beni etkileyen kitaplardan biridir. töre söz konusu olduğunda doğru ve yanlışın ne denli bükülebildiği gözler önüne serilmiştir, insanların cinayeti önle(ye)miyor olmalarının bir nedeni de bu "kanun"ların içten içe herkesçe kabul edilmiş olmasıdır.
amerika'ya özenen kişilerin neye özendiğini tam olarak bilmesek de muhtemelen kozmopolit yapı bunlardan biri değildir. öyle bile olsa; bu adamlar gelen mülteci ülkeye zarar vermese, vergiler aracılığıyla bizden daha refah konuma getirilmese mülteciye neden karşı çıksınlar?
varlığıyla kütle çekimini sağlayan, işlevi ve yapısının karmaşıklığıyla başlarda god damn particle (bkz: tanrının cezası parçacık) adını alan atom altı yapı.
özürler, pişmanlıklar. kelimelere anlam yüklemeyin arkadaşlar, bazıları "kusura bakma"yı özürden saymıyor bir de üstünüze geliyor özür dilemekten neden çekiniyorsun diye. çekinmiyorum abi, istiyorsan bu kelimeleri onlarla değiştireyim ama ne anlamı var ki bunun? pişman olduğunu söylemek de böyle. tavırlara yansıtmak her şeyden önemli değil mi? bunu yapalım, yeter.
hayatı haddinden fazla yoğun olan kişilerin başına sıkça gelen durumdur. karşılarındaki kişi bunu anlar, ne var ki anlayışla karşılamak zorunda değildir ve tahammül etmemeyi tercih ettiğinde kesinlikle suçlayamayacağım kişilerdendir.
ha bazen kendini oyuna/gezmeye kaptıran dürzülerin de başına gelir, orası anlaşılmaz ve anlayışla karşılanması gerekmez.
kişileri tatmin etme çabası. bu çaba eski sevgilime bir gece yarısı telefonda "herkesi mutlu etmeye çalışıyorum ama kendimi mutlu edemiyorum ve buna devam edemiyorum" dedirtmiştir. hayatınızdaki en önemli kişi kendinizken mutsuz olduğunuz durumlara katlanmayın, o yorgunluk çok zor geçiyor.
kendinizi önemsemeyip ötekileri tatmin etmeye çalışmaya son verdiğinizde hayat ne kadar güzel halbuki...
işin doğrusu, tüketilmesi anlamsız olandır. sarhoş olunmadıkça içildiğine değmez, sarhoş olduktan sonra da insana "bir daha alkol alanı s*ks*nler" dedirtir. ne var ki keyfi/muhabbetinden ötürü bunlar da bir noktada önemsiz şeylerdir.
rakı içmeyin, içirmeyin, yeterli. o anason kokusuna/tadına nasıl tahammül ediyorsunuz? mideniz hiç mi bulanmıyor?
hiç yakalanma anlamında yakalanmadım ama hep bilinirdi, sağ olsun sigara konusunda bir yaştan sonra özgür bakışlı bir adam. yine de alkolü hiçbir koşulda hoş görmez. annem sigara içtiğimi babama uçuracak gibi olduğunda babamla aramızdaki diyalog:
+baba ben sigara içiyorum, başkasından duyacağına benden duy. iftardan hemen sonra evden kaçışım ve geç dönüşüm bu yüzden.
-her gün leş gibi kokuyorsun zaten. emrah abin (mahalle bakkalı) söyledi, marlboro alıyormuşsun. marlboro içecek parayı nereden buldun lan it?
+baba çalışıyorum, oradan geliyor...
-ben de çalışıyorum, lark içiyorum. adama babasından pahalı sigara içiyor dedirtme.
+tamam baba, camel alırım.
-üstündeyse çıkar iki marlboro içek balkona gel. içtiğin şeyin ayıbı olmaz, zaten içiyosun karşımda da iç.
o günden beri uzun bi süre beraber içtik sigarayı, şu an koahla mücadele ediyor. bayağı bir azalttı, bırakacak. yanında içmemeye çalışıyorum, dumanından canı çeker de yakarsa suçlu hissederim.
örneklendirerek açıklamaya değer görmediğim başlıktır. gözümüzün önünde her alandan tonla örnek dururken böyle bir başlığın altında tartışılıyorsa, hele de "bu tip şeyler kadını etkilemek için var olmuştur" gibi ifadelere yer verilmişse açıklama yapmaya tenezzül etmiyor olmamın anormal karşılanmaması gerekir.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.