sandman yazar profili

sandman kapak fotoğrafı
sandman profil fotoğrafı
rozet
karma: 1563 tanım: 113 başlık: 5 takipçi: 33
istediğini elde etmenin bedeli, bir zamanlar istediğini elde etmektir.

son tanımları


müptezel ve ekürisi

rok g*** ve ekürisi yine salak saçma konuşmuş üç büyüklerin üçüncüsü de asisti görüp topa gelişine oturtarak gol atmış işte.

böyle böyle bu yalamayı seven zat-ı muhterem futbol camiasından şutlanacak ama hadi bakalım. bu adamın hâlâ televizyon kanallarında iş bulması bile saçma. ulan nasıl bir yüzsüzse pezevenk yani nasıl bi ar damarı çatlamaksa insan içine çıkılmayacak itibarla ekrana falan çıkıp y**k kürek espriler yapabiliyor. bunlarda arsızlık meslek herhal. insan hayret ediyor gerçekten hocam.
devamını gör...

burçlarla kişilik tahlili yapmak

niye bu kadar salak değilim a.koyayım ya!

t: doğru yolda olan üst insanlar. böyle devam etsinler ki biz de onların dehalarının yanında ezilmemek için yolumuza bakalım, hayatlarına girmeden köşeden dolanıp gidelim.
devamını gör...

edebiyat hangi kafayla yapılır sorunsalı

ya memleket bok içindedir ya savaş vardır ya da soyunuzu devam ettirme mevzusunu olması gerekenden biraz fazla ciddiye almış bir meriçsinizdir.

yeraltı edebiyatına giriş için de reçete burada:
günde en az yarım saat cengiz kurtoğlu dinlemek ve farklı zaman dilimlerinde en az 40 kere ben işe yaramaz bir o. çocuğuyum demek. yeni kitabınız hayırlı olsun. ağaçlara yazık anasını satayım.
devamını gör...

çocuğunun olamayacağını öğrenmek

doktorla ufak bir konuşmadan sonra ihtimal dahilinde olduğunu öğrenip aylarca bok gibi bir ruh haliyle gezdiğimi bilirim. yeğenlerime ondan biraz evlat muamelesi de yapıyordum herhalde.

kimseye kafanı bozmaya gerek yok diyemem hele benim gibi çocuk seven, aile kurma ihtimali kafasında bir yerde 'birini gerçekten sevebilirsem neden olmasın ya' diye duran bir adamsanız ufak bir a. koyayım böyle işin farkındalığı oluşuyor. ona çare yok yani.

önümüzdeki maçlara bakmak lazım. partnerlerinize belli bir aşamadan sonra söyleyin bu durumu ama hocam. gerekli yani. ha sonra senin çocuğun olmama ihtimali varmış ben seni ondan boynuzladım gibi s***k bahanelerle ortada kalabilirsiniz o ayrı. bir arkadaşım ekolünden* neyse abi, a. koyayım onların çok ayıp ediyorlar bazen.
devamını gör...

sözlükte karşı cinsle cilveleşmenin aldatmadan sayılma olasılığı

ne münasebet anasını satayım. hiç olur mu ya, kasmayın o kadar abi. en az üç kadınla yatmadan aldatmak sayılmaz o ama dört biraz sıkıntı biliyor musun ya. dinen caiz değil yani hocam.

abi, açık ilişki yaşayamayacak adamlarsanız bu topa hiç girmeyin. tabi aldatmak a. koyayım. bu yeni nesil salak saçma flört meseleleri neyse de hayatınıza, evinize aldığınız, aynı sofrada yemek yediğiniz insana da en azından ya ben biraz ara vermek istiyorum diyecek saygınız olsun.

ilişkide sıkılmak normal zaten hele her gün göt göte darlanıyor insan ama kıçınızı kırıp oturamıyorsanız en azından açık açık belirtin flörtöz olduğunuzu da milleti boş yere paranoyak ruh hastalarına çevirmeyin.

edith piaf: niye o kadar sert çıktım hiç bilmiyorum.
devamını gör...

her şey bitti derken çıkagelen insan

aynı hızla s***ir olup gitmese epey makbule geçecek insandır aynı zamanda.

evet, gergin bir gündü.
devamını gör...

şile

sonbahar gibi ağva'yı geçtikten hemen sonra şile'ye giden yol tablo gibi duruyor.

bugün istanbul'a kira kontratımı yenilemek için mecburi gidiş geliş yaptım bursa'dan. sonbahar gibi hiç bu hat üzerinden gitmezdim normalde, pişmanlıktan geberiyorum şu an. bu nedir anasını satayım.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

sözde yeşil bursa deriz. kurşunlu hariç adam akıllı yeşil göremedim. yurt dışından döndüğümden beri türkiye'de gördüğüm en rahatlatıcı manzaraya sahip yoldan gidilen küçük sahil kasaba?sı.

bok gibi restore edilmiş kalesine hâlâ götümle gülüyorum bu arada.
devamını gör...

neil gaiman

vakti zamanında karen berger'e muazzam bir ayar vermiş büyük üstat.

gaiman, sandman'i yazarken mastürbasyon hakkında ufak bir gönderme ekliyor senaryoya. editör karen berger de bu sahneyi direkt kesip atıyor ve dc evreninde mastürbasyon yok diyor.

gaiman da, "eh, bu dc evreni hakkında çok şey açıklıyor." diyerek veriyor ayarı.
devamını gör...

kadına el kalkmaz

bunun senden güçsüz birine vurmamak olarak güncellenmesi lazım. erkek kadın fark etmez olum. öküz değilseniz sizden güçsüz birine vurmamayı öğrenin. baktınız iş uzuyor basıp gidin. fazlası bokunu çıkarmak çünkü.

ha karşıdaki pasif olduğunu düşünüp vurmaya niyetleniyorsa da bilekle kolu tuttuğun gibi çevir kilitle. abartmadan yapılırsa hem zarar veremez hem de maksimum alacağı zarar biraz yanma ve ağrı hissi olur. kadını erkeği yok bu işin senden güçsüzse ya çekip gidersin ya etkisiz hale getirirsin. yoksa ben de dünyanın en sakin adamı değilim yani.
devamını gör...

üst komşunun oğlunun gece yarısı koşturması

tamam kötü bir durum hatta evde bebek varsa ya da işten yorgun argın gelinmişse cinleri tepesine çıkıyor insanın da çocuk lan bu.

uyaracaksanız s***irin gidin annesini babasını uyarın. el kadar çocukları sağda solda sıkıştırıp hırpalıyorsunuz. bir gün denk geleceğim birine elimde kalacak ama hayırlısı.
devamını gör...

fethiye

allahın s***r ettiği yerde yolda kalmak istenmiyorsa gidilecek yolu iyi seçmek lazım. hay şansımı bahtımı. yarı yolda başka şehirde mahsur kaldım.

yatağan üzerinden basar giderim derken aydın bozdoğan güzergahında araba perte çıktı en aşağı iki güne tekrar yola çıkabileceğim. sinirlerim yıprandı yemin ederim.

konya - karaman güzergahından zaten gidilmez s***r edin. antalya sahil güzergahı virajlı ama daha temiz yol açısından. konya-karaman yolunda 70-90 arası gitmekten yol uzadıkça uzuyor. her yerde radar var. gündüz zaten metre başına iki tır düştüğünden kazalar yüzünden yolu kapattıkları da oluyor arada. iki saatlik yolda üç tır bir araba kazasına denk geldim. millette sithe sürecek akıl yok. adam tırla önüme sürüyor anasını satayım.

hayır bir salaklık edip bir kere de farklı yoldan gideyim değişiklik olur diyorsanız o boku yemiş salaklardan biri olarak tavsiyem afyon'un içine hiç girmeden çevre yolundan basın dümdüz. dinar'a afyonun içinde dolanıp giden var. boş yere yol uzatmayın hocam.

denizli'de yol fena değil de aydın - yatağan üzeri bir yerden sonra boka sarıyor. radarlardan hasarsız çıksan da garanti iki lastik giriyor yani bir şekilde. aydın-kuyucak güzergahında kurtuluş sapağını geçtim geçmedim araba bi tekledi zaten. bozdoğan civarlarında yol bok gibi olduğundan üstüne sağ ön ve sol arka lastik gitti. 35'den 23'e indi en son zaten. bozdoğan'da da komple gitti. yol şose olsa bu kadar hasar görmezdi.

kaldım bozdoğan'da. adam akıllı tamirci yok. otel, pansiyon bulacağım diye canım çıktı. dağ başı bildiğimiz. sözde fethiye'den bursaya geçmem lazım daha ama usta araba iki gün yatar diyor. bunların tüm sebebi hadi bu kez başka güzergahtan gideyim enayiliği.

antalya yolu ışıklar yüzünden can sıkıyor da virajlar abartıldığı kadar yok. oradan basın gidin. en azından geze geze gidersiniz. burası neresi anasını satayım ya.

iyi benim mustang ile yola çıkmadım. alçak araba o yolda ziyan olurdu. parçası zor bulunuyor zaten. motoru elden geçirecek usta zor buldum küçücük yer. ha ama yol üzerinde çok çevirme yoktu. denizli güzergahında dönüş yolunda var çevirme sadece.
devamını gör...

fen lisesinde okumak

benim okuduğum yıllarda harbiden kurtlar sofrasıydı. birinin ödevine salça olmayı bırak ne yaptın bir bakayım dediğinde bile adamlar defteri kapatıp kıçlarının altına koyuyorlardı. insan hayret ediyor gerçekten.

fen lisesinde okuyan herkes zekidir diye düşünülen karanlık bir dönem vardı da geçti sonunda. dört tip öğrenci vardı benim gözlemlerime göre. yatılı okumanın faydası da bu galiba.

sürekli inekleyen ortalama zeka seviyesine sahip genel kitle.

bu adamların kafası öyle çok basmazdı ama azimli sıçan duvarı deler mottosu ile hareket edip sat komandosu ayarında test çözebiliteleri vardı. aile baskısı default geliyor zaten. hanimiş benim zeki oğlum! anam canım anacım oğlun zeki değil çalışkan.

ucu ucuna bala g*te kazanmış serseri mi olsam bir baltaya sap mı diye kararsız kalmış, anası babası zengin pi*ler.

ben bunlara hem üzülür hem nefret duyardım. yazık lan zeka seviyesi belli adamın ama anne bana berkecan babası gibi koç üniversitesinden mezun olacak diye diye çocukluktan beri kurslara dershanelere özel hocalara para bayılmış. yarısının psikolojisi y***k gibiydi ekseriyetle. ondan sürekli can sıkarlardı.

zeka seviyesi ortalamanın üstünde olan ve kötünün iyisi diye fen lisesine mahkum olan ama oturup ödevleri eksiksiz yaparak can sıkan kibirli azınlık.

bunlar genelde burunları kaf dağında millete pis bakışlar atan iq seviyesi yüksek ve bunu verimli kullanabilen p**lerdir. ulan zaten kafan basıyor niye başlangıç seviyesi fizik için ödev kasıp hocalara yaltaklanıyorsun değil mi? değil işte. adam ben zekiyim istersem hocanın yerine ders anlatırım ama üşeniyorum pozu kesecek illa. aklı başında hiçbir hoca bu g*t lalerini sevmezdi zaten.

asla ders kitabı açmayarak arka sırada uyuklayan ve ne zaman ödev muhabbeti olsa hocam valla antrenman vardı diyerek iki azarla olaydan yırtabilme potansiyelli en yüksek notları alan şerefsiz kesim.

hah ben bunlardandım ama övmeyeceğim çünkü en can sıkıcı o. çocukları hep bunlardır. lab'ı patlatır hoca olsun çocuğum der, derse girmez hoca bize satranç/basketbol/futbol derecesi getirecek der ses etmez, ödeve elini sürmez puşt derste de hep uyur ama notları yüksek olduğundan hoca yine ses etmez. alayı bokunu çıkarmadıkça dokunulmazdır.

hangi kesimde olduğunuza bağlı olarak keyif alma durumunuz da aynı oranda değişebilir.

ha iyi bir liseyse eğer buradan çıkanlar genelde doktor ve mühendis oluyor ama arada ulan kesin fizik alanında ödül alacak dediğiniz adamlar çat diye hukuk yazıp ters köşe de yapabiliyor.
devamını gör...

taliban'ın kadın voleybolcunun kafasını kesmesi

pasifist olamıyorsam bu herifler yüzünden çünkü alayı yanıp gitmedikçe orta doğu bok çukuru olmaya devam edecek.

bu adamlar bundan tiksinmiyorlar lan. onlar için yaşamın bir parçası. tiksinti duymadıkça ahlaki açıdan ilerlemeyecekler. ahlak böyle inşa edilir çünkü. bilinç kazanıp yapılanlardan tiksinti duyarsın. toplumsal olarak ahlakın ilerleyişinin temel faktörü bildiğimiz iğrenmektir.

bu adamlar yaptıkları şeyi korkudan falan yapmıyorlar. emir kulu da değil bu adamlar. haklı görüyorlar kendilerini. haklı olduğunu bilsen bile yine de birinin kafasını kesebilecek raddeye tiksinmeden gelmek başka bir şey ama. cinnet anı değil, kuşku yok, pişmanlık yok, tiksinti hiç yok. hastalıklı bir şeyin ürünü bu.

benim abim yılların adli tıp uzmanı ama bazen kâbuslar görüyor hâlâ lan. bu adamın işi insan kesip biçmek ama eline versen bıçağı birinin kafasını boynundan ayıramaz.

bugün biri toplu katliam yapsa en iyi ihtimalle bir deliğe tıkılsın isteriz. en kötü ihtimali yazarların hayal gücüne bırakıyorum. adalet sistemi zaten bizim bu vahşice kararlar verme dürtümüzü baskılamak için var ama s***r edin ya. bu adamları bir yargı sisteminde yargılayamazsın. suçlu olarak görmüyorlar kendilerini çünkü. sadece hepsinin kökünü kurutabilirsin.

hepsini geçtim bu adamların gönül rahatlığıyla bu ülkeye girip çıkabilmesi fikri hiçbirinizin mi ödünü koparmıyor?

biz bu adamlarla aynı masaya oturuyoruz lan. çocuklara sulanan, uyluk kesen, insanları köleleştirenlerle.

kafa kesen, sanata, doğaya, tarihe, insana, sana, bana, kendileri dışındaki her şeye düşman olan adamlarla aynı çizgideyiz artık.

başka bir o. çocuğunun daha halt yemesi değil bu. bu bok çukurunda ne ilk ne son olacak. bizi bu tiplerden o kadar ayrı düşünmeyin. artık dünya sahnesinde durduğumuz çizgi tam olarak bu.
devamını gör...

erkekler olarak sakallarımızı kesmek zorunda değiliz

olum tamam zorunda değiliz kesmeyelim de dağ ayısı gibi mi gezelim ortada? tarikat üyesi diye vize bile vermezler manyak mısınız arkadaşlar siz?

hadi ben bildiğimiz sarıyım belki miyop biri uzaktan bir umut norveçli balıkçı zanneder de ülkenin yarısı ya kumral ya esmer. taliban üyesi gibi oluruz hocam şeyapmayın öyle. bak bir gece ansızın cihada katılacaksın diye zorla evden alırlar falan aman diyeyim.
devamını gör...

abet akreditasyonu

tam açılımıyla accreditation board for engineering and technology veya türkçe'de kullandığımız haliyle mühendislik ve teknoloji akreditasyon kurulu olan, bağımsız ve kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan abet; üniversitelerde mühendislik programlarını değerlendirir ve belirlediği koşullar sağlanıyorsa denklik sertifikası verir.

yalnız bu bir üniversitenin herhangi bir mühendislik programına denklik sertifikası verildi diye diğerlerine de verilmiş olduğu anlamına gelmez. kurul abd menşeli olsa bile amerikan üniversitelerden çok azının mühendislik programları abet akreditasyonuna sahip. bizim ülkede de itü, odtü, hacettepe, bilkent gibi üniversitelerin bazı mühendislik programlarında bu denklik sertifikası bulunuyor ama düzenli olarak denetlendiğini söyleyeyim.

yanlış anlaşılmasın bu denklik sertifikası her kurumda aynı derecede iyi eğitim sağlandığı anlamına gelmiyor. bu bir tavan sınırı değil daha çok bir ara çizgi hatta taban sınırı sağlar. odtü'nün kimya mühendisliği programı denklik sertifikasına sahip aynı zamanda mit de aynı programın abet akreditasyonuna sahip ama bu aynı derecede yetkin ve iyi eğitim verildiği anlamına gelmiyor. eh işte, berbat, bir şey öğrenilmez denilen üniversitelerin mühendislik programları ile yeterli derecede veya oldukça iyi eğitim veren kurumları ayırıyor daha çok.

ha alanında adı sanı duyulmuş t***klı bazı üniversiteler, mesela berlin üniversitesi bu denkliğe sahip değildir ya da grove city college'da çok iyi programlar olsa da yine denklikleri yok. önde gelen bazı üniversitelerin de tüm mühendislik programları akredite edilmemiştir. yani özünde öyle aman aman bir artısı yok. olmazsa olmaz değil ama belli bir avantajı var.

türkiye'de mühendislik eğitminin ağzına sıçtığı söylense de asıl önemi şuradan geliyor; dünya üzerindeki prestijli kurumların çoğu abet akredite bir üniversiteden mezun olmayı şart koşar. eğer bu sertifikaya sahip programlardan birinden mezun değilseniz de denklik ister. yani diplomanız bu önemli kuruluşlar tarafından tanınır bu da prestijli - bu arada prestij derken nasa gibi bir kurumun prestijinden bahsediyorum, evet- bir kuruluşta iş imkanı sağlar. özellikle amerika'da ya da amerika menşeli firmalarda iş imkanı arayan birinin kendi ülkesinde denklik sertifikası sahibi bir programa yerleşmesi şart.
devamını gör...

kimya mühendisliği

sağda solda birbirine geçmiş elli tane kaynak olsa da sözlükte bu bölümü okumaya yeltenecek yazar ve çaylaklar için çok detay içinde yüzmeyen, eli yüzü temiz bir yazı yazmak farz oldu. başlık bile açmamışsınız ulan ayılar.

endüstri kimyageri veya proses mühendisi diye anılsa da bence ikisi de bir bakıma eksik tanımlamalar ama kimya sevgisi ile yanıp tutuşuyorsanız ve fizikten, matematikten feci çakmışsanız bu meslek, sizin mesleğiniz değil. başındaki kimya kısmını görüp sevindirik olmayın zira bölümün çok küçük bir kısmı gerçekten kimya ile ilgili. baskın yanı daima mühendisliktir bu alanın. ilk iki sene zaten temel mühendislik dersleri görmek üzerine geçer. yani fizik ve matematik ile aranız yoksa sürünerek bile geçemez üstüne babayı alırsınız.

ulan biz buraya meth yapmak için girdik ne diye akışkanlar mekaniği, reaksiyon mühendisliği, proses dinamiği ve kontrolü, termodinamik, fizikokimya falan görüyoruz calculus ne alaka dediğinizde olayın civcivli kısmına giriş yapmış oluyorsunuz. eğrisini doğrusunu bilerek girin şu bölüme, fizik 101'i görünce eliniz ayağınız birbirine girmesin. ben bilmiyordum ama fizik ve matematik benim için çerez gibi olduğundan yata yata geçtim. sizde aynısı olmayabilir. proflara alık alık bakarak bölümü uzattıkça uzatmak da var. ha bana kalırsa sündüre sündüre okumak daha iyidir. hiçbir şey bilmeden mezun olmaktansa bir iki sene diplomayı geç alın ama alan bilgisi sağlam şekilde mezun olun.

kimya mühendisleri sanayi ve üretimin bel kemiğini oluşturur. elinizde tuttuğunuz telefondan kullandığınız pek çok diğer şeye kadar garanti bir kimya mühendisi üretim sürecini yönetmiş veya katkıda bulunmuştur ama bu hemen sevindirmesin. çok geniş bir iş alanı olsa da türkiye'de y***ak kürek işlere mahkum olabilir hatta işsiz kalabilirsiniz çünkü biz sanayileşememiş tırt bir ülkeyiz. üretim yoksa bize ihtiyaç da yoktur. ha ama bazı şartlar sağlandığında para içinde yüzebilirsiniz. milyoner olmazsınız zaten maaşla çalışarak milyoner olunmaz ama çok sağlam gelir kapısıdır.

bu şartları sağlamak da g*t istiyor. hele bizim ülkede baya bir istiyor. kimya mühendisliği, türkiye şartlarında boğaziçi, itü, odtü, koç gibi üniversitelerde okunmayacaksa çöp bir bölüm. yani bu üniversitelerde bu bölüm tutmuyorsa hiç yazmaya bile gerek yok. abet akreditasyonu şart arkadaşlar. ha tutturmanız da yetmez. bir kere dersleri ezber yapıp geçmek yok. oturup adam akıllı çalışacak ve anlayacaksınız o dersleri yoksa üçüncü sınıfa geçtiğiniz gibi nevriniz döner, bölümden tiksinirsiniz. her telden çalar çünkü dersler. az biraz makina mühendisliği, statik falan derken inşaat mühendisliği, ekonomi, biraz moleküler biyoloji biraz da elektirik elektronik derken karman çorman bir program vardır. her şeyden az öğrenirsiniz ama çok geniş alana yayılmıştır. bölüm çok zor demelerinin esas sebebi de budur zaten. her şeye kafanızın basmasını beklerler. benim için zor değildi çünkü ben köküne kadar fizik, kimya ve matematik hatta biyoloji içine batmış bir insanım. yine de benim bile dersten çıkıp kenarda köşede ağladığım oldu. baya oturup hıçkıra hıçkıra ağladım ama benim kimya'da çap tercih etmem gibi bir etken de var. saçım dökülüyor ulan hâlâ.

dereceyle mezun oldunuz hatta benim gibi ben kimya da istiyorum ulan diye çap'da soluğu aldınız diyelim. iş orada da bitmiyor. dil bileceksiniz. bakın bu öneri değil bu alanda adam akıllı iş istiyorsanız s**e s***ke öğreneceksiniz. ingilizce'de en kötü c1 lisansınız olacak dahası ielts ve toefl'da skorunuz olacak ki yurtdışında sizi adam yerine koyup işe alsınlar. o da yetmez, üstüne gidip ikinci bir dili de öğreneceksiniz. tavsiyem almanca çünkü almanya'da üç sene çalışmış biri olarak çok iyi paralar döndüğünü ve işinizi hakkıyla yapabileceğiniz bir sürü alan olduğunu söyleyeyim. avrupa eskisi kadar ihtiyaç duymasa da abd ve arap yarımadası da iyi paralar döküyor bize. petrokimya'da dönen paraları bilseniz dudağınız uçuklar.

bu şartları sağladıktan sonra yurtdışında rahat iş bulur, iyi paralar da kazanırsınız. kalifiye bir kimya mühendisi dünyanın her yerinde çok rahat iş bulur. türkiye'de bile bulursunuz ama mesleği hakkıyla yapabilir misiniz, o imkan sağlanır mı tartışılır. ben ülkeye mecburiyetten döndüm ama burada bile çok sağlam bir maaşla iş bulma şansım oldu mesela ama dediğim gibi beni baz almayın. ben yüksek mühendis olmam bir kenara 10 yıldan az iş tecrübem olmasına rağmen kıdemli mühendise denk bir cv, eğitim ve tecrübe sürecine sahibim üstüne aynı zamanda kimya mezunu da olduğum için işverenlerin fazladan iş yükü yıkabileceği bir insanım. dünyada çok saygı gören bir meslek olsa da türkiye'de işsiz kimya mühendisi ordusu var.

işe girdiğiniz gibi ayrı sinir stres dönemi başlar çünkü fabrikada gördüğünüz ile derslerde gördüğünüz her şeyin arasında sırat köprüsü gibi uçurum vardır. yine de iş imkanlarının bir kısmını yazayım biraz fikriniz olsun. her sektörde iş bulursunuz derken ta***k geçmiyordum. kağıt sanayisi, kimya, hızlı tüketim ürünleri, cam ve seramik, kozmetik, enerji, çimento, otomotiv, savunma, endüstriyel gazlar, tekstil, yapı kimyasalları, petrol ve petrokimya, biyoyakıtlar, metal, tarım ilaçları ve gübre derken uzar gider bu liste. hani liste o kadar uzar ki benim bilmediğim iş alanları bile vardır muhtemelen.

bir diğer yanılgı kimyager ve kimya mühendisliğini aynı sanmak. benim durumumda ben hem kimyager hem kimya mühendisiyim bundan ötürü aradaki farkı ilk elden görme şansım var ancak teoride bile aynı kulvarda olan meslekler değiller zira dediğim gibi kimya mühendisliğinde mühendislik daima ağır basar. kimya ağırlıkta olarak bilimdir ama kimya mühendisliği her türlü kimyasal üretim sürecinde parmağı olan bir mühendislik dalıdır ve genel görünün aksine uygulamalı fiziğe daha yakındır.

neticede bu bölüm okurken ızdırap veren bir bölüm olsa da biraz saç kaybetmek ve delirmeyi sorun etmediğiniz takdirde şahane bir meslektir ve çok iyi para da kazandırır. 4 temel mühendislik dalından belki de en meşakatli olanı olduğunu unutmadan tercih edin. abet akreditasyonu için müsait bir zamanda ayrı bir yazı da yazarım.
devamını gör...

testisleri kırkayak tarafından ısırılan adam

ulan gece gece yerimde duramadım ağrıdan. hay haber gibi ağzına sıçayım senin.

#1399290
bu bilgi de burada bulunsun. işin o boyutuna gelmeden bir de bilimsel boyutu var. y***rak kürek iş yapıp ölmeyin diye yazıyorum. hem ayranınız dökülür hem mabadınızdan kan alırlar. öyle yılanmış akrepmiş amanın protein bazlı zehir zaten bir şey olmaz diyip sağı solu emcüklemeyin hocam. ağzınızda açık yara varsa babayı alırsınız. protein bazlı değilse her halükarda babayı aldınız zaten. böyle ölüp manşet olmak da var. hayır derdini de anlatamazsın yani.
devamını gör...

korku filmlerindeki manyakların genel özellikleri

kafaya en az iki el ateş etmeden bir türlü geberip gidemiyor oluşları. bir de bunların ayak sürüye sürüye, koşan adama yetişebilenleri var allah onların belasını versin. allah koşabilen zombilerin de belasını versin de konumuz bu değil.
devamını gör...

kemalist vs apocu

etkileşim hoşuna mı gitti senin? ben anlıyorum olum sizi. siz bundan besleniyorsunuz, anlıyorum. olur öyle. valla diyorum bak. anlayışla karşılamak lazım.

herif utanmadan antitez istiyor. hayali arkadaşına da kanıt ister miydin beyzadem? ulan önünde kaç tane kaynak var, okuyup anlayamadıysan sana buraya destan yazsak ne fayda? kayda değer bir şey söylesen ben sana güzel güzel anlatırım ama e be aslanım daha evrimini tamamlamadan bir de fikir üretmelere çıkmışsın, olmamış. hangi fareli köyün kavalcısısın sen?

yok abi olmamış, küfür edesim bile gelmedi. tekrar dene sen. inanıyorun başaracaksın bir ara.

provoke etme amaçlı açılmış başlık. şikayet et, geç. sıradaki.
devamını gör...

sevilen erkeğin kalbine giden yol yemeği

varlığını reddettiğim yemek çeşidi. ulan bunu da hangi üşengeç ayı uydurduysa küfredeceğim az kaldı.

abi ben kendi yemeğimi yapıyorum zaten niye iki yemeğe tav olayım. seviyorsam zaten ben kalkıp kendim yaparım yorulmasın diye. tamam sevdiğin kişinin elinden yemek güzeldir de bana bunu üşengeç puştlar bahane olarak kullanıyor gibi geliyor.

var böyle bir tane bizde. ayı oğlu ayı kıçını kaldırmamak için yemek yapamıyormuş gibi davranıyor. bu adam üniversitedeyken ocakta evet abi bildiğimiz ocakta mangal yapabilen bir adamdı. insan hayret ediyor gerçekten.

kaldırın g***üzü tenekeler. işkim sin dihi gizil yipiyirsin diye diye koltukta g*t göbek bağladınız zaten.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim