ayağını sehpaya çarpanların bile kitap yazabildiği bir ülke burası. okunması gerekenleri okumayan, ergen ve çocuklara hitap eden sözde yazarların imza günlerinde izdihamlar yaşandığı bir yer burası. ibrahim selim' in bir videosu vardı wattpad le ilgili. kitap pahalı diye almayanların wattpad i okudukları telefonları görünce üzülmekten vazgeçtik. diye. aynen öyle. yazıyorsun en berbat kitabı. sıfır bilgiyle. kitabın kapağına tam da farz olduğu üzre koreli bir yahşıhlı odun un fotoğrafini koyduruyorsun. al sana kaç bin basıyor sonra o kitap?! ama bu , '' kötü çocuk' luktur.
devamını gör...
buyurun yazın, sizi okuyalım.
devamını gör...
gerçekten sağlıklı olmayan düşüncelere sahip insanlar en tepede tutuluyor 1-2 saçma sapan kurgu yüzünden. istanbul sözleşmesi konusunda bir tartışma videosunda, yazar olduğunu söyleyen sema maraşlı isimli kişi, kadın cinayetleri konusunda; ‘katile de acımak lazım.’ diyerek bir kez daha bu kulaklar daha neler duyacak dedirtmiştir. (ayrıca kendisinin ‘güçlü kadınlar niye mutsuz’¿ isimli bir kitabı varmış..)

böylelerine gerçekten söyleyecek söz bulamıyorum
devamını gör...
çok basitlesmedi mi sizce de yazar yada gazetecilere lafım yok ama günümüzün şartlarında bile bir youtuber ınstagram fenomeni bile kitap yazıyor
devamını gör...
kitapların kalitesizleşmesine sebep olan durumdur. hadi yazdın kitabı neden yayımlıyorsun? bazı kitaplar “herkesin yazdığı bir kitap var. benim neden olmasın?” düşüncesi, para ve prim amacıyla yazılmış oluyor. kitap yazmış olmak bir moda oluyor adeta. ne yazık ki …
devamını gör...
instagram takipçi sayınız 1 milyon ve üzeri ise dilediğiniz kitabı yazabilirsiniz. yok satar.
yetenekli olmanıza gerek yok, biraz dindar takılın, kitabınız baskı üstüne baskı yapacaktır zaten!
devamını gör...
bu çağda olmak istemiyorum ya. ne doğru düzgün eleştiri yapılabiliyor ne de doğru düzgün kitap çıkıyor/basılıyor.
her iki tarafta birbirinden beter. pes doğrusu
devamını gör...
fenomen olmak ya da ınstagrama atılacak sözler yazmak yeterlidir efenim.
devamını gör...
şeyma subaşı'nın kitap cikardigi dunyada edebiyat aleminden bahsetmek mumkun degil artik.
siz de yazin sizin neyiniz eksik? şeyma kadar bilgi birikiminiz yok mu? alasini yaparsiniz.
devamını gör...
"içerik üretmeyi" takdir ederim .
genç biri de yazmalı ,anlatmalı ,film çekmeli...

fakat dinlemeden konuşmaktayız ;
okuduğumuzu anlamaya çalışmıyoruz,
düşünmeden yapmaktayız,
bilmeden değerlendirmekteyiz.

bir eserin kalitesi üzerindeki emek ,incelik , nitelik olmalı;

herkes yazabilmeli fakat kitap haline getirmek için bir sınır veya bazı kriterler olmalı,

eğer olmuyorsa okunanlar buna göre seçilmeli ki, kalitesizlerle vakit kaybı olmasın.
devamını gör...
senaryo uydurma, hikaye yazma gibi yeteneği olan arkadaşların yazmasında bir sakınca yok bence. tanınmış bir yazar olması şart değil nihayetinde eğer sadece tanınmış yazarları okumaya çalışırsak yeni yazarlar nasıl piyasaya çıkacak? bilgi noktasında kimin ne kadar ve ne ölçüde bilgili olup olmadığına nasıl karar vereceğiz? yazdıkları kitaplar eğer ilgimizi çekiyorsa okur ve okuduktan sonra karar verebiliriz ancak.

ki şöyle de bir gerçek var her yazar kendi zeka seviyesine göre bir kitleye hitap ediyor zaten. dolayısıyla insanlar seviyelerini kendi belirliyor.
devamını gör...
ne tarz bir bilgiden bahsediyoruz tam emin değilim ama eğer teknik bir kitap değilse katıldığım önerme.

sevdiğim yazarların romanları haricinde yazma eyleminin kendisi hakkındaki düşüncelerini de okumayı seviyorum. elbette bu üretim süreci pek çok farklı yazar için farklı cereyan ediyordur ama bir iki örnek üzerinden ilermek istiyorum. türkçe olarak yayınlanmış bütün kitaplarını okuduğum yazar haruki murakami mesleğim yazarlık kitabında bu konuya oldukça değiniyor*. kendisi bir üniversite eğitimi almış olsa da (edebiyat değil) o dönemin siyasi olaylarının da içinde olduğu pek çok etmenden pek okula uğramadan bir şekilde mezun oluyor. karısı ile ufak bir bar açıyor ve sabahtan akşama kadar eşşek gibi çalışıp borçlarını ödemeye çalıştıkları oldukça yoğun bir koşuşturma içine giriyorlar. bu koşuşturma içinde bir gün oturup bir kitap yazmaya karar veriyor. yazar olmak gibi bir düşüncesi olduğundan değil, bu daha çok bir ihtiyaç gibi. kitabı yazıyor, bitiriyor ve elindeki tek nüshayı bir dergiye yolluyor. sonrasında gönderdiğini bile unutup normal hayatına geri dönüyor. evet edebiyat dünyasına girişi böyle de sıradan bir şekilde. şu an bildiğiniz üzere kendisi dünyaca tanınan, pek çok ödülleri olan ve kitapları bilmem kaç dile çevrilen bir yazar kendisi.

yine bilim kurgu ve fantazya'nın kraliçesi ursula k. le guin kadınlar rüyalar ejderhalar* kitabındaki bir makalesinde bilimkurgu edebiyatı yazınından bahsederken benzer bir konuya değiniyor. bilimsel ve teknolojik konularda üst düzey bilgiye haiz olabilirsin. var olan tüm bilim kurgu, fantastik, mitolojik kitapların kurgu şablonunu da çözmüş olabilirsin*. tüm bunları ustaca birleştirdiğinde de ortaya şeklen fena olmayan bir kitap çıkartabilirsin. metnin içinde bir iki sembole göndermelerini de yapıp popüler kültür içerisinde gayet güzel paralar da kazanbilirsin. ama sen asıl kendi ruhunun ya da benliğinin en karanlık kuytu köşelerine bakma cesaretini gösterip, insanlığın kolektif bilincinde var olan arketiplere, sembollere ve güdülere erişmiyorsan gerçek bir şey yaratma şansın pek yok.

sözün kısası bilgi çağında "bilgi" biraz fazla abartılan bir kavram. eskiden bilgiye çok ufak bir kesim sahip olabiliyordu. bu yüzden de bir iktidar alanıydı ancak günümüzde bilgi parmaklarımızın ucunda*. kitap yazmak için bilgi yığınından çok daha özel bazı şeylere ihtiyaç var. zaten o "özel" şeye sahip yazarların kitaplarını okuduğunuz zaman bunu hemen anlıyorsunuz. daha önce dönüp bakmadığınız (ya da bakmaya korktuğunuz) noktaya gelip çat diye basıyor, sizi tedirgin ediyor, büyülüyor, gerçeğe yaklaştırıyor ve gerçekten uzaklaştırıyor.

hulen yine yazmışız üç paragraf...

neyse durumu olmayanlar için dev hizmet! özet geçiyorum: yazmak haktııır, bilgisiz şirinler de vaaardır!
devamını gör...
basan yayınevleri belli onlar düşünsün
devamını gör...
yazmak icin yeterli bilgiye gerek olmayabilir. yazan yazmak istemistir yazmıştır.
sorun yazanlarda değil basanlarda.
basılan saçma sapan şeyleri okusa da okumasa da satın alanlarda.
basanların tek derdi satmak yani para kazanmak. elbette kazanacaklar ama tek gaye bu olunca isin rengi değişiyor.
sadece satışa odaklanarak basılan bu kitap değil de kütükleri alanlar ise en iyimser yaklaşımla okumak için değil de bir gün soba tutuşturmaya veya sayfalarının üzerinde zeytin ekmek yemeye yarar diye satın alıyor olabilirler.

yanı her aklına esen kitap yazmıyor, hadi yazdı bastıramıyor. yayıncı şeyma ablaya gidiyor sen bir şey yaz ben basayım para kazanalım diyor. şeyma abla da tamam diyor, zaten o yazmıyor.
falan filan
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kitap yazmak için bilgili olmaya artık gerek duyulmaması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim