ilk dinlemeye başladığımda henüz tek albümleri vardı. o zamandan bu zamana hep çok değiştiklerini düşündüm, hiçbir şarkıları-albümleri ilki kadar etkilememişti sanki beni. her ne kadar aralarında sevdiğim işler çıksa da o ilk albüm çok başkaydı benim için. sonrasında gelen dünyanın en iyi albümü, karanlık ve birkaç single da bu gruba dahil. 2020'den sonra çıkarttıkları hiçbir işi eskileri gibi benimseyemedim. yeni albümlerine kadar. çok uzun süredir dktt dinlemiyorum, geçtiğimiz haftalarda elim eski listelerime gitti de yeniden tanıştım onlarla. çok sevdiğim bir grubun böylesine değişmesini, yeni şeyler denemesini ama aslında bir noktada bu işe ilk başladıklarındaki hayallerini gerçekleştirmeye başladıklarını fark edememişim. hala asla dinleyemeyeceğim, sevemeyeceğim albümleri var. niye öyle bir yola girdiklerini anlayabilsem de kabul edemiyorum bazen. o albümlerde kaliteyi gerçekten düşürdüler bana göre, kendi şarkılarına yaptıkları göndermeler, yazılan hikayeler yoktu hiçbiri. sıradan geliyor o halleri bana hala. o dönemlerde yaptıkları müzik değişse de özleri bi yerde aynı kalıyor sanırım. paptircem'le çektikleri videoyu izledim az önce. ve dedim ki evet bu adamlar benim 7 yıl önce twitter'dan "ankara'ya gelir misiniz?" mesajı attığım, üstüne konuştuğum adamlar hala. ufak yerlerde yaptıkları konserlerine mercimek köftesi getiren, tatlı konser biletleri tasarlayan,
moda'da çalan adamlar hala.
neyse asıl yazış amacıma gelirsek, yeni albümleri gerçekten çok güzel olmuş. tekrardan manyak gibi dktt dinlediğim günlere geri götürdüler beni. bana ilk başta neden dktt dinlemeye başladığımı, neden onları bu kadar çok sevdiğimi hatırlattılar. keşke biraz teknik bilgim olsaydı da daha çok anlasaydım her şeyi. seviyorum kendilerini, hayatıma uzun yıllar eşlik ettiler. böyle devam etmesi dileğiyle :)
devamını gör...