setlocalelcallturkish yazar profili

setlocalelcallturkish kapak fotoğrafı
setlocalelcallturkish profil fotoğrafı
rozet
kafa izninde
karma: 3741 tanım: 333 başlık: 119 takipçi: 32
#include <iostream> using namespace std; int main(){ cout<<"in solis sis tibi turba locis"<< endl; system("pause"); return 0; }

son tanımları


geceye bir şarkı bırak

click
devamını gör...

geceye bir şiir bırak

yine bir gece ve o karanlıkta yine ben
hesabı sorulmamış hayatları fütursuzca yaşarken
sımsıcak bir sarılmanın huzurunu düşünürsün bazen
günler aylar ve yıllar geçip giderken önünden

hayat karşılarken ademi kalu bela'da yazılı takdirden
takdiri yazan sınar da sınar da olmaz defaten
kimimiz ne hallerde sağ kimimiz ne hallerde mefta kimimiz de hep şen
daha iflah olur mu o kul ki gönlü kırığa zulmeden

herkesin bir acısı durur da kalır yüreğinde
acıların sonunda geleceği beklenen o ukde
bir zaman gösterir de geri çekse de kendini zahirde
mevla takdiri ne yazmışsa o yaşanır saatinde

soğuk, yalnız ve sakin bir deniz
uzaktan bakıldığında sanılan dipsiz
üzerinde uçuşan süslü martılarıyla olsa da eşsiz
bir ömür boyunca mahkum kalır da durur sessiz

insan, dağ, taş, ova ve hayvan geçip gitse de yanından habersiz
heybetine rağmen düşünseler de bu deniz elemsiz
içinde barındırsa bir kainat ki dizginsiz
kendi kainatında yaşanılan acılar görenler tarafından hissedilir bariz.
devamını gör...

geceye bir slow müzik bırak

click
devamını gör...

geceye bir şarkı bırak

ah be kader

ah be neşet baba, keşke biraz daha yaşasaydın. 2 kere konserine gitme şerefine nail olduğum güzel insan, kader bizi ne ezdi be, ne hayallerim vardı ne garip kaldım
devamını gör...

geceye bir şiir bırak

hayat akıp gider de soean olmaz
herkesin yarası içinde de bilen olur mu
gönlün içinde 40 kapı vardır da
hepsini açan da bir anahtar olur mu

mevla takdir eder de sual olmaz
gönüldeki yarayı da mevla bilmez olur mu
herşeye ilaç olacak mühlet olur da
bütün yarayı da iyileştiren bir merhem olur mu
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının hissettikleri

ne güzel demiş yunus emre, mal da yalan mülk de yalan var biraz da sen oyalan diye. dünya kadar malın mülkün de olsa ölüm gerçekliğini yenemiyorsun. bulunduğum yerde zengin ama ihtiyarlamış insanlar var. koahlaşmış ciğerleriyle gecenin bi yarısı krize girmiş insanları duyuyorum. yaşadığım evin sahibi de çok zenginmiş ama vefat edip herşeyi bırakıp gitti sonuçta. önce deprem, o sallantı o gümbürtü sonra yaşadığım bu süreç derken allah'ın karşısında ne kadar aciz olduğumu bir kez daha bir kez daha anladım. hep kafamın bi köşesinde daima 3 4 tane sağlam plan program olurdu gelecek için ama tüm bu olaylardan sonra her şeyim de deprem gibi sarsıldı. bu bizim millet çok sıkıntılı, mala mülke tapan millet. nasrettin hocanın ye kürküm ye fıkrası gibi posta çok önem veren millet bunlar. aslında bu geçim sıkıntısı olmasaydı, insanların dikkati lafı sözü olmasaydı, kendi küçük dünyamda mutluydum. yazları mayıstan güzün ekime kadar yaylamda, kışları sıcak küçük sonrasında küçük ilçemde ömrüm boyunda yaşar giderdim. aç da açıkta da kalmazdım ama bu mal mülk hırsı, fakirlikten korkup hep plan yapma alışkanlığı bu sorunlu sıkıntılı insanlar yüzünden oldu bende hep. çünkü bu insanlar sana ahmak ve aciz muamelesi yapıyor, bu insanlar güce, mala mülke makama mevkiye tapıyor. artık bu dakikadan sonra geri adım da atamam, sonuna kadar çalışıp yükselebileceğim yere kadar yükselip mücadele edip bu ülkenin bu insanlarına iyi bir şekilde hizmet etmem lazım çünkü bu ülkeye borcum var. bu sefer bir fark olacak, eskiden çoğunlukla unuttuğum ölüm gerçekliğini artık hep yanımda tutup unutmayarak ve allah'a söz verdiğim kebdimce hayır hasenatı gerçekleştirerek yaşayacağım. bu dünya hayatı çok boş bir hayat, mal mülk hepsi yalandan ibaret.
devamını gör...

sözlük kütüphanemiz açıldı

benim bununla ilgili benzer bir düşüncem vardı ama birisine mesaj mı attım yoksa entry mi girdim bir türlü hatırlayamıyorum. bu sözlüğün kafa sözlük adı altında ilk kurulduğu zamanda yaklaşık 2 sene kadar önce böyle bir fikir beyan etmiştim ve hemen hemen de oldukça benzeri yapılmış.

anonim kalmayı sevdiğimden kitap bağışını genel yapmıyorum ama yakın zamanda 18 tane daha önceden okumuş olduğum kitapları memleketimdeki ücra bir kasabanın merkez lisesine bağışlama kararı aldım. türk dili ve edebiyatı hocasına gelecek cumartesi teslim edeceğim okulda görev yapan. bence kitap bağışı çok önemli bir durumdur. resmi veya gariresmi elinizdeki kitapları okuyup tüm çıkarımlarınızı yaptıktan sonra onları kitaplığınızda tutmak yerine başka kişilerle paylaşın. ben çok orjinal kitapları üşenmeden scan edip harici diske kaydediyorum. size tavsiye ederim böylece gereksiz kitap yükünden de kurtuluyorsunuz. zaten dijital çağı yaşıyoruz, sonuna kadar değerlendirelim.

emeği geçenler ve bunu bu sözlük özelinde yapanlar büyük iş başarmışlar, tebrikler.
devamını gör...

azatiwatas

kral azatiwata anadolu üzerindeki oynanan oyunlarının en zirvede olduğu yıllarda ( oyun böyük yeğenmimmm(u: swh)) doğuda korku ve savaş üzerine kurulan assur devleti ve onun ünlü kralı sargon emmi ile batıda entrika, yalan dolan ve komplolarla bölgeyi ele geçirme planları yapan frig kralı gevşek midas ve kuzeyde de asurlulardan bile daha acımasız olan kimmerler ile uğraşmak zorunda kalmış, dağılmış hitit devletinin hanedan soyundan gelen ve kendi hanedanlığını çukurova'da kurmaya çalışmış geç hitit dönemi krallarından biridir. tarihten anlaşılana göre kral azatiwata karatepe'de her ne kadar kahrol düşman al sana kale diyerekten bir koca geniş savunma yerleşkesi yapsa da maalesef dayanamamıştır. kendisini saygıyla anıyorum.

kralın, karatepe'de yazdırdığı yazıttaki cümlelerini de buraya bırakmayı bir borç bilirim. harcadılar adamı:


"ben fırtına tanrısı’nın (tarhunza, ba’al) takdis ettiği, onun hizmetçisi, danunalar kralı awarikku’nun desteklediği azatiwata’yım. fırtına tanrısı beni danunalar’a baba ve anne yaptı. danunalılar’a yaşam verdim, adana ovası topraklarını güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar genişlettim. benim günlerimde danunalılar iyi şeylere hep bol miktarda sahip oldular. ve ben pahara’nın zahire depolarını doldurdum, fırtına tanrısı sayesinde atların, kalkanların ve orduların sayısını arttırdım. kibirli olanı (?) kırdım ve ülkede mevcut olan kötülükleri söküp attım. efendimin evini iyilik içerisinde inşa ettim; efendimin ailesi için iyi olan tüm şeyleri yaptım. onların, atalarının tahtında oturmalarını sağladım. tüm krallarla barış tesis ettim. adaletim, hikmet sahibi olmam ve iyiliğim yüzünden her kral beni kendi babası yerine koydu. muksa (mpš) evine hizmet etmeyen kötü insanların ve çapulcuların bulunduğu tüm sınır toprakları üzerinde güçlü duvarlar yaptım ve ben azatiwata onları ayaklarımın altına aldım. danunalılar barış içinde yaşayabilsinler diye, ben o yerlerde kaleler yaptım. güneşin battığı yerlerde benden önceki kralların alamadıkları güçlü kaleleri (toprakları) fethettim. onlara darbeler indirdim. onları aşağı indirerek topraklarımın doğu taraflarına yerleştirdim; danulalılar’ı (da) oralara (boşalan yerlere) yerleştirdim. saltanatım sırasında fırtına tanrısı sayesinde danuna topraklarını batıda ve doğuda, daha önceleri insanların gitmekten korktukları, yollarından geçmeye çekindikleri yerlerde bile genişlettim; böylece benim günlerimde kadınlar bile ellerinde kirmanlarıyla oralarda yürüyebilirler. benim günlerimde bolluk ve bereket ve iyi yaşam, barış içinde yerleşmiş bir danuna ve adana ovası vardı. ben bu müstahkem kenti kurdum ve ona azatiwataya adını verdim. fırtına tanrısı ve geyik üzerindeki tanrı, bana bu kenti kurmakla görevlendirdiler. fırtına tanrısı ve geyik tanrısı’nın lütfuyla onu bolluk ve bereketlilik içinde, yaşamı iyi ve huzur içinde yaşasın diye kurdum. o, adana ovası ve muksa’nın evini korusun. benim günlerimde adana ovası’nda bolluk ve bereket vardı. benim günlerimde danunalılar için hiç karanlık (gece) yoktu. bu müstahkem kenti ben kurdum ve onun içinde fırtına tanrısı’nı yerleştirdim. her ırmak ülkesi, senede bir sığır, bir koyun ve bağ bozumunda bir koyun kesmek suretiyle onu onurlandırsın. onlar azatiwata’yı sağlık ve yaşam ile kutsasınlar ve onu diğer kralların üzerine hakim kılsınlar. kutsal fırtına tanrısı ve bu kalenin tanrıları ona, azatiwata’ya uzun günler, çok yıllar, bolluk ve krallara karşı zafer bahşetsinler. bu kale bir tahıl ve şarap tanrısı olsun ve onun içinde oturan ahali koyun, sığır, tahıl tanrısı ve şarap tanrısı sahibi olsunlar. onlar çok sayıda gebe kalsınlar, büyüsünler, fırtına tanrısı ve tanrılar tarafından azatiwata ve muksa evinin hizmetine verilsinler. eğer krallardan biri veya erkekçe adı olan bir prens ‘azatiwata’nın adını bu kapıdan sileceğim ve kendi adımı kazıtacağım’ derse veya bu kaleyi ele geçirmeye heveslenir ve azatiwata’nın yaptırdığı kapıları tahrip ederse ve kapılara ben sahip olacağım, ben kendi hesabıma kendi adımı kazıtacağım derse veya hırsından ve kötülüğünden onları söküp atarsa, göğün fırtına tanrısı, göğün güneş tanrısı, hikmet tanrısı (ea) ve tüm diğer tanrılar o krallığı, o kralın kendisini ve o adamı (yeryüzünden) silsinler. bundan böyle azatiwata’nın adı, ay ve güneşin adları nasıl duruyorlarsa, (öylece) ebediyyen dursun!”
devamını gör...

karatepe

diğer adı da aslantaş olarak bilinir. osmaniye ile kadirli ilçesinin 25 km uzağında osmaniye tarafında olan aynı zamanda kozan ve düziçi ilçelerinden de rahatlıkla ulaşım imkanına sahip bir hitit dönemi uç kale yerleşkesidir. dönemin hitit kralı azatiwatas asurlulara karşı burayı bir gözetleme şehri olarak kurmuştur. aradan yüzyıllar geçip de hemen yakınına aslantaş barajı kurulunca şehrin ne kadar değerli olduğu izleri kaybolmuş lakin denilene göre o devirlerde şehrin kurulduğu yer aslında tam bir günümüzün afganistan'ı gibi olduğundan anarşinin ve çatışmanın kol gezdiği yerlerdenmiş. kral azatiwatas (adamın bedduası var, takıntılı herhalde sürekli anılmak istiyor, şehre yazıt koydurmuş) burada düzeni sağladıktan sonra epey de yatırım yapmış bölgeye. imzasını da fenikece ve luwi hiyeroglif olmak üzere çift dilde bazalt bloklara yazılar yazdırarak atmış. tüm bunlara rağmen şehir, asurlular tarafından ele geçirilerek yakılıp yıkılmış.

burada tarihteki ilk adanalıların kralı olarak bilinen kral azatiwatas biyografisini de bırakayım (bkz: azatiwatas)
devamını gör...

anavarza

antik bir roma imparatorluğu kenti olup çukurova bölgesinde tarsus ile birlikte başı çeken en önemli bir yerleşkedir. özellikle 3. yy'da en parlak dönemini yaşamış olup tarsus metropol'una da üstünlük sağlamayı başarmıştır. bunda en önemli desteği dönemin roma imparatoru severus olmuştur ki anavarza yönetimi severus tarafında yerini almıştır. adana'nın kozan ve osmaniye'nin kadirli ilçelerine 25 30 km yakınlığındadır. (bkz: anavarza kalesi) bölgeye o kadar hakim bir kaledir ki bir koca tepe üzerinden tüm çukurova'yı gözetleme imkanı verir. lakin, anlatılara göre, geçirdiği depremler ve veba salgını nedeniyle şehir popisini kaybetmiş daha sonra da çukurova bölgesinin araplar, ermeniler, bizanslılar ve daha sonrasında bizim türkmenler arasındaki mücadelelerinden dolayı sürekli çatışma alanı içinde olmasıyla unutulup gitmiştir. halk, çatışmaya açık ova yerine toroslar'a ve daha da kuzeye doğru göç etmiştir.
devamını gör...

neşa

(bkz: kültepe) ikisi de aynı anlama gelir. burası (bkz: karum) adı verilen serbest ticaret bölgerinin merkezi konumundadır. daha açıkca, büyük pazar anlamına da gelir karum. asurca kökenlidir. hititler için bir ticaret merkezidir. hititli asiller bu höyükteki tepenin yüksek kesiminde yaşamaktayken, yerli halk ve tüccarlar ise tepenin eteklerinde kurulan kentte yaşamaktaymış. bugünkü kayseri merkez yerleşkesinin 20 km kuzeydoğusunda bulunmaktadır.
devamını gör...

popüler olmayan sözlük yazarlarının yazma amacı

bu sözlük işlerinin kaymağını 2010 öncesi veya civarı yazarlar ve bloggerlar yedi. bugün ruhi youtube'dan voleyi vurduysa o dönemlere borçlu, hekeza serkan inci abimiz olsun veya ufak tefek pekçok kişiler. yahu haluk tatar abimiz çizim programlarıyla başladı şimdi herbokologluğun nirvanasında adam...

bu cemreler vs bunlardan bir iki alt devre kuşak. benden büyük lakin bilirdim. jahrein namlı ahmet'i bilmiyorum, o torbadan çıktı sürecini takip edemedim. zaten enes batur vb'leri yazmadan direkt popi yaparak ergenler sayesinde voleyi vurdu.

babala tv ile oğuzhan uğur da benzer akımdan olsa da şimdi siyasetle popi peşinde...

şunu anlatmaya çalışıyorum; artık popüler yazar diye bir kavram kalmadı, çünkü alanlardaki köşeler doldu. en fazla fav uğruna şaklaban olursan olursun. bilgi ise devalüe oldu, itibarı yok...

eğlen, yaz, gırgırla, alayla, bazen ciddi dur, geç git.
devamını gör...

evlenince annen evimize gelmez değil mi diye soran kız

bence bunun başlıca sebebi, insanın allah korkusunun olmaması. allah derken, inançlı her muhafazakar kadını kastetmiyorum, nice inançsız veya dine mesafeli veya muhafazakar olmayıp inançlı olan kadın vardır ki ciddi manada allah korkusu ve bilinci vardır. ben çok kabaca yazdım, bunun derin tefekkür kısmındaki itikad problemleri üzerine birçok kitap var her neyse.

hepimiz bir gün yaşlanacağız ve öleceğiz. mezarın içine koyduklarında ise geriye bir tek yaptıkların kalacak. böyle düşünen kadın veya erkeklere tavsiyem sık sık mezara gitmeleri ve cenaze defin işlerine katılmaları gibi durumların içinde bulunmalarıdır.

öldüğünüz an, tabi normal bir ölüm, önce hastahane morgunda bir süre cesediniz bekler. bir süre yakınlarınız sizin ölüm raporunuz vs gibi devletle alakalı işlerle uğraşır. daha sonra, teninizde de kanınız çekilmiştir. dudaklarınız bembeyaz olmuştur. sonra sizi cenaze nakil aracına koyarlar, doğruca gasilhaneye. orada devletin görevlileri sizi teneşir denilen bir yere yatırır. yakınlarınız da gelir, artık sizin ne güzelliğiniz, ne yakışıklılığız, ne servetiniz kalmıştır. vucudunuz artık katılaşmaya da başlar. hızlıca başınızdan suyu hafifce dökerek, ayaklarına kadar suyu değdirirler, bir de pamuk olayı var ki gerçek. akıntı olmasın diye tıkarlar. sonra, kefenlenirsiniz ve tabuta koyulursunuz. cenaze aracına da koyarlar sizi. ben sünni maturidi hanefi biri olarak, bu süreçte siz ölü olduğunuzu anlamazsınız. çünkü itikadda böyle geçer, sizi getirirler cenaze namazınıza, artık kaç kişiyseniz ki en az 40 olması iyi denir ama bir kişi de olsa olur, namaz kılınsın yeter, oradan en az 2 metre derinliğinde ve 2 metre uzunluğunda bir çukura yerleştirirler. kafanız kıbleye gelir ve mezarda sizin kandan gelen birkaç kişi bulunur, önce sizi hafif ters çevirirler ve toprak atarlar, sonra, 1 metrelik tahtalarla cesedinizin üstü kapatılır tahtaların üstüne duruma göre birkaç ağaç dalı da attıktan sonra hızlıca başlarlar toprağı cesedinizin üstüne atmaya, hızlı hızlı toprağı atarlar ve boooommm, artık toprağa girdiniz tebrikler... artık resmiyeten herşeyi geride bıraktınız ve geri dönülmez bir yolculuğün kapısındasınız. başınızdaki imam veya imamlar, kuran'dan bir müddet ayetler okur, sonunda fatiha denir. yakınlarınızı mezardan uzaklaştırırlar çünkü imam ayriyeten birkaç dua daha okur münker ve nekir için hazırlıklı olsun cenaze diye.

ki o duadan sonra baaaammmmmmm... itikada göre sorgu melekleri gelir. men rabbuke? ma dinüke? men nebiyyüke? zaten o an uyanırsın. eğer dünyada aşina olmamışsan, islamla dinle diyanetle uğraşmamışsan, haset fesat, bozguncu, kötü ve lanet birisiysen, muhtemelen "are you kola" modunda takılırsın ki, allah korusun, allah inşallah en azından beni ve inanan müslümanları korusun, kıyamete kadar sikertirler. çok ciddi iş, adamların görevi zaten seni sorgulamak, eniğinden cücüğüne sorguya çekilirsin, zaten inanç yoksa veya müslüman değilsen geçmiş olsun. zaten bir de işin ahiret sorgusu ve hesabı var ki, o daha zormuş.

bunları niye yazdım? bu dünyada sahip olduğumuz herşey geçici ve gönül eğlendirmeden ibaret. insanların yaşlı annesiyle babasıyla uğraşıp, evladı anneye babaya düşman etmeye, fitne tohumları ekmeye, bozgunculuk yapmaya, mal mülk için birbirine girmeye değmez. belki, anlık bir zevk alınır ama işte ölüm de var. senin anlık alacağın bir zevk, sonsuz bir hayatı zindan edebilir. belki okuduysan buraya kadar diyeceksin ki, "ulan sen kendine bak dalyaprak, sen 4 4lük müslüman mısın veya sevgi pıtırcığı mısın, evet haklı bir düşünce ki zaten ne 4 4lük bir müslümanım ne de sevgi pıtırcığıyım allah affetsin ama en azından farkındayım. farkındalık iyi birşey dostlarım. bu bizi aşırılıktan korur. 3 günlük hayatı kötülükle bitirmemek lazım.
devamını gör...

mesajlaşılan kızın 37'lik koca çınar çıkması

güzel bir şekilde ilerleyen yazı arkadaşlığımız az önce o kara an'da kayboldu gitti. aslında milf de seven biri olarak, benimle ihihihihi mesajlaşan bir kızın 37 yaşında kocaman bir kadın olduğunu nereden bilebilirdim ki. hiç de şüphelenmedim çünkü o kadar doğal o kadar samimi o kadar kalbindeki sevgi pıtırcığını yazılarına koymuştu ki...

ben 37'yim ihihihihi diyince ilk başta tepki vermedim. kendimi toparladıktan sonra ulan belki de güzel milf olabilir diye sohbeti sürdürdüm ki bir de bana göbeği dışarı çıkmış, pehlivan gibi kola baldıra sahip croplu tayt giydiği fotoyu atmasın mı, işte o an yıkıldım ve hemen engeli bastım. allah'tan wp'a geçip de muhabbet etmedik, rabbim korudu valla...
devamını gör...

cinsellik benim için ikinci plandadır diyen erkek

rüyamda seni gördüm diye sabah sabah mesaj da atar bunlar...
devamını gör...

kıbrıs barış harekatı

yapılması gereken çok gerekli bir harekattı. kıbrıs'ta bir vatan toprağıdır ve oradaki soydaşlarımız, rumların veya başka milletlerin insafına bırakılamaz. şimdi detaylı yazmak istemiyorum ama bende bu konunun 1955 yıllarında başlayan eoka terör faaliyetlerinden itibarenki bir resimlerle, o zamanki gazete küpürleriyle ve tüm yönleriyle anlatan bir ansiklopedi vardı, pdf olarak, üniversite döneminde kendi dijital hafıza disklerine depolamıştım, çok da detaylı bir ansiklopedi, ingiltere ile olan yazışmaların gazetelere yansımasından, harekatın adım adım gerçekleştirilmesi bölümlerine kadar ama alanım askerlik ve diplomasi olmadığı için, sadece kim kimdiri ve onlardan sonraki politikaları gün gelir de takip etmek için kaydetmiştim.

1963'teki johnson mektubundan 71'deki rahmetli demirel'in çıkarmayı düşünmesine kadar ki o zaman muhtıra ile devlet uğramıştı, uygulanan ambargolara kadar he şeyi okudum. hatta şimdilerde artık ahirete yol alan deniz baykal o dönemde genç bir maliye bakanı olarak, kriz sırasında destek için libya'ya linclenerek amel defteri kapanan albay muammer kaddafi ile görüşmeler yapıyor. merhum kaddafi, ülkemize çok ciddi bir jet yakıtı başta olmak üzere akaryakıt tedarik ediyor.

yani, harekatın gelişimi 1958 yılındaki eoka'nın soydaşlarımıza saldırıları ile başlıyor.
devamını gör...

cahil bir kızla evlenmek

düşman başına dediğim durumdur. düşüncesi bile korkunç.

ailemin helal süt emmiş temiz bir kızla beni evlendirmeye takmış olmasından mütevellit, uzak bir köyde az buçuk akraba da sayılan ve besicilik yapan bir adamın kızını ısrarlı olarak istemeye gitmek istemesi nedeniyle başım dertte...

kızı arefe günü gördüm, tam bir köylü, anca liseyi kasabada bitirebilmiş, güzellik desen eh işte ama ben cahilim ben cahilim diye bağırıyor tipi. şalvar giymiş bir de, o kadar uzaktan görmeye gidiyorum, insan biraz utanır, şalvar ne? croplu tayt giy desen avel gibi bakar, ince siyah külotlu çoraptan bihaberdir de...

napayım bilemedim, aileme olmayacağını söyledim ama üzülüyolar da...
devamını gör...

ddos saldırı yapanların biraz şey olması

evet, birazcık pasiftirler. belkim o lanet olası koca poposunu o lanet olası koltuğundan kaldıramayan ve öte taraftan pornhub sekmesi daima açık sapkın da olabilir.*

edit: bak yakalayacaklarmış, yakalarlarsa sikertirler kaç gündür adamların sözlüğüne rahat vermedin, şimdi izlediğin o hentailer, bdsmler, üçlüler, black'ler ifşa olursa, ihlas'ın ceo'su gibi olun*
devamını gör...

eğitim seviyesi arttıkça kafir sayısı da artıyor

tam tersine, bence eğitimli bir insanın bir yaratıcıya inanması daha kolay. bu en azından bende böyle oldu. özellikle lisans dönemimde ilk yıllarda epey ateist-materyalist-nihilist-agnostik-deist-protestan ve ortodoks ve bir iki de yahudi ile arkadaş oldum. ailem inançlı müslüman sünni insanlar. çocukluğumdan veri de hep dinin diyanetin de içinde büyüdüm. aslında tüm prangaları( karl marx'ın das kapital'de dediği gibi) kırmaya çalıştım ama bana hep inançsızlık ve islam dışı inanç ( diğer dinler ) mantıksız geldi.

şöyle; özünde düşünürsek çok mükemmel varlıklarız gibi, veya devam eden seleksiyonda yaşayabilme mücadelesindeki gelişmiş bir canlıyız. tüm buna rağmen o kadar da aciziz. zamana hükmedemiyoruz, ölümü de engelleyemiyoruz. benim okuduklarıma göre islam da dahil tüm ilahi/ilahi olmayan dinler ve öğretiler bu iki temel meseleye çözüm getirme üzerine kurgulanmış. hükmedemeyeceğin zamana düzen verme veya bu zamanı en iyi şekilde nasıl değerlendiririz durumu. kimisi komünal bir yaşam şeklini idealize etmiş kimisi hümanizm tarzı insanın yine insana dayanarak kurtulacağına inanmış kimisi tanrıya itiat ederek ve dedikleri doğrultusunda yaşayarak kurtuluşa edileceğini söylemiş kimisi bilime ve rasyonelizmin düzeni getireceğini yazmış çizmiş kimisi hayatın bir kaos olduğunu ve bilinemeyeceğini savunmuş vs. vs.

ben bunların hepsine baktım inceledim ve islamın dedikleri, hz muhammed'in sözleri vs daha inandırıcı ve gerçekçi geldi. nasıl?

şöyle; esasında tüm ilahi dinlerin müritleri hep kendi dinleri eksenli bir öğretiden gitmiş. örneğin, müslüman biri hafız olmuş, tarikat erbabı olmuş, itikad desen mükemmel ama bu kişi hiç bir cehov okumamış, zweig bimemiş, matematikten bihaber, fizik kimya biyoloji yok, hiç açıp da uluslararası bir yayın yapan bilim sanat dergisi okumamış, batı dili öğrenememiş, takip etmemiş, teknolojiye kapalı kalmış, mükemmel tecvidli kuran okuduğu halde arapçaya hiç hakim değil, sadece okumuş vs vs. böyle olunca bu kişi hayatın akışını kaçırıyor ve düşünce ufku dar bir perspektifi kaplıyor. yaptığı yorumlar, sergilediği davranışlar ise sadece o dar çerçeveye sığıyor ve bunda da bir alana hapsoluyor. bu durumun benzeri diğer dinler ve sol düşünce ve sağ (tanrısız) düşüncede de var. buna bağnazlık deniliyor ve hayatın hep bir doğrultuda akıyorsa bağnazlığa kayman sadece an meselesi.

bu nedenle insanlar sapık hocalardan medet umuyor, cami kapısı kemiriyor, tarikat ve cemaat yurtlarında sapıklıklar oluyor, deve sidiği içiyor, şeyhin orasını burasını öpüyor, cemaatinin liderinin kainat imamı olduğunu düşünüyor, tarikatının şeyhinin çok kutsal biri olduğunu ve ona tapınma derecesinde bağlılığın esas olduğuna inanıyor. aynısı sol tarafta da var. sadece elbiseler farklı. parti başkanı herşeye kadir bilge bir idarecidir. mutlak mutluluk ancak sisteme ve partiye mutlak itiatten geçer vs vs. sol budur, bakmayın solun birden çok parçalı olduğuna, esası budur. sağın bid'at kültürü de böyledir. lakin, demokrat olma durumu aslında kısmen düzgün bir ideali savunur.

konuyu dağıtmadan; egitimli bir kişi aldığı düzgün ve geniş perspektifli eğitimle baktığı yere tüm açılarla bakar. hepsini birbiriyle kıyaslar, araştırır çünkü bu yeteneği eğitim süresince kazanmıştır ve yorumlar. neticesinde çıkarımlar yapar ve aksiyonunu alır. örneğin, bir grup insan x otelinde emmeli gömmeli parti yapıyormuş, yürüyün yakalım orayı diyen birine karşı haydi tamam demez ve buna dair delil ister. somut delili görse bile referans aldığı kitaba bakar. referans aldığı peygambere bakar, bulunduğu ülkedeki devletin yasalarına bakar ve son olarak evrensel hukuk ile insanlık davranışına bakar. yakma eyleminin her türlüsünün hiçbir yerde iui bir karar olmadığını görür, bundan dolayı da bu eylemde bulunmaz.

bakın, haçlı seferleri de bu din adına kandırmacaların en büyüklerinden. urfa'da kontluğunu kaybeden ve oldukça karmaşık bir tarihi olan bir kont, esasında dırzo baudouin, tarihi yalanlarla kotalikleri kışkırtmış, katolik krallar ve kiliseler para uğruna halkı kışkırtmış ve yüz binlerce insan ölmüştür.

cehalet daima büyük kitleleri yönetenler için mükemmel bir enstrümandır.

konu çok çok uzun.... şunu diyim; be allah tarafından gönderilen hiçbir peygamberin cehaleti yücelttiğini görmedim okumadım. bilakis, islam ve bozulmuş diğer kitaplar daima bilgiyi yüceltmiştir.

hadisleri kabul etmeyenler bile alak süresinin ilk ayeti olan oku emrini inkar edemez. kuran, oku diye başlar ama müslümanların çoğu okumaz. zaten allah bunu bildiğinden de bunu en başta söylemiştir.

son olarak; egitimli bir kişi kafir olmaz. bu saf müslümanları korkutmak ve baskılamaktan başka bir amaca da hizmet etmez. çünkü, eğitimli inananlar söyleyene bakmaz onu söyletene bakar ki bu yalan yanlış söyleyenlerin işine gelmez.
devamını gör...

9 temmuz 2022 normal sözlük bayramlaşması

herkese mutlu bayramlar dostlar.

şunu yazmak istedim; imkanı olanlar için tabi ki, bu bayram paylaşma bayramı. canı istediğinde et yeme/yiyebilme imkanı olanlar kurban ibadetini yerine getirdikten sonra, bence kurban etinin en az üçte birini veya yarısını dağıtsa daha makbul olur gibi. lütfen, kurbanı kesip dolaba zulalamayın, gariban çok memlekette, surisi pakisi, akrikalısı da çok, vermekle tükenmez.

diyeceklerim bu kadardı, teşekkür ederim.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim