1.
tool
(editör)
hey there i am using whatsapp
son tanımları | başucu eserleri
2.
hanımla karşılıklı oturup dakikalarca bakışmak
dakikalarca bakışmanın akabinde tam hanım önemli bir şey söyleyecekken araya 15 dakika reklam girer.
devamını gör...
3.
eyehategod
amerika'lı, fakat özellikle belirtilmelidir ki new orleans, louisiana'lı bir sludge metal grubu.
"istanbul'da, ama kadıköy'de oturuyorum. bu 'ama' biz kadıköylüler için çok şey açıklayan bir sözcük. daha doğrusu bizi açıklayan bir sözcük" diyor ya cemal süreya * aynı minvalde hakiki sludge metal gruplarının da amerikalı 'ama' new orleans, louisiana'lı olduğunu belirtmek gerek. farklı bir tarihte nola başlığında bu detaya ayrıca değinmiştim.
eyehategod 1988 de kuruldu ve down, crowbar, acid bath gibi gruplarla birlikte sludge sahnesinin kurucu ve önemli gruplarından biri oldu. new orleans’ın yazın 40 dereceye varan sıcaklığı, nemli ve ağır atmosferi, bataklık kokusu gibi iklime dayalı etkenler ve yüksek suç oranı, ekonomik sıkıntılar ve yıkımların yanı sıra, abd’nin başka hiçbir yerinde olmadığı kadar belirgin alkol ve uyuşturucu kültürü, tıpkı bölgedeki diğer gruplarda olduğu gibi eyehategod’ın soundunu da derinden etkilemiştir.
ilk albümleri in the name of suffering 1992 yılında çıktı ve o dönemki kadrodan bugüne kadar grupta yer alan iki eleman gitarist jimmy bower ve vokalist mike williams oldu. 2010 öncesi ve sonrası olarak grubu ikiye ayırırsak, 2010 öncesinde daha kaotik ve ilkel bir anlayışla yapılmış şarkıları vardı, ancak 2010 sonrasında, özellikle davulcuları joey lacaze öldükten sonra hem prodüksiyon anlamında daha kontrollü oldular hem de şarkıları daha net ve olgun duyulmaya başladı.
sonuncusu 2021 yılında çıkan toplam 6 stüdyo albümleri bulunmaktadır.
"istanbul'da, ama kadıköy'de oturuyorum. bu 'ama' biz kadıköylüler için çok şey açıklayan bir sözcük. daha doğrusu bizi açıklayan bir sözcük" diyor ya cemal süreya * aynı minvalde hakiki sludge metal gruplarının da amerikalı 'ama' new orleans, louisiana'lı olduğunu belirtmek gerek. farklı bir tarihte nola başlığında bu detaya ayrıca değinmiştim.
eyehategod 1988 de kuruldu ve down, crowbar, acid bath gibi gruplarla birlikte sludge sahnesinin kurucu ve önemli gruplarından biri oldu. new orleans’ın yazın 40 dereceye varan sıcaklığı, nemli ve ağır atmosferi, bataklık kokusu gibi iklime dayalı etkenler ve yüksek suç oranı, ekonomik sıkıntılar ve yıkımların yanı sıra, abd’nin başka hiçbir yerinde olmadığı kadar belirgin alkol ve uyuşturucu kültürü, tıpkı bölgedeki diğer gruplarda olduğu gibi eyehategod’ın soundunu da derinden etkilemiştir.
ilk albümleri in the name of suffering 1992 yılında çıktı ve o dönemki kadrodan bugüne kadar grupta yer alan iki eleman gitarist jimmy bower ve vokalist mike williams oldu. 2010 öncesi ve sonrası olarak grubu ikiye ayırırsak, 2010 öncesinde daha kaotik ve ilkel bir anlayışla yapılmış şarkıları vardı, ancak 2010 sonrasında, özellikle davulcuları joey lacaze öldükten sonra hem prodüksiyon anlamında daha kontrollü oldular hem de şarkıları daha net ve olgun duyulmaya başladı.
sonuncusu 2021 yılında çıkan toplam 6 stüdyo albümleri bulunmaktadır.
devamını gör...
6.
sigarası alkolü kumarı olmayan insan
benim sigaram ve alkolüm yok ama sipariş verdim, az sonra gelir. kuvvetle muhtemel onlar gelene kadar da ben online pokerde yükü kaldırmış olurum.
devamını gör...
7.
lisa johansson
isveç'li draconian grubunun isveç'li kadın vokalisti.

1981 doğumlu lisa, sesiyle de sahne hakimiyetiyle de, güzelliğiyle de büyüleyici bir kadındır. 2002-2011 döneminde draconian'da başarılı işlerin altına imza atmış, akabinde kişisel nedenlerle ayrılmış ve 2022 yılı itibarıyla yeniden grubun sesi olmuştur. yani aslında draconian'ın 7 stüdyo albümünün ikisinde, sovran ve under a godless veil albümlerinde bulunmamış, bu albümlerde tahtını heike langhans'a bırakmıştır.
lisa'nın duygusal derinlik taşıyan sesi, draconian'ın melankolik tarzına ve temiz kadın vokali ile zaman zaman şarkılara dahil olan brutal erkek vokallerinden oluşan ikili vokal yapısına harika bir şekilde uyum sağlar ve bence draconian'ı ilk zamanlarda diğer tüm doom/gothic metal yapan gruplardan ayıran şey de budur, yani canımın içi lisa'nın dramatik ve büyülü sesi...
bir önceki paragrafta bahsettiğim bu ikili uyumun en güzel örneği, bence -aslında yalnızca bence değil, eminim grubun tüm hayranlarınca da- lisa'nın özlem duyan ve anders jacobsson’un öfke saçan sözleriyle birlikte zirveye taşıdığı arcane rain fell albümünde en net şekilde deneyimlenebilir. ki bu albüme de aslında ayrı bir başlık yakışırmış, zira şimdiye kadar yapılmış en büyük doom/gothic metal albümlerinden biridir. şimdilik ukde bırakmakla yetineyim. ve ayrıca (bkz: death come near me)
yazımın sonuna gelirken ve arka planda uzun bir kış gecesinin içinden yükselen puslu bir rüzgarı andıran sesini dinlerken, canım lisa'ma buradan selam eder, koyun gözlerinden öperim.

1981 doğumlu lisa, sesiyle de sahne hakimiyetiyle de, güzelliğiyle de büyüleyici bir kadındır. 2002-2011 döneminde draconian'da başarılı işlerin altına imza atmış, akabinde kişisel nedenlerle ayrılmış ve 2022 yılı itibarıyla yeniden grubun sesi olmuştur. yani aslında draconian'ın 7 stüdyo albümünün ikisinde, sovran ve under a godless veil albümlerinde bulunmamış, bu albümlerde tahtını heike langhans'a bırakmıştır.
lisa'nın duygusal derinlik taşıyan sesi, draconian'ın melankolik tarzına ve temiz kadın vokali ile zaman zaman şarkılara dahil olan brutal erkek vokallerinden oluşan ikili vokal yapısına harika bir şekilde uyum sağlar ve bence draconian'ı ilk zamanlarda diğer tüm doom/gothic metal yapan gruplardan ayıran şey de budur, yani canımın içi lisa'nın dramatik ve büyülü sesi...
bir önceki paragrafta bahsettiğim bu ikili uyumun en güzel örneği, bence -aslında yalnızca bence değil, eminim grubun tüm hayranlarınca da- lisa'nın özlem duyan ve anders jacobsson’un öfke saçan sözleriyle birlikte zirveye taşıdığı arcane rain fell albümünde en net şekilde deneyimlenebilir. ki bu albüme de aslında ayrı bir başlık yakışırmış, zira şimdiye kadar yapılmış en büyük doom/gothic metal albümlerinden biridir. şimdilik ukde bırakmakla yetineyim. ve ayrıca (bkz: death come near me)
yazımın sonuna gelirken ve arka planda uzun bir kış gecesinin içinden yükselen puslu bir rüzgarı andıran sesini dinlerken, canım lisa'ma buradan selam eder, koyun gözlerinden öperim.
devamını gör...
8.
david coverdale
whitesnake solisti.
1973-1976 yılları arasında deep purple'da da yer alan 1951 doğumlu coverdale, 14 kasım 2025 tarihinde instagram hesabı üzerinden aşağıdaki sözlerle müziği bıraktığına işaret etmiştir. iyi bilirdik.
after 50 years-plus of an incredible journey with you, with deep purple, with whitesnake, jimmy page, the last few years it’s been very evident to me that it’s time, really, for me to hang up my rock ‘n’ roll platform shoes and my skin-tight jeans.
1973-1976 yılları arasında deep purple'da da yer alan 1951 doğumlu coverdale, 14 kasım 2025 tarihinde instagram hesabı üzerinden aşağıdaki sözlerle müziği bıraktığına işaret etmiştir. iyi bilirdik.
after 50 years-plus of an incredible journey with you, with deep purple, with whitesnake, jimmy page, the last few years it’s been very evident to me that it’s time, really, for me to hang up my rock ‘n’ roll platform shoes and my skin-tight jeans.
devamını gör...
9.
hated: gg allin and the murder junkies
the hangover ve joker gibi birçok filmin de yönetmen koltuğunda oturan todd phillips tarafından çekilen, biyografik müzik belgeseli niteliğinde bir film.
adından da anlaşılacağı üzere belgesel, punk tarihinin en ruh hastası figürü gg allin'in hayatını konu almakta. gg allin dışında ramones grubunun kurucu üyelerinden dee dee ramone, gg allin'in ağabeyi merle allin, brian unk hunter ve shireen kadivar gibi isimler de belgeselde yer alıyor.
kısaca kendisine değinecek olursak, jerçek adı jesus christ allin olan gg allin, müziğinden ziyade -ki ben müziğini de beğenirim- çıplaklık, saldırganlık ve aşırılığı bir sanat formu olarak görüp tüm normlara başkaldıran ayarsız davranışlarıyla nam salmış bir punk'tır. kendisi de şahsını rock’n’roll teröristi olarak tanımlar. şarkılarında zaten bir punk klişesi olan anarşizmin dışında toplum düşmanlığı, nihilizm ve öfke gibi temalar da ağır yer tutar. hayatı suç işleyerek ve uyuşturucu kullanarak geçmiştir. defalarca tutuklanmış ve birçok konseri polis baskınlarıyla sonlanmıştır. ölümü de aşırı doz nedeniyle olmuştur. *
belgeselde allin'in seyircilere saldırma ve taciz etme, sahne üzerinde dışkılama ve hatta dışkı yeme gibi şoke etmeyi amaçlayan sahne şovlarının en aşırı ve en rahatsız edici yönlerine de yer verilmiş. allin'in grubu the murder junkies üyelerinin allin ile olan ilişkileri, allin'in fanlarıyla olan ilişkileri ve allin'in çocukluk travmaları gibi birçok detaya değinilen filmde allin, bir kahraman gibi gösterilmemiş, buna mukabil şeytani bir figür olarak da lanse edilmemiş ve izleyiciye oldukça nesnel bir tutumla sunulmuştur. zira görünen köye de kılavuz gerekmezdi. *
adından da anlaşılacağı üzere belgesel, punk tarihinin en ruh hastası figürü gg allin'in hayatını konu almakta. gg allin dışında ramones grubunun kurucu üyelerinden dee dee ramone, gg allin'in ağabeyi merle allin, brian unk hunter ve shireen kadivar gibi isimler de belgeselde yer alıyor.
kısaca kendisine değinecek olursak, jerçek adı jesus christ allin olan gg allin, müziğinden ziyade -ki ben müziğini de beğenirim- çıplaklık, saldırganlık ve aşırılığı bir sanat formu olarak görüp tüm normlara başkaldıran ayarsız davranışlarıyla nam salmış bir punk'tır. kendisi de şahsını rock’n’roll teröristi olarak tanımlar. şarkılarında zaten bir punk klişesi olan anarşizmin dışında toplum düşmanlığı, nihilizm ve öfke gibi temalar da ağır yer tutar. hayatı suç işleyerek ve uyuşturucu kullanarak geçmiştir. defalarca tutuklanmış ve birçok konseri polis baskınlarıyla sonlanmıştır. ölümü de aşırı doz nedeniyle olmuştur. *
belgeselde allin'in seyircilere saldırma ve taciz etme, sahne üzerinde dışkılama ve hatta dışkı yeme gibi şoke etmeyi amaçlayan sahne şovlarının en aşırı ve en rahatsız edici yönlerine de yer verilmiş. allin'in grubu the murder junkies üyelerinin allin ile olan ilişkileri, allin'in fanlarıyla olan ilişkileri ve allin'in çocukluk travmaları gibi birçok detaya değinilen filmde allin, bir kahraman gibi gösterilmemiş, buna mukabil şeytani bir figür olarak da lanse edilmemiş ve izleyiciye oldukça nesnel bir tutumla sunulmuştur. zira görünen köye de kılavuz gerekmezdi. *
devamını gör...
10.
yaşlılık belirtileri
uzunca bir süre dışarıda vakit geçirdiğin bir günün akabinde evin kapısından içeri girerken “evcağzım evcağzım, sen anlarsın halcağzım” demek; ardından tüm gün boyunca sırtta taşınmış bir çuval dolusu gerçekleşmemiş keşkeler gibi ağır bir edayla kendini kanepeye bırakıp “oyy oy, hep yanlarım ağrımış” diye şikayetlenmek ve üç dakika geçmeden sızıp kalmak, yaşlılık belirtileri olarak değerlendirilebilir.
fakat bu ve benzeri durumların benimle bir alakası yok. yanlış anlaşılmasın. bir arkadaşım 46 yaşına çeyrek kala böyle şeyler yapmaya başlamış, oradan biliyorum.
fakat bu ve benzeri durumların benimle bir alakası yok. yanlış anlaşılmasın. bir arkadaşım 46 yaşına çeyrek kala böyle şeyler yapmaya başlamış, oradan biliyorum.
devamını gör...
11.
normal sözlük yazarlarının bugüne kadar kaç sevgilisi oldu sorusu
2009'u yazarken de iki sıfır var. dokuzun yanındaki sıfır solda. sildiniz. kaldı mı dokuz. ikinin yanında bir sıfır var, onu da sildiniz. kaldı mı iki. toplayın, ne yapar? on bir yapar. 2009'un içindeki iki sıfırı da sildiniz. ne kaldı? 29 kaldı. on birle yirmi dokuzu toplayın : 40 yapar ve tool'un bugüne kadar 40 sevgilisi oldu.
devamını gör...
13.
10 kasım
15.
köyde yaşama isteği
hangi ilin köyünden söz edildiğine göre anlam kazanan bir istektir. misal, emekli olmadan önce çalıştığım şirkette, hep yurt dışına atanıp orada yaşama hayali kuran bir arkadaşımı, afganistan'ın kabil vilayetine bölge müdürü olarak atamışlardı. ayıp olur diye tebrik etmemiştik.
devamını gör...
16.
en sevdiğin albümün kapağını bırak
black label society grubunun ilk albümü olan sonic brew'nun usa versiyonu kapağı.
japon versiyonu johnnie walker'ın açtığı telif hakkı nedeniyle iptal oldu. çok da iyi oldu; aksi halde grubun felsefesini, topluluk ruhunu ve fan kültürünü temsil eden bir sembol haline gelen bu logo belki de daha sonra hiç akla gelmeyecekti. bu logo bir motosiklet kulübünün yaması şeklinde olduğu gibi, daha sonra zakk wylde'da fanlarını chapter members olarak tanımladı. fanlar dünyanın neresinde olursa olsun, tıpkı bir motosiklet kulübü gibi kendilerini bir aile olarak gördü ve sdmf (strength, determination, merciless, forever) sloganı bu ailenin şiarı oldu. bu logo da "ben bu ailenin bir ferdiyim" demenin bir ifadesi haline geldi. benzer şekilde misfits'in skull logosu ya da motorhead'in snaggletooth logosu belki daha meşhurdur ancak bir tişört deseni olmak dışında bu denli bir anlam ihtiva etmemişlerdir. işte tüm bu sebeplerden mütevellit aha da en sevdiğim albüm kapağı budur diyorum.
japon versiyonu johnnie walker'ın açtığı telif hakkı nedeniyle iptal oldu. çok da iyi oldu; aksi halde grubun felsefesini, topluluk ruhunu ve fan kültürünü temsil eden bir sembol haline gelen bu logo belki de daha sonra hiç akla gelmeyecekti. bu logo bir motosiklet kulübünün yaması şeklinde olduğu gibi, daha sonra zakk wylde'da fanlarını chapter members olarak tanımladı. fanlar dünyanın neresinde olursa olsun, tıpkı bir motosiklet kulübü gibi kendilerini bir aile olarak gördü ve sdmf (strength, determination, merciless, forever) sloganı bu ailenin şiarı oldu. bu logo da "ben bu ailenin bir ferdiyim" demenin bir ifadesi haline geldi. benzer şekilde misfits'in skull logosu ya da motorhead'in snaggletooth logosu belki daha meşhurdur ancak bir tişört deseni olmak dışında bu denli bir anlam ihtiva etmemişlerdir. işte tüm bu sebeplerden mütevellit aha da en sevdiğim albüm kapağı budur diyorum.
devamını gör...
17.
para bellum
bay area thrash metal devi testament'ın 10 ekim 2025 tarihli, yeni ve muhteşem albümünün ismi. genel olarak çok başarılı buldum, özellikle 65 yaşına merdiven dayamış chuck billy'nin vokal performansı hala hayranlık uyandıran cinsten. metal müzik öldü mü? ısız acun kaldı mu? sorularına cevap niteliğinde bir albüm.
alpertungaoldumu.com/
alpertungaoldumu.com/
devamını gör...
20.
aşk bir turşudur
hırçın bir dirty realism taraftarı olarak sıradan insanların sıradan aşklarını sıradan bir yazarın dürüst ve çıplak sözleriyle tam da bu başlık altında sunmak ve böylece aşkın ne olduğuna dair bitmek bilmeyen arayışlara artık bir son vermek isterim.
devamını gör...





