oldu. tatsız bir başlangıç.*
devamını gör...

yanlış insanla doğru zamanda tanışmak

duygularınızı tüketmenize sebep olursa vay halinize. eskiye dönemiyorsunuz bazen, iyi insanlarla tanışsanız da şans veremiyorsunuz. tükenmişsiniz çünkü ve siz de eskisi gibi değilsiniz.
devamını gör...

aynı anda çok iyi giden iki flört

benim bir tane yok millet iki tane yapıyor ve başarıya ulaşıyor. vay arkadaş.
edit: yazmayın erkek yazarlar, burada aranmak amacıyla söylemedim.
devamını gör...

yorgunluk

çalışmaya başladığımdan beri hissettiğimdir. daha önceden hiç yorulmamışım meğer ben, şimdi anlıyorum. gözlerimi açacak, depresif düşüncelere geçecek zamanım bile kalmadı. hayatımda ilk defa inişli çıkışlı duygu durumum yok. o kadar yorgunum ki tek derdim eve gidip uyumak. vay arkadaş ya 20 günde neler oldu böyle.
devamını gör...

çocuk sevmemek

3 sene önce çocuk nefretimi bu başlıkta dile getirmişim. hayat ise beni çocuk hemşiresi yaptı.
arkadaşlar büyük konuşmayın veya bir şeyden nefret etmeyin, gelip sizi buluyor. hatta sevmek zorunda bile kalabiliyorsunuz.
devamını gör...

küresel sosyalizm

kağıt üstünde gözüme güzel gelen ancak her fikirde yaşandığı gibi mutlaka insan sömürüsüyle sonuçlanacağına inandığım sistem. kapitalizmin yol açtığı sömürüye karşı olan bir yaklaşımdır. küresel sorunlara kolektif çözümler üretmeyi amaçlar.
insanların eşit koşullarda yaşamaması beni eskisinden daha çok rahatsız ediyor. yaşım ilerlediğinden dolayıdır muhtemelen.
devamını gör...

şehir hastaneleri

devlet hastanesi güzellemesi yapanlar şehir hastanelerindeki işleyişten habersizler. o kadar büyük bir ihtiyacı gideriyor ki. hatta bu işi oldukça az personelle yapmak durumunda kalıyorlar. yapılırken bu kadar itiraz eden kesim hastalanınca devlet hastanesi kovalarken ne hissedecekti acaba?
gerici zihniyet.
devamını gör...

the silent sea

mantık hatalarıyla dolu olan kore yapımı dizi.


ya her şeyi bıraktım da o bitkiler ışıksız ortamda nasıl yetişti?
devamını gör...

are cinayetleri

iskandinav polisiye mini dizisi. toplam beş bölümden oluşuyor ve 2 cinayet konu ediliyor. genel olarak izlenilebilesi bir dizi, sardı şahsen.

kar teması diziye dair güzel olan şey. manzara beni mest etti izlerken. ancak cinayetlerin işlenişini pek beğenmedim. ikinci cinayet nispeten daha güzel işlenmişti.
devamını gör...

19 mayıs atatürk'ü anma gençlik ve spor bayramı

şu an trt 2’de 19 mayıs özel konserini dinleyerek neşe içinde kutluyorum bayramımızı, güzel atamın samsun’a çıkışını. samsun devlet klasik türk müziği korosu harika bir iş çıkartıyor.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim