dilin sosyo-politik konumundan bağımsız olarak ana dilde eğitim haktır. dil edinimi ile ilgili bilgi sahibi olan kimse aksini iddia etmez.
ülkemizde anadilde eğitim konusu tartışıldığında başı kürtçe çekmekte. yaklaşık 13-20 milyon insanın mensup olduğu bir etnik kimliğin anadilini "azınlık" olarak tanımlamak en amiyane tabirle ahmaklık, en münasip tabirle ise o dilin sosyo-politik gücünü küçümsemektir, başka bir dilin altında görmektir. kürtçe'nin stabilize edilememesinin, farklı bölgelerde farklı konuşulmasının sebebi eğitim eksikliğidir zira genellikle oral kültürle aktarılıp öğrenilen bir dildir.
bu bağlamda anadilde eğitim almak demek en rahat hissettiğin dilde kendini etkili olarak ifade edebilme şansının olması demektir. kaldı ki anadildeki yetkinlik ve farkındalık ikinci dil edinimini kolaylaştırır. bu sebepledir ki:
- anadilde eğitim almak demek türkçe derslerinin seçmeli olması demek değildir.
- anadilde eğitim almak "bozuk" olarak tabir edilen türkçe telaffuzunun daha da kötüleşmesine sebep olmaz.
- anadilde eğitim almak türkçe'nin asimile olacağı anlamına gelmez.
tam yerine rast gelmişken sırrı süreyya önder'in anadilde eğitim hakkını savunmak için latince şiir okuduğu meclis konuşmasını ekte bırakıyor, esenlikler diliyorum.
tıktık
dibbok: yukarıda sayın yazar anadilde eğitim olsa türkçe ingilizce gibi ilkokulda ikişer saat verilir, bu da yetmez demiş. lütfen yabancı dil ile ikinci dil ayrımına varalım. ingilizce ülkemizde yabancı dil olarak öğretiliyor, yani sokakta pek bir karşılığı yok. türkçe bu insanların ikinci dili yabancı dili değil, kaldı ki ülkenin resmi dili. sonuç olarak ingilizce gibi haftada ikişer saat verilmesi mümkün değil. dil dejenerasyonu anadil öğretiliyor diye olmaz bu kadar korkmayalım. tam tersi öğretilmediği zaman kişi hem ikinci dilde hem de sonradan öğreneceği yabancı dillerde zorluk yaşar. neyi niçin kullandığını, hangi gramer hatasını niye yaptığını bilinçli olarak algılayamaz çünkü.
devamını gör...