rayuela yazar profili

rayuela kapak fotoğrafı
rayuela profil fotoğrafı
rozet
karma: 2528 tanım: 93 başlık: 4 takipçi: 92
"yaşamımızda geceler boyu yol almak, damarlarımızdaki kanın akışına boyun eğerek..." Cortázar - Rayuela

son tanımları


evdeki en garip nesne

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kesinlikle küllüklerim.
devamını gör...

anın fotoğrafı

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

uyutmayan sorular

dyatlov geçidinde ne oldu?
devamını gör...

en çok okunulan edebiyat türü

roman okuyorum. öykü de okuyorum ama sadece cortazar'ın ve raymond carver'ın öykülerini okuyorum son yıllarda. şiirden hoşlanıyorum ama uzaktan hoşlanıyorum, şiir okumayı beceremiyorum.
gerçi maldoror'un şarkıları'nı defalarca okudum ama o da şiirin neresinden sayılır meçhul.
roman.
devamını gör...

sevdiğin filmi adını söylemeden anlat

bir soygun filmi ancak soygun sahnesi yok.
devamını gör...

bu gece sizi uyutmayan nedenleriniz

aşırı sıcak
devamını gör...

the witcher 3 wild hunt

bilmem kaçıncı kez oynuyorum şu an. büyük usta zırhları için epey para biriktirdim gönlümce yapayım dedim. epey kastım para işini. yine tek sette donuma kadar aldı gitti. nerdeyse on sene oldu çözemedim bu ustanın esrarını...
devamını gör...

üstteki yazarın kaç sevgilisi olduğunu tahmin et

sıfır. uzun süredir de yok. ama kafa da rahat galiba.
devamını gör...

izmir

yazarlarımız çok alıngan çıktılar. ne akp'liliğim kaldı ne kıymet bilmezliğim.
akepe belasına bulaşmadan da toplumsal muhalefet örmek mümkün arkadaşlar. belli ki şahit olmamışsınız hayatınızda hiç.
üzerine bastıra bastıra tekrar söylüyorum. izmir mükemmel bir şehir ama bu belediyeciliği hak etmiyor. hiçbir zaman da böyle hor kullanılmayı hak etmeyecek.
(korkmayın akepeli değilim yani, akepenin en illet olduğu insan tiplerinden biriyim sanırım, sinir uçlarınızla daha fazla oynamadan bu kadar söyleyeyim.)

koku yok ya ne kokusu diyen arkadaşa mesaj yazamadım. tam da işbu entry'nin yazıldığı dakikalarda konak'ta balkonunuza çıkarsanız, muazzam yaz esintileri taşıyan mis gibi efil efil bir koku alabilirsiniz...
devamını gör...

diamond tema hakkında tutuklama kararı çıkarılması

yoğunluktan fırsat buldukça twitter'dan takip ettiğim olay. benim tarafımda oldukça enteresan yönleri var.
diamond tema zerre kadar sempati duymadığım biri. islamcı yamultması hoş bir olay olsa da aşırılığa varan kafatasçılığı onu maalesef akıl almayacak kadar itici kılıyor.
bu olay patladığında da tam bu sebepten değişik, seyri zevkli bir manzara çıktı ortaya. aşırı milliyetçiler, beyefendi kafatasçının bayrak sallayanı olduğu için destek çıkmaya çalışıyor fakat siyasal islam eliyle iktidarda olduklarından aşırı aşırı bir destek de sergileyemiyorlar. kendisi son şeriatçı bükücü gibi bir şey çünkü.
daha seküler kesim bu şeriatçı bükücü skill'inden ötürü arkasında duracak gibi oluyor fakat bu kez de ekstrem kafatasçılık devreye giriyor.
elde kalan twitter'da car car öten 12-15 yaş aralığında, hayaller aleminde yaşayan gençler oluyor haliyle.
daha bugün bile özgür özel kendisine destek açıklamadığı için son derece ayrıştırıcı, parazit kadar görmediği insanları öteleyen bir dille eleştiri yazmış twitter'dan.
ha bir parti lideri kendisini niçin desteklemek zorunda, desteklemedi diye niçin birilerinin kuyrukçusu oluyor onu da tam anlamadım işin açığı.
velhasıl, sticker mahir bile kendince tutarlı bir destekçi kitlesi bulmuştu. ki kendisini on senedir filan tanırım, twitter'daki gibi öyle aman aman insanları kucaklayan bir tip de değildir, aslında pek de beğenmez kimseyi.
sözün sonu, uzun süredir ilgimi bu kadar çeken bir kaos görmemiştim. iyi oldu hoş oldu.
devamını gör...

izmir

eski belediye başkanı tunç soyer sürekli eleştiriliyordu. şimdikine pek ses çıkaran yok. ama "cemil olabilir mi cemil," resmen talana gelmiş gibi hissediyorum ben. yeni yönetim iki ayda bile yamultmaya başladı kenti. bariz bir şekilde her şeyin bütçesini ya kısmışlar ya da tümden kesmişler.
koku olduğu gibi geri döndü mesela. geçen sene biraz rahattık ama bu yaz geldi geleli koku da tekrar evlerimize girdi. çoğu gece leş gibi izmir kokusuna uyanıyorum.
çöpler konteynırlardan taşana kadar toplanmıyor.
ortalık sinek dolu. kafam kadar sinekler geziyor ortalıkta. sinekler epeyce azalmıştı geçen senelerde.
günün her saati veteriner, hayvan ambulansı buluyorduk. şimdi, "beşten sonra gabalıyız hemşerim," diyen hıyar gibi bir ses karşılıyor sizi. napsın mesai saatleri içinde mi yaralansın hayvanlar?
toplu taşımaya hunharca zam işi tunç'ta nasılsa burda da devam. dünyanın en kalitesiz toplu taşıma hizmetini inanılmaz pahalıya alıyoruz. metro da izban da eshot da en kalabalık saatlerde geç gelmeye ya da hiç gelmemeye devam ediyor üstelik.
cidden saymakla bitmez, bunlar en hafifleri.
belediyecilikten yana bitmek bilmez dertleri olacak bu yeni başkan yüzünden. karşıyaka'yı talan ettiği yetmemiş adamın. liyakatsizlik böyle bir şey işte. eşim, akepeye söz vermeyelim boşver, diyor ama ben bir yere yazmasam rahat etmeyecektim. izmir bu rezillikleri ve çok daha fazlasını hak etmiyor. akepenin baş döndüren görgüsüzlükteki saldırganlığını zaten hiç hak etmiyor ama bu da bence çok kötü bir durum. keşke daha iyi alternatifler olsa. tek vasfı özel'e destek vermek olan kapasitesiz bir adam mükemmel bir liyakatsizlik örneği olarak geldi tepeye yerleşti. tüm bütçeleri kısmış ya da kesmiş.
emin olun arkası gelecek.
devamını gör...

zafer partisi

geçen gün de yazmıştım, bu denli ekstrem bir faşizm türkiye'deki kimsenin umrunda değil diye. seçimle de belgelenmiş oldu.
her yerde bu partiyi parlatmak için çok çabalar verildi. orta yaş kitle için mesela, fatih altaylı defalarca yayına çıkardı kafatasçılığını yaptırttı adama.
gençler için jahrein, erlik, diamond tema yıllarca alttan alta işledi durdu gencecik çocukları.
kimsenin böyle saçmalıklara pabuç bırakmadığını görmek bana ayrı bir huzur verdi o yüzden.
karşıyaka çarşıda yüzlerce kişi üzerime çullandıkları günü unutmayacağım. onların insanlığı bu kadardı. oyları da o kadar.
devamını gör...

imamoğlu bu oylar benimdir demesin sakın

seçim bitti, kürtlerle işiniz de bitti, sallayın tabi bol keseden.
neyse ki ana muhalefet yönetimi sizin gibi andavallardan oluşmuyor eskisi gibi. herkes farkında kimin kime niye oy verdiğinin.
devamını gör...

can sungur

yanlış zamanda hükümete yanlamıştır, talihsizdir. balın iyisini jahrein filan yemiştir.
devamını gör...

zafer partisi

bu denli ekstrem bir faşizm anlayışı türkiye'de seçmene şu an için manasız gelmeye devam ediyor, akp tipi yetiyor millete. ileride ne olur bilinmez, 12-13 yaşında, erlik tedrisatından gelme kuşağı büyüyene kadar elde tutabilirlerse belki iki üç puan arttırırlar.
devamını gör...

72 yıldır günlük tutan adam

böyle bir habere denk geldim.

link link:


ben de tabii merak ettim 72 sene ne yazmış diye. o günlüklerden kütüphane kurulur, filan diye yorumlar da görünce insan bir bakmak istiyor. uzun da bir süre çünkü.
"evdeyim. evde kimse yok. hava kapalı."
"evdeyim. hava güzel."

böyle. bu kadar yazmış 72 sene.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kediyi tekmeleyerek öldüren kişinin iyi hal indirimi alması

"sokakta, dışarda hayvan görmek istemezük, dünya cihan bizimdir, hayvanlara ölüm," diye zırlayan, itlaf yasaları, genelgeleri bekleyenler; umarım siz de bu katil kadar rahatsınızdır.
çürümenin kitabını siz, hepiniz yazdınız. bu canavar ceza almayacağını tabii ki de biliyordu!
devamını gör...

god of war ragnarök

bu oyundaki odin tasvirinde bir tutarsızlık vardır.
şöyle ki, ilk oyunda mimir tarafından anlatılan odin tasviri aslında mitolojideki tasviri ile büyük ölçüde benzerlik taşır. odin asılmışların lordu olarak bilinir, en kadim olandır, babası ymir'in cesedinden midgard'ı yapar, lakaplarından biri de korkunç tanrıdır, son derece zeki, bir o kadar da ürktücü bir tanrıdır.
ikinci oyundaki odin ise bu anlatılandan çok mitolojideki loki figürünü andırmaktadır. yanlış anlaşılmasın, bu oyunda odin ekrana geldiği her an kendini izletebiliyor, hakikaten bir şeyler döndüğünü hissettiren nadir karakterlerden biri.
fakat ilk oyundaki tasvirle ikinci oyundaki odin'in zerre alakası yok. ilk oyunu yaparken ikinci oyunu hiç düşünmemişler. aksi halde inanılmaz ürkütücü bir varlıkla karşılaşmamız gerekirdi.
onun yerine eski karısına, "my ex" diyen tipte bir karakter var. izlemesi zevkli mi, evet çok zevkli.
bir o kadar da tutarsız.
devamını gör...

baldur's gate 3

tam 5 kere başladım bu oyuna farklı karakterlerle. az da oynamadım, 3 oyunda chapter 2'de baya ilerledim. ne olduysa olmadı, aşırı sıkıldım oyundan. hemen "git cod, fortnite filan oyna," demeyin, dinleyin hele dostlar, romalılar.
sıra tabanlı dövüş genelde sevdiğim bir şey. gerçek zamanlı combat oyunları oynasam da arada bir sıra tabanlıya dönmek hoş hissettirir bana. ama bunun combat'ından da hoşlanmadım. gerçekten duruma göre bir saatten uzun sürüyor combat. ve üzgünüm ama bazı dövüş sekansları hiç de eğlenceli değil, sadece 28648393 tane goblinin hamlelerini yapmalarına maruz kalıyorsunuz dakikalarca.
anlattığı hikayeyle de içli dışlı olamadım. kafamda bir şey var çıkarmam gerek, diye dolanıyoruz. yerin dibine sokulan cyberpunk da aynı şeyi anlatıyordu.
yancı karakterlerin karakter derinlikleri ve anlattıkları öyküler gerçekten çok etkileyici. bunun dışında asla bağ kuramadım oyunla ve bu beni üzdü açıkçası. o yüzden direnip tam 5 kere denedim.
herkes her oyunu sevecek diye bir şey yok hakikaten.
devamını gör...

8 aralık 2023 popeyes mücadelesi

geçen günlerde popeyes başlığında bir entry girmiştim:
"biraz evvel bizi zehirlenmenin eşiğinden döndüren "sözde" zincir restorandır. kedimize de verecektik az daha. hayvan ölürdü herhalde.
arayınca da parçalanmış ürünü iade alamıyoruz diyorlar. lan yemeden nasıl anlayacaz bozuk olduğunu. gözümüzde dedektör filan mı var sizce?
yemeyin, yedirtmeyin. insan canının hiç kıymeti kalmamış."
oradan devam edeyim:
8 aralık 2023 popeyes mücadelesi, bunun üzerine yeni olaylar yaşanarak kapanmış olan bir süreçtir. ülkede kanun tanımazlığın, haydutluğun, bencilliğin ne boyutlara vardığını gösteren ibretlik bir olaya dönüşmüştür. anlatayım:
bu zehirleme tehdidi içeren tavukları ben çöpe filan atmadım. tekrar paketine koydum dolaba kaldırdım. sonra dolabı da koku alır diye korktum dondurucuya attım. popeyes için müşteri hizmetleri filan aradık ama kimseye ulaşamadık. bildiğiniz ulaşmanın yolu yok bu firmaya. getirdikleri fişte ne adres yazıyor ne telefon. ben işi gereği düzenli fatura, fiş kesen bir insanım. böyle kanun tanımazlık görmedim. neyse.
sipariş ettiğimiz uygulamayla iletişime geçelim dedik. tahmin edin ne oldu? onların da hiçbir iletişim bilgisi yok hiçbir yerde. sadece uygulama üzerinden yazışabiliyorsunuz. yazık. restoran kapanmış yarın sabah 11den sonra tekrar yazın dediler. gün içinde işte insanlar genelde. bunu biliyor olmalılar. başka türlü açıklaması yok saat 11 demenin. akşamına geri yazdık. ne oldu? tam sohbet zamanaşımına uğrayacağı anda cevap verdiler. tam o saniye. dolayısıyla konuşamadık. kimseyle konuşamıyorsun, elinde adres telefon yok. dolandırıldın, zehirlendin, elin kolun bağlı kalacaksın. şu kanunsuzluğa şu pervasızlığa bakar mısınız?
ben bu aşağılamayı kabul etmiyorum, dedim. sandıktan pelerinimle maskemi çıkardım, i'm vengance, dedim ve işe koyulmak için ertesi günü bekledim.
ertesi gün çıktım eve yakın yerlerde popeyes aradım bulamadım. burger king'e denk geldim. tıklagelsin denen dolandırıcı kanun tanımaz garabet kere garabet uygulama bunların. girdim içeri. elimde öldürücü zehirli tavuk poşeti ve fiş ile. dedim benim bu restoranı bulmam lazım. adres de yazmıyor, mıy mıy da mıy mıy bir şeyler dediler. çıktım restoranın önündeki trendyol kuryelerine sordum. bilmemne avm'den gidiyor sizin mahalleye, dediler.
bilmemne avm'ye gittim ben de. girişe yakın bir yerde bir kurye vardı, ona da sordum. o da doğruladı. ancak el yordamıyla takip edebiliyorsunuz bu hayalet restoranı çünkü.
avm'ye girdim restoranı buldum, müdür istedim. ben yardımcı olayım, dedi biri. zehirlenme sürecimizi anlattım, ayrıca siparişteki her şey yanlıştı ama esas mesele o değildi. size ulaşmak için dört saattir şehirde dolaşıyorum dedim.
yani, bunu fareye versen fare yemez, evde kediler vardı versek ölürlerdi herhalde dedim. maalesef iade yapılamıyor böyle durumlarda, dendi bana. sonra fıtı fıtı arkaya gitti, siyah süveterli, hafif kel, tontiş bir adam geldi. bir posta da ona anlattım
o da, iade yapılamıyor, dedi başta. restoran kapanacağı anda gelen siparişlerde böyle şeyler olabiliyormuş. düzenli insanları zehirliyorsunuz, yani dedim. yanda iki kadın sipariş verecekti. onlar da beni dinliyordu.
isterseniz tekrar gönderebiliriz, dedi herif. siparişi veren ben değil nişanlım olduğu için ben iade alamıyormuşum.
ben de açtım poşeti tüm zehirli radyoaktif tavukları döktüm tezgahın üzerine. bir koku yayıldı anlatamam vallahi. utanın şu sattığınız şeyden, alçaksınız! diye bağırdım. sen kendin bunu yer misin, karına çocuğuna yedirir misin dedim, bir panik havası oldu, güvenliği çağıracaklar sandım.
ister güvenlik gelsin ister polis gelsin, haklı olan bendim, geri basmadın. güvenlik de gelse polis de gelse derdimi anlatırdım.
çıkarıp siparişin parasını verdiler. aldım, zehirlenmek istemiyorsanız buradan yemeyin, dedim kadınlara. döndüm arkamı gittim. tavukları da kendileri yesinler artık.
şu kanun tanımazlığa cidden bakar mısınız? inanamıyorum, ben de gıda işindeyim ve aklım almıyor. ne adres var ne telefon var. ne bir denetleme mekanizması var ne hak iddia edebilme imkanı var. herkes kafasına göre at koşturuyor. fareden bile değersizmişiz gibi davranılıyor.
en ufak şey için bile mücadele edin, o yemeğin parası kimseyi zengin de etmez fakir de, ancak bu aşağılama meselesi cidden insanın kanına dokunan bir şey. hastalıklı, pis bir lağım sıçanı kadar değerimiz yok firmaların gözünde.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim