#televizyon dizileri
#final yapan diziler
2006-2008 yılları arasında atv'de yayınlanan televizyon dizisidir.
birbirine düşman olan eski dostların çocuklarının birbirine aşık olma hikayesidir. dönemin siyasi olaylarını da katarak, iki gencin ilişkilerini, mücadelelerini konu edinmiştir.
ımdb: 7.8
birbirine düşman olan eski dostların çocuklarının birbirine aşık olma hikayesidir. dönemin siyasi olaylarını da katarak, iki gencin ilişkilerini, mücadelelerini konu edinmiştir.
ımdb: 7.8
*kemal sunal kültür sanat ödülü (2007) - en iyi tv dizisi
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "barni moloztaş" tarafından 26.12.2020 02:08 tarihinde açılmıştır.
1.
hayranlıktan izlemeyi bir türlü bırakamadığım dizi... dizi tarihine muhteşem iki erkek karakteri (bkz: ahmet gürsoy) (bkz: necdet aygün) kazandıran dizi.. öyle ki yasemin olasınız gelir... tabii bunda oyuncuların * rolü büyük.. bir dizi her açıdan mı mükemmel olur. geçmişin naif ve acılı yönlerini bu kadar iyi aksettiren başka bir dizi yapılmadı... vazgeçilmeyen uğrunda her şey yapılan idealler ve aşklar günümüzün en büyük eksiği bence... aşktan ne olursa olsun hiç bir şekilde vazgeçememek, ideallerini bırakmamak o zamanın kliteli insan profilleri... keşke aynı kadroyla devam etse kaldığı yerden..
devamını gör...
2.
yakın tarihimize iki gencin aşkını konu ederek ışık tutan tv dizisi.
güzeldir, romantiktir. zaman zaman kendini hatırlatır, izletir.
yalnızca hikayede ahmet'in yasemin'e olan aşkının temelinin olmayışı beni rahatsız ediyor. bir anda aşık oldu ahmet. yeterli duyguyu veremedi bana. oysaki yasemin'in hikayesi gayet sağlamdı. bunun dışında bazı yanlı tarafları da var elbette. ama oralara girmek istemiyorum şimdilik.
bir de ahmet'in yasemin'i öpme sahnesi vardır ki bir öpüşme ancak bu kadar kötü olabilir. vantuz cansel.
güzeldir, romantiktir. zaman zaman kendini hatırlatır, izletir.
yalnızca hikayede ahmet'in yasemin'e olan aşkının temelinin olmayışı beni rahatsız ediyor. bir anda aşık oldu ahmet. yeterli duyguyu veremedi bana. oysaki yasemin'in hikayesi gayet sağlamdı. bunun dışında bazı yanlı tarafları da var elbette. ama oralara girmek istemiyorum şimdilik.
bir de ahmet'in yasemin'i öpme sahnesi vardır ki bir öpüşme ancak bu kadar kötü olabilir. vantuz cansel.
devamını gör...
3.
hala malum kanalda yayınlanmış olmasına şaşırdığım dizi .müzikleri ile aklıma yer etmiştir. beren saat'i sadece bihter ziyagil ile biliyorsunuz şiddetle izlemenizi öneririm . gerek senaryonun gerekse karakterlerin ince ince işlenmiş narinliğini içinizi burkar.
devamını gör...
4.
yıllardır aklımda olan ve geçen yıl pandemi döneminde izlemeye başladığım, dün itibari ile bitirdiğim dizi. 60-80 yılları arasındaki siyasi iklimi gösteren, izlerken yazık olmuş gençlere diyeceğiniz belgesel tadında bir dizi. o zaman konuşulan naif türkçeye de özenmedim değil.
devamını gör...
5.
kendi döneminin çokça reyting almış dizisini ben daha yeni izleme fırsatı buldum. bir haftada da bitirdim. kanal youtube’a bölümleri bir, bir buçuk saatlik kısımlarla koymuş.
dizi 1960-1980 dönemleri arasındaki tarihi olayları çok cesurca konu alıyor. o dönemlere ilgim vardı ancak 68 kuşağı dönemini ayrıca çok güzel işlemiş. ben de merak saldım diziyi izledikten sonra.
aşk hikayesi bi yerden sonra sıkmaya başlasa ve başrol oyunculuklar sıkıcı olsa da tarihi draması onu bastırıyor. bir de dekorlar, kıyafetler o kadar güzel ki insanın o dönemlerde yaşayası geliyor.
dizi 1960-1980 dönemleri arasındaki tarihi olayları çok cesurca konu alıyor. o dönemlere ilgim vardı ancak 68 kuşağı dönemini ayrıca çok güzel işlemiş. ben de merak saldım diziyi izledikten sonra.
aşk hikayesi bi yerden sonra sıkmaya başlasa ve başrol oyunculuklar sıkıcı olsa da tarihi draması onu bastırıyor. bir de dekorlar, kıyafetler o kadar güzel ki insanın o dönemlerde yaşayası geliyor.
devamını gör...
6.
benim için o dizinin efsane karakteri necdettir üzerine tanımam, bu vesileyle de okan yalabık'ı tek cümle ile övmeden geçemeyeceğim: oynadığı her rolün hakkını fazlasıyla veren bir zattır kendileri, rol yapmaz, rolü üzerine giyer ve oynadığı karakteri bize dört dörtlük yansıtır..
devamını gör...
7.
benim için, rıza ünsal'ın mahkemede söylediği “ihtilâl demokrasinin fırsat ve imkanlarını bir gecede yok ederek, ülkenin en az 50 yıllık geleceğinde demokrasinin nefesini kesmiş bulunuyor, ” cümlesiyle başlayan bir dizi. aşklar gerçek, aşklar sahici, öyle ki bu diziyi izleyince kimsenin kimseyi buradaki karakterler kadar sevebileceğini düşünmüyorsunuz artık.
ahmet - yasemin - necdet aşkı.. başta bu aşk üçgeni hoşunuza gitse de zamanla siyaset önüne geçiyor. siyaset izlemek istiyorsunuz, saçmasapan ahmet yasemin bakışmaları değil. defne , deniz, harun , ışık, yaşar bu devrimcilik yolundaki aşklar daha hoşunuza gidiyor. belirtmeliyim ki, dizinin olayı biraz taraflı ve sol görüşlü gibi yansıtmasından ötürü çoğu kişi ışık ile harun'un beraber olmasını istese de, yaşar da mutluluğu hak eden biriydi bunun bilincinde olmak lazım. düşünceler uyuşmadı, hep huzursuzluk hâkimdi, bu ilişki bitmeliydi, ama yaşar sevdi, hem de çok sevdi. öyle ki şu diyalog çıkmaz aklımdan.
yaşar: onu seviyor musun ?
ışık: evet.
yaşar: beni sevdiğin gibi mi?
...
defne ve deniz aşkına ne yorum yapabilirim ne de bir güzelleme. deniz'e böyle bir son yazılması hepimizi yıktı. peki ya mehmet? sevim? onlarınki bambaşkaydı, üzerine söz söylenmeyecek kadar. mehmet'in ölüm sahnesinde ağlamasını bir türlü durduramayan küçük kardeşimin, “ çok sakin bir insandı, ölmemeliydi,” demesi. evet sakindi, nahifti. çok acılıydı be.
menderes'in idamı, ergenekon, balyoz, nurhak, kızıldere, şarkışla, gemerek, “babama söyleyin, ayakkabım vardır, bu bez ayakkabıları aceleyle giydim, askerler zaman tanımadı, üzülmesin, ayakkabım vardır,” diyen hüseyin. ve her sahneye özenle kondurulmuş şarkılar. dizinin şarkıları, diziden daha güzel.
ihtilâl namusuna halel getirme, yazısının yazıldığı tabutluğa konan deniz ve sonuna kadar bu yolda direnmeye çalışan arkadaşlarının tutuldukları sansaryan'da bir gece, işkence edildikten sonra hep beraber 33 kurşun şiirini okumaları. ağlatır.
maraş katliamı, sivas katliamı, çorum katliamı, üniversitelerin içinde bulunduğu durum, faili meçhul cinayetler, ve sürekli karikatür çizimlerinden fırlamışçasına gülen süleyman. ardından 80 darbesi. sağcı solcu çatışması sonra erdirildi, diyor. öyle midir??
henüz hiçbir şey bilmiyormuşum tarihimizle ilgili, dizi siyasete merak uyandırıyor. araştırma öğrenme hevesi, heves de demeyelim şimdi; ölümün, acının, kanın hevesi mi olurmuş? evet dizi taraflı, yine de en azından akılcı yaklaşana git araştır o zaman, düşüncesini düşündürtüyor. her sahnesinde ağladık, hüngür hüngür.
o dönem ve sonrasında çıkan bazı şarkıların sözlerininin hep aşk acısını yansıttığını falan sanardım. şimdi aynı şarkıları dinleyince, bir kelimesinden anlıyor insan olayı, durumu, acıyı..
ahmet - yasemin - necdet aşkı.. başta bu aşk üçgeni hoşunuza gitse de zamanla siyaset önüne geçiyor. siyaset izlemek istiyorsunuz, saçmasapan ahmet yasemin bakışmaları değil. defne , deniz, harun , ışık, yaşar bu devrimcilik yolundaki aşklar daha hoşunuza gidiyor. belirtmeliyim ki, dizinin olayı biraz taraflı ve sol görüşlü gibi yansıtmasından ötürü çoğu kişi ışık ile harun'un beraber olmasını istese de, yaşar da mutluluğu hak eden biriydi bunun bilincinde olmak lazım. düşünceler uyuşmadı, hep huzursuzluk hâkimdi, bu ilişki bitmeliydi, ama yaşar sevdi, hem de çok sevdi. öyle ki şu diyalog çıkmaz aklımdan.
yaşar: onu seviyor musun ?
ışık: evet.
yaşar: beni sevdiğin gibi mi?
...
defne ve deniz aşkına ne yorum yapabilirim ne de bir güzelleme. deniz'e böyle bir son yazılması hepimizi yıktı. peki ya mehmet? sevim? onlarınki bambaşkaydı, üzerine söz söylenmeyecek kadar. mehmet'in ölüm sahnesinde ağlamasını bir türlü durduramayan küçük kardeşimin, “ çok sakin bir insandı, ölmemeliydi,” demesi. evet sakindi, nahifti. çok acılıydı be.
menderes'in idamı, ergenekon, balyoz, nurhak, kızıldere, şarkışla, gemerek, “babama söyleyin, ayakkabım vardır, bu bez ayakkabıları aceleyle giydim, askerler zaman tanımadı, üzülmesin, ayakkabım vardır,” diyen hüseyin. ve her sahneye özenle kondurulmuş şarkılar. dizinin şarkıları, diziden daha güzel.
ihtilâl namusuna halel getirme, yazısının yazıldığı tabutluğa konan deniz ve sonuna kadar bu yolda direnmeye çalışan arkadaşlarının tutuldukları sansaryan'da bir gece, işkence edildikten sonra hep beraber 33 kurşun şiirini okumaları. ağlatır.
maraş katliamı, sivas katliamı, çorum katliamı, üniversitelerin içinde bulunduğu durum, faili meçhul cinayetler, ve sürekli karikatür çizimlerinden fırlamışçasına gülen süleyman. ardından 80 darbesi. sağcı solcu çatışması sonra erdirildi, diyor. öyle midir??
henüz hiçbir şey bilmiyormuşum tarihimizle ilgili, dizi siyasete merak uyandırıyor. araştırma öğrenme hevesi, heves de demeyelim şimdi; ölümün, acının, kanın hevesi mi olurmuş? evet dizi taraflı, yine de en azından akılcı yaklaşana git araştır o zaman, düşüncesini düşündürtüyor. her sahnesinde ağladık, hüngür hüngür.
o dönem ve sonrasında çıkan bazı şarkıların sözlerininin hep aşk acısını yansıttığını falan sanardım. şimdi aynı şarkıları dinleyince, bir kelimesinden anlıyor insan olayı, durumu, acıyı..
devamını gör...
8.
bu diziyi bir aşk hikayesi olarak izlemeyi hep reddetmiştim zamanında.
bu dizi, bir nevi tarihin görselleştirilmesi gibidir benim nezdimde.
kızıldere olayı, nurhak, denizlerin idamları aklıma geldiğinde hep hatırla sevgili'den sahnelerle canlandırırım gözümde olayları.
böyle bir diziydi bu. aşk hikayesi anlatıyorum ayağına, türkiye'nin yakın tarihini görselleştiren bir diziydi.
8/10
bu dizi, bir nevi tarihin görselleştirilmesi gibidir benim nezdimde.
kızıldere olayı, nurhak, denizlerin idamları aklıma geldiğinde hep hatırla sevgili'den sahnelerle canlandırırım gözümde olayları.
böyle bir diziydi bu. aşk hikayesi anlatıyorum ayağına, türkiye'nin yakın tarihini görselleştiren bir diziydi.
8/10
devamını gör...