sun bak yazar profili

sun bak kapak fotoğrafı
sun bak profil fotoğrafı
rozet
karma: 74 tanım: 6 başlık: 1 takipçi: 1

son tanımları


entente cordiale

birleşik krallık ve fransa'nın, almanya tehdidi karşısında yakınlaşmaları sonrası 8 nisan 1908'de imzalanadıkları dostluk antlaşması. bu antlaşmayla fransa, mısır üzerindeki isteklerinden vazgeçmiş; londra ise fransa'nın fas'taki egemenliğini güçlendirme planlarını destekleyeceğini bildirmiştir.
1904'te iki devlet arasındaki uzlaşmayı tanımlamak için kullanılan bu ifade, daha sonra genel anlamda 20. yüzyıldaki ingiliz-fransız ilişkilerinden bahsedilirken kullanılmıştır.
devamını gör...

trabzon

yeşili, karadenizli olanlar için gayet sıradan sayılabilecek bir yeşilken, ülkenin diğer yerlerinden gelen kişiler tarafından bolca abartılan ve trafik kuralı diye bir şeyin pek işlemediği şehirdir. sinyal vermeyi tercih etmezler, yayalar etrafa bakmadan yola atlar ve daha farklı çeşit çeşit aklınıza gelebilecek kural ihlalleri. insanı, her türlü şeyi yapabilir ama iyi de olsa kötü de "uğraşmaya değmez" denilerek fazla tartışmaya mahal vermemek lazımdır.
(bkz: of) diye bir ilçesi vardır ki insanları hakkında sayfalarca yazı yazılabilir direkt muhatap olunmasa bile duyulmuştur yeteri kadar örnek.
devamını gör...

servant

psikolojik gerilim temelli, çok loş ortamlarda geçen bir dizi.

ilk sezon daha merakla ve yavaşça çözülen kimi olaylarla izlemek daha keyifliyken ikinci sezon olayları sündürüp durmuş ve bu yüzden sıkmıştır. hala ilk bölümden kalan sorular, netleştirilmeyen tarikat bağlantıları ve ilişki ağları. 3. sezonunu izlemeyi düşünmüyorum açıkçası ama fragmanını izlerim nasıl bir yön izleyeceklerine bakmak için.


asla tahmin edemeyeceğim, empati yapmamın mümkün olmadığı bir şey elbette çocuğunu kaybetmek üstelik yorgunluk ve tek başınalık sebebiyle kendi ihmalinle ama sean bir şekilde söylemeli dorothy'ye olanları. bir yalanın içinde yaşamak, kaybedilmiş bir çocuğun yasını tutamamak her açıdan problemli ve bir noktada 'uyanacak' dorothy.
devamını gör...

evdeki yabancı

jenerik şarkısının, yayınlandığı dönem bu diziye bir şekilde denk gelenler ya da izleyenler tarafından çoğunlukla ezbere bilindiği dizi. bunun sebebinin şarkının karakterler tarafından seslendirilmesi, çok eğlenceli ve akılda kalıcı sözleri olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. (bkz: tardu flordun) çok keyifli bir karakteri canlandırır ve kendisi benim ilk (bkz: celebrity crush)'ımdır. (bkz: berna laçin) her zamanki kısa saçlarıyla ve şimdilerin artan terapi seansları aktaran dizilerinin aksine keyifli bir psikologu canlandırmaktadır. şimdilerde isimlerini gayet iyi bildiğimiz oyuncular bu dizide konuk oyuncu olarak yer almışlardır.
devamını gör...

zorba the greek

ingiltere ve amerika'da bu isimle yayımlanan kitabın özgün adı βίος και πολιτεία του αλέξη ζορμπά iken, transliterasyonu ise vios kai politeia alexi zorba şeklinde yer almaktadır. ve elbette filmi çekilirken de bu isim kullanılmıştır.

kitap incelemesi çok uzun olacak, bir de zorba'yı kendine bir idol olarak görenler olduğunu bildiğimden girişmek istemiyorum. birkaç alıntı koyacağım az çok neyi işaret ettiğim anlaşılsın ve farklı bir yönden bakmak isteyenlere yön olsun diye:

"şunu bil ki, kadınlar sese de tutulurlar -neye tutulmazlar ki, dişi domuzlar!"-, içlerinde neler olup bittiğini bir şeytan bilir!" s.127.

"bırak kadınları bağırsınlar, kadındırlar, akılları yoktur." s.192.



filmden bahsetmek gerekirse: kafamda hiç kurmamış olmama rağmen, anthony quinn resmen zorba'yı canlandırmamış kendisi zorba'ymış da oynaması istenmiş gibi mükemmel bir performans sergilemiş. kiliseyle ilgili kitapta bulunan pek çok sahne tedbiri elden bırakmamak için filmde pek kullanılmamış ki kendi adıma memnun oldum bundan. ana kadrodaki tüm oyuncuların ortalama üstü bir performans sergilediklerini söylemek mümkün. bir de yunan müziklerini dinleyip, danslarını biliyor veya seviyorsanız film sonlanırken ayağa kalkıp birkaç tur eşlik bile edebilirsiniz.
devamını gör...

sadece aptallar 8 saat uyur

(bkz: erdal demirkıran)'ın diğer kitapları gibi ismiyle insanın dikkatini çeken ve konuyu merak edenlerin okumak isteyeceği; uyku üzerine bolca örnek verdiği, yer yer bilimsel dayanaklarla birlikte kendine özgü fikirlerini de aktardığı kitabı. pek çok kişinin de böyle bir isme sahip olduğu ve aksi yönde örnekler de az sayılmayacağı için tepkili olduğunu bildiğim bir söylem/kitap aynı zamanda.

uyumayı hiçbir zaman sevememiş ve erken saatlerde uyanıp tüm günü yaşamayı seven biri olarak büyük bir heyecanla okumuştum yıllar önce bu kitabı. şimdilerde tamamen haklıydı ya da haksızdı diyememekle birlikte, halen süren bir tartışma olduğu için uyku saatleri üzerine okumaya devam edeceğim bir konu diyebilirim.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim