benim için, rıza ünsal'ın mahkemede söylediği “ihtilâl demokrasinin fırsat ve imkanlarını bir gecede yok ederek, ülkenin en az 50 yıllık geleceğinde demokrasinin nefesini kesmiş bulunuyor, ” cümlesiyle başlayan bir dizi. aşklar gerçek, aşklar sahici, öyle ki bu diziyi izleyince kimsenin kimseyi buradaki karakterler kadar sevebileceğini düşünmüyorsunuz artık.
ahmet - yasemin - necdet aşkı.. başta bu aşk üçgeni hoşunuza gitse de zamanla siyaset önüne geçiyor. siyaset izlemek istiyorsunuz, saçmasapan ahmet yasemin bakışmaları değil. defne , deniz, harun , ışık, yaşar bu devrimcilik yolundaki aşklar daha hoşunuza gidiyor. belirtmeliyim ki, dizinin olayı biraz taraflı ve sol görüşlü gibi yansıtmasından ötürü çoğu kişi ışık ile harun'un beraber olmasını istese de, yaşar da mutluluğu hak eden biriydi bunun bilincinde olmak lazım. düşünceler uyuşmadı, hep huzursuzluk hâkimdi, bu ilişki bitmeliydi, ama yaşar sevdi, hem de çok sevdi. öyle ki şu diyalog çıkmaz aklımdan.
yaşar: onu seviyor musun ?
ışık: evet.
yaşar: beni sevdiğin gibi mi?
...
defne ve deniz aşkına ne yorum yapabilirim ne de bir güzelleme. deniz'e böyle bir son yazılması hepimizi yıktı. peki ya mehmet? sevim? onlarınki bambaşkaydı, üzerine söz söylenmeyecek kadar. mehmet'in ölüm sahnesinde ağlamasını bir türlü durduramayan küçük kardeşimin, “ çok sakin bir insandı, ölmemeliydi,” demesi. evet sakindi, nahifti. çok acılıydı be.
menderes'in idamı, ergenekon, balyoz, nurhak, kızıldere, şarkışla, gemerek, “babama söyleyin, ayakkabım vardır, bu bez ayakkabıları aceleyle giydim, askerler zaman tanımadı, üzülmesin, ayakkabım vardır,” diyen hüseyin. ve her sahneye özenle kondurulmuş şarkılar. dizinin şarkıları, diziden daha güzel.
ihtilâl namusuna halel getirme, yazısının yazıldığı tabutluğa konan deniz ve sonuna kadar bu yolda direnmeye çalışan arkadaşlarının tutuldukları sansaryan'da bir gece, işkence edildikten sonra hep beraber 33 kurşun şiirini okumaları. ağlatır.
maraş katliamı, sivas katliamı, çorum katliamı, üniversitelerin içinde bulunduğu durum, faili meçhul cinayetler, ve sürekli karikatür çizimlerinden fırlamışçasına gülen süleyman. ardından 80 darbesi. sağcı solcu çatışması sonra erdirildi, diyor. öyle midir??
henüz hiçbir şey bilmiyormuşum tarihimizle ilgili, dizi siyasete merak uyandırıyor. araştırma öğrenme hevesi, heves de demeyelim şimdi; ölümün, acının, kanın hevesi mi olurmuş? evet dizi taraflı, yine de en azından akılcı yaklaşana git araştır o zaman, düşüncesini düşündürtüyor. her sahnesinde ağladık, hüngür hüngür.
o dönem ve sonrasında çıkan bazı şarkıların sözlerininin hep aşk acısını yansıttığını falan sanardım. şimdi aynı şarkıları dinleyince, bir kelimesinden anlıyor insan olayı, durumu, acıyı..
devamını gör...