eğitim seviyesi arttıkça kafir sayısı da artıyor
başlık "sailoreee" tarafından 10.07.2022 15:35 tarihinde açılmıştır.
1.
buradan izleyebilirsiniz
muhammed ceyhan hoca, “günümüzde okuyan sayısı arttıkça, eğitim seviyesi geliştikçe kafir sayısı artıyor." açıklamasında bulunmuş.
muhammed ceyhan hoca, “günümüzde okuyan sayısı arttıkça, eğitim seviyesi geliştikçe kafir sayısı artıyor." açıklamasında bulunmuş.
devamını gör...
3.
kafir sayısı değil de sizin hokkabazlıklarınıza inanmayan sayısı artıyor olabilir mi acaba?
zira peygamber efendimizin de dediği gibi karşınızdakine kafir demeyin, değilse siz kafir olursunuz.
zira peygamber efendimizin de dediği gibi karşınızdakine kafir demeyin, değilse siz kafir olursunuz.
devamını gör...
4.
tipine bakan insan sanacak.
devamını gör...
5.
potansiyel canlı bomba birinin zırvalarla dolu konuşması. konuşurken ekrandan uzak durdum öyle bir tip. videonun başında eğitimin içeriğine değiniyor aslında. artık kafasında nasıl bir eğitim düşüncesi varsa şu anki eğitimin içeriğini beğenmiyor canlı bomba. konuşma ilerledikçe de eğitimli kişilere çakıyor aklınca yobaz. şöyle bir tip olacağıma okur okur okur en ateist apateist ateiskere ateist olurum daha iyi. değilim ama şu tiple herhangi bir konuda aynı düşüncede olamam.
devamını gör...
6.
bu adamların göz kenarları neden hep siyah?
devamını gör...
7.
adı sanı duyulmamış kanallarda sözde şifalı bitki karışımı ilaç satanlar gibi konuşuyor. kurduğu çoğu cümlenin yapısı öyle. hakkında yapabileceğim en iyi yorum bu. gitsin şansını başka yerlerde denesin, pazarcı olsun.
devamını gör...
8.
şimdi bu zihniyetin çomarları zaten herhangi bir dine mensup değiller. islamiyetten uzak, işlerine geleni kutsal sayıp kuran’dan uzaklaşmış kişilerdir.
din adı verdikleri şey ile gerçek din arasında dağlar kadar fark var. cahiliye dönemi arap kültürünü din diye satıp insanların en kutsal değerleri üzerinden nemalanan şaklabanlar bunlar!
kafirlik dedikleri şey de tam olarak bu. eğitimli insanlar, bu şaklabanların sattıkları sahte kültürü ister istemez yorumlamaya ve sorgulamaya başlıyor. mesela basit bir örnek vermek gerekirse bu namussuz putperestler, kuran’da geçen ve çok fazla değer verilen bir konu olan kul hakkı ile alakalı hiç bir detay vermezken, otobüse sağ ayakla binmeyi, binalara sağ ayakla girmeyi vb. basit detayları yüceltirler. bu sırada kul hakkı yiyerek torpille kendi yandaşlarını yüksek kademelere getirirler.
gerçek islam size kul hakkı yemeyin derken onlar, “kul hakkını boş verin siz yemeği sol elle yemeyin yeter” diyecek kadar aşağılıklardır!
dolayısı ile eğitim güzel şeydir. eğitim, geleceğe tutulan ışıktır. her insan sorgulamayı, yorumlamayı öğrenmelidir. gerçek din ve diğer tüm din felsefeleri hakkında fikir sahibi olmak çok önemlidir. hayatı anlamak ve yorumlamak çok çok değerlidir.
din adı verdikleri şey ile gerçek din arasında dağlar kadar fark var. cahiliye dönemi arap kültürünü din diye satıp insanların en kutsal değerleri üzerinden nemalanan şaklabanlar bunlar!
kafirlik dedikleri şey de tam olarak bu. eğitimli insanlar, bu şaklabanların sattıkları sahte kültürü ister istemez yorumlamaya ve sorgulamaya başlıyor. mesela basit bir örnek vermek gerekirse bu namussuz putperestler, kuran’da geçen ve çok fazla değer verilen bir konu olan kul hakkı ile alakalı hiç bir detay vermezken, otobüse sağ ayakla binmeyi, binalara sağ ayakla girmeyi vb. basit detayları yüceltirler. bu sırada kul hakkı yiyerek torpille kendi yandaşlarını yüksek kademelere getirirler.
gerçek islam size kul hakkı yemeyin derken onlar, “kul hakkını boş verin siz yemeği sol elle yemeyin yeter” diyecek kadar aşağılıklardır!
dolayısı ile eğitim güzel şeydir. eğitim, geleceğe tutulan ışıktır. her insan sorgulamayı, yorumlamayı öğrenmelidir. gerçek din ve diğer tüm din felsefeleri hakkında fikir sahibi olmak çok önemlidir. hayatı anlamak ve yorumlamak çok çok değerlidir.
devamını gör...
9.
bunlar hep kuran'ı nüzul sırasına göre değil de kitaptaki sırasına göre okumaya başlayıp hatim edememekten oluyor. bir türlü "oku" ayetine gelemiyorlar.
hamiş-1: nüzul sırasına göre ilk ayet "oku" dur. ilk üç ayette "oku" emir kipinde tekrar edilir. 4. ve 5. ayette ise "kalemle yazmak"tan bahsedilir. ancak ilk ayetler (alak suresi) mushafta 96. sıraya, 597. sayfaya konulmuştur.*
hamiş-2: eğitim şart o yüzden "oku!"
hamiş-1: nüzul sırasına göre ilk ayet "oku" dur. ilk üç ayette "oku" emir kipinde tekrar edilir. 4. ve 5. ayette ise "kalemle yazmak"tan bahsedilir. ancak ilk ayetler (alak suresi) mushafta 96. sıraya, 597. sayfaya konulmuştur.*
hamiş-2: eğitim şart o yüzden "oku!"
devamını gör...
10.
işimize gelmiyor kandıramıyoruz diyemiyor da sdfkl.
devamını gör...
11.
videoyu izlemeden önce başka bir şey yazıyordum, sert yapacaktım baya. sonra açıp dinleyeyim dedim ve başlığın ve başlık içeriğinin yanlış olduğunu gördüm.
videoda söylenilen şeyi doğrudan aktarıyorum; "aslında eğitim niçin vardır? insanlar öğrensin, insanların kültürel seviyeleri artsın, insanlar eksikliklerini gidersin, insanlar kendileri için ve insanlar için faydalı birer birey haline gelsin, kültürel yapıları gelişsin diye vardır, insanlara faydalı olsun diye eğitim vardır. ama kardeşler, günümüzün eğitimi tamamen tağutların organize edip insanları topluca küfre sürüklemiş oldukları bir araç haline gelmiştir."
özet şu; "eğitim aslında güzel bir şey olmasına karşın din düşmanları günümüz eğitim sistemini manipüle ederek dinsizliği gençlere empoze etmek için kullanıyor". ben öncelikle elemana katılmadığımı belirteyim. ülkede bulunan "eğitim"* sisteminin nesi insanları küfre ya da gayrimeşru ilişkilere sürüklüyor? 12 yıl zorunlu eğitim içerisinde kaldık, görmemiş değiliz yani. komplo teorisyeni, büyük resimci elemanın biri.
fakat yalan başlık ve yazı ile insanların tepkilerini yönlendirmek ne kadar etik diye düşünmek de lazım. eksik yazım da yalandır, çünkü söyleneni bağlamından koparıyorsun. şu durumda elemanın bence fikri yanlış, tipi zaten yanlış, bu başlık yanlış, başlığın içeriği de yanlış.
videoda söylenilen şeyi doğrudan aktarıyorum; "aslında eğitim niçin vardır? insanlar öğrensin, insanların kültürel seviyeleri artsın, insanlar eksikliklerini gidersin, insanlar kendileri için ve insanlar için faydalı birer birey haline gelsin, kültürel yapıları gelişsin diye vardır, insanlara faydalı olsun diye eğitim vardır. ama kardeşler, günümüzün eğitimi tamamen tağutların organize edip insanları topluca küfre sürüklemiş oldukları bir araç haline gelmiştir."
özet şu; "eğitim aslında güzel bir şey olmasına karşın din düşmanları günümüz eğitim sistemini manipüle ederek dinsizliği gençlere empoze etmek için kullanıyor". ben öncelikle elemana katılmadığımı belirteyim. ülkede bulunan "eğitim"* sisteminin nesi insanları küfre ya da gayrimeşru ilişkilere sürüklüyor? 12 yıl zorunlu eğitim içerisinde kaldık, görmemiş değiliz yani. komplo teorisyeni, büyük resimci elemanın biri.
fakat yalan başlık ve yazı ile insanların tepkilerini yönlendirmek ne kadar etik diye düşünmek de lazım. eksik yazım da yalandır, çünkü söyleneni bağlamından koparıyorsun. şu durumda elemanın bence fikri yanlış, tipi zaten yanlış, bu başlık yanlış, başlığın içeriği de yanlış.
devamını gör...
12.
islamı özetlemiş adam.
devamını gör...
13.
tipe bak çay demle.
devamını gör...
14.
neden acaba? bir düşün bakalım niye artıyor...
pardon, düşünemeyeceği gerçeğini unutmuşum.
pardon, düşünemeyeceği gerçeğini unutmuşum.
devamını gör...
15.
biri de demiyor ki "eğitimsizlik en büyük kafirliktir" diye...
demirin tuncuna insanın piçine kaldık :)
demirin tuncuna insanın piçine kaldık :)
devamını gör...
16.
bunların palavralarına inanacak kimse kalmıyor.
devamını gör...
17.
tam tersine, bence eğitimli bir insanın bir yaratıcıya inanması daha kolay. bu en azından bende böyle oldu. özellikle lisans dönemimde ilk yıllarda epey ateist-materyalist-nihilist-agnostik-deist-protestan ve ortodoks ve bir iki de yahudi ile arkadaş oldum. ailem inançlı müslüman sünni insanlar. çocukluğumdan veri de hep dinin diyanetin de içinde büyüdüm. aslında tüm prangaları( karl marx'ın das kapital'de dediği gibi) kırmaya çalıştım ama bana hep inançsızlık ve islam dışı inanç ( diğer dinler ) mantıksız geldi.
şöyle; özünde düşünürsek çok mükemmel varlıklarız gibi, veya devam eden seleksiyonda yaşayabilme mücadelesindeki gelişmiş bir canlıyız. tüm buna rağmen o kadar da aciziz. zamana hükmedemiyoruz, ölümü de engelleyemiyoruz. benim okuduklarıma göre islam da dahil tüm ilahi/ilahi olmayan dinler ve öğretiler bu iki temel meseleye çözüm getirme üzerine kurgulanmış. hükmedemeyeceğin zamana düzen verme veya bu zamanı en iyi şekilde nasıl değerlendiririz durumu. kimisi komünal bir yaşam şeklini idealize etmiş kimisi hümanizm tarzı insanın yine insana dayanarak kurtulacağına inanmış kimisi tanrıya itiat ederek ve dedikleri doğrultusunda yaşayarak kurtuluşa edileceğini söylemiş kimisi bilime ve rasyonelizmin düzeni getireceğini yazmış çizmiş kimisi hayatın bir kaos olduğunu ve bilinemeyeceğini savunmuş vs. vs.
ben bunların hepsine baktım inceledim ve islamın dedikleri, hz muhammed'in sözleri vs daha inandırıcı ve gerçekçi geldi. nasıl?
şöyle; esasında tüm ilahi dinlerin müritleri hep kendi dinleri eksenli bir öğretiden gitmiş. örneğin, müslüman biri hafız olmuş, tarikat erbabı olmuş, itikad desen mükemmel ama bu kişi hiç bir cehov okumamış, zweig bimemiş, matematikten bihaber, fizik kimya biyoloji yok, hiç açıp da uluslararası bir yayın yapan bilim sanat dergisi okumamış, batı dili öğrenememiş, takip etmemiş, teknolojiye kapalı kalmış, mükemmel tecvidli kuran okuduğu halde arapçaya hiç hakim değil, sadece okumuş vs vs. böyle olunca bu kişi hayatın akışını kaçırıyor ve düşünce ufku dar bir perspektifi kaplıyor. yaptığı yorumlar, sergilediği davranışlar ise sadece o dar çerçeveye sığıyor ve bunda da bir alana hapsoluyor. bu durumun benzeri diğer dinler ve sol düşünce ve sağ (tanrısız) düşüncede de var. buna bağnazlık deniliyor ve hayatın hep bir doğrultuda akıyorsa bağnazlığa kayman sadece an meselesi.
bu nedenle insanlar sapık hocalardan medet umuyor, cami kapısı kemiriyor, tarikat ve cemaat yurtlarında sapıklıklar oluyor, deve sidiği içiyor, şeyhin orasını burasını öpüyor, cemaatinin liderinin kainat imamı olduğunu düşünüyor, tarikatının şeyhinin çok kutsal biri olduğunu ve ona tapınma derecesinde bağlılığın esas olduğuna inanıyor. aynısı sol tarafta da var. sadece elbiseler farklı. parti başkanı herşeye kadir bilge bir idarecidir. mutlak mutluluk ancak sisteme ve partiye mutlak itiatten geçer vs vs. sol budur, bakmayın solun birden çok parçalı olduğuna, esası budur. sağın bid'at kültürü de böyledir. lakin, demokrat olma durumu aslında kısmen düzgün bir ideali savunur.
konuyu dağıtmadan; egitimli bir kişi aldığı düzgün ve geniş perspektifli eğitimle baktığı yere tüm açılarla bakar. hepsini birbiriyle kıyaslar, araştırır çünkü bu yeteneği eğitim süresince kazanmıştır ve yorumlar. neticesinde çıkarımlar yapar ve aksiyonunu alır. örneğin, bir grup insan x otelinde emmeli gömmeli parti yapıyormuş, yürüyün yakalım orayı diyen birine karşı haydi tamam demez ve buna dair delil ister. somut delili görse bile referans aldığı kitaba bakar. referans aldığı peygambere bakar, bulunduğu ülkedeki devletin yasalarına bakar ve son olarak evrensel hukuk ile insanlık davranışına bakar. yakma eyleminin her türlüsünün hiçbir yerde iui bir karar olmadığını görür, bundan dolayı da bu eylemde bulunmaz.
bakın, haçlı seferleri de bu din adına kandırmacaların en büyüklerinden. urfa'da kontluğunu kaybeden ve oldukça karmaşık bir tarihi olan bir kont, esasında dırzo baudouin, tarihi yalanlarla kotalikleri kışkırtmış, katolik krallar ve kiliseler para uğruna halkı kışkırtmış ve yüz binlerce insan ölmüştür.
cehalet daima büyük kitleleri yönetenler için mükemmel bir enstrümandır.
konu çok çok uzun.... şunu diyim; be allah tarafından gönderilen hiçbir peygamberin cehaleti yücelttiğini görmedim okumadım. bilakis, islam ve bozulmuş diğer kitaplar daima bilgiyi yüceltmiştir.
hadisleri kabul etmeyenler bile alak süresinin ilk ayeti olan oku emrini inkar edemez. kuran, oku diye başlar ama müslümanların çoğu okumaz. zaten allah bunu bildiğinden de bunu en başta söylemiştir.
son olarak; egitimli bir kişi kafir olmaz. bu saf müslümanları korkutmak ve baskılamaktan başka bir amaca da hizmet etmez. çünkü, eğitimli inananlar söyleyene bakmaz onu söyletene bakar ki bu yalan yanlış söyleyenlerin işine gelmez.
şöyle; özünde düşünürsek çok mükemmel varlıklarız gibi, veya devam eden seleksiyonda yaşayabilme mücadelesindeki gelişmiş bir canlıyız. tüm buna rağmen o kadar da aciziz. zamana hükmedemiyoruz, ölümü de engelleyemiyoruz. benim okuduklarıma göre islam da dahil tüm ilahi/ilahi olmayan dinler ve öğretiler bu iki temel meseleye çözüm getirme üzerine kurgulanmış. hükmedemeyeceğin zamana düzen verme veya bu zamanı en iyi şekilde nasıl değerlendiririz durumu. kimisi komünal bir yaşam şeklini idealize etmiş kimisi hümanizm tarzı insanın yine insana dayanarak kurtulacağına inanmış kimisi tanrıya itiat ederek ve dedikleri doğrultusunda yaşayarak kurtuluşa edileceğini söylemiş kimisi bilime ve rasyonelizmin düzeni getireceğini yazmış çizmiş kimisi hayatın bir kaos olduğunu ve bilinemeyeceğini savunmuş vs. vs.
ben bunların hepsine baktım inceledim ve islamın dedikleri, hz muhammed'in sözleri vs daha inandırıcı ve gerçekçi geldi. nasıl?
şöyle; esasında tüm ilahi dinlerin müritleri hep kendi dinleri eksenli bir öğretiden gitmiş. örneğin, müslüman biri hafız olmuş, tarikat erbabı olmuş, itikad desen mükemmel ama bu kişi hiç bir cehov okumamış, zweig bimemiş, matematikten bihaber, fizik kimya biyoloji yok, hiç açıp da uluslararası bir yayın yapan bilim sanat dergisi okumamış, batı dili öğrenememiş, takip etmemiş, teknolojiye kapalı kalmış, mükemmel tecvidli kuran okuduğu halde arapçaya hiç hakim değil, sadece okumuş vs vs. böyle olunca bu kişi hayatın akışını kaçırıyor ve düşünce ufku dar bir perspektifi kaplıyor. yaptığı yorumlar, sergilediği davranışlar ise sadece o dar çerçeveye sığıyor ve bunda da bir alana hapsoluyor. bu durumun benzeri diğer dinler ve sol düşünce ve sağ (tanrısız) düşüncede de var. buna bağnazlık deniliyor ve hayatın hep bir doğrultuda akıyorsa bağnazlığa kayman sadece an meselesi.
bu nedenle insanlar sapık hocalardan medet umuyor, cami kapısı kemiriyor, tarikat ve cemaat yurtlarında sapıklıklar oluyor, deve sidiği içiyor, şeyhin orasını burasını öpüyor, cemaatinin liderinin kainat imamı olduğunu düşünüyor, tarikatının şeyhinin çok kutsal biri olduğunu ve ona tapınma derecesinde bağlılığın esas olduğuna inanıyor. aynısı sol tarafta da var. sadece elbiseler farklı. parti başkanı herşeye kadir bilge bir idarecidir. mutlak mutluluk ancak sisteme ve partiye mutlak itiatten geçer vs vs. sol budur, bakmayın solun birden çok parçalı olduğuna, esası budur. sağın bid'at kültürü de böyledir. lakin, demokrat olma durumu aslında kısmen düzgün bir ideali savunur.
konuyu dağıtmadan; egitimli bir kişi aldığı düzgün ve geniş perspektifli eğitimle baktığı yere tüm açılarla bakar. hepsini birbiriyle kıyaslar, araştırır çünkü bu yeteneği eğitim süresince kazanmıştır ve yorumlar. neticesinde çıkarımlar yapar ve aksiyonunu alır. örneğin, bir grup insan x otelinde emmeli gömmeli parti yapıyormuş, yürüyün yakalım orayı diyen birine karşı haydi tamam demez ve buna dair delil ister. somut delili görse bile referans aldığı kitaba bakar. referans aldığı peygambere bakar, bulunduğu ülkedeki devletin yasalarına bakar ve son olarak evrensel hukuk ile insanlık davranışına bakar. yakma eyleminin her türlüsünün hiçbir yerde iui bir karar olmadığını görür, bundan dolayı da bu eylemde bulunmaz.
bakın, haçlı seferleri de bu din adına kandırmacaların en büyüklerinden. urfa'da kontluğunu kaybeden ve oldukça karmaşık bir tarihi olan bir kont, esasında dırzo baudouin, tarihi yalanlarla kotalikleri kışkırtmış, katolik krallar ve kiliseler para uğruna halkı kışkırtmış ve yüz binlerce insan ölmüştür.
cehalet daima büyük kitleleri yönetenler için mükemmel bir enstrümandır.
konu çok çok uzun.... şunu diyim; be allah tarafından gönderilen hiçbir peygamberin cehaleti yücelttiğini görmedim okumadım. bilakis, islam ve bozulmuş diğer kitaplar daima bilgiyi yüceltmiştir.
hadisleri kabul etmeyenler bile alak süresinin ilk ayeti olan oku emrini inkar edemez. kuran, oku diye başlar ama müslümanların çoğu okumaz. zaten allah bunu bildiğinden de bunu en başta söylemiştir.
son olarak; egitimli bir kişi kafir olmaz. bu saf müslümanları korkutmak ve baskılamaktan başka bir amaca da hizmet etmez. çünkü, eğitimli inananlar söyleyene bakmaz onu söyletene bakar ki bu yalan yanlış söyleyenlerin işine gelmez.
devamını gör...
18.
batı toplumu bunun farkına 400 yy önce varmıştı biz yeni yeni
devamını gör...
19.
bizde dinimizi tam yaşayıp okuyoruz, lütfen artık şunları dinleyip galeyana gelip sanki din böyle emretmiş gibi konuşmalarına kanmayın rica ediyorum ya. yok efendim okuyan dindar olurmuymuş.. oluyoruz elhamdülillah hem okuyor hem okutuyor hemde dinimizin emirlerini yerine getiriyoruz, kulaktan dolma din öğrenilmez hele bunlardan hiç öğrenilmez
devamını gör...
20.
okumuşu kandıramıyorsun tabi. okuyan, eğitilen, sorgulayan adam sizin gibi rezil tiplerin her dediğine niye inansın. ayrıca bu sadece ateistleri falan kastetmemiştir. bunlara inanmayan, itibar etmeyen, kendi okuyup kendi yorumlayarak inanan da yoldan çıkmış kafir nasılsa bunlara göre.
ayrıca eğitim, çağdışı mitolojik olaylarla harmanlanmış dayatmaları er ya da geç boğacak. bundan kaçarları yok.
ayrıca eğitim, çağdışı mitolojik olaylarla harmanlanmış dayatmaları er ya da geç boğacak. bundan kaçarları yok.
devamını gör...
21.
eğitim seviyesi arttıkça sorgulama çoğalır, sorguladıkça şüpheler artar, şüphe arttıkça dayatılan her oluşuma olan inanç azalır.
her oluşum tarihler boyunca cahil ve cehaletten faydalanmış ve ayakta kalmıştır; din, siyaset ve adalet hatta çalıştığımız işte, bize dayatılan çoğu zaman yazılı olmayan kuralları sorgulamadan uymamız gerekliliği. dayatılması ve hiyerarşik düzene uyulması gerekliliği bizlerin çoğu zaman uygunsuz tanımsız ve anlamsız kural, kanun ve emirlerin farkında olduğumuz halde boyun eğmemiz uygun görülür.
kafir olmayanı kafirliğini onamak ve kafirlik sloganı basitleştirip meşrulaştırmak, ancak kafirlik özellikleri taşıyan katı cahil ve ilkel düşünce kişiliğine sahip bireylerin işidir.
her oluşum tarihler boyunca cahil ve cehaletten faydalanmış ve ayakta kalmıştır; din, siyaset ve adalet hatta çalıştığımız işte, bize dayatılan çoğu zaman yazılı olmayan kuralları sorgulamadan uymamız gerekliliği. dayatılması ve hiyerarşik düzene uyulması gerekliliği bizlerin çoğu zaman uygunsuz tanımsız ve anlamsız kural, kanun ve emirlerin farkında olduğumuz halde boyun eğmemiz uygun görülür.
kafir olmayanı kafirliğini onamak ve kafirlik sloganı basitleştirip meşrulaştırmak, ancak kafirlik özellikleri taşıyan katı cahil ve ilkel düşünce kişiliğine sahip bireylerin işidir.
devamını gör...