ankara'nın en kötü yanı

kendini halktan üstün zanneden, orduyla gezen, yol kapatan, verginin nereye gittiğini acık bir şekilde gözüne sokan tüm siyasiler.

bir türlü kar yağmamasıdır.

belli bir yanının olmamasıdır. bu tuhaf gelebilir size, açıklayayım. istanbul'un aşağı, yukarı, orta yanı denizdir ve ona bir ışıltı katar. izmir yukarıdan aşağı deniz, ardı dağdır ve ruhu bunaltmaz. antalya yukarı yanı yüksek toroslar, aşağı yanı masmavi akdeniz. bursa bir yanını yeşille beyazın dans ettiği uludağ'a verirken, bir yanını denize vermiştir. lafı uzatmayalım ankara'nın dört bir yanı tuhaf yükseltilerle kaplanmış, inişli çıkışlı bir şehir dersin fakat o da değildir. her yanı ne gri, ne sarımsı, ne kahverengidir; olumsuz yahut bıkkın renklerin cümbüş yaptığı bir sahadır. yeşillik bir görünür bazı .yanlarda ancak o da bir anda serap gibi kaybolur. nezaket, saygı bir yanda kendini belli edecekken bir bakarsın ilginç bir keko darma duman eder o yanı. ankara'nın bir yanı yok, kendince bir cereyanı hatta insanı kendinden uzaklaştıran heyelanı vardır.

modifiyeli eski kasa bmw ve tofaşlarla gürültü yapıp etrafa rahatsızlık veren barzolar.

tam karşınızdan gelen insanın asla sağa sola kaymaması ve sizin çekilmenizi istemesidir. çekilmezseniz size çarpması, hatta yere düşürmesi ama bir affedersiniz bile dememesidir. ha bir de kızılayın ortasında arabasını durdurup sarılan çiftlerin yanına gelip bağıra çağıra ahlak bekçisi olduğunu göstermesi, koltuklarını gere gere arabasına geri dönmesidir.

insanı

gri şehir oluşu. denizi olmayışı.

insanı ve soğuğu.

ankara'da deniz bende uçmak için kanat olmaması.

bir imza atması gereken bürokratların kendini firavun gibi görmesi kasılması.
yedi ceddini besleyecek para talep etmesi.
ha sonra patır patır görevden aldırıyorum o ayrı,bu da benim eğlencem.

kurak olması. ağaç sayısı o kadar az ki bursa'dan gelen bir ziyaretçi olarak en çok bu durum rahatsız ediyor beni.

ayrılmak zorunda kaldığın andır.

öyle deme ankara'yı sevmeyene bir zulümdür
bu kadar insanın neden ankara'yı bu kadar çok sevdiğini anlamadan
ankara'da yaşamak.
ağzın bal yesin yılmaz erdoğan.

her yerin beton ve soğuk olması. bir de yemek kültürü çok zayıf. kaç defa gittim aç kaldım resmen. fırın mırın da yok ki iki pide filan yaptırasın.

bu ülkeye başkent olmak , bak bir yozgat öyle mi.

benim ankara'da olamamam galiba.
ankara ankara olduğu için sevilir.

çankaya ve yenimahalle hariç geri kalan ilçeler. özellikle keçiören, sincan, ve altındağ için allah düşürmesin diyorum.

hatırlattığı herşey.

ankara 'da olması

insanı demek de ne bileyim yani. en azından sizin şehirde insanlar yaşıyor :( eskiden yaşadığım mahalledeki insanların bir çoğunun unga bunga diye gezen insanlar olmasından dolayı ankara'nın insanını burasının insan olmayanına tercih ederim.

havasının sogukluğunun insanlarına da sirayet etmesi.