şimdi ve bundan sonra ara ara saçmalayarak başınıza ekşiyor olacağım haberiniz olsun.
zamansızca hayatınıza giren insanlar vardır. sanki bir daha çıkmayı istemiyormuş gibi yapan insanlar. oysa asıl inandırmak istedikleri kendileridir. birine sahip olmak isterler. sadece kendilerine ait olacak birine. ve ben her zaman kapılarımı sonuna kadar açarım bu insanlara. bağlanacağımı bildiğim için ilk başlarda isteksiz bir ev sahipliği yapar kelimelerim onlara.
zamanla onları anlamaya başlarım. ihtiyaç duydukları sevgiyi verir ve ne zamana kadar kalacakları konusunda tahminler yürütürüm. zira her biri ne yaptığını farkına vardığı ya da benim, eksikliğini hissettikleri şeyin bir yanılsaması olduğumu anladıkları da giderler. ne gidişlerinin ne de gelişlerinin benim için mahsuru yoktur. zaten ben de yabancılara ihtiyaç duyuyorum.
koşulsuz sevilmeye –aşk ile karıştırmayın- ,zamansız gelen gülümsemelere muhtaç hissettiğim için kucak açıyorum bu yabancılara. bir süre ortalarda gezinmelerine ve asla dâhil olamayacağım hayaller kurmalarına izin veriyorum. şahitlik etme fikrinin, yıllarca aradığım yuvanın bir yansıması tadında olduğunu itiraf etmeliyim.
yabancılar gözlerindeki perdeyi kaldırana kadar onları sarıp sarmalıyorum ve tepsi dolusu anne kurabiyesi yapıyorum. zamanı geldiğinde kendilerini daha iyi anlayıp yollarına devam etmelerini görmek, tıpkı yavrusu yuvadan uçan anne kuş gururu veriyor bana.
güne 2 saat uyku ve bomba gibi enerji ile başlamıştım. ama sözlük akışını içine alan mutsuzluk bana gerçek hayatı hatırlattı. oysa küçük mutluluklar bizi neşeli insanlar yapabilirdi. insanların hayatta kalma çabası ve mutlu olmak için değil nefes alabilmek için yaşaması bunu elimden alıyor. uyandığım zaman kendimi hayat dolu ve güçlü hissederken şimdi tüm dertlerim önümde öylece oturuyorum. gün geçirmek için yaşamadığımız bir sabaha uyanmak istiyorum. gece yatarken kendin icin ne yaptın sorusuna gerçekten kendim ve ruhuma iyi gelen şeyleri söyleyerek cevap vermek istiyorum.
başlığı görünce bi gülümsedim. gözümün önüne kocaman çilek dolu kase geldi.
kesinlikle düşünceli erkektir. tıpkı sevdiği adam için meyve tabağı hazırlayan kadın gibi.
uyku vakti geldi. hazır gözlerim kapanıyorken ben uyumaya gidiyorum. sakın ses yapmayın sabah perdeleri açmadan gürültü etmeden usulca girin sözlüğe. iyi geceler canlarımmmm.
bir zamanlar aşık olmuştum. ve kendine saygısı olan her insanın yapması gerekeni yapıp toksik olduğu zaman geride bırakıp yoluma devam ettim. şimdi bu başlığı gördüğümde o günü hatırlıyorum. takside uyuklamak için sırtımı ona yasladığım o anı. sonra aklıma huzurlu hissettiğim son an diye paylaştığım fotoğrafın geçtiği gün geliyor. "sen köpekten korkuyorsun di mi ? " minik bir gülüş "her türlü hayvadan korkarım."
şapşal anılar biriktirin. koşun ve aşık olun. ama bitme zamanı geldiğinde bitirin. gülümseyerek hatırlanacak anılarınız kalabilsin.
katı meyveler sıkacağını en son kim kullandı? abi temizlemek zor geliyorsa bana söyle. üstünde kuruyor meyve posası. sonra zor oluyor. azıcık ayrıntılı bakın ya.
hele şu her gördüğünde numaranı ver kaydedeyim diyen türlerine gıcık oluyorum. yıllarca görmedim etmedim. yaşam tarzımız yetiştiğimiz kültür bambaşka. şimdi sen sıkıldın azıcık daha dedikodu yapabil diye neden ben sana hayatımı açayım? ekle diye yakamızı yapışmayın.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.