ulka yazar profili

benim için; karlı bir kış gününde, sobanın üzerinde kızartılmış ekmeğe tereyağı sürmek ve çay eşliğinde yemektir.

erdemliğin üst seviyesidir. affetmediğiniz her bir canlı size pranga vurar. bu yüzden affedin ve sınırınızı çizin.

empati yeteneğini sezgileriyle birleştirebilen, bilgeliğini sadece gerektiğinde kullanan, hareketleri ve konuşmasıyla tam bir ahenk içerisinde olabilen kişidir.

bir kişinin kitap okumasından çok, o kitaptan edindiği fayda önemlidir. bu yüzden kitap kültürü olan kişinin bakışları derindir, sessizdir ve edasıyla konuşur.

beethoven - moonlight sonata
chopin - nocturne op. posth. in c-sharp minor: lento
angela gheorghiu sesinden - copacul

ruhundaki fırtınayı kontrol altına alabilen ve fırtına sonlandığında manzaranın tadını çıkarabilen kişidir. samurai bushido felsefesine göre "en iyi savaşçı, kılıcını kınından çıkarmayandır" der. sakin ve sabırlı olmak her kapıyı açan sihirli bir anahtar gibidir. her hatalı kapı bir örnek teşkil eder ve sabır tekamülündeki kişi için ödev niteliğindedir. bu konuda kendi ruhunu eğitmek isteyenler için bushido felsefesini önerebilirim.

sevgiler

karanlığın kendine ait bir enerjisi vardır. karanlık, bizi ilk anımıza götürür aslında. o da anne karnıdır. anne karnında ilk önce sezgiler gelişir. anneyi hissederiz, çevreyi dinleriz, endişeyi, korkuyu, neşeyi ayırt edebiliriz. doğduktan ve bilincimizi kullanmaya başladıktan sonra artık sezgilerin yerini duyu organları alır. ta ki gece karanlık çökene kadar.

karanlıkta bu kez yine sezgiler açığa çıkar. ilk eğitim, ilk benlik.. her şeye daha fazla dikkat kesiliriz, duygularımız artık birer anten görevi görür ve yoğunlaşmaya başlar. işte bu nokta biraz tehlikeli olabilir; çünkü beyin, kendini güvende hissetmek ve güvenli alana geçmek için size illüzyon bile gösterebilir. bu yüzden çok gerekmedikçe ve özel bir çalışma değilse karanlıkta meditasyon önermem. bir mum ışığı dahi olsa ilk benlik sınırını çizer ve güvenle meditasyon yapmayı sağlar.

sevgiler

kedi için farklı bir tanım yapacağım:
kediler yüksek enerjili varlıklardır. ve bir kedi size geliyorsa, siz onu satın almış olasanız dahi(tercih etmeyin) o sizi seçmiştir.

kediler, hem yeraltı krallığını hemde yüksek enerjileri doğaları gereği tanırlar. bu yüzden sahiplerine enerji koruması yaparak, onları negatif enerjilerden korur, kollarlar. eski mısırda hermetik rahipler kedilerin enerji korumasını keşfetmiş, kedilere karşı çok büyük bir saygı ile yaklaşmışlardır. hatta öyle ki; bir kedi öldüğünde cenaze töreni düzenlenir, eğer sahibi yüzünden öldüyse sahibi de idam edilirdi. işte kediler bu kadar önemli varlıklardı.

kediniz erkekte olsa dişi de olsa farketmez, tüm kediler dişil bir enerjiye sahiptir. bu yüzden bazı erkek kediler nispeten bu enerjiyle çakıştıkları için daha saldırgan ve huysuzdur.

kediler enerji koruması yaptığı için, sahiplerinin başına gelecek olan belalarıda kendilerine çekme durumu olabilir. kediniz hastaysa ona çok iyi bakın çünkü size gelecek olan o hastalığı muhtemelen kediniz üstlenmiştir. kedilerin bu muhteşem fedakarlığı karşısında ise bazı aciz insanlar hasta hayvanlarını sokağa atmaktadır. bunun karma karşılığını buraya yazmak bile istemiyorum. muhtemelen en kısa zamanda anubisle bir sözleşme imzalarlar..

diyeceğim o ki kedilerinize iyi bakın. fedakarlıkları, bu dünyada yaşayan tüm varlıklardan daha fazla. ve bunu kimseye belli etmeden yapıyorlar.

sevgilerimle

okültizm:
farklı kimyasal malzemeleri geometrik şekillerle birleştiren ve elle tutulur sonuçlar alan metafizik öğretisi.

okültizm, büyü yapma, şeytan çağırma, çember açıp bir şeyler çağırma saçmalığı değildir. özellikle ilk çağlarda başlayan ve ortaçağda yaygınlaşan bu ilim, aslında çeşitli otların kimyasının keşfedilmesi ve insan vücudundaki tepkimeleri test etmesiyle başlandı. yani ilkel tıp önce okültizmle başladı.

bazı okült rahipler sadece bedensel değil, ruhsal olarakta insanın mükemmel bir forma ulaşabileceğini biliyorlardı. bunun için insandan daha üstün varlıklarla iletişime geçme yolunda yine okültizm kullanıldı. bazı rahipler ışığın yolunda bunu kullanırken, bazıları ise kolay güce erişmenin peşine düşüp bu bilgileri yeraltı krallığı için kullandı. ve kolay güce erişmek popüleritesini her daim koruduğundan okültizm karanlık sanatlarda daha çok kullanıldı.

diğer taraftan karanlık sanatların ilerlemesini engellemek ve bir savunma yaratmak için bir çok üstad okült tarafından kullanılan ve geliştirilen "sigillium dei aemeth" yapıldı. bu sigil, başmeleklerle ve yüksek enerjili varlıklarla iletişime geçmek için kullanılıyordu ve başmelekler haricindeki tüm ışık varlıkları üzerinde yönetici bir etkiye sahipti. okült rahipler bunu suistimal etmeden sadece iletişimde kalmak ve ruhun yükselişi için bilgi almak için kullandılar.

günümüzde fazlaca erozyona uğrayan bu ilimle ciddi anlamda ilgilenen kişilere rastlamak imkansızdır. okültizm bizim bilmediğimiz boyutlarda çalışan, ağır bir sistemdir. bu yüzden bu sanata gönül vermenizi de tavsiye etmem.

sevgilerimle

karma:
geçmiş yaşam borçlarımızın bu veya diğer yaşamlarda sıfırlanana kadar ödeyeceğimiz hak hukuk sistemidir. sadece bu hayatta yaptıklarınız değil, geçmiş yaşamlarda ki olayların bütünü. budizme göre; "samsara" denilen yeniden bedenlenip geri gelme durumundan kurtulmanın tek yolu; ruhun olgunlaşması temel alınır. bunun için ise; tekamül sıçraması (acı çekme, çile yolu) ile birlikte, karmaların sıfırlanmasıdır. kişi ancak o zaman daha yüksek boyutlarda yolculuğuna devam edebilir. bir karmanın bir yaşamda sıfırlanması ise bu boyutla olan sözleşmenin bitmesi, yani artık kişinin bir şekilde ölmesi demektir. artık o ruh için başka bir yolculuk başlamıştır ve bu boyuta bir daha bedenlenip gelmeyecek, daha yüksek frekanslı boyutlarda bulunacaktır.

karma sıfırlamak zordur. en basitinden yargılama, dedikodu, öfke, kin, nefret, korku, sahiplenme, bedensel aşklardan vazgeçmesi gerekir. kişi bunları yapamıyorsa "iyi karma" biriktebilir. bunun için ise; ağaç dikmek, hayvanlara ve doğaya katkı sunmak, koşulsuz sevgi frekansında kalmak, çevreye ve insanlara yardım etmek olarak sıranalabilir.

sevgilerimle

meditasyon:
bedenin ve zihnin enerjisel anlamda tam uyum halidir. meditasyonu tanımlarken; iki harf arasındaki sonsuz boşluktur diyebiliriz. artık o noktada geçmiş veya gelecek yoktur. yargılama veya umut, acı veya sevinç hissetmezsiniz. uzuvlarınızı veya ağrılarınızı hissetmezsiniz. bilinç düzeyiniz uzay boşluğunda süzülmeye başlar. bunu başardığınız gün meditasyon yapmışsınızdır.

meditasyonun yüzlerce çeşiti vardır. siz kendinize ve enerjinize en uygun meditasyon türünü seçeceksiniz. bu meditasyon iyiymiş dediğiniz bir disiplin, sizi fazlasıyla zorlayabilir.

meditasyonun etkili olması için kendinize bir "meditasyon kıyafeti" ayarlayabilirsiniz. bu kıyafet; beyaz, mor, lila veya turuncu renklerde olabilir. siyah, gri, koyukahve tonları enerjinizi baskılayacağından tercih etmeyin. kıyafetinizi sadece meditasyon için kullanın ve temiz bir şekilde kullanın. meditasyon yaptığınız yer, oda veya bir köşeniz olsun. bu köşede meditasyon öncesi tütsü yakarak enerjisini temizleyebilirsiniz. yine meditasyondan 2 saat önce yemek yemiş olmalısınız. çalışmadan hemen önce yemek yemek enerjinizi dünyevi şakralarda toplayacağından, transa girmeniz zorlaşır. aç olarak meditasyon yapmakta fazlaca enerji kaybettireceğinden vücudunuz sizi uyandıracaktır. bu yüzden beslenme önemlidir. meditasyon günü kırmızı et, alkol, asitli içecekler (soda dahil) tüketmemenizi öneririm. hatta o gün, sadece vegan beslenip, bol su için faydasını göreceksiniz. her gün düzenli meditasyon yapanlar et yemeği yedikten 3 saat sonra meditasyon yaparlarsa şık olur.

meditasyon sonrası enerjimizin dünyaya hızlıca adapte olması gerekmektedir. bunun için çalışma bittiğinde bir parça çikolata veya kahve gibi ana teması toprak enerjisi içeren gıdalar tüketebilirsiniz.

sevgilerimle

chakra (şakra veya çakra):

sanskritçede tekerlek anlamına gelen vücudun farklı bölgelerinde bulunan enerji girişleridir. vücudumuzda, yedi ana şakra ve yaklaşık kırksekiz küçük şakra noktası bulunmaktadır. yedi ana şakra aşağıdan yukarıya sırası ile:

1-muladhara (kök şakra)
2-svadhisthana (sakral şakra)
3-manipura (güneş şakrası)
4-anahata (kalp şakrası)
5-vishudda (boğaz şakrası)
6-ajna (3. göz şakrası)
7-sahasrara (tepe şakra) olarak sayılır.

ilk üç şakra dünyevi işlerle ilgiliyken, üstten üç şakrada ilahi mesaj ve yükseliş merkezidir. kalp şakrası ise alt ve üst şakraları dengeleyen önemli bir enerji dönüşüm merkezidir. aynı zamanda kalp şakrasının yaydığı enerji bizim alanımızda bir torus sistemi oluşturur. bu sistem; evrensel enerjiyi şakralara iletilmesinde katkısı bulunmaktadır.

şakraların dengeli olması çok önemlidir. eğer alttan üç şakra ile çok çalışırsanız; sezgisel mesajları alamaz, farkındalığınızı yükseltemez, empati ve merhamet duygularını deneyimleyemezsiniz. genelde; bencillik, ego, sadizm, cimrilik, inançsızlık gibi davranışlar sergilenmeye başlanabilir. eğer üstten üç şakrayla çok çalışırsanız artık bedeniniz bu dünyada kalmak istemeyecek, farklı boyutları deneyimlemek için sizi bir çok kez ölüm ve hastalık gibi şiddetli sınavlarla sınayabilecektir. bu yüzden tek bir şakra ile çalışmadan önce çok iyi düşünmelisiniz.

dengeli çalışan bir şakra sistemi hayatımızdaki hedeflere kolay bir şekilde ulaşmamızı sağlar. hem sezgisel hemde mantıksal açıdan kusursuz bir karar mekanizmasına sahip oluruz. ruhsal olarak huzurluyken, diğer taraftan refah içinde yaşarız. frekansımız yüksek ve algımız açık olur.

son olarak, uzak doğuda şakra çalışmaları yapılırken kişinin dünyevi değil, ruhani yükselişi dikkate alınır. bu yüzden monklar veya rahipler tapınaklarını toplumdan uzak yerlere inşa etmişlerdir. ancak bu günümüzde ve kendi yaşamımızda oldukça zor bir tercihtir.

kendi kültürümüzde ise bu yükselişe örnek verebileceğimiz kişiler arasında; mevlana ve şems gibi üstadlar vardır.

sevgilerimle