tamga yazar profili

anne ve babanın mesleklerinden yola çıkılarak belirlenecek bir ismin çocuğun kaderini belirleneceğine inanan ebeveyne sahip çocuğun kaderi bellidir oysa.

kırıkkale değil gırıggale. bu şehre girişte kelimelerdeki "k" harfi "g" harfine dönüşür.

ve evet gırıggaleliler yolun ortasından yürür. ıstanbulda bile test edilmiştir.

bu sehirde kızılırmak'a ırmak , dereye öz denir.
keskinin abdalları vardır. balışeyh türbesi buradadır.

ayrıca yunan ordusunun sivrihisar'a kadar geldiği, türk ordusunun polatlı'da karargah kurduğu ve meclis hükümetinin kayseriye taşınmasının tartışıldığı 1921 yazında 7 milletvekilinin ankara'yı terkettiğini duyan keskin halkının temsilcileri mustafa kemal pasa ya aşağıdaki telgrafı çekmiştir;

"bazı milletvekilleri heyecan ve telaş içinde buradan geçerek geriye kaçtılar. bizler canca ve malca her fedakârlığı yapmaya hazır bulunuyoruz. bu milletvekillerinin telaşını haklı gösterecek bir tehlike varsa, yediden yetmişe cepheye gitmemize izin veriniz."

telgraf'ı okuyan başkomutan mustafa kemal ise "işte güvendiğim halk konuşmaya başlamıştır.” demiştir.

rezil olmayı umursasaydı yaptıklarından sonra kendini eve kapatır sokağa bile çıkmazdı.
suriye konusundaki "stratejik derinlik" rezilliginin yanında bu devede kulak kalır.

kendisi
2022 boğaziçi film festivalinde ödülünü şebnem korur fincancı'ya ithaf eden özcan alper'e

ve sahnede "...mesela çok eril bir şey. o eril bir şeyin böyle auuunnm.." diyerek çok önemli bir şey söylediğini zanneden selcen ergün e

hadlerini bildirip

salonu bunlara ve bunları alkışlayan ucubelere bırakıp terkeden

yiğit bir vatan evladıdır.

gerekiyor !!!

yazmak icin yeterli bilgiye gerek olmayabilir. yazan yazmak istemistir yazmıştır.
sorun yazanlarda değil basanlarda.
basılan saçma sapan şeyleri okusa da okumasa da satın alanlarda.
basanların tek derdi satmak yani para kazanmak. elbette kazanacaklar ama tek gaye bu olunca isin rengi değişiyor.
sadece satışa odaklanarak basılan bu kitap değil de kütükleri alanlar ise en iyimser yaklaşımla okumak için değil de bir gün soba tutuşturmaya veya sayfalarının üzerinde zeytin ekmek yemeye yarar diye satın alıyor olabilirler.

yanı her aklına esen kitap yazmıyor, hadi yazdı bastıramıyor. yayıncı şeyma ablaya gidiyor sen bir şey yaz ben basayım para kazanalım diyor. şeyma abla da tamam diyor, zaten o yazmıyor.
falan filan

birinin üniversiteden arkadaşı çıktı.
öbürünün kendisi hafuz çıktı.
sıradaki gelsinnn.

ışine karışmak gibi olmasın da
türkiye ye iki hafız fazla değil mi?

döndüğünde "biden i islama davet ettim. o da ben zaten müslümanım dedi. " açıklaması bekliyoruz.

"3. dünya savaşı 08/10/2022 de ukrayna'nın başkanı zelenskynin kırımı rusyaya bağlayan kerç köprüsünü bombalaması ile başladı."

2500 lerde yapılan kazılarda bulunan ve 2023 ile tarihlenen bir mağara yazısından alıntıdır.

aklını kullanıyordur.

o an varya o an
kendi zeka seviyeni sorgulaman gereken andır.

bi de böyle düşün.

matematikçi bir teorem ispat yapar,
ocu bucu
nerden çıktı şimdi, ne gereği var şimdi, çok detay nerede kullanılacak, ne alaka vs vs vs der. ( ornek; trigonometri)

kadın da öyledir.
erkeğin haaaaaa dediği sorunu
kadın görüp tez ispat analiz formül çözüm sürecinden gecireli çok olmuştur.

velhasıl

matematik hem güzel hem zeki bir kadındır.

gassallık (usullere uygun olarak ölü yıkama işi).

ermenistan a önce vereceğimizi verelim;
ayşe hür ve yanında da bir adet şemsiye.

sonra alacak isine bakariz.

önemli olan karıştırılma yönü değil de karıştırılma şiddetidir belki.

asıl etken kap da olabilir, fincan içindeki çayın karıştırılma yönü ile cam bardak içindeki çayın karıştırılma yönü aynı mı acaba.

ya bu sorunun psikolojik temelleri varsa, normalde sola doğru karıştıran bir insan sinirlendiğinde farkında olmaksızın t anında sağa doğru karıştırmaya başlıyorsa.

kültür, millet, coğrafya vs ile bağlantısı sorgulandı mı hiç

peki ya fizyolojik temeller. belki de sola doğru karıştıranların sağ beyin lobu etkindir de arada bir sağa dogru karıştırma egzersizi yaparlarsa iki lob da full kapasite çalışmaya başlayacaktır.

önemli bunlar lütfen atlamayalım.

diyor

allah akıl fikir versin diyerek sonlandırıyorum.

üstteki yazara binaen cevaplıyorum.
ulus devlet bugün bulunan bir kavram değildir. arkasinda 400 yıllık geçmiş vardır. ortaya çıkış koşulları, sebepler ittifaklar sloganlar çözümler bellidir.
ulus devletin vatandaşı yurttaşı olur. çizilen sınırlar içerisinde yurttaşlar eşittir. resmi dili vardır, resmi kurumlarda o dil konuşma yazma dili olarak kullanılır.
ne yapalım sen ve senin gibiler için
tarih süzgecinden geçmiş teoriye ittir çekip
pratikte uygulanabirlig8 olmayana
yaaaa eveeeett ben çok özgürlükçü demokrat bir insanım deyip
mabadımızdan çözüm mu üretelim.

trafik.
eğer 15 km lik yolu 1.5 satte gidiyor iseniz,
sevmemek duygulari tercume etmede yetersiz kalır.

yatsı olmuştur. mumu sönmek üzeredir.

ilkokuldan başlayıp üniversite ile biten eğitim sürecinin neresi bu başlık kapsamında acaba?
eğer sadece ilkokul ise o sınıfa girince afallayacak olan çocuk - ki böyle bir durum yok o çocuk zaten en az derdini anlatabilecek kadar türkçe biliyordur - sonrasında ne yapacak. hadi orta okulu da ekledik. lisede ne yapacak. hadi liseyi ekledik üniversite sınavında ne yapacak. türkçe kürtçe iki ayrı dil de mi sınav yapılacak. hadi onu da yaptık. o çocuğu üniversiteye kadar getirdik. hocayı nerden bulacağız.
hadi bunların hepsini yaptık lazların başı kel mi. ya da ermenilerin. ne yapılacak yani bir mahallede bir türkçe eğitim veren, bir kurtce eğitim veren, bir lazca eğitim veren, bir ermenice eğitim veren ilkokul mu açılacak.
ya bir şey söylerken her şeyi bir kenara bırakıp azıcık düşünmek lazım nasıl olacak diye.
yok arkadaş öyle anadilde eğitim megitim. hangi ulus devletin yurttaşı isen o ulus devletin anayasasında yazılan resmi dil üzerinden eğitim alırsın. ha sen anadili unutma elbet. seçmeli ders iyi fikir mesela. uygulanabilir yani.
velhasılı kelam türkiye yurttaşları için eğitim dili türkçe dir.