günlük tutmak o an için güzel bir alışkanlık olsada benim için o günlüğü yıllar sonra okumak güzel bir duygu haline girmemi sağlamıyor. yaşanılanlar sadece yaşanmışlıgıyla kalmasını tercih ederim.
ortaokul yıllarımın çocukluk tramvasıdır. bir dersten iki sene boyunca öğretmen kaynaklı düşük alıp son dönem öğretmenin değişmesi ile ders ortalamamın artması.
kolları karşıdaki bir kişi konuşurken bilinçsiz bir şekilde bağlamak, iletişime kapalı olduğunun göstergesidir. karşıdan gelen ileriye karşı kendini kapatmaktan.
televizyon keyfimizi mahveden anlardan biridir. zaten uyuya kalacaksın bırak biz istediğimizi izleyelim. kumandayı alıp değiştirince de niye değiştirdin ben izliyorum demesi de cabası. babaların kumandayla uyumaları yasaklansın.
kendinden yaşça büyük biriyle siyaset konuşmak. asla sonu yok. sonu olmadığını bildiğim için tartışmaya girmemeye çalışsam da bir girdap gibi içine çekiyor.
iyi bir gelecek bırakmak yerine, iyi bir gelecek için atacağı adımlardan desteğini göstermektir. yani bir ebeveyn balık vermemeli, balık tutmayı öğretmelidir.
bir kere sinirlenip telefonumu fırlatmıştım yeni telefon alacak kadar da birikimim olmadığı için o an sinirimi unutup telefonuma bir şey oldu mu diye bakmaya kalkmıştım. o gün anladım fakir insanların sinirlerini eşyalardan çıkaramayacağını:)
galatasaray maçı izlerken artık yanıma tansiyon aleti alıyorum. sinirden tansiyonum kaça fırlıyor görmek için. bu arada sinirlenme sebebim hakem kararlarıdır.
başlığı ilk görünce aklıma haberlerden kaynaklı olarak esenyurt/kıraç gelmesi çok üzücü olsa da sonra "endaaaamın yeteeeer" diye bu başlığı kendim için sonlandırmak istiyorum.
ben mezarlıktan çok korkardım ta ki sevdiğim insanları birbir mezara koyana kadar. artık korkmuyorum mezarlıktan çünkü artık orada, toprağın altında yokluğuna dayanamadığım insanlar var.
bu zamana kadar paylaştıkta ne oldu ? saçma sapan teselli çalışmalarından başka ne dinledik? kimse çözüm üretmiyor derde. yalnızca bunun için mi canını sıkıyorsun, boşver geçer ya deyince dertler çözüme ulaşmıyor arkadaşlar. dertli insanı teselli etmeyin,ettirmeyin.
kesinlikle gergin olunmamalı. benim ilk buluşmalarımda başıma gelen bir durumdur. üçüncü buluşmada ancak kendime gelebiliyorum. tabi o süreçte gerginliğimle saçmalayıp karşımdaki kişiyi kendimden uzaklaştırmadıysam. :)
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.