"kim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktan
ey yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefaları
söyleşin benimle biraz, bir kere gelmiş bulundum."
ben senim günebakanımsın
sıcak bir haziran günü
farkına vardığım
güne bakmaz içime bakardım
sana baktım
aydınlandım
ayıklandım
ve,
sayıkladım
adını.
güzel silüetin hayalimde,
adını sayıkladım;
adını, adını, adın...
hayatımın değişmesini beklerken, zaten bu değişim sürecinde olduğumu farketmeksizin süreci beklemek. bu bekleme hali beni öylesine usandırdı ki, usanma bıkma baş ağrısı hissetmiştim. bugün farkediyorum değişim zaten içindeyim görememişim. değişimi hissediyorum, değişiyorum.
mavi sulara dalıp bir gece vakti
beyaz ışığa sesledim adını
gel, gel gel artık!
belki bir uçurtmaya takılır gelirsin;
bir eylül esintisiyle.
kurumuş yaprak gibi kalbim,
yağmurunla ıslat biraz!
"dünyada cesaretini kıracak, itimadını yıkacak, hayatı sana zehir edecek ve seni yaşamdan soğutacak diye unutabilmek istediğin ne kâbuslar ne mekruhluklar görmüş olursan ol: bir tek şunu: sevginin nasıl imar ettiğini ve senin yaşamak için imar edildiğini aklından çıkarma!"
bu dünyaya ilgini yitirdin. hayal kırıklığına uğradın, çöktün. her şeyle alakanı kestin. bu yüzden gerçek vücudunu bir köşeye bırakarak buradan uzakta bir yere gidip farklı bir yaşam sürmeye karar verdin. muhtemelen kendi içindeki bir dünyada.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.