tekeli_minik yazar profili

tekeli_minik kapak fotoğrafı
tekeli_minik profil fotoğrafı
rozet
karma: 199 tanım: 21 başlık: 0 takipçi: 6

son tanımları


beğeni yapmayınca havalı olduğunu sanan yazar

henüz tanım girmesini öğrenememiş yazarların isyan ettiği durumdur.

adı üstünde (bkz: kafasözlük) sözlük. yetti gari ne bu ya.
devamını gör...

diyarbakır’da cezaevi gibi yapılan toki evleri

diyarbakır'ın mimarisine uygun bir şekilde yapılmış konutlardır.

bir şeyi de abartmasa olmaz zaten şu sözlük yazarları. ne bekliyorsunuz, odunpazarı ya da balat gibi renkli renkli boyanmış evler mi? bölgedeki cami, kilise, surlar vs. ile son derece uyumlu olmuş.

yıkılan evlerin de zor ayakta duran, 5. sınıf evler olduğunu düşünürseniz, gayet güzel olduğunu görebilirsiniz.
devamını gör...

ruh sağlığı için uzak durulması gereken şeyler

instagram, twitter ve her şeye muhalefet olan yancı televizyon kanallarıdır.

sosyal medyayı kendi yararına kullanmayı öğrenmek gerek. yoksa ruh emiciler her yerden saldıracaktır.
devamını gör...

4 eylül 2021 kılıçdaroğlu vaatleri

nasıl hala orada durup, etrafına neşe ve gülücükler saçarak saçma vaatlerde bulunabildiklerini idrak edemediğim başlıktır. aynı hırstan, istekten, azimden pardon yüzsüzlükten ben de istiyorum. bi git artık yahu, bi git.
devamını gör...

atiye (dizi)

türk dizileri içerisinde önemli bir yere sahip olduğunu düşündüğüm dizidir.
neden bu kadar acımasız tanımlar var anlam veremiyorum. 10 sene öncesine kadar (bkz: selena)izleyen insanlarız. avrupa ve amerika yapımlarıyla kıyaslamak doğru değil. bu bakımdan gelecek yapımlar için çıtayı yükselttiğini düşünüyorum.

diziye gelirsek, ilk sezonu çok heyecanlandırsa ve beklenti içine soksa da devamı gelmiyor maalesef. 3. sezonu tamamen çöp olarak görüyorum. yine de ülkenin tarihi, doğal ve mistik alanlarını kullandığı için çok sevindim ben. göbeklitepe, kapadokya, mardin ve özelllikle nemrut sahneleri çok hoşuma gitti. beklentinizi selena, sihirli annem ve bez bebek'ten iyi bir dizi olması olarak belirlerseniz, ki zaten öyle başka dizi mi vardı sanki, gayet tatmin olursunuz.
devamını gör...

zaman yolculuğu mümkün olsaydı gitmek istenilen zaman dilimi

2 bin yıl sonrasıdır.

insanlığın nasıl gelişim göstereceğini aşırı merak ediyorum. örneğin m.s 21 yılındaki bir insan şu anki medeniyetimizi görse ağzı açık kalırdı. ben de iyi yönde şaşırmak istiyorum.

geçmişe gitmememin sebebi ise her şeyin zor ve kısıtlı olması. insan yaşamının bile 30 yıl olduğu bir dönem ne kadar güzel olabilir ki? tercihler bu yönde..
devamını gör...

normal sözlük’ün artık bitmiş olması

benim de kafamda şekillenen ve düşündüren durumdur.
yazım kurallarına uymayan, sözlüğe sözlük gibi değil de forum gibi davranan insanlar bulunmakta. bu başlığa sözde "tanım" giren insanlar da buna dahil.
devamını gör...

yazarların bu ara en çok dinledikleri şarkı

loreen- euphoria (2012 eurovision)'dır.

eurovision bağımlılık yaptı şu sıralar..
devamını gör...

kadınlar erkeklerden dna çalıyor

kadınları suçlamadık bir bu kaldı dedirten başlıktır. kendi kromozomunu haksızlık olmasın diye susturan kadınlar, daha ne yapsın bu erkeklere.

(bkz: barr cisimciği)
devamını gör...

odunpazarı modern müze

eserleri incelendikten sonra, bilgilendirme yazılarının okunması gereken müzedir. eser veren sanatçının anlatmak istediğiyle, kendinizin anladığının ne kadar farklı olduğunu görünce şaşırıyorsunuz. şaşırtıcı ve farklı bir atmosfere sahip.
devamını gör...

insanı mutlu eden ucuz şeyler

90 km'lik belediye otobüs hattının ilk durağından son durağına, 1.95 tl ile gidebilmektir.
devamını gör...

yaşanan şehrin en güzel yanı

geniş yolları, metre başı bulunan büyük parkları ve yeşil alanlarıdır. zira bu şehrin insanları çift şeritli, işlek bir yolun refüjünde bile piknik yapabilecek imkâna ve ortama sahiptir.
devamını gör...

ankara'nın en kötü yanı

peyzaj, çevre düzenlemesi ve yeşil alanlarının sıfır olmasıdır. sadece yürümek için gideceğim parka, otobüsle gidebiliyorsam bir sıkıntı var demektir.
devamını gör...

eurovision

politik düşüncelerin ve siyasi görüşlerin, artık kazananı belirlemediği yarışmadır.

son yıllarda daha da oturan %50-50 sistemi ile daha hakkaniyetli ve adaletli olunduğunu düşünüyorum. son 5 yılın 4 galibi, televote oyları ile ilk sıraya yükselmişlerdir.

jüri oylarının ne kadar adil olduğunu göstermek için birkaç örneğim var(!).

2016'da jürilerden 7 puan alarak sondan ikinci(25.) olan polonya, televotede en yüksek üçüncü puanı, 222 puan, alarak 8. sırada yarışmayı tamamlamıştır.

2018'de jürilerden 253 puan alarak 2. sırada olan isveç, televotede sondan dördüncü(23.) yüksek puanı ,sadece 21, alarak yarışmayı 7. tamamlamıştır.

bu sistemle birinciler adil bir şekilde belirleniyor. ancak geri kalan sıralama için aynı şeyi diyemeyeceğim. bize de birinci lazım zaten. karar sizindir..


dipnot: jüri oyları, her ülke temsilcilerinin canlı yayına bağlanıp puanları aktardığı oylardır.
devamını gör...

zihinde yer etmiş anonslar

seleee var, sepeet var, selelerrr varrrr..

dipnot: lütfen vurgu ve tonlamaya uygun davranınız.
devamını gör...

çocuk felci yeniden görülebilir

türkiye vatandaşları için endişelenmenin gereksiz olduğu durumdur. poliovirus uzun bir süredir rutin aşılama programı içerisindedir. çocukluk çağının 5'li karma aşısında, pasif bağışıklık için inaktif polio aşısı bulunmaktadır. bununla yetinmeyip aktif bağışıklık için, oral polio aşısı uygulanmaktadır.
seyahat öyküsü olan, başka ülkelerden gelen insanların dışında avrupa'daki son polio vakası 1998'de ağrıda görülmüştür.
sayısı milyonları aşan mülteciler artık her yerde olduğu için, bizim toplumumuzun içindeler ve artık bizdenler. allahtan kaliteli ve yetişmiş halk sağlığı uzmanlarımız var da, içimiz rahat.
devamını gör...

doritos risk 5.0 wasabi acısı

her cipsten minik bir parça alıp, sözde wasabili olanları tükürmek suretiyle yenilebilecek cipstir.
asla acı bir cips gibi değil. acı bile değil. hatta cips bile denilemez buna. beyaz kablolu üçlü priz tadını merak edenler için ideal bir seçim.
devamını gör...

selectra

üç yıldır birlikte olduğum sevgili ilacım. ben neredeysem o da benimle geliyor. hastalık sürecimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

ben selectrayı panik bozukluk ve sosyal fobi için kullanmaya başladım. ilk iki ay 50 mg olarak başladık, daha sonra 100 mg olarak devam ettim. bu süre içerisinde 25, 50 ve 100 mg arasında azalıp artarak devam ettim ve şu an 100 mg ile devam ediyorum hala. ayrıca bu süreci doktorum ile bereaber götürmekteyim.( yedinci doktora dayanmış bulunmaktayım.) 50 ve 100 mglık dozlar, çok yüksek dozlar değil. vücudunuza ya da size hiçbir zararı yok, yani doktorum böyle diyor. genellikle psikiyatrik rahatsızlıkların tedavi süreci uzun sürüyor. ilaçlar da uzun ve düzenli kullanımda etkisini gösteriyor haliyle. bundan dolayı ilacı kullanmaya yeni başladıysanız, selectrayı uzun süre kullanacağınız fikrine alışın.

ben selectranın herhangi bir yan etkisini görmedim. kullanmadığım zamanlar vücutta geri çekilme yapıyor. doktorum bunun bağımlılık olmadığını, geri çekilme denen bir kavram ile açıklandığını söyledi. mesela ilacı sabah içmeyi unuttuğum zaman, akşam saatlerine doğru kafamda bir elektriklenme oluyor gibi, dalga dalga yayılıyorcasına bu elektriği hissediyorum. ama ilacı içince bir süre sonra geçiyor. yan etki olarak bir şey görmedim dediğim gibi.

selectranın bana etkisini daha çok; panik atak anında yaşadıklarımı sıradanlaştırmak ve olağanlaştırmak olduğunu söyleyebilirim. eskiden bazı zamanlarda ve yerlerde atak yaşayacağımı düşünürdüm, bulunmaktan korktuğum ortamlar vardı. şu an bu düşünce artık tamamen yok oldu. beni biraz daha cesaretlendirdi sanırım. artık diyorum ki; ne olabilir ki en fazla. yani ben çok özel bir insan değilim ve başıma geleceğini düşündüğüm şey benim başıma gelmeyecek. çünkü ben sadece onlarca insandan biriyim diyorum. kendimi kabullenmeyi öğretti bana. tabi bunların hepsini selectra yaptı diyemem. siz de bu süreç içerisinde çok fazla şey deneyimliyorsunuz. olgunlaşıyorsunuz, düşünceleriniz değişiyor. hani "geniş insan" tabiri vardır ya. o tarz bir kişiliğe evrildim.

diyeceğim o ki, etkisini uzun sürelerde gösteriyor. kim başlayacak, o kadar kullanacak diye düşünmeyin. zaman su gibi geçiyor. etrafınızdaki insanların ilaç kullanmaya karşı önyargıları olacaktır. benim de, ailem başta olmak üzere çevremdeki çoğu kişi böyle davrandı. artık bırak şunu diye ısrar edenler oldu. ailem de son zamanlarda bırakmam için ısrar etmeye başladılar. ama ben sadece doktorumu dinledim. siz de doktorunuzu dinleyin. bundan dolayı bu süreci, doktorumla yürütmeye başladım. ha şunu da söyleyeyim; bu süreci tek doktorla bu zamana kadar getirmedim. hangi doktor denk geldiyse ona süreci anlatıp, devam ettim.

sabredin, sabredin, sabredin. korkularınız, çekinceleriniz elbet bir gün geçecek. ayrıca bir de doktorum okumam için şu kitabı önerdi.(bkz: panikatakta)
bu kitapta da kendi başınıza nasıl başa çıkabileceğiniz anlatılıyor.

son olarak, düşüncelerinizden sıyrılmaya çalışın, gezin bol bol, açık havada bulunun, yürüyün. en önemlisi de fazla düşünmeyin. düşünceler bizi bu hale getiriyor. hepinize geçmiş olsun, inşallah en kısa zamanda şifa bulursunuz.
devamını gör...

sürekli susan insan modeli

belki de o insan sürekli susmuyordur, kendiniz çok konuşuyorsunuzdur efendim. (bkz: söyleyemediği için susan insan)
devamını gör...

konya

toplu taşımada, temassız kredi kartını kullanıma sokan türkiye'deki ilk, dünyadaki ikinci şehirdir.

ayrıca 550 km ile , new york'tan sonra en uzun bisiklet yoluna sahip şehirdir. gayet düzenli, bakımlı ve kullanışlıdır. sadece bisikletlilerin kullandığı bisiklet tramvayı da, aktif bir şekilde işlemektedir bu şehirde.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim