1.
metal: a headbanger's journey
kanadalı yönetmen ve aynı zamanda bir antropolog olan sam dunn belgeseli.
dunn bu filmde yönetmen ve headbanger kimliğinin dışında bir antropolog olması sayesinde metal müziği sadece bir müzik türü olarak değil, toplumsal ve kültürel bir yaşam biçimi olarak incelemeyi hedeflemiştir. temelde heavy metal'in neden sürekli yanlış anlaşıldığını, tu kaka dendiğini ve buna rağmen milyonlarca hayran tarafından tutkuyla sevildiğini anlamlandırmaya ve anlatmaya çalışır.
belgeselde heavy metal tarihinin birçok önemli figürü ile röportajlar yer alır. black sabbath'tan tony iommi, dio'dan ronnie james dio, iron maiden'dan bruce dickinson, motörhead'den lemmy kilmister, slayer'dan tom araya, twisted sister'dan dee snider, alice cooper, rob zombie, vince neil gibi birçok efsane isimle yapılmış röportajlar vardır.
belgeselde, heavy metalin nu metal, power metal, death metal, black metal gibi 20’den fazla alt türüne değinilerek bu müziğin ne kadar çeşitli olduğu gözler önüne serilmiş; ayrıca norveç black metal sahnesindeki kilise kundaklama olaylarından 1980’ler amerika’sında metal müziğe yönelik sansür girişimlerine kadar birçok farklı konu ele alınmıştır.
misyon olarak, metal müziğe karşı ön yargılı olan ve bu türü sadece karanlık, şiddet ve gürültü olarak gören izleyicilere, metalin aslında bir kimlik ve yaşam tarzı olduğunu göstermeye çalışmıştır. filmde dışlananlar, öfkeliler, ötekileştirilmişler veya kendini toplum içinde yalnız ve yabancı hissedenler için metalin bir sığınak, kendini kültürel olarak ifade etme biçimi, duygusal bir çıkış yolu ve düşünsel bir keşif aracı olduğu; ayrıca felsefe, estetik, tarih, din ve mitoloji gibi farklı unsurlarla temas etme imkanı sunduğunu, aynı zamanda bir deneyim, topluluk ve aidiyet duygusunu da taşıdığı anlatılmıştır.
filmin yönetmeni sam dunn, 2007 yılında gemini ödülleri'nde belgesel programında en iyi yönetmen kategorisinde aday gösterilmiş ve en iyi belgesel programı ödülü'nü kazanmıştır.
dunn bu filmde yönetmen ve headbanger kimliğinin dışında bir antropolog olması sayesinde metal müziği sadece bir müzik türü olarak değil, toplumsal ve kültürel bir yaşam biçimi olarak incelemeyi hedeflemiştir. temelde heavy metal'in neden sürekli yanlış anlaşıldığını, tu kaka dendiğini ve buna rağmen milyonlarca hayran tarafından tutkuyla sevildiğini anlamlandırmaya ve anlatmaya çalışır.
belgeselde heavy metal tarihinin birçok önemli figürü ile röportajlar yer alır. black sabbath'tan tony iommi, dio'dan ronnie james dio, iron maiden'dan bruce dickinson, motörhead'den lemmy kilmister, slayer'dan tom araya, twisted sister'dan dee snider, alice cooper, rob zombie, vince neil gibi birçok efsane isimle yapılmış röportajlar vardır.
belgeselde, heavy metalin nu metal, power metal, death metal, black metal gibi 20’den fazla alt türüne değinilerek bu müziğin ne kadar çeşitli olduğu gözler önüne serilmiş; ayrıca norveç black metal sahnesindeki kilise kundaklama olaylarından 1980’ler amerika’sında metal müziğe yönelik sansür girişimlerine kadar birçok farklı konu ele alınmıştır.
misyon olarak, metal müziğe karşı ön yargılı olan ve bu türü sadece karanlık, şiddet ve gürültü olarak gören izleyicilere, metalin aslında bir kimlik ve yaşam tarzı olduğunu göstermeye çalışmıştır. filmde dışlananlar, öfkeliler, ötekileştirilmişler veya kendini toplum içinde yalnız ve yabancı hissedenler için metalin bir sığınak, kendini kültürel olarak ifade etme biçimi, duygusal bir çıkış yolu ve düşünsel bir keşif aracı olduğu; ayrıca felsefe, estetik, tarih, din ve mitoloji gibi farklı unsurlarla temas etme imkanı sunduğunu, aynı zamanda bir deneyim, topluluk ve aidiyet duygusunu da taşıdığı anlatılmıştır.
filmin yönetmeni sam dunn, 2007 yılında gemini ödülleri'nde belgesel programında en iyi yönetmen kategorisinde aday gösterilmiş ve en iyi belgesel programı ödülü'nü kazanmıştır.
devamını gör...









