kişinin büyüdüğünü fark ettiği anlar
başlık "aleyhe beyan" tarafından 13.11.2020 00:32 tarihinde açılmıştır.
1.
insanın birden yetişkin olduğuna yahut benim sevdiğim ifadesiyle büyüdüğüne dair bir emareyi kendisinde bulduğu anlardır. tecrübe edende zaman zaman gülümseme zaman zaman da hüzün yaratır. ama her halükarda kıymetli bir andır.
(bkz: yorgunluktan uyuyamamak)
(bkz: yorgunluktan uyuyamamak)
devamını gör...
2.
üniversitede ailemin beni yurda bırakıp gittikleri an. hem büyüdüğümü hem de artık hayatım boyunca yalnız ayakta kalmam gerektiğini anladığım acı verici anlardan biriydi.
devamını gör...
3.
bayramda artik harçlık verilmediğinde, ailemin üniversite gezilerine ses çıkarmayıp izin verdiklerinde ve türkü dinlemeye başladığım an büyüdüğümü farkettim.
devamını gör...
4.
annenin veya babanın yaşlandığını görmek..
devamını gör...
5.
sıkılma eşiğinin artığını farkettiğin anlar. geçen assasins creed valhala oynayayım dedim 10dk sonra sıkıldım. elveda gamerlık.
devamını gör...
6.
dolmanın dışınıda yemeye başladığım o ilk an.
devamını gör...
7.
en çok acı çektiğin gece. sabah olacağını biliyorsun ama artık anlamsız geliyor. umudun var ama aynı zamanda yok. tüm yollar arasında sıkışıp kalmışsan, işte o an büyümüşsün demektir.
devamını gör...
8.
regl olmaya başladığı an.
devamını gör...
9.
acı çekmek, üzülmek falan değildir. sade sodayı kendi isteğinle ve sonuna kadar içiyorsan büymüşsündür. kahvenin yanında sade soda istiyorsan geçmiş olsun demektir.
devamını gör...
10.
kamıştan su geldiği, horozun öttüğü, kuşun uyandığı anlar.
devamını gör...
11.
patates kızartması eskisi gibi sevindirmiyorsa büyümüşsün demektir.
devamını gör...
12.
insanın içini hüzün kaplayan anlardır. yıllarca büyümek istenilmiş, nitekim büyüdüğünü düşündüğünde de zamanın ne kadar hızlı ve boş geçtiğini anladığından içinde ufak bir acı duyduğun andır. nedir bu büyüme kriteri derseniz eğer, tam olarak bilmiyorum. içimde zamana karşı bir hüzün duymaya başladığımdan beri büyüdüğümü hissediyorum.
devamını gör...
13.
bazen gördüğünüz gerçekler sizi tatmin etmez, içinize bir türlü sinmez.. eksik bir şey var dersiniz.. işte o gerçeklik; o an alenen size büyüdüğünüzü hissettirir.
yıllar önce, memleketimi terk etme arefe günlerindeyken annemle karşılıklı koltuklarda oturuyorduk. bir daha görüşmeme ihtimalimizden ötürü birikecek hasretimizi peşinen ödemeye çalışıyorduk belki de.
o esnada av tahir elçi'nin yerde cansız yatan bedeni ekranlarda son dakika olarak verilmeye baslandı bir anda. tum olayı anlatmaya çalışan haberciler o gün kariyerlerinin en kötü performansını sergiliyorlardı. bir türlü içime sinmiyordu böyle bir ölüm şekli. bu yaşandı.. tahir elçi bu şekilde öldü.. bu bir gerçeklik, bunu kabul etmelisin diye kendi iç dünyama zorbalık ediyordum.. içime dışıma akıttığım göz yaşları durmuyordu. büyüyordum. olgunlaşıyordum bunu bariz bir şekilde hissediyordum. dakikalar senelere o an dönüşmüştü çoktan benim için.
o esnada bir şey daha farkettim; (yeni doğmuş bebeklerin uzun bir süre süren anneleriyle özel bir bağı vardır. hissiyatların çift taraflı aktığı bir çeşit kablosuz ağ gibi bir şey. bebek büyüdükçe o bağ kaybolmaya başlar.) içimde kopan o tufanı, o bir anda yaşadığım yaşlanmayı sakladığımı sanıyordum. bir an fark ettim ki annem bana kitlenip kalmış ve o an yaşadığım her şeyi silüetinde taşıyordu. o gün öğrendim ki o bağ ihtiyaç duyuldukça tekrar oluşabiliyormuş. çaresizce söyleyebildiği tek cümle şu oldu; üzülme oğlum, vicdanının canını yaktığını biliyorum.
yıllar önce, memleketimi terk etme arefe günlerindeyken annemle karşılıklı koltuklarda oturuyorduk. bir daha görüşmeme ihtimalimizden ötürü birikecek hasretimizi peşinen ödemeye çalışıyorduk belki de.
o esnada av tahir elçi'nin yerde cansız yatan bedeni ekranlarda son dakika olarak verilmeye baslandı bir anda. tum olayı anlatmaya çalışan haberciler o gün kariyerlerinin en kötü performansını sergiliyorlardı. bir türlü içime sinmiyordu böyle bir ölüm şekli. bu yaşandı.. tahir elçi bu şekilde öldü.. bu bir gerçeklik, bunu kabul etmelisin diye kendi iç dünyama zorbalık ediyordum.. içime dışıma akıttığım göz yaşları durmuyordu. büyüyordum. olgunlaşıyordum bunu bariz bir şekilde hissediyordum. dakikalar senelere o an dönüşmüştü çoktan benim için.
o esnada bir şey daha farkettim; (yeni doğmuş bebeklerin uzun bir süre süren anneleriyle özel bir bağı vardır. hissiyatların çift taraflı aktığı bir çeşit kablosuz ağ gibi bir şey. bebek büyüdükçe o bağ kaybolmaya başlar.) içimde kopan o tufanı, o bir anda yaşadığım yaşlanmayı sakladığımı sanıyordum. bir an fark ettim ki annem bana kitlenip kalmış ve o an yaşadığım her şeyi silüetinde taşıyordu. o gün öğrendim ki o bağ ihtiyaç duyuldukça tekrar oluşabiliyormuş. çaresizce söyleyebildiği tek cümle şu oldu; üzülme oğlum, vicdanının canını yaktığını biliyorum.
devamını gör...
14.
iş hayatına başlamak için evden ayrılman gerektiği zaman.
devamını gör...
15.
eskisi gibi şarkı dinleyememek. gece kulübü tarzı yerlerin gereksiz kafa şişiren yerler olduğunu farketmek gibi...
devamını gör...
16.
bademciklerin büyüyünce badem olmadığını ögrendiğim,
tom'un masum jerry'nin ise gıcık olduğunu farketmeye başladığım an.
tom'un masum jerry'nin ise gıcık olduğunu farketmeye başladığım an.
devamını gör...
17.
çocukken nazlanıp yemek yemediğimde aile bireyleri ben yiyene kadar kırk takla atardı . şimdi otuz saat yemesem de keyfin bilir deyip geçiyor. büyüdüm nazımı çeken yok .
devamını gör...
18.
meb yurdunda aç karnına uyuduğum gece
devamını gör...
19.
20 yaş altı sokağa çıkma yasağının kapsamına artık girmiyor olmak. üniversitede 3.sınıf olmak.
devamını gör...
20.
bana da çay bardağı konulduğu an.
devamını gör...