281.
aşk , varlığı hayatı unutturan . başka bi kalbe kalbin gibi bakman , gidince de kalbinin yok oluşu. ah aşk , yokluğu hücrelerini kurutan ...
devamını gör...
282.
mevlana ne güzel demiş : " aşk sandığın kadar değil, yandığın kadardır. " kişi sayısı kadar aşk var aslında herkesin aşkı yaşayışı, fedakarlık limiti başka ama uzaktan bakıldığı gibi basit değildir. uzakta da olsa aynı oranda sevebilmek , onun için kendini yakabilmektir. aşk, özlemdir.
devamını gör...
283.
aşk mı 5 kelimelik bende olan bir isimdir . şakalaşmaktir , uyku halidir, leyla olmaktır, emektir .
devamını gör...
284.
tanımlanamamış bir cismin kalbinize girmesi ve sizin ona anlam verememeniz
devamını gör...
285.
tanımı olduğuna inanmadığım kavramdır aşk. herkese göre değişir kimin neyi nasıl hissettiğini bilmiyoruz sonucta renklerin bile bakan göze göre değiştiği dünyada.
devamını gör...
286.
nasıl ki öfkeli olduğunda öfke hissini tanımlayamazsınız ya da endişelendiğinizde vücudunuzda olanları kelimeye dökemezseniz aşkı da bir his olduğundan dökemezsiniz. yazarlar ve sanatçılar elbette çeşitli yollarla bu hissin kendilerindeki tanımını aktarmıştır ama bu bir tanım değildir yine hissetmeniz gerekir. ve hisler insana özgü olduğundan birinin aşkı ya da öfkesi ya da sevinci diğerine benzemez. iyi ki de benzemiyor. öbür türlü yaşam çok sıkıcı olmaz mıydı?
devamını gör...
287.
çalıkuşu dizisinin 2. bölümünde kamran'ın çok güzel bir sözü var.
"konağa ilk geldiğin günü anımsıyorum, daha o gün anlamıştım feride ben ömrümce seninle sınanıcaktım. yakub'un yusuf'la, ibrahim'in ishak'la, kabil'in habil'le sınanması gibi çünkü insan daima en sevdiğiyle sınanır."
bence aşkta daha onu ilk gördüğün zaman anlamak. heryer de aniden karşına çıkması gibi bir şey insanın.
"konağa ilk geldiğin günü anımsıyorum, daha o gün anlamıştım feride ben ömrümce seninle sınanıcaktım. yakub'un yusuf'la, ibrahim'in ishak'la, kabil'in habil'le sınanması gibi çünkü insan daima en sevdiğiyle sınanır."
bence aşkta daha onu ilk gördüğün zaman anlamak. heryer de aniden karşına çıkması gibi bir şey insanın.
devamını gör...
288.
benim için sevgilimin çekik gözlerini ilk gördüğüm andır.
devamını gör...
289.
aşk bir çölün ortasında gelmeyecek otobüsü beklerken bir geminin sana çarpmasıdır. anlamsızlıklar paradoksudur. ve ne yazık ki özneldir.
devamını gör...
290.
siz hiç sevdiğinize koşarken cama çarptınız mı?
devamını gör...
291.
aşkın tanımı yoktur, kanunu vardır:
devamını gör...
292.
yani buraya güzel bir tanım bırakmak isterdim ama sanırım beceremiyorum aşk hadisesini. becerebilenlere selamlar.
fakat güven kıraç'ın şöyle de bir tanımı var.
fakat güven kıraç'ın şöyle de bir tanımı var.
devamını gör...
293.
sevdiceğin akrabası olan bir ton azkaban firarı cadıyla baş etmek zorunda kalmak ve buna ses çıkartmamaktır. yani bende böyle durumlar *
devamını gör...
294.
can yücel aşkın tarifini şöyle anlatmış;
"onu hatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz...
ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla o hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz..
ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin...
onunlayken pervaneleşen yelkovanlar, onsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain...
sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, ondan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa, ve o, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa...
dünyanın en güzel yeri onun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse...
hayat onunla güzel ve onsuz müptezelse... elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, onun yüzü pembeyse, kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...
her şiirde anlatılan oysa... her filmin kahramanı o...
her roman ondan söz ediyor, her çiçek onu açıyorsa...
bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa, iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa...
iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa...
eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire onu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın o olduğunu adınız gibi biliyorsanız...
mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona o diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi ona yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke o anlatsa" diye iç geçiriyorsanız...
kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...
özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu...
hem kimseler duymasın, hem cümle alem bilsin istiyorsanız...
onsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse...
ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse...
gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de; bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep onun yüzü suyu hürmetine...
uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa, nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız...
kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim...
gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa...
her gidişte ayaklarınız "geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...
...o halde yarın sizin gününüz!..
"çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz."
aslında aşk'a dair her şeyi bu güzel tarifle anlatmış olsa da aşk herkeste farklı yaşanan yegane duygudur. özlemin anlam bulduğu, huzur kokan, sevgiyle büyüyen ve sarmaşık gibi yüreğinizi sarıp sarmalayan duygudur aşk.
"aşk(ışk) kelimesinin sözlük anlamı ‘sarmaşık' demektir. bahçeye düşen sarmaşık tohumu nasıl bütün bahçeyi sarıp sarmalar, hatta dışarı taşarsa; gönle düşen aşk tohumu da bütün bedeni sarıp sarmalar, oradan etrafa yayılır. nice fidanlar, selviler, çınarlar, bir sarmaşık tarafından sarılınca gitgide sarmaşık dalları arasında görünmez oluyorsa, aşk sarmaşığı da insan fidanını öyle kaplayıp gõrünmez şeyler, yok eder. sarmaşığın özelliği, sarıldığı ağacı içten içe kurutması, bitirmesi ,sonunu hazırlamasıdır. nitekim aşk da insanı sarınca onu içten içe eritip yok eder." sözleriyle açıklamış iskender pala.
benim için de aşk bir bağdır. nasıl olduğu görülmeyen ilmek ilmek özlem, huzur ve sevgi dolu bir bağ.
-ne kadar seviyorsun dersen "nar" kadar derim. dışımda bir ben görünürüm, içimden binlerce sen dökülür!-
"onu hatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz...
ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla o hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz..
ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin...
onunlayken pervaneleşen yelkovanlar, onsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain...
sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, ondan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa, ve o, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa...
dünyanın en güzel yeri onun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse...
hayat onunla güzel ve onsuz müptezelse... elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, onun yüzü pembeyse, kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...
her şiirde anlatılan oysa... her filmin kahramanı o...
her roman ondan söz ediyor, her çiçek onu açıyorsa...
bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa, iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa...
iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa...
eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire onu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın o olduğunu adınız gibi biliyorsanız...
mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona o diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi ona yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke o anlatsa" diye iç geçiriyorsanız...
kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...
özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu...
hem kimseler duymasın, hem cümle alem bilsin istiyorsanız...
onsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse...
ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse...
gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de; bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep onun yüzü suyu hürmetine...
uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa, nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız...
kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim...
gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa...
her gidişte ayaklarınız "geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...
...o halde yarın sizin gününüz!..
"çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz."
aslında aşk'a dair her şeyi bu güzel tarifle anlatmış olsa da aşk herkeste farklı yaşanan yegane duygudur. özlemin anlam bulduğu, huzur kokan, sevgiyle büyüyen ve sarmaşık gibi yüreğinizi sarıp sarmalayan duygudur aşk.
"aşk(ışk) kelimesinin sözlük anlamı ‘sarmaşık' demektir. bahçeye düşen sarmaşık tohumu nasıl bütün bahçeyi sarıp sarmalar, hatta dışarı taşarsa; gönle düşen aşk tohumu da bütün bedeni sarıp sarmalar, oradan etrafa yayılır. nice fidanlar, selviler, çınarlar, bir sarmaşık tarafından sarılınca gitgide sarmaşık dalları arasında görünmez oluyorsa, aşk sarmaşığı da insan fidanını öyle kaplayıp gõrünmez şeyler, yok eder. sarmaşığın özelliği, sarıldığı ağacı içten içe kurutması, bitirmesi ,sonunu hazırlamasıdır. nitekim aşk da insanı sarınca onu içten içe eritip yok eder." sözleriyle açıklamış iskender pala.
benim için de aşk bir bağdır. nasıl olduğu görülmeyen ilmek ilmek özlem, huzur ve sevgi dolu bir bağ.
-ne kadar seviyorsun dersen "nar" kadar derim. dışımda bir ben görünürüm, içimden binlerce sen dökülür!-
devamını gör...
295.
aşk yanmak, acı çekmek, hasret ve özlem duymaktır. bir kasidede şöyle der;
boyun büktüm, perişanım, bu derdin sende tedbiri,
lebim kavruldu ateşten döner pâyinde tezkiri,
ne dem gönlün murad eylerse taltif eyle kıtmiri,
cemalinle ferahnak et ki yandım ya rasulallah.
aşk duyulur sonrası karmaşık. aşk karşılıklı da olur karşılıksız da. aşk kavuşmayla nihayet bulursa meşk olur zaten. aşk olmazsa meşk olmaz.
boyun büktüm, perişanım, bu derdin sende tedbiri,
lebim kavruldu ateşten döner pâyinde tezkiri,
ne dem gönlün murad eylerse taltif eyle kıtmiri,
cemalinle ferahnak et ki yandım ya rasulallah.
aşk duyulur sonrası karmaşık. aşk karşılıklı da olur karşılıksız da. aşk kavuşmayla nihayet bulursa meşk olur zaten. aşk olmazsa meşk olmaz.
devamını gör...
296.
aşk, üç harften oluşmuş bir sözcük olmasına rağmen, hakkında binlerce tanım ve ciltlerce kitap yazılsa bile en basit ve güzel ifadesiyle, karşıdan karşıya geçmek gibidir. önce size bakacak, sonra bir daha size bakacak, daha sonra tekrar size bakacak.
devamını gör...
297.
"aşk; iki insanın bilinçlerini birleştirme çabasıdır. boşuna bir çaba, çünkü insan kendi bilincine mahkumdur."
jean-paul sartre
jean-paul sartre
devamını gör...
298.
kişisel karakterimizin bir insandan kendimize doğru en güzel şekilde yansıdığı duygudur bence aşk. içindeki tutku ve güvenin seviyesine göre nihayete erer ya da ermez bilemiyorum ama insanı aşk kadar genişleten ve güçlendiren başka bir duygu tanımıyorum. aşka inanmayanlar için sevgi ve merhamet de bir seçenek tabi..
devamını gör...
299.
tanımı olmayan şeydir. ne desen az gelir. ne desen içindekini anlatmaya yetmez.
bence dünyanın bütün dillerinin anlatmaya yetersiz kaldığı tek şey.
sevginin tanımı yapılır mesela ama aşk...
içinde her duygunun olduğu ama hiçbirine benzemeyen aşk...
bence dünyanın bütün dillerinin anlatmaya yetersiz kaldığı tek şey.
sevginin tanımı yapılır mesela ama aşk...
içinde her duygunun olduğu ama hiçbirine benzemeyen aşk...
devamını gör...
300.
aşk bir hastalık tedavisi de evlilik.
devamını gör...
"aşk" ile benzer başlıklar
ilk görüşte aşk
170