sonkullanmatarihçisi yazar profili

çokluk uçmayı öğrenmeye çalışan yavru kuş gibi yerimizde kanat vurur, havalanamadan oturur kalırız.

üzgün kırgın bakınırız etrafımıza; 'etraf hala aynı, gidemedim, beceremedim, hiç gidemiycem...'

istemiş ama hiç bir yere götürememiş kanatlarımızı toparlar, gidilememiş yerlerin hüznüyle bakarız gökyüzüne: ''ne kadar da engin ve ulaşılmaz güzellikte bu mavi...''

belki bir sonraki denemede olacak, ama şimdi değil.

belli ki bir şeyler şimdi olmasına hazır değil.

gidilememiş yerlerin hüznüyle günaydın

önce tarım, sonra sanayi, şimdi de bilişim devrimi gerçekleşti.

'her devrim kendisini hazırlayan koşulların içine doğmuştur' derler ama hiç biri bilişim kadar akamete uğrama riski almamıştır bence. ve insanın bir arızası bu devrimin başarısına yol açmış oldu: görülme arzusu

insan beyninin karanlık koridorlarında dolaşan dürtü (içsel kökenli arzu) ya da güdü (dışsal kökenli arzu) adlı arzuların içinde daha önce çok ta öne çıkmamış bir tanesi 'bilişim devriminin'' taşıyıcı motoru oldu.

bunun çok bilmiş sosyalcilerce önceden tahmin edildiğini sanmıyorum. ama yine de yanlışlanma olasılığı yüksek bu sanımın.

insan görülmek istiyor. tanrı 'bilinmek istedim' demiş. insan da kendi çapında tanrısal tözüne öykünerek 'görülmek isterim' diyor.

işte face, insta, tiktok vb mecraları var eden ve işler kılan bu dürtü. bilişim devrimini yaşatan ve yaygınlaştıran bu dürtü. world wide web'in varolmasını sağlayan parazitik insan tutumu. bir arızadan kaynaklanan büyük başarı.

çok yaşa dürtük insanlık

sanki herkes aynı anda konuşuyor kafamın içinde

ne güzeldi çocuktuk ne kur vardı ne fay

bir ucu silivri bir ucu yeşilköy

pembe pamuk şeker kırmızı horoz şeker

avucumun içi gibi bilirdim annanemin dizini

yat kucağına gelsin uykuların en güzeli

şimdi yeni hayatın yeniden kırılma zamanı

günaydın sözlük

sessizlik gerek uykuya

ben annanemi özledim

konuşmadan gülen başka insan görmedim

rüzgar kanatlarına alıp
seni getirse
koynumun ılık yatağına yatırsa
kokunda uyusam
gözünün ışığında uyansam

hiç bitmesen öyle
ter-ü taze mis kokan

'bu ne güzel bir sabah'
günaydın sözlük

ıslak kokulu kaldırımları hep bilirsiniz
kaypak kimselerin sancılarını taşırlar

topuk kıran aralıklarda çiyanlar gizlenir
lağım fareleri gülümser de kimse görmez telaştan

varsın günaydın diyen sesimdeki keder
nemli bir bulut taşısın
o da güzel

poyraz sert eser
nisan'da böyle biter.

içimde mayıs sancısı
büyüdükçe büyür
zulmün elleri.

gidemediklerim
yapamadıklarım aklımda
ölsem eksik kalacam
yaşamak
hep yarım kalan bir kavga

günaydın sözlük

insanlığın ulaştığı medeniyet seviyesine en çok katkıda bulunan hayvanlardan dır

büyük bir vefa duygusuyla dolarız her 8 mayıs

sonra bi karışık tost söyleriz, salamında sosisinde, besin zincirinde hep kadim dostumuz eşekler

biz ne eşek şeyleriz cehennem yeter mi bize...hayır sanmam

sürecin provokatörünün fetö olduğunu öğrendiğim güne lanet olsun!

gerçekten şeytani bir örgüt olduğunu anlayıp kim var lan bunun arkasında demiştim

ingiliz lordları olduğu aşikardı ama görememişim o zamanlar

gençlik işte...