ordulu yazar profili

filmin içinde olmak yaşamaktır.

düşünmek

rus ruleti. şansın varsa kafanı dağıtabilirsin.

ben genelde rengiyle isim veriyorum mesela muhabbet kuşumuzun ismi maviş, kedilerimizin ismi sarı ve turuncu. mahallemizin boz ayısı olan köpeğin ismini çocukların ısrarı üzerinede pamuk koyduk. ben çok dedim beyaz olsun diye ama çocukları kıramadık.

ekonomik şartlarda tek kişi geçinmenin zor olması

ölüler için üzülme harry yaşayanlar için üzül en çokta sevgisiz yaşayanlar için üzül.

albus percival wulfric brian dumbledore

yerli:
yedi numara
bizimkiler
yerden yüksek de var aslında ilk bölümleri güzeldi diyaloglar çok iyi seneryoda kötü sayılmazdı ama bı yerden sonra kabak tadı vermeye başladı ama yinede farklı tat.
yabancı:
sherlock
the witcher
şuan bunlar aklıma geldi başka gelirse yazarım.

okumak, bu kitabı alan herkes okudu ilk yazıldığı günden beri defalarca okundu. önce yazarı okudu beğenmedi değiştirdi içine sinmedi bir daha değiştirdi sonunda ortaya bu kitap çıktı, çevirmen geldi okudu çevirdi, sonra bir sürü kitap sever okudu, sonra ben okudum. bunca insan okudu ama hepsinin hayal gücü farklı çalıştı. sıra sende senin hayal gücünde, oku! oku ve hayal gücün birkez daha eşsiz bir yolculuğa çıksın. bu keyfi alman dileği ile.
ordulu

duman- yürek

aşkın tarifi malzemeler:
birbirini seven iki insan.
yapılışı: herkesin kendi taktiği
not: herkes sevdiği tatlardan ekleyebilir önemli olan birbirini seven iki insanın tadı bozulmasın

günümüzde birçok farklı çeşiti vardır. en basitinden , teknolojik olanlarına kadar birçok farklı çeşit. peki kalem nasıl icat edildi?
antik mısır tanrılarından olan khepri ( bok böceği ile temsil edilirdi) ne çektik şu temsil işinden diyerek, mısır medeniyetine yazıyı ve yazmak için kullanılan kalemi armağan etti. tek amacı isminin kullanılmasıydı. mısır halkına yazıyı öğretirse artık temsil yerine isminin yazılıcağını düşündü. artık bok böceği ile temsil edilmesine gerek yoktu. ama alışmamış gö*** don durmazış anlayışını benimseyen mısır halkı yine alıştıkları şekilde "bok böceği" ile temsil ettiler. sonuç olarak bir antik dönem tanrısının kendini kurtarma çabası kalemin icadını sağladı. ve o gün başlayan kalemin evrimleşmesi bu gün iped kalemine kadar geldi. nerden nereye. bugünde kültürlendiğimize göre dağılabiliriz.
kaynak: vücudumuzun oturma işlevini sağlayan kısmı.

günümüzde kimileri ihtiyaç duyduğu için kimleri ise kombinlerini tamamlayan aksesuar olarak gördüğü için kullanır peki ya eskiden? şimdi şapkanın tüm sırlarını ortaya dökme vakti toplanın. antik yunan' da herkes şapka takardı bunun çok önemli bir sebebi vardı. bu sebebi anlamak için şapka kelimesini şap- ,-ka olmak üzere iki ayırmamız lazım. öncelikle "şap-" inceleyeceğiz. sonuna "-lak" eklersek ne olur? şaplak. simdi bazıları ne alaka diyebilir ama mantıklı bir açıklaması olmasa buraya yazar mıyız? neyse şaplaktan devam edelim. o dönemde insanların birbirlerinin ensesine şaplak atmak gibi enterasan bir huyları vardı şapka şimdi ye göre ters onlara göre düz şekilde takılırdı. bu sayede enselerine şaplak atılmazdi. sadece cuma günleri şapka takılmazdi bu bir kuraldi o gün şapka takanlar meydanlarda elleri bağlanır ve akşama kadar gelen geçen ensesine şaplak atardı. peki cuma günlerinde ne yapıyorlardı cevabı çok basit biri geldiğinde enselerini elleri ile kapatırlardi kapatmayalarin enselerine vurulurken şu söz söylenirdi"bu gün cuma enseyi kapa". ülkemizin güzel insanlarından bazıları bu geleneği hala devam ettirir. ka neydi tabiki bu şapkayı icat eden mucidin soy adıydı.endymion ka. ka da burdan gelmektedir. işte şapkanın bütün sırrı budur. antik yunan da başlayan enseye şaplak atma bu gün kullandığımız şapkanın temelini atmıştır. bu adet kalktıktan sonra ensayi kapatan kısım güneş ışınlarını kessin diye kullanıldı.
kaynakça: vücudun oturmak için kullanılan kısmı.

yalan söylemeyiz!

öğrencileri şafak operasyonu ile alıp duvarlara çevrili, tüm öğrencilerin aynı konuları gördüğü ama aynı şartlarda görmediği sonunda hayatlarını etkilecek sınava hazırlayan adına "eğitim kurumu" denilen yere götüren toplu taşıma türü. bu taşıtta belli grublar olur. şoförle iyi geçinenler müzik açma yetkisne sahip aziz kişiler, sadece ön koltuk kapmak için zilin çalmasıyla sınıftan fırlayan olimpiyat koşucusu tipler genelde şoförle iyi anlaşırlar, uyuzluk olsun diye müzik dinleme zevkini içine eden cam kenarı kız, arka dörtlüde ne halt yediği belli olmayan grup, yer olmasına rağmen ayağa kalkıp birileriyle konuşan şovmen kılıklı tip, kimseyi umursamayip kulaklıkla müzik dinleyen tip, bu kadar dengesiz insanın içinde kitap okumya çalışan tipler. bütün insanların birleşmesiyle ideal okul servisi oluşur.
not: her servisde bunların hepsi olacak diye birşey yoktur bunlardan birkaçı kesinlikle servislerde olur. sizlerde uslu çocuklar olursanız şirinleri görebilirsiniz.son cümlenin konuyla alakası yoktur.

lone ranger türkçesi "maskeli süvari" anlamına gelir.

.

konusu ise şöyledir: azılı bir suçlu olan cavendish, idam edilmek üzere tren yolu açılış törenine götürülürken vagondan kaçar. bölge süvarileri peşine düşer ama cavendish onları pusuya düşürüp öldürür. gizemli maskeli süvari ve kızılderili dostu tonto bu işi tamamlamak üzere maceraya atılırlar. johnny depp muhteşem oyunculuğu ile bu filim 10/8 i hak ediyor. filimde çokça geçen bir kelime olan "ke-mo sah-bee" anlamı ise "sadık dost" slogan haline gelmiştir.