siyahbeyaznegatif yazar profili

benim. gece ezikdaşlarımı bekliyorum.

bazı yorumcuların kötü şarkısı yoktur. usta bize iki çay getir dese güzel söyler, akılda kalır. cem karaca da bunlardan birisidir. diğer örnekler: ahmet kaya, barış manço, selda gibi...

bir de tek parçayla ünlü olan berkant*, murat kekilli* gibileri vardır, onlar ayrı.

osimhen'in zaten kırdığı rekoru iyice ulaşılamaz noktaya taşımaya devam edeceği maçtır. golünü atacak, ikinci yarıda tribünleri inleterek yerini morata'ya bırakacak, efendi çocuğumuz da adeti olduğu üzere gol atmanın aslında ne kadar basit olduğunu bize göstererek bir tane daha yazacak. ayrıca barış ve yunus'tan gol ve asist bekliyorum. maç sonu: 4-0

esasında pek hoşlanmadığım fatih altaylı'nın gözüme girmesini sağlayan hareket.

çok karizmayızdır...

bu tören, kadınların uzun saçlarını ritmik bir şekilde savurarak yaptıkları al-ayyala dansıdır. al-ayyala, bae ve umman'a özgü, unesco tarafından tanınan geleneksel bir halk dansıdır. genellikle savaş sahnelerini canlandıran erkeklerin bambu çubuklarla yaptığı gösterilere, kadınların saçlarını savurarak eşlik etmesiyle bilinir. birlik, güç ve ulusal gururu simgeler.

coğrafyayı çok iyi bilen değerli gazeteci hüsnü mahalli ise dansı farklı şekilde yorumladı, ancak kaynak bulamadığım için buraya almıyorum.

sözlerinin çok çevirisi ve yorumu var malumunuz. benim michael stipe'ın ne söylemeye çalıştığını dikkate alarak yaptığım çeviri şöyle:

hayat senden büyük
ve sen ben değilsin
gözlerindeki mesafeyi aşmam gerek
yok… çok konuştum
ama ben başladım
köşedeki benim
spotun altındaki
kendimi kaybediyorum
seninle sürdürmeye çalışıyorum
ve yapabilecek miyim bilmiyorum

uyanık olduğum her saat
her fısıltıda
nasıl söyleyeceğimi seçiyorum
hep seni gözlüyorum
yaralı, yitik ve kör bir salak gibi
salak gibi…
düşün bunu
düşün
yüzyılın ipucu
beni diz çökerten hatam
işe yaramadı
ya tüm hayallerim
etrafa saçılırsa?

yok… çok konuştum
ama hala yeterince söyleyemedim
güldüğünü duydum sandım
şarkı söylediğini duydum sandım
seni denerken gördüm sandım
ama bu sadece bir rüyaydı
sadece bir rüya
dene, ağla, neden, dene?
bu sadece bir rüyaydı
sadece bir rüya
rüya…

(bkz: bir güldük bir eğlendik sorma)

en çok komünizme uyuyor politik görüşüm.
evet, çağdışıyım gençler.

bir sürü çılgınlık yapmasına rağmen 2008 yılında sadece güneş gözlüğü ve bir şort ile elindeki redbull'dan bir fırt alıp 12.500 feet yüksekte uçan bir uçaktan paraşütsüz atlamasıyla tarihe geçen dublör.

bir paraşütçü kendisini havada yakalayıp kendisine bağlamış ve o şekilde tek parça halinde yere inmiştir. kaç okkadır bilemiyorum.

burada

öncesinde marka eşofmanlarınla sabah koşusu yapıp portakal suyunu içtikten ve duşunu aldıktan sonra yenmesi ve sonrasında jilet gibi takım elbiseni giyip üstü açık spor arabanla şirketine gitmeyi gerektirir.

biz zeytin ekmeğimizi yerken izlediğimiz amerikan filmlerinde böyle gördük.

anadolu'da bir deyim vardır: ha hasan kel, ha kel hasan.

(bkz: yersen)

çok özendiğim pozisyondur. hatta ne tatlısı olduğunu sormadan "tatlıyı getir" demeyi tercih ederim. ama bir türlü o pozisyona gelemedim.

normal sözlüğe sadece reklam görmek için girenler ne yapacak?

t: bir arkadaş tanımı.

burada beddua edip dayıya sövmek içimizi rahatlatıp görevimizi yapmış olma hissi veriyorsa da çözüm bu değil ey ahali. bu düzenin değişmesini istiyorsak değiştireceğiz. beddua ile olmuyor bu işler. ılık popolarımızı kuluçkadan kaldırıp aksiyon almalıyız. ama bunu yapmadan önce kendimize soracağımız soru ve alacağımız cevap önemli: bedeli ne olursa olsun var mıyız?

bence bizim sorunumuz bu, kimse poposunun serinlemesi istemiyor.

t: rezil bir toplumun rezil sonucu

mesleğim sorulduğunda savcıyım veya başbakanlıkta çalışıyorum* gibi yanıtlarla başlamadan savuşturduğum tepkilerdir.

şeffaflığı olmamasından kaynaklanıyor olabilir mi?
diye sorduran ifadedir.

önce kaynak



bu adımın en önemli mesajı şudur: batılı devletler türkiye'de yönün muhalefet lehine döndüğünü ve kısa bir süre sonra iktidarın değişip muhalefetle muhatap olacaklarını anladılar. o nedenle akp'yi yalnızlaştırıyorlar.

gemi çoktandır su alıyor, batmaya başladı, daha kaçacak çok fare var.

doğru tanımdır.

mesela ben, şu anda en az 30 tane dairem var. hepsini biraz önce çizdim. şimdi 10 tane daha daire çizeceğim. niye bu kadar büyütüyorsunuz anlamadım, siz de bir kağıt alıp üzerine istediğiniz kadar daire çizebilirsiniz.

evet ergenken böyle espriler yapardık dostlar, kusuruma bakmayın, amca sinirlerimi bozdu.