skai yazar profili

skai kapak fotoğrafı
skai profil fotoğrafı
rozet
karma: 1872 tanım: 235 başlık: 8 takipçi: 59

son tanımları | başucu eserleri


hiçbir yere ait olamamak

bireyin kendini yalnızca kendine ait hissetmesi gerektiği düşüncesindeyim. yer , zaman, kişi üçlemesinden hiçbirine ait olmak için çabalamayın. bu üç faktör dinamiktir. her koşulda var olan ise yalnız sizsinizdir.
hemen her yere gidebilir ve hiçbir yere dönmeyebilirim.
içinizden hiçbirinize ait hissedemiyorum.
*şarkı sözlerini aklıma getiren başlık.
devamını gör...

sevgi neydi

bir 'selvi boylum al yazmalım" filmi klasiği. sevgi neydi, sevgi emekti. palavra! ne emeği, ortada hiçbir emek olmadan tanırız , severiz çoğu zaman. evet film böyle söylüyordu, sevgi emekti. o yüzden asya, ilyas'ı değil de kendisine emek veren cemşit'i seçmişti. film burada bitiyor. devamında yaşanacak olayları anlatmıyor. belki süre kısıtlamasından dolayı belki de bir mesaj vermek istiyor izleyicilerine film, fakat kimse düşünmüyor: yani şimdi asya, hiç mi aklına getirmeyecek ilyas'ı. hiç mi özlemeyecek. hiç mi uzaklara dalıp dalıp gitmeyecek. peki ya ilyas, silip atabilecek mi asya'yı kalbinden. asya , emeği seçtiğinde ( cemşit) , ilyas ile olan sevgileri yaşanmamış mı sayılacak? ben bu emek diye önümüze serilen sevgiden sonra sadece acı ve gözyaşı görüyorum. maalesef. aşk bazen de zayi olan bir emektir.
( yüksek oranda çetin erker yorumları içerir.)
devamını gör...

geceye bir şarkı bırak

bazen uçmak isterim - seninle manyak güzel olabilirdik.
devamını gör...

hatırla sevgili (dizi)

benim için, rıza ünsal'ın mahkemede söylediği “ihtilâl demokrasinin fırsat ve imkanlarını bir gecede yok ederek, ülkenin en az 50 yıllık geleceğinde demokrasinin nefesini kesmiş bulunuyor, ” cümlesiyle başlayan bir dizi. aşklar gerçek, aşklar sahici, öyle ki bu diziyi izleyince kimsenin kimseyi buradaki karakterler kadar sevebileceğini düşünmüyorsunuz artık.

ahmet - yasemin - necdet aşkı.. başta bu aşk üçgeni hoşunuza gitse de zamanla siyaset önüne geçiyor. siyaset izlemek istiyorsunuz, saçmasapan ahmet yasemin bakışmaları değil. defne , deniz, harun , ışık, yaşar bu devrimcilik yolundaki aşklar daha hoşunuza gidiyor. belirtmeliyim ki, dizinin olayı biraz taraflı ve sol görüşlü gibi yansıtmasından ötürü çoğu kişi ışık ile harun'un beraber olmasını istese de, yaşar da mutluluğu hak eden biriydi bunun bilincinde olmak lazım. düşünceler uyuşmadı, hep huzursuzluk hâkimdi, bu ilişki bitmeliydi, ama yaşar sevdi, hem de çok sevdi. öyle ki şu diyalog çıkmaz aklımdan.

yaşar: onu seviyor musun ?
ışık: evet.
yaşar: beni sevdiğin gibi mi?
...

defne ve deniz aşkına ne yorum yapabilirim ne de bir güzelleme. deniz'e böyle bir son yazılması hepimizi yıktı. peki ya mehmet? sevim? onlarınki bambaşkaydı, üzerine söz söylenmeyecek kadar. mehmet'in ölüm sahnesinde ağlamasını bir türlü durduramayan küçük kardeşimin, “ çok sakin bir insandı, ölmemeliydi,” demesi. evet sakindi, nahifti. çok acılıydı be.

menderes'in idamı, ergenekon, balyoz, nurhak, kızıldere, şarkışla, gemerek, “babama söyleyin, ayakkabım vardır, bu bez ayakkabıları aceleyle giydim, askerler zaman tanımadı, üzülmesin, ayakkabım vardır,” diyen hüseyin. ve her sahneye özenle kondurulmuş şarkılar. dizinin şarkıları, diziden daha güzel.

ihtilâl namusuna halel getirme, yazısının yazıldığı tabutluğa konan deniz ve sonuna kadar bu yolda direnmeye çalışan arkadaşlarının tutuldukları sansaryan'da bir gece, işkence edildikten sonra hep beraber 33 kurşun şiirini okumaları. ağlatır.


maraş katliamı, sivas katliamı, çorum katliamı, üniversitelerin içinde bulunduğu durum, faili meçhul cinayetler, ve sürekli karikatür çizimlerinden fırlamışçasına gülen süleyman. ardından 80 darbesi. sağcı solcu çatışması sonra erdirildi, diyor. öyle midir??


henüz hiçbir şey bilmiyormuşum tarihimizle ilgili, dizi siyasete merak uyandırıyor. araştırma öğrenme hevesi, heves de demeyelim şimdi; ölümün, acının, kanın hevesi mi olurmuş? evet dizi taraflı, yine de en azından akılcı yaklaşana git araştır o zaman, düşüncesini düşündürtüyor. her sahnesinde ağladık, hüngür hüngür.



o dönem ve sonrasında çıkan bazı şarkıların sözlerininin hep aşk acısını yansıttığını falan sanardım. şimdi aynı şarkıları dinleyince, bir kelimesinden anlıyor insan olayı, durumu, acıyı..
devamını gör...

aşk

1-aşk gereksiz bir anlam atfedilmiş kimyasal bir reaksiyon ve biyolojik bir mekanizmanın tetikleyicisi olup, bizden çok daha hızlı ve çeşitli üreyen bakteri ve virüslere karşı bağışıklık sistemi en güçlü bebekleri dünyaya getirerek türün devamlılığını sağlamaya yönelik içgüdüsel bir çabanın insan zihni tarafından romantikleştirilmesidir. ( yani bilimin tanrı olduğu bir dünyada başka açıklamaya gerek olmazdı , hem aşırı derecede rahatlatıcı bir tarafı var, birincisi o kadar da bizlik bir durum yok bu bir tepkime, ikincisi bu reaksiyonu başlatacak ve sonlandıracak bir formül bulunabilir ve bunları ağrı kesici gibi çantanızda taşıyabilirsiniz, baktınız ki işler acayipleşmeye başladı , hapınızı alıp yolunuza devam edebilirsiniz, belkide bulunmuştur bile. maalesef ki tez sallantılı, üremek istemeyen ve üreme imkanı olmayan aşıklar ne olacak)
2- aşk insanların kendi benliklerini, özdeğerlerini , özsevgilerini, enletelektüel ve ahlaki gelişimlerini, kendi mutluluklarını inşa etmekle uğraşmak yerine bütün bunları bir insan üzerinden karşılama çabaları, o yüzden de çok sıkıntı yaratan bir durum.( kolay değil bir insanın kendini yetiştirip tam olması, o kadar zor ki hatta görüp öğrendiğimiz her şey tam tersini kafamıza kakarken. kolaya kaçtığı için kimseyi yargılamayalım hemen ama o yol bir yere varmıyor ama değil mi, söylesenize ya, ulan hepiniz oradaydınız be?)
*belki yüce bir anlam atfetmek gerekmiyor, belki bir oluş değil bir akış halidir, o zaman bunu reddedip de illa olmaya ve oldurmaya çabalarsak akış kesintiye uğrar herhalde. hem akamadığımız hem olamadığımızla kalırız, sonra efendim, "bir gecede cahil bırakıldık" diye kimseyi de suçlayamayız. o yüzden, bırak aksın mı acaba?
devamını gör...

2046

bir hong kong romantik drama filmi..
ın the mood for love'a atıf yaparak ilerleyen; liriksel kaygılar, karamsarlıklar, imkansız aşklar barındıran, 2 saat 9 dakikalık bir renk cümbüşü, bir müzikal. hüzünlü bir hava taşıyan bu filmde chow mo-wan isimli yazar geleceği konu alan bir kitap yazmaya başlar ve bu kitabı kendi geçmişinden yola çıkarak işler. chow birçok kadının gözdesidir , hovarda bir hayat yaşar, film chow'un bu hayatında derin izler bırakmış 4 kadının etrafında şekillenir. isteyip elde edemediği kadınlar da oldu istenip reddettiği de. aşkı yalnızca chow'un gözünden değil kadınların dünyasından da anlatmış gözyaşı ve ıstırap karması bir evren.
"bütün hatıralar gözyaşlarının izleridir" cümlesi ile giriş yapıyor ve "çünkü hiç kimse geri dönmedi" ile de bitiyor.
filmingözdesi
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim