simurg yazar profili

iddianemeyi okudum az önce.
bir kadının kendisini öldürmeye niyetli olan bir canavara ''son kez öpeyim lütfen'' dediğini yazmışlar.
doğruluğu nedir bilmiyorum ama umarım doğru değildir diye düşünmekten başka hiçbir şey gelmiyor içimden.
çünkü bunları okuduktan sonra ''bizim savunduğumuz kadın bu mu lan? oh iyi olmuş. ikisi de ayrı saplantılıymış. böyle kadınlara böyle adamlar lazım.'' diyecek en az yüz kişi çıkacaktır.
üzgünüm şebnem... senin için ve kurtaramadığımız diğer tüm kadınlar için çok üzgünüm...

22 diyelim...

istiklâl harbimizin siyasi karargâhı olan gazi millet meclisimizin 101. yaşı kutlu olsun!

şu yazılanlara bak. bildiğini insanların gözüne sokuyorsan dışlanırsınmış. arkadaşlar kusura bakmayın ama öyle bir dünya yok.
bilgisini benimle gözüme sokarak dahi olsa paylaşan kimseyi hayatımdan dışlamadım, kimden ne öğrenirsem o kadarım ben bu hayatta.
beni detaylarda boğuyor düşüncesine kapılanın da bilgisiz olduğunu düşünürüm.
ama siz canınız istediğinde ''bu insanlar bilgisiz, okumuyor, öğrenmiyor.'' diye dışlarsınız, canınız istediğinde ise ''biliyor, okuyor, öğreniyor ve öğretiyor.'' diye. bu dünyada insan olarak yaratılmış hiç kimseyi, hiçbir şeyden dolayı memnun edemezsin.

4 nisan 2021 tarihinde kuruluş bildirisini yayınlayarak birçok teröristi rahatsız etmiş olan oluşumdur.
kendilerinin de söyledikleri üzere
türk feminist hareketi ,türkiye'de kadın hakları konusunu; objektif, terörden uzak, türk milletinin faydasına olacak hali ile ele almak ve bir çok ayrımcı ve şidddet içeren uygulama / durumların karşısında durmak amacıyla ortaya çıkmıştır.
bizler türk kadını olarak her zaman destekçileriyiz. bildirilerinde de yayınladıkları şekilde geri adım atmayacaklardır. yollarına çıkan her engeli aşacaklarına eminim.

youtube kanallarında da devamlı olarak yayın yapan türk feministleri aşağıdaki linkten takip edebilirsiniz.
türk feministler

kendisi henüz 17 yaşında ve 30eksi platformu dahil olmak üzere birkaç dergide şiirleri yayımlanmış kalemi gerçekten kuvvetli olan şair dostumuzdur.
genç yeteneklerimizi duyurmak, onları desteklemek bizim borcumuzdur. gerçi bu güzelliğin benim gibi dümdüz bir insanın desteğine ihtiyacı var mıdır tartışılır.
yolu açık ve dikensiz, şansı kalemi kadar kuvvetli, ömrü de kocaman yüreği kadar tertemiz olsun.


''kirpiğin kırpmışsın gök kubbe selâma durmuştur''


güzel bir şiiri için

kendi etrafında dönen, size göre sebepsiz bağıran, adıyla seslendiğinizde bakmayan o çocuk. okulda arkadaşınız, sitede komşunuz, bayram ziyaretinde akrabanız, belki de kardeşiniz...
fiziksel olarak ayırt edemediğimiz bu dostlarımızın hayatını değiştirmek mümkün. çünkü içten bir gülüş; her şeye değer.

“otizm benim seçimim değil,
otizmi farketmek senin seçimin”

''hiç ayrılamam derken
kavuşmak hayal oldu''

mardin'in midyat ilçesi'nde bomba yüklü araç ile düzenlenen terör saldırısında hayatını kaybeden polis kadın şehidimizdir.
ardında 4 yaşında öksüz bir kız çocuğu bırakmasına sebep olmuştur hainler.
yanında şehit olan diğer kadın polisimiz şerife özden kalmış ise 6 aylık hamile idi.
karnındaki bebeğiyle şehit edilen, dört yaşındaki yavrusu annesiz bırakılan bu kadınların adlarını aklınıza kazıyın, unutmayın.
çünkü unutmak ihanettir.

son olarak eklemek istiyorum: kinimiz dinimizdir!

hayatımıza kattığınız +1 değer için hepinize minnettarız...

''ölmeden mezara koydular beni''

aziz şehitlerimizin ruhları şad olsun.

iki ismim var benim. ilki babaannemin adıdır. diğerinin de hikayesi şöyledir:
amcam o zamanlar nişanlıymış. nişanlısının da adı benim ilk adım imiş. demiş ki amcam ''bi evde üç tane aynı isim olmaz. ya bir ad daha koyun ya da değiştirin.'' amcam da böyle triplere girince ikinci adımı da koymuşlar işte.
üzgünüm babaanne ama ben ikinci adımı seçtim ve onunla tanıtıyorum kendimi.
ikinci adıma tripleriyle vesile olan sevgili amcam da nişanlısıyla ayrılmış daha sonra.

haramiler grubuna ait dadaloğlu şarkısıdır.
ayrıca solist ayhan yener'i iskandinav tanrısı thor'a benzetmişler. kesinlikle katılıyorum.
beyefendi pek bir yiğit.

yüce dağdan aşan yollar bizimdir.

dadaloğlu

bayılıyorum.
profilini açıp bütün gün inceleyeceğim nadir yazarlardan diyorum ve tekrarlıyorum:
bayılıyorum!

öğrencilerde öğrenme sürecini kolaylaştırmak için yapılan nesnel benzeşimlerdir.

rumeli türküsüdür.
bana hep mustafa kemal'i hatırlatır. ben de fena söylemem...

''çıkayım gideyim bir uçtan uca aman aman
göstereyim sana mehmet ayrılık nice
aman aman ayrılık nice''


lütfen dinleyin. pişman olmazsınız.

bir şarkı dinliyordum. dinlediğim şarkının bir kısmını bağıra bağıra söylediğimi farkettiğim an dedim ki ''geçmiş olsun kızım.''
işte o kısım:

''hem aldığın hem çaldığın
helal helal sana

yok istemem diyen gönlüm
çöle bile razı şimdi''

başlığın böylesine itirazım var.
çünkü bu başlık ''kafa sözlük yazarlarının bu gece 100'lük açma ihtimali'' olarak değiştirilmesi gereken başlıktır. *

anadolu'da bepuk kuşu olarak, bazı yörelerde ise yusufçuk kuşu olarak bilinen kumru kuşunun hikayesini anlatacağım sizlere.

çok eskiden biri kız biri oğlan iki kardeş yaşarlar imiş. kızımız, kardeşi yusuf'tan büyükmüş. bu iki kardeşin anneleri birden ölüvermiş.
babaları ise bir başka kadınla evlenmiş. ancak üvey anneleri çok kötüymüş. çocuklar ondan çok korkuyorlarmış.
abla kardeş vakitlerini koyun otlarak geçirirlermiş. bir gün oyuna dalmış bizim kardeşler. oyuna dalınca unutmuşlar koyunları.
akşam olmuş. koyunları hala bulamamışlar. üvey annelerinden çok fazla korkan çocuklar eve koyunları bulamadan gitmektense bir gece daha dışarıda koyunları aramaya karar vermişler. tam ararlar iken birbirlerini de kaybetmişler.
yusuf’u arayan ablası koşmuş, hep bağırmış “yusuf! koyunları buldun mu?” sesi yankılanmış ancak yankısına hiçbir ses cevap vermemiş.
yusuf ise en sonunda koyunları bulmuş. koyunların arasına girer havanın soğuğundan korunmak için.
ablası ise durmadan, sürekli “yusuf! yusufçuk! koyunları buldun mu?” diye seslenmiş.
abla kardeşini sabaha kadar aramış ve en sonunda bulmuştur. bulur bulmasına da kardeşi taş kesilmiştir soğuktan.
abla en sevdiği insanı, her şeyini, kardeşini kaybetmiştir. bir kuş olup uçmayı, uzaklaşmayı istemiştir abla.
sanki sesi tanrı tarafından duyulmuştur. çünkü abla artık bir kuşa dönüşmüştür.
kuş olmuş ama yusuf’u ve koyunları unutamamıştır her zaman "yusufçuk" diye bağırmaya devam etmektedir.
hatta bu bağırmalarında kardeşi yusuf için ağladığı söylenir.

yunan mitolojisinde gece tanrıçasıdır. karanlığı simgeler.