the lizard king yazar profili

the lizard king kapak fotoğrafı
the lizard king profil fotoğrafı
rozet
karma: 7880 tanım: 1694 başlık: 168 takipçi: 29
de te fabula narratur

son tanımları | başucu eserleri


çok içmek

ben alkolik değilim, alkolüm.
devamını gör...

zeytin pirinası

zeytin meyvesinin yağ üretimi sırasında elde edilen yan üründür. zeytinler preslenip yağı çıkarıldıktan sonra geriye kalan posalı atığa pirina denir. bu atık, zeytinin çekirdeği, kabuğu, posa ve meyve etinden oluşur.

zeytin pirinası yüksek oranda organik madde, selüloz ve lignin içerir. ayrıca fenolik bileşikler, mineraller ve doğal yağ kalıntılarıyla zengindir. bu özellikleri sayesinde birçok alanda kullanılabilir.

zeytin pirinasının kullanım alanları nelerdir?

enerji üretimi:
kurutulmuş pirina, biyoyakıt olarak kullanılır. özellikle pirina peletleri ve briketleri, sanayi tesislerinde ısı enerjisi üretiminde tercih edilir.

ısıtma sistemlerinde fosil yakıtlar yerine kullanılarak çevre dostu enerji sağlar.

hayvan yemi:
doğrudan kullanılmasa da özel işlemlerden geçirilerek (fenolik bileşiklerin azaltılması gibi) hayvan yemine katkı maddesi olarak eklenebilir.
lif açısından zengin olması, sindirim sistemini destekler.

gübre ve toprak iyileştirici:
organik madde bakımından zengin olduğu için kompost yapımında kullanılır. toprağın su tutma kapasitesini artırır, besin değerini zenginleştirir ve mikroorganizma faaliyetlerini destekler.

sabun ve kozmetik ürünleri:
zeytin pirinası, doğal yağ kalıntıları sayesinde sabun yapımında kullanılır. cilt sağlığı için doğal peeling ürünlerinde değerlendirilebilir.

biyoplastik üretimi:
doğal lif ve selüloz içeriği, biyobozunur plastik üretiminde kullanılmasına olanak tanır.

deri üretimi (bitkisel tabaklama):
zeytin pirinasında bulunan doğal tanenler, bitkisel tabaklama yöntemiyle deri üretiminde kullanılabilir. tabaklama işlemi sırasında kullanılan pirina, deriye dayanıklılık kazandırır ve doğal bir renk tonlaması sağlar. zeytin pirinası kullanılarak üretilen deri, çevre dostu ve sürdürülebilir bir alternatif sunar. ayrıca, bu deri türü daha yumuşak ve doğal bir dokuya sahip olabilir.

kompozit malzeme üretimi:
inşaat sektöründe yalıtım malzemeleri veya doğal lif katkılı kompozit ürünlerin üretiminde kullanılabilir.
devamını gör...

traite du libre et du volontaire

bu kavram, insanın baskı altında olmadan ve kendi iradesiyle hareket ettiğinde olağanüstü şeyler başarabileceği fikrine dayanır. işte tam da bu özgürlük ve irade alanında, yalnızca bireysel hayatlarımızı değil, toplumumuzu da dönüştüren en güzel girişimler ortaya çıkar. bu düşünce, tarih boyunca birçok felsefi akım tarafından farklı açılardan ele alınmıştır.

özgürlük, birçok filozof için bilginin ve eylemin temeli olmuştur. örneğin, rasyonalizm akımı, bireyin özgürce düşünebilmesini ve aklıyla doğruyu bulabilmesini savunur. descartes’ın “düşünüyorum, öyleyse varım” sözü, insanın özgürlüğünü düşünce yoluyla keşfedebileceğini gösterir.

ancak özgürlüğün yalnızca akıl yoluyla değil, deneyimle de şekillendiğini savunan empirizm akımı, bireyin hayatını belirleyen seçimleri yaşadığı deneyimlerle oluşturduğunu ileri sürer. örneğin, sanatçı bir kişinin özgürce resim yapmayı seçmesi, yalnızca içsel bir karar değil, aynı zamanda yaşadığı çevrenin, gözlemlerinin ve duyusal deneyimlerinin bir sonucudur.

benzer şekilde, varoluşçuluk özgürlüğü insanın en büyük sorumluluğu olarak görür. sartre, “insan özgürlüğe mahkumdur” diyerek, bireyin her durumda seçim yapmak zorunda olduğunu vurgular. özgürlük, sadece bir hak değil, aynı zamanda sorumluluk taşıyan bir yükümlülüktür.

gönüllülük, özgürlüğün yalnızca bireysel bir tatmin değil, toplumsal bir faydaya dönüşebileceğini gösterir. pozitivizm, bireyin eylemlerinin yalnızca bilimsel yöntemlerle anlaşılabileceğini savunurken, pragmatizm ise bir eylemin değerini, onun sonuçlarıyla ölçer. bir kişinin gönüllü olarak bir yardım kuruluşunda çalışması, onun topluma olan katkısını somut bir şekilde gösterdiği için pragmatist bir bakış açısıyla değerlendirilebilir.

ayrıca, ahlaki idealizm, insanların yalnızca kendileri için değil, başkaları için de sorumluluk taşıdığını savunur. kant’ın ahlak anlayışına göre, bireyler özgürce ve akıl yoluyla iyi olana yönelmelidir. bir kişinin hiçbir zorunluluk olmadan yaşlılara yardım etmesi, ahlaki bir yükümlülük olarak değil, özgür iradesiyle seçtiği bir iyilik eylemi olarak görülmelidir.

özgürlük ve gönüllülük birbirini besleyen kavramlardır. bu durum, özellikle materyalizm ve idealizm arasındaki felsefi tartışmada kendini gösterir. materyalist bakış açısına göre, insanın seçimleri içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal koşullar tarafından belirlenir. örneğin, karl marx’ın tarihsel materyalizmi, toplumsal değişimlerin bireylerin iradesinden çok ekonomik yapıların etkisiyle oluştuğunu savunur. bu açıdan bakıldığında, gönüllü eylemler dahi içinde bulunulan ekonomik koşullardan bağımsız düşünülemez.

buna karşılık, idealizm, bireyin iradesinin ve düşüncelerinin maddi dünyadan bağımsız olarak belirleyici olduğunu öne sürer. hegel’e göre, tarih, insan düşüncesinin evriminden doğar ve bireyin idealleri, toplumun gidişatını değiştirebilir. bir grup insanın, hiçbir maddi kazanç beklemeden, sadece inandıkları bir değer uğruna gönüllü projeler başlatması, idealizmin bu yönüyle örtüşen bir durumdur.

özgürlük ve gönüllülük yalnızca soyut kavramlar değil, hayatlarımızı şekillendiren ve seçimlerimize anlam katan güçlerdir. varoluşçular, insanın özgürlüğünün aynı zamanda sorumluluk getirdiğini savunurken, pragmatistler, bu özgürlüğün topluma nasıl fayda sağladığına odaklanır. materyalistler, özgürlüğün ekonomik koşullarla şekillendiğini vurgularken, idealistler, düşüncenin dünyayı değiştirebileceğini iddia eder.
devamını gör...

yarım

çok sevdiğim bir zardanadam şarkısı. sözlerine bayılıyorum. ayşe orbay kaya düeti ayrı güzel olan şarkı.

yanımdan hiç ayrılma demiştin, öyle güzel gülümsemiştin.
cesaretim yoktu söylemeye, ben sana gitme diyemedim.
yollar aynı, doğrular yok, yönler kayıp artık göklerde.
hayalinle doldu dünya ayıp acı dillerde.

sana bir şey söylesem şaşırır mısın: sen benim öbür yarımsın.
tüm yolların vardığı o son bahçede, sen beni karşılar mısın?

hayat oyun oynuyor benimle, aklım karışık bugünlerde,
ışıldardı dünya sen gülünce, sözler karışıyor renklerle.
yollar aynı, doğrular yok, yönler kayıp artık göklerde.
hayalinle doldu dünya ayıp acı dillerde.

sana bir şey söylesem şaşırır mısın: sen benim öbür yarımsın.
tüm yolların vardığı o son bahçede, sen beni karşılar mısın?

gözlerimi kapatıp seni düşledim, gözyaşımı gizleyemedim.
bir yıldız seçip ona şarkı söyledim, seni çok özledim...

devamını gör...

modern insanlarız

redd'in 7 mart 2025 tarihinde çıkardığı single şarkısı. aşırı güzel olmuş. doğan yine yapmış yapacağını. ayrıca şarkı yeni kaybettiğimiz irfan alış'a ithaf edilmiş. ne diyelim. bu duyguyla dinleyince sağ yanaktan bir damla süzülüyor.

modern çağların paslı karanlık aynalarında
kendimizden geçeriz kendimize baktıkça
yeni dünya kurgusu bitmeyen komplosu kaosu
cepte sahte duygular kalpte yaşar şeytanlar

savaş da aşk da bize tuzak
savaş ve aşk bize tuzak

dönüyor dünya döndükçe çirkinler güzele
el pençe divan duruyor kahinler zalime
çivi çakarlar tabutumuza doğmadan fikirler
güce tapan insanoğlu önce aydını zehirler

savaş da aşk da bize tuzak
savaş ve aşk bize tuzak

çirkin ve cansız modern insanlarız savaşırız kalpsizce
çirkin ve cansız modern insanlarız sevişiriz kalpsizce

spotify
devamını gör...

the lizard king ile hippi karavanı

yapmak istediğim radyo yayını bu olur sanırım. sadece 60'ların müziklerinin olduğu, genellikle rock, bazen folk, bir miktar da dönemin soul müziğinin serpiştirildiği bir yayın hayal ediyorum. görsel de şu şekilde. var bir hayalimiz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

an gelir

öncelikle attila ilhan'a saygı, sevgi ve rahmetle. ve tabi bunu şarkılaştıran ahmet kaya'ya da aynı şekilde.
ayrıca bu isimde farklı bir şarkı daha var. moral grubunun şarkılarından birinin ismidir. sözleri:
bir baktım ki bomboş
parklar sokaklar meydanlar
çekmiş gitmiş eski dostlar
paraya satılmış hayatlar

bense burda yalnız
boşvermişim hayata inat
pembe düşlere dalmış
ve sarhoş seni anmaktayım

öyle gülmedim çok zamandır
öyle ağlamadım hıçkırarak
öyle anlamadım içtiğimden
konuşmadım uzun uzun

an gelir döner kuşlar
günbatımında susar rüzgar
bir gün kulağın çınlar
an gelir diner yağmurlar
biter bu yalancı sonbahar
gözlerin beni arar

devamını gör...

kitchen door

son yıllarda bana aşırı huzur veren 3 kadın sesinden biri olan wolf larsen'in -diğer iki isim kovacs ve michelle gurevich- 2011 yılında çıkardığı quiet at the kitchen door albümünün ilk şarkısı.

no was her name
no was the lion that no one could tame
but faith was his name
faith came around with a smile on his face, anyway
he said, tell, tell me now
tell me the worry that knit up your brow
she said slow down this train
slow down the iron that runs in my veins
i can hear you tap tappin' at my kitchen door
i can hear the river run, and the river want more
don't you know, i'm already sure
i can hear you tap tappin' at my kitchen door
but no kept her name
no got so quiet she put out her flame
but faith stayed the same
faith came around with that smile on his face the next day
he said, follow me down
follow me down with your pick and your plow
i can hear you tap tappin' at my kitchen door
i can hear the river run and the river want more
don't you know, i am already sure
i can hear you standing quiet at my kitchen door.

spotify
devamını gör...

şaman ayini

izmir'in testamentone more page'in 2017 yılında çıkardığı illusion of duality albümünün introdan sonraki açılış şarkısı.

tüm gerçeğim bu andayken
varlığını buldum derinden

yara aldım bu seferler
beni kendine çekerken

bir kutsal ayin içinde cümleler
ve her bir kelimesi seni dinler
seni sana anlatır

ne ararsın bu alemde
sensin yine tek kiracı
ve bilincin ışığının tek kaynağı
sönene kadar hep seninle

bir kutsal ayin içinde cümleler
ve her bir kelimesi seni dinler
seni sana anlatır

her şey bulanık
bir var bir yok
gerçek anlamsız
hem var hem yok
her şey tanımsız
hem var hem yok
gerçek anlamsız
bir var bir yok
yok
yok

devamını gör...

kısa öykü

karanlığın içindeki hışırtıları duydu fakat gözlerini henüz açamamıştı. duyduğu ses en sevdiği kumaşın sesiydi. ipek kumaş kendine has bir salınım yaparak ses dalgaları üretiyordu. birisi ipekten yapılan bir şeyi silkeliyordu. ne olduğunu görmek için yavaşça gözlerini araladı. günlerdir gözlerini açmamış gibi gözlerine giren ışık canını yakmıştı. gerçekten nerede olduğunu ve hangi zaman dilimini yaşadığını bilmiyordu. karşısında saçlarını bir çift çubukla toplamış, yüzü bembeyaz pudrayla kaplı, çekik gözlü ve kırmızı dudaklı bir kadın duruyordu. kadının elinde tuttuğu ise altın sarısı motifler işlemeli kırmızı bir kimonoydu. qǐlái dedi kadın. çince bilmemesine rağmen kalkmasının emredildiğini ses tonundan anladı. buzlu camlı çift sürgülü bir kapı dışarıya doğru aralık bırakılmıştı ve içeriye süzen güneş ışığı parlak teninin rengini ortaya çıkarmıştı. kollarını uzatıp kadının kimonoyu giydirmesine yardım etti ve kuşağını bağlattırdı. kadın gözlerinin içine bakarak geriye doğru 3-4 adım attı ve arkasını döndü. arkasındaki bambudan yapılma kutuyu hızlıca açtı. kutunun içine elini nazikçe daldırıp yavaş yavaş kaldırdı. avuçlarının içinde iki adet parlayan metal yükseldi. saf demir ancak bu kadar güzel görünebilirdi. keskinliği bir saç telini bile ayıracak cinstendi. çok iyi bir ustanın elinden çıktığı belliydi. subaları bambudan oyulmuştu ve kauçuk ile kaplanmıştı. kadın katanaları ahşap masanın üzerine bırakıp tekrar kutuya yöneldi. bu sefer kutunun içinden iki tane kauçuk ve deri karışımından yapılmış saya çıkardı. bu kınlar da yine kimono gibi kırmızıydı ve altın sarısı işlemeleri vardı. kadın katanaları dikkatli biçimde sayalara yerleştirdi ve ardından adamın kuşağına bağladı. adam kendini sirk gösterisine hazırlanan palyaço gibi hissetmişti fakat palyaçolar kadar mutlu göründüğünü sanmıyordu. kadın kapıya doğru ahşap zemin üzerinde çıplak ayaklarla süzüldü ve hafif aralık olan kapıları ardına kadar açtı. dışarıya baktığında geniş bir avlu gördü. avlunun tam ortasına giden, kenarlarında sakura ağaçları olan taş bir yol vardı. avlunun ortasına giden tek yolun bu olmadığını fark etti. aynı yoldan üç tane daha vardı ve her biri şinto tarzı mimarisi olan evlerin buzlu camlı kapılarından uzanıyordu. yola doğru birkaç adım attı, sendelememek için gözlerini taş yoldan ayırmıyordu. avlunun ortasına yaklaştıkça başka ayak sesleri de duydu, taşa basan çıplak ayak sesleri... avlunun ortası taş değil mermerden yapılmıştı, ayağını bastığında mermerin soğukluğunu hissetti. hafifçe kafasını kaldırıp çevresinde olan biteni izlemek istediğinde kendisiyle aynı giyinmiş üç farklı adamın avlunun ortasında karşı karşıya bakıştığını gördü. gözlerini odaklamak için biraz kıstı ve karşısındakileri tanımaya çalıştı. uyandığından beri yüzüne dokunmak aklına gelmemişti ve o an eli yüzüne gittiğinde suratında karşısındakiler gibi bir maske olduğunu hissetti. telaş yapmıştı fakat bunu onlara hissettirmek istemiyordu. karşısındaki adamlardan birinde kendi katanasından daha uzun bir ōdachi, birinde ince uzun bō sopası, diğerinde ise ucu sivri mızrağıyla birlikte naginata vardı. katanalarının subalarını tutup kaldırdığında diğerleri de silahlarını kaldırdı. demir ve sopa sesleri havada uçuşurken hepsi soluk soluğa kalmıştı. kazanan ve kaybeden yoktu. sanki hepsi birbirinin savaş tarzlarını ezbere biliyordu. hepsi aynı anda ellerini maskelerine götürdü ve maskelerini açtılar. maskenin altındaki yüzleri görünce şok geçirmişti. çünkü karşısındaki suratlar da aynı şokla kendilerine bakıyordu.
devamını gör...

love street

the doors'un 1968 yılında çıkardığı, görece daha romantik bir albümü olan waiting for the sun albümünde yer alan, sözleri jim morrison imzalı şarkı. bu şarkıyı çok sevdiği pam için yazdığını biliyoruz. filmde pam ile tanışmak için onu takip ettiği sahnede bu şarkı çalar. manzarek'in klavye kısmı çok hoş.


she lives on love street
lingers long on love street
she has a house and garden
i would like to see what happens

she has robes and she has monkeys
lazy diamond studded flunkies
she has wisdom and knows what to do
she has me and she has you...

she has wisdom and knows what to do
she has me and she has you

i see you live on love street
there's this store where the creatures meet
i wonder what they do in there
summer sunday and a year
i guess i like it fine, so far

she lives on love street
lingers long on love street
she has a house and garden
i would like to see what happens


spotify
devamını gör...

altın tozu

izmir'in alternatif rock gruplarından başıbozuk'un 2015 yılında çıkardığı şarkı. söz ve müzik tibet çakar imzalı.

kaybolur hüzün içinde kalabalığın (kalabalığın, kalabalığın)
çocukluğun altın tozu
ben belaya alışkınım
ruhumda öfke var (öfke var, öfke var)
adamlığın çirkin yüzü

ellerin uzansa uzanır mısın geri bana
çok yorulduk ikimiz de biliyorsun
gitmeye alışkın yağmurlu ayakların
kırmadan devirmeden öyle gidiyorsun

ruhumun asfalt nehri herkesle mesafeli (mesafeli, mesafeli)
gençliğin gümüş tozu
yenildik zamana malesef herkes gibi
olgunluğun bakır tadı

ellerim uzansa uzanır mısın geri bana
çok yorulduk ikimiz de biliyorsun
gitmeye alışkın yağmurlu ayakların
kırmadan devirmeden öyle gidiyorsun

spotify
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim