fransız eşcinsel anarşist yazar. hırsızlık ve serserilikle geçen gençliğinden sonra ömür boyu hapse mahkum olduğunda yazdığı eserlerle dikkat çekmiş ve fransız edebiyat ve düşün hayatının önemli kişilerinin araya girmesi ile affedilmiştir. uzun süre içinde yaşadığı toplumun en aşağı tabakasını anlatmıştır. hırsızın günlüğü isimli otobiyografik romanında sırf ihanet duygusunun verdiği heyecanı yaşamak için sevgilisini aldattığı bölüm insanı değişik duygulara sürükler.
jean genet. çocukluğunda ‘piç' ve öksüz. büyüdüğünde ‘hırsız', eşcinsel ve yazar.
babasının kim olduğu belli değildi. annesi ise onu doğar doğmaz terk etti. küçüklüğünü geçirdiği yetimhaneden 10 yaşında kaçtı. tıpkı daha sonra yerleştirildiği her yerden ve katıldığı sömürge birliklerinden kaçtığı gibi... hayatını avrupa'nın çeşitli ülkelerinde hırsızlık, kaçakçılık gibi suçlar işleyerek sürdürdü. sık sık hapse girdi. fransa'da hırsızlık suçundan onuncu kez yargılanması sonucu müebbet hapse mahkûm edildi. yazdığı ilk roman andré gide, jean cocteau ve jean-paul sartre gibi ünlü yazarların dikkatini çekince, bu yazarların cumhurbaşkanına verdikleri dilekçeyle cezası affedildi. fransa'daki toplumsal hareketlerden filistin mücadelesine, amerika'daki kara panterler hareketine kadar çok sayıdamücadeleye, anarşizan bir tavırla destek verdi. daha çok romanlar ve tiyatro eserleri kaleme almış bir yazar olan genet, hırsızın günlüğü'nde otobiyografik öğelere ön planda yer vermiştir. yaşamın en ücra köşelerine, hırsızların, fahişelerin, eşcinsellerin, pezevenklerin dünyasına son derece şiirsel bir dille, derin ve incelikli ruhsal çözümlemelerle nüfuz eden hırsızın günlüğü, aynı zamanda erkek bedenine düzülmüş en edebi övgülere rastlanılan bir yapıttır.erkek egemen toplumun iktidarına, söylemlerine ve davranış kodlarına hem ‘karşı'dan meydan okumuş, hem de bu iktidarın ‘erkek' ve ‘polis' nitelikleriyle özdeşleşmenin küçültücü hazzını yaşamış olan genet, kendi deyimiyle ‘korkak, hain, hırsız ve eşcinsel'dir. o, aşağılanmanın ve kendini aşağılamanın en üst mertebesinde bir ‘aziz' gibi dolanırken, tamamen dışında kaldığı ‘bizim dünyamız'a tuttuğu aynada, ahlakdışılığın, ihanetin, şiddetin imgelerini bir geçit töreni görkemi içinde seyrettirir.yeraltında yaşayan, toplum dışı bu ‘serseri'nin hayatı, birçok insanın dokunmaya bile cesaret edemediği kimi değerlere hayatın içinden yapılan bir saldırıdır. bu hayat hırsızın günlüğü'nde bir şiire, fakat vahşi bir şiire dönüşmüştür.hırsızın günlüğü, yanıbaşımızda duran ve görmezden gelinen bir dünyanın içerden betimlenişidir. yasadışının estetiğiyle tanışmak için..
devamını gör...