ismim de esinlediğim seri.
devamını gör...
buongiorno principessa.
devamını gör...
ekrem imamoğlu'nun seçim sloganı
devamını gör...
bankta otururken tanıştığı insanlara hayat hikayesini anlatan bir gencin insanlara çikolata ikram etmesi ile tanınır.

"life is like a box of chocolates. you never know what you're gonna get."
devamını gör...
rüya içinde binbir rüya.
devamını gör...

bu kaltakla aynı mahallede büyüdük. mevlanakapı'da. babası zabıtaydı. alkolik hasta bi adamdı rahmetli, erkenden de gitti zaten. bu anasıyla yoksul, perişan... bizim tuzumuz kuruydu, hacı babam yapmış bi şeyler. bi de zagor vardı. bizim eski evin kiracısının oğlu. babası filimciydi yeşilçamda. cepçilik, arpacılık, her yol vardı itte. ama sevimli, yakışıklı oğlandı. bizimkine aşık etmiş kendini. ben efendi oğlanım, okul mokul takılıyorum o zamanlar. öylece büyüdük gittik işte. ne bok varsa hep askerliği beklerdim. dört sene kaldı, üç sene kaldı... sonunda o da geldi gittik. bizde de herkes bunu bekliyormuş; gelir gelmez yapıştılar yakama. ev düzüldü, kız bulundu, çeyiz falan filan... nikahlandık. iki taksi bi dükkan verdi peder.... dükkanda koltuk moltuk satardım. bi gün bu orospu çıkageldi. hiç unutmam, görür görmez cız etti içim. böyle basma bi etek dizine kadar, çorap yok, üstünde açık bi bluz, saçlar maçlar... pırlanta anlıyacağın. şunun bunun fiyatını sordu, dalga geçti benimle. kanıma girdi o gün. tabii taktım ben bunu kafaya. ertesi gün bi soruşturma... dediklerine göre yemeyen kalmamış mahallede. ama asıl zagora kesikmiş. zagorda kaftiden içerde o sıra. bi gün, süslenmiş püslenmiş; zırt geçti dükkanın önünden. yazıldım peşine. tuhafiyeciye gitti, pastaneden çıktı; minibüs otobüs, geldik sağmalcılar'a benim içimde bi sıkıntı... işi anladım tabii: zagoru ziyarete gidiyo. bi tuhaf oldum, piçi de kıskandım. uzatmayalım çaresiz evlendik ötekiyle. o ara zagor içerden çıktı. sonra bi duyduk; kaçmış bunlar. altı ay mı bi sene mi; kayıp. hep rüyalarıma girerdi orospu. o gün dükkana gelişini hiç unutamadım. benimkine bile dokunamaz oldum. sonra bi daha duyduk ki iki kişiyi deşmiş zagor: biri polis, ikisinin de gırtlağını kesmiş. karakolda beş gün beş gece işkence buna. arkadaşlarının öcünü alıyorlar. kaltağa da öyle... önce öldü dediler zagor'a, sonra komalık. ankara'da oluyor bunlar. bizimki bi gün çıkageldi mahalleye. zagor içerde, en iyisinden müebbet. bi sabah dükkana geldim, baktım bu oturuyo. önce tanıyamadım. anlayınca içim cız etti. cız etti de ne? tornavida yemiş gibi oldu. çökmüş, zayıflamış, bembeyaz bi surat... ama bu sefer başka güzel orospu. orhanın şarkıları gibi. kalktı böyle, dimdik konuşmaya başladı. dedi para lazım, çok para. zagor'a avukat tutacakmış. ilerde öderim dedi. esnafız ya biz de, "nasıl?" diye sormuş bulunduk. orospuluk yaparım dedi, istersen metresin olurum. içime bişey oturdu ağlamaya başladım, ama ne ağlamak! işte o gün bi inandım orospuyla tam yirmi yıl geçti. uzatmayalım, zagor'a müebbet verdiler. ama rahat durmaz ki piç! ha birini şişledi, ha firara teşebbüs; o şehir senin bu şehir benim, cezaevlerini gezip duruyo. orospu da peşinden. sonunda dayanamadım: ben de onun peşinden... önce dükkan gitti, ardından taksiler. karı terk etti, peder kapıları kapadı. yunus gibi aşk uğruna düştük yollara. iş bilmem, zanaat yok. bu tınmıyo hiç. ilk yıllar ufak kahpeliklere başladı, sonra alıştı. gözünü yumup yatıyo milletin altına.gel dönelim diye çok yalvardım. evlenelim, pederi kandırırım, zagor'a bakarız: yok. kancık köpek gibi izini sürüyo itin. ne yaptı buna anlamadım. kaç defa dönüp gittim istanbul'a. yeminler ettim. doktorlar, hocalar kar etmedi. her seferinde yine peşinde buldum kendimi. bi keresinde döndüm, biriyle evlenmiş bu, hamile... beni abisiyim diye yutturduk herife. nedense rahatladım, oh dedim, kurtuluyorum. bu da akıllanmış görünüyo. yüzü gözü düzelmiş, çocuk diyo başka bişey demiyo. sinop'ta oluyo bunlar. ben de döndüm istanbul'a. doğumuna yakın, zagor bi isyana karışıyor gene. hemen paketleyip diyarbakır cezaevine postalıyorlar. çok geçmeden bizimki depreşiyo gene; o halinle kalk git sen diyarbakır'a, üç gün ortadan kaybol... herif kafayı yiyo tabii. dönünce bi dayak buna: eşşek sudan gelinceye kadar. kızın sakatlığı bu yüzden.sonra çocuğu doğuruyo. durum hemen anlaşılmamış. ortaya çıkınca bi gece esrarı çekip takıyo herife bıçağı. çocuğu da alıp vın diyarbakır'a, zagor'un peşine. allahtan herif delikanlı çıkıyo da şikayet etmiyo. ben o ara istanbul'da taksiden yolumu buluyorum. epey bi zaman böyle geçti. yine her gece rüyalarımda bu. zagor'un diyarbakır cezaevinde olduğunu duymuştum o sıralar. bi gece bi büyükle eve geldim. hepsini içtim. zurnayım tabi. bi ara gözümü açıp baktım: karlı dağlar geçiyo. bi daa açtım, başımda bi çocuk, kalk abi, diyarbakır'a geldik diyo. baktım, sahiden diyarbakır'dayım. bi soruşturma... kale mahallesi vardır oranın, bi gecekonduda buldum, malımı bilmez miyim? görünce hiç şaşırmadı. hiç bişey demedik. o gece oturup düşündüm. oğlum bekir dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle, yol belli, eğ başını,usul usul yürü şimdi. o gün bugün usul usul yürüyorum işte.
devamını gör...
filmin sonunda erkek kahraman yaralanıyor, gökyüzü masmavi, her yer çayır çimen, hayal kurdukları yerde adamın ölmesine kadın katlanamıyor, kadın kahraman yaralı adamı öyle bir sarsıyor ki adam kendine geliyor, koca bir kıtada yeni bir hayat kuruyorlar.
eski çok güzel bir film. oyuncular o zaman evliydi. ikisininde gözleri mavi. adam benim jenerasyonun için yakışıklılık göstergesiydi hala da öyle bence.
devamını gör...
kötülüğün üzerine şeker serpeceğiz .
devamını gör...
guilty, not guilty
devamını gör...
küçük bir çocuğun eline değerli bir şey vermişler ve bunu yok et demişler. küçük çocukta bu değerli şeyi yok edip kahraman olmuş ama asıl kahraman her zaman onun yanında duran, gerektiğinde omzunda taşıyan, en yakın arkadaşı olan bir diğer küçük çocukmuş.
devamını gör...
d okunmaz köylü
devamını gör...
+sevdiğin biri var mı?
-evet.
+seni seviyor mu?
-evet.
+söyledi mi peki?
-hayır.
+nereden biliyorsun?
-her seferinde kitaplarımı geri verirken içine çiçek koyuyor.
+o da insanlığı kurtarmak istiyor mu?
-evet.
+nereden biliyorsun?
-altını çizdiği cümlelerden.
devamını gör...
hala ilerlemiş yaşına rağmen, yine bir filmde olsa, yine başrolde, yine yakışıklıyı oynayan, gözlerinin hastası olduğum aktörün oynadığı,

newyork ta terasa açılan kapılarıyla yek pare salonlu, müthiş şehir manzaralı bir evde oturan, eski eşinin yeni eşiyle birlikte sahip olduğu gazetede, köşe yazarı olan bir karakterin başrolde olduğu film...

*sırf evi görmek için geçen gün açıp baktım
devamını gör...
"oo kaptan, kaptanım".
devamını gör...
günaydın ve olur da görüşemezsek iyi günler, iyi akşamlar ve iyi geceler.
devamını gör...
-ailenle vakit geçiriyor musun.
+evet.
-güzel, çünkü ailesi ile vakit geçirmeyen erkek gerçek bir erkek olamaz.
devamını gör...
enteresandır ama leonardo dicaprio bu filmde de ölüyor.
devamını gör...
ne isim, ne oyuncu, ne dönem hakkında yorum yapmaya gerek yok.
imdb'de 1 numara, yaklaşık 2 milyon oy almış 9,2 puanla tüm zaman en iyisi.
dram uyarlamadır belki ama ne zaman izlesem hayata karşı tükenmeye yüz yutan umutlarımı yeşertir.
devamını gör...
ona reddedemeyeceği bir teklif yaptım
devamını gör...
merdiven altındaki dolaptan şatoya (bkz: expecto patronum baba yorgunum)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sevdiğin filmi adını söylemeden anlat" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim