sofa king yazar profili

sofa king kapak fotoğrafı
sofa king profil fotoğrafı
rozet
karma: 5597 tanım: 1436 başlık: 26 takipçi: 55
hey there i am using whatsapp

son tanımları | başucu eserleri


the kids aren’t alright

çocukken eğlenceli, gaz şarkı olarak dinlenen, yaş alınca böğre yumruk gibi gelen şarkı.

geçenlerde bi arkadaşla rocknrolla'da oturduk, nostaljik şarkıların mekanı ya, bu şarkı çıkınca hemen hatırlayamadık, sonra aa offspring olduk falan. sonrasında da kafamda dönüp durmaya başlayınca spotify'dan açıp dinledim, ilk kez sözlerine de dikkat ederek. büyüdüğü mahallede çocukken mutlu ve umutlu olan arkadaşlarının tepetaklak olan hayatlarını anlatıyor. ben 10 yaşında falandım bu şarkının klibi mtv'de, number one'da falan dönerken, sözleri anlamıyordum haliyle. ama anlasan da o yaşlarda böyle bir dramayı kendine yakıştırmazsın ki. nitekim youtube'da klibinin altındaki en beğenilen yorumlar da başta söylediğim minvalde:

this song is a perfect example of enjoying the music when your younger, but understanding the lyrics when your older.

this song was fun when ı was 13. now, at 33, it hurts a little bit.

me at 15: wow, this song is cool.
me at 35: wow, this song was about me.


dexter holland'ın nakaratı ilk ve ikinci okuyuşundaki tonlamalarının da bu duygularla örtüşmesi... şarkı tabii amerikan toplumuyla ilgili bir eleştiri içeriyor ama sözlerini literal olarak almaya da gerek yok. mesela ekşi sözlükte biri "türkiyeleştirmiş", mahallenin en iyi top oynayan çocuğunun okulu bırakıp bilmemkaçıncı ligde top oynarken ayağının kırılıp yürüyemez hale geldiğini, bir kızın ergenliğine zorla evlendirildiğini falan anlatmış. ama bunlara bile gerek yok. türkiye'de büyük dramalar olmadan büyüyen, şimdi işinde gücünde olan bi insan da özdeşleşebilir bu şarkıyla, sırf ülkenin koşulları, son çeyrek asırdaki evrimi yeter.

şarkının klibi de çok yaratıcıydı bu arada:



when we were young, the future was so bright (woah)
the old neighborhood was so alive (woah)
and every kid on the whole damn street (woah)
was gonna make it big and not be beat
now the neighborhood's cracked and torn (woah)
the kids are grown up, but their lives are worn (woah)
how can one little street swallow so many lives?

[chorus]
chances thrown, nothing's free
longing for what used to be
still it's hard, hard to see
fragile lives, shattered dreams
(go!)

[verse 2]
jamie had a chance, well, she really did (woah)
ınstead, she dropped out and had a couple of kids (woah)
mark still lives at home 'cause he's got no job (woah)
he just plays guitar, smokes a lot of pot
and jay committed suicide (woah)
and brandon od'd and died (woah)
what the hell is goin' on?
the cruelest dream, reality

[chorus]
devamını gör...

karabük üniversitesi

cinsel sağlık hem bireylerin hem de kamunun sorumluluğunda olan ve gerekli önlemleri almaları gereken bir şey. ama şu bir iki gündür sosyal medyada yayılan tepkiler cinsel sağlık endişesinden ziyade ırkçı-incel tayfanın afrikalı erkeklerin kendi ulaşamadıkları kadınlarla birlikte olmasına duydukları hasedi ifade ediyor.

cinsel yolla bulaşan hastalıklar sadece karabükte değil, ülkenin her tarafında çok yaygınlaştı. hpv enfeksiyonu kadınlar arasında çok yaygın, uzun süredir görülmeyen frengi vakalarında son iki üç yılda büyük artış var, hiv'in dünyada en çok arttığı ülkelerden biri türkiye... karabük üniversitelilerin yaptığı söylenen paylaşımlarda belirttikleri kaşıntlı siğiller ise herpes kapmış olabileceklerine işaret ediyor. bunların hiv dışında hiçbiri kondom takarak korunabileceğiniz enfeksiyonlar değil.

özetle, cinsel sağlığınıza dikkat edin. birisiyle yakınlaşmadan önce bu konuyu açın, onun cinsel sağlık konusunda ne derece bilinçli olduğunu anlamaya ve karşılıklı güveni sağlamaya çalışın. cinsel temas kuracağınız insanın özellikle genital bölgesinde siğil, lezyon vs olup olmadığına bakmaktan çekinmeyin. kadınsanız hpv aşısı olun. tek eşli-düzenli ilişkiler dışında kondom kullanın. düzenli test yaptırın. tabii ki bu yöntemlerin hiçbiri yüzde yüz garanti sağlamaz ama kelle koltukta bir seks hayatı yaşamaktan daha güvende olursunuz.
devamını gör...

kara kule serisi

yanlış hatırlamıyorsam seriyi bitiremeden ölme korkusuyla son iki veya üç kitabı birkaç yıl içinde tamamlamıştı iş sündükçe sündüğü için.

direkt spoiler yok ama ben filmlerin tanıtım yazılarını bile okumam diyen atlayabilir.

king kara kule'yi çoklu evren yaklaşımı üzerine kurar ve pek çok başka romanında farklı isimlerle ortaya çıkan siyahlı adam üzerinden bu romanlarını da kara kule'nin çoklu evrenine dahil eder.

kızıl kral ve siyahlı adamı yaratırken sauron-cadı kral ilişkisinden esinlendiği anlaşılıyor. kitabın geçtiği evrenin ücra bir yerinde, yer değiştirmeyen, okuyucunun nadiren direkt karşılaştığı mitik bir baş kötü karakter ve sahada onun emirlerini icra eden bir hizmetkar var iki ikilide de. ama tabii cadı kral sadece sauron'un çerçevesini belirlediği bir iradeye sahipken, siyahlı adam biraz daha "sith çırağı" gibi, bir noktada efendisini alt etmeyi hesaplıyor. bu yolda karşısına çıkan mordred deschain güzel ve dramatik bir hikayesi olan bir karakter, belki bi ara bahsederim.

serinin sonunda yaptığı araya girme dangalaklığına ise çok diyecek bir şey yok. kendi yazdığı sona güvenemeyip izahat verme ihtiyacı hissediyor salak. 16-17 yaşında okuduğumda o sondan ben de hayal kırıklığına uğramıştım, hatta o zaman araştırıp bulup mail attığımı hatırlıyorum stephen king'in sitesine haha. olur böyle şeyler minvalinde tam da ingilizcesini anlayamadığım bir cevap gelmişti. ama senin işin çoluk çocuğa neyi niye yazdığını açıklamak mı denyo. şimdi bakıyorum mis gibi son yazmışın ne araya giriyosun.
devamını gör...

2024 paris yaz olimpiyatları

her gün izliyorum, mesai sırasında mutlaka olimpiyat açık duruyor. dünyanın her yerinden sporcular bir araya gelip insanlığın ortak mirası olan bir aktiviteyi sürdürüyor ne kadar güzel bir şey. spor ilk ne zaman ortaya çıkmıştır mesela, muhtemelen yerleşik yaşama geçildiğinde, insanlar her an tetikte olmama lüksüne artık sahip olduğunda. bi noktadan bi noktaya en önce gitme, bir nesneyi en uzağa fırlatma, en ağır nesneyi kaldırma vs formlarda ortaya çıkmıştır herhalde ilk spor müsabakaları. ve bugün hala bu şekilde devam ediyor, bütün dünyadan katılımla. gerçekten çok güzel bir şey.
devamını gör...

jean luc godard

ölmeden bir sene önce falan verdiği bir röportajda "hiçbir şey yapmamaya dayanamadığım için film çekiyorum" demişti. 90 küsür yaşındaydı ve 100 küsür filmlik filmografisine iki film daha ekleyip emekli olmayı planlıyordu. bunların biri "godard by godard" adlı otobiyografik belgesel, diğeri de 20 dakikalık "var olmayan bir filmin fragmanı" diye sunulan "drôle de guerre" idi. sanırım bu ikincisi tam bitmemişti.

"hiçbir şey yapmamaya dayanamadığı için" en iyi bildiği işe abanmak güzel bir şey. zaman zaman kendime hatırlatırım bunu.
devamını gör...

2002 yılındaymış gibi yazmak

sözlüklerde hep yapılan şey. size de olmuyor mu böyle bazen başlıkları okurken 2000ler partisi hissiyatı. çünkü o yıllarda şekillenen bu konsept insanların fikirlerini ifade etme biçimlerini, mizah anlayışlarını falan etkiledi ve bu alışkanlıklar yeni eklenen kullanıcı kitlelerine tevarüs etti. bu yüzden milyonlarca türevi üretilmiş goygoylar, tartışmalar bir kısır döngü içinde süregidiyor. keza herkesin bildiği veya anında ulaşabileceği ansiklopedik vs bilgileri sözlüğe aktarmak falan.

bi de şey var mesela, sözlükler, forumların aksine herkesin kullanamayacağı ve nasıl kullanılacağı bilinmesi gereken şeyler olarak ortaya çıktı. bu hiyerarşinin belki o zaman bi anlamı vardı ama o da donup kaldı adam 2024 yılında hayırlı forumlar, anket bu falan yazıyor başlığa fkfkkdjd
devamını gör...

yazarların 70'ler 80'ler ve 90'lardan birer favori filmi

antonioni - the passenger

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

antonioni'nin o yıllarda gazetecilik denen şeye ilişkin sorgulamaları bugünkü dezenformasyon-post truth döneminde bile geçerliliğini koruyor. bayağı zamanının ötesinde. ve tabii jack nicholson'un muhteşem oyunculuğu.

cronenberg - videodrome

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

yine müthiş bir ileri görüşlülük örneği, televizyon üzerinden sosyal medyaya, internet personalarına, ve existenz'de daha da derine ineceği sanal gerçeklik mevzuuna giriyor.

kathryn bigelow - strange days

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

yönetmenin adını bile unutmuşum ama başkalarının hafızalarını görebilmeye yarayan bir teknoloji ve bir cinayet üzerinden neoliberal güvenlik politikaları ve ırkçılık irdelemesi yapan ve bu açıdan yine güncelliğini koruyan, az bilinen ama çok güzel bir filmdi.
devamını gör...

ayak fetişisti

bazı araştırmalarda fark edilmiş ki, beynin cinsel uyarılmayı algılayan bölgesiyle ayaklardaki hissi algılayan bölgesi birbirine çok yakınmış. bu kadınlar açısından ayaklarına dokunulmasından hoşlanmalarını açıklayan şeylerden biri olabilir diye tahmin ediyorum. zira daha önce benimle karşılaşana kadar ayaklarına dokunulmasından hoşlandığının farkında olmayan veya benden önce başka bir ayak fetişisti partneri olup da onun sayesinde bunu keşfettiğini söyleyen partnerlerim olmuştu.
devamını gör...

başın sıkıştığında arayacağın dizi karakteri

adam indirilecekse, indirilecek adam genç ve siyahi ise jeffrey dahmer, katilse dexter morgan, tacizci/tecavüzcüyse suna başkomiser, uyuşturucu baronuysa gus fring, uzaylı robotsa general adama*, dünyalı robotsa westworld'deki billy, rus/çinli/cihatçı falansa jack bauer, ghoulse cooper howard*, sanal gerçeklik karakteriyse flynne fisher*.
devamını gör...

biri bizi gözetliyor

türünün ilk örneği olması dolayısıyla türk tv tarihinde en çok iz bırakan sezonu ilk sezondu tabii. burda 06 tayfun, "defalarca uyarılmış olmasının" ötesinde bir açıklama yapılmaksızın diskalifiye edilmişti. bu gerekçesizlik hali, tayfunun "evde sürekli mastürbasyon yaptığı ve tüm uyarılara rağmen vazgeçmediği için" atıldığı şeklinde dedikodulara sebep olmuş. bu iddia, çeşitli sitelerdeki "şimdi ne yapıyorlar" tarzı haberlerde hala onlayn mesela. velakin kazın ayağı öyle değilmiş. şokopop'ta alıntılanan bir akademik çalışmaya göre, yarışmadan yıllar sonra bu çalışma için görüş veren üç yarışmacı, tayfun'un yarışmacıların kullandığı taksiyle hız yapması ve evdeki kameraları üzerlerinde balon sektirerek kapatması dışında bir uyarı almadığını söylemiş. dahası, yıllar sonra bu konuda konuşan yapım ekibinden bir kişi, tayfun'un diskalifiye edilmesinden sonra reytinglerin arttığını itiraf etmiş. zaten sonraki sezonlarda da beklenmedik diskalifiyelere başvurmuş yapımcılar.

şokopop'un videolarında özellikle ikinci bölümde bbg'nin reha muhtar'ın ateş hattı programında rtük başkanı, akit yazarı, mhp vekili, bir pdiskiyatr, elenen yarışmacılar, yarışmacıların aileleri ve program yapımcısının da katılımııyla tartışıldığı kısımlar baya çarpıcı.

ayrıca, tarık'ın şarkısının nakaratındaki o oğo oğo oğo o oğoğoo kısmını esra doğaçlama olarak uydurmuş, tarık da çok beğenince şarkıyı böyle yapmış.

bu şarkı aynı zamanda fenerbahçe tribünleri nde efsane geri döndü korksun i...ler / cümlealem alkışlasın şampiyon fener şeklinde tezahürat olmuştur o dönemde.

bi de şimdi izleyince geldi aklıma, kırmızı saçlı "marjinal" dilek'in kankası zeynep'ten hoşlanıyodum ben ldsbcdshb. dilek'i bağdat caddesinde görürdük elendikten sonraki dönemde.



devamını gör...

anda kalmak

zamanı durdurasıya bükecek kütle veya hız gerektiren eylem. mesela sevişirken bi anda ışık hızına çıkıyosunuz gibi.
devamını gör...

geldi bahar ayları gevşer gönül yayları

genleşme katsayısına göre gerginliği düzgün ayarlandıysa problem olmaz. ama aşırı sıcak ve aşırı soğukların olduğu dönemlerde ekstra bakım yapmakta fayda vardır. sıcakta çok genleşen gönül yayları yere düşünce zor kalkma, zıplayınca aşırı havalanma gibi sorunlara sebep olabilir.*
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim