pegasus19 astral yolcusu - tüm tanımları (2. sayfa)

yada akaşik kayıtlar; akaşa hit teozofisinde, bulunduğumuz madde alemini ve uzayın tamamını kapsayan soyut, süptil bir cevherdir. akaşa kayıtları, teozoflarca evrende gerçekleşen her olay ve olgunun kayıt altına alınıp saklı kaldığını düşündükleri evrensel bellek gibi de düşünülebilir.
dolayısıyla iç içe geçmiş, hem bütünü hem tek tek birimi kapsayan bir kavramdır. yani evrenin devasa bir akaşa kaydı, içinde her bir birimin tek tek akaşa kayıtlarını kapsar bir şekilde bütündür. daha derinlemesine irdeleyecek olursak, her insanın, her bitkinin, her eylemin hatta her maddenin kendi akaşa kaydı vardır. ve bunların tamamı evrensel akaşa kaydını oluşturur. (bkz: kader ve kaza) varlığın akaşa kaydıdır. insanın yada her hangi bir varlığın, varoluşundan yok oluşuna kadar ki bütün bilgisi, eylemi ve evresi bu kayıtlarda saklıdır. kader bütün bu bilginin tamamını kapsarken, kaza yaşanmış olanı yani şimdiki zamana kadar olanı belirtir. insanın akaşik kayıtları biyolojik olarak genlerinde, dna’sında, ruhsal kayıtları ise ruh ile beden yani beyin arasındaki süptütil bilincinde saklıdır. bir tohumun çekirdekten ağaca hatta fosile kadar bütün akaşik kayıtları soyut ve somut varlığında saklıdır. bir çok kahin, duru görür ve mistik, dünyanın akaşik kayıtlarına eriştiğini iddia ederek kehanette bulunmuştur. evrenin akaşik kayıtları, islam’da (bkz: levh-i mahfuz) – ayan-ı sabite, ve misal alemi olarak tanımlanmıştır.
toparlayacak olursak, akaşa kayıtlarını anlaşılır kılmak için hem bütünde hem birimde, bizim zaman algımıza göre üç evrede inceleye biliriz, (ki bu üç evre yalnızca bizim algı boyutumuzda üçe bölünmüş gibi algılanırken üst boyutta ve mutlak varlığında tektir)
1. belirlenmiş olan kader, yani zaman algımızda henüz gerçekleşmemiş tüm bilgiler, bu aşamada soyuttur.
2. bir üstteki belirlenmiş olanların gerçekleşerek varlığını açığa çıkardığı somut olan,
ve 3. ise, bu iki aşamadan sonra varlık, bütün yada birim, somut olarak yok olsa da, tüm bilgi ve yaşananların yani ilk iki evrenin sonucunun sonsuza kadar saklı kalmasıdır.
yukarda da söylediğim gibi bu üç aşama bizim zaman ve algı boyutumuza göre üç olsa da üçü tek olup, son şıktaki gibi bütün varlık aleminin bu evrelerinin toplam bilgi ve eylemlerinin saklı olduğu bellek akaşa kayıtlarıdır.

çok uzun zamandır trt nin de bir çok kanal gibi yanlı sunum yaptığını hepimiz biliyoruz. ben şu açıdan bakarak çok mu art niyetli yaklaşıyorum bilmiyorum ama; bir, iyi açıdan, seçim geliyor ülke girdiği zorlu süreçle bir kez daha atatürk'ü anlamaya başlamışken kitleye oynayan bir akp medyası. iki, "ümmet olmaktan çıkarıp" (derken) her müslüman, peygamberinin ümmeti olmakla mükelleftir. ümmet olmaktan çıkmak, dinden de çıkmak demektir. “ümmet olmaktan çıkardı” demek ne anlama geliyor!? bu sayede bir kez daha ‘ümmetçilik’ yapılarak atatürk din düşmanı mı gösteriliyor!?
(ümmet olmakla ümmetçi olmak ayrımına kendi adıma dikkat çekmek isterim.)

"hamamda kayıp düşmeyeceğim.
elektirik direklerine tırmanmayacağım.
arabaların altına yatmayacağım.
elektirik prizlerine elimi sokmayacağım" gibi devam eden bir sözleşme imzalamıştım.
kahkaha attığım için süründürüldüm bir 10 dakika kadar. meğer hepsini zamanında yapanlar olmuş. benden sonra da "bu maddelere gülemyeceğim" diye eklenmiştir sanırım.

babası yada annesinin kim olduğu bilinmeyen bir karakter olmazsa olmazıdır. dar kafa senaryolarda çatışmayı yaratacak yada bitirecek çok kısıtlı envanterler var çünkü.

üzerinde çalıştığım eylemdir. zihnimdeki yeni fikir yağmurlarını dindirebilirsem daha hızlı yol katedebileceğime inanıyorum.

annem günlerce ağlamıştı. çocuktum. kötüydü, çok kötüydü dememe gerek var mı bilmiyorum. bir çok gizemli olay anlatıldı öncesinde, sonrasında yaşanan.

kimler olduğunu merak edip, tek tek sarılmak istediğim 33 kişi. :)

izmir'lidirler. 40 yılda birdir. çıkacak tabi. yine yağsın yine çıkarız..

korkulan asıl şey karanlık değil, bilinmezliktir. ışık bazı şeyleri görünür kılarken görünmeyenlerin ise üzerini örter. yani sezilerimizi oldukça azaltır. bunun sebebi ise, sezilerimizi yöneten (bkz: epifiz bezi)nin ışığa duyarlı oluşudur. epifiz bezi karanlıkta sezgilerimizi sağlayan çeşitli nörokimyasallar salgılar. bu sebeple de sezgilerimiz gecenin en karanlık, yani güneşin bulunduğumuz konuma en uzak mesafede olduğu saatlerde artış gösterir. hal böyle olup da karanlıkta sezgiler artınca etrafta zaten var olan tüm enerjiler belli miktarda hissedilmeye başlar. hissedilen enerjler beş duyumuzla tanımlanmayınca korkuya, endişeye sebep olur.

ney sesi, müthiş bir derinlik, hüzün ve huzur hissettiriyor bana.

ekstra bir çaba gerektirmeyen durumdur şahsım adına. ne bilinmek, ne gizli kalmak gibi bir kaygı taşımamakla beraber, her iki durumu da tercih edene saygım var.

seksi suç zanneden ergen düşüncesi.
oysa insan sever sevişir.

güneydoğu anadolu nun güzide aşiretidir. geçimini kaçakçılıkla sağlarlar. başkada bir zararlarını görmedim duymadım..

ölümün, yaşam kadar doğal olduğu göz önünde bulundurulduğunda, neden yaşamak istemek kadar doğal olmasın ki(?)

bu zamana kadar hiç istemedim ölmeyi yada kendimi öldürmeyi. ama doğmakla eş değerdir benim için ölüm. cüzzi iradem dışında doğal bir yolla doğdum, yine cüzzi iradem dışında aynı doğallıkla ölücem. bu ikisinin arasını iyi doldurduktan sonra sıkıntı yok yani..

her seks aşk gerektirebilir belki ama her aşk seks gerektirmez.. zira aşk sadece karşı cinse duyulmaz.

motive olmak için ara ara bakarım. şu gülüşe bakınn :)

babasının portakal bahçesine kadar yolu var.

müdür, adamım, ayan, kada, aşko..

kendi kuyruğunu yutan yılan gibi canlanmıştır hep gözümde. onlara en çok acı veren şeyi yapmışımdır hep, acımışımdır..

izmir hayvanat bahçesinin maskotu haline gelmiş fili idi bir zamanlar.