1.
bir insani hakkikaten affetmek kolay bir sey degildir. "seni affediyorum" demeklen olup biten bir sey degildir affetmek. affetmek, bir insanin size cektirdigi acilardan dolayi onu sorumlu tutmayi birakmaniz demektir. bir insana karsi duydugunuz öfke ve korkudan vazgecmek degildir sadece o insanin, artik suçsuz oldugunu kabul etmektir. diger turlu, bir insani affetmeniz durumunda, onu sadece disinizdan affetmis olursunuz ve duydugunuz nefret ve aci baki kalir. bir insani affettiginiz de, o insan artik suclu olmadigina anlamalidir, her turlu pismanliktan kurtulmalidir.
bu durumda, bir insani affetmenin zor oldugunu dusunebilirsiniz. affetmek, erdem gerektirir ancak zor degildir. budist bir bakis acisi ile yaklasirsaniz, sizin caninizi yakmis olan bir insanin da aslinda bir kurban oldugunu gorursunuz. her insan iyi dogar ve her insanin dogasi iyidir. ancak, bulundugu kosullar, gecirdigi zorluklar bireyi korku ve ofke ile besleyerek karanliga suruklemistir. bu durumda insani yaptiklari tanimlamaz, insani gercek dogasi tanimlar ve affetmeniz gereken, bir insanin yaptiklari degil o insanin kendisidir.
bu durumda, bir insani affetmenin zor oldugunu dusunebilirsiniz. affetmek, erdem gerektirir ancak zor degildir. budist bir bakis acisi ile yaklasirsaniz, sizin caninizi yakmis olan bir insanin da aslinda bir kurban oldugunu gorursunuz. her insan iyi dogar ve her insanin dogasi iyidir. ancak, bulundugu kosullar, gecirdigi zorluklar bireyi korku ve ofke ile besleyerek karanliga suruklemistir. bu durumda insani yaptiklari tanimlamaz, insani gercek dogasi tanimlar ve affetmeniz gereken, bir insanin yaptiklari degil o insanin kendisidir.
devamını gör...
2.
allah'ın biz kullarına sürekli yaptığı eylem.
o yaratıcıyken affediyor biz affedemiyoruz.
affetmeyip zihnimizi kemiren öfkeyi harlı tutuyoruz. hiç akıl karı değil.
o yaratıcıyken affediyor biz affedemiyoruz.
affetmeyip zihnimizi kemiren öfkeyi harlı tutuyoruz. hiç akıl karı değil.
devamını gör...
3.
affettim dediğimiz durumun gerçekten af mı yoksa yok saymak mı olduğunu düşündüren başlık.
kabul edelim ki biri bize kötülük yaptı ve biz o kişi ile ilişkimizi güncelledik, belki iletişimi kestik, belki gerektiği kadar konuştuk... artık her neyse. zaman içerisinde de onu affettim dedik. affetti isek ilişkimizin ilk haline dönmesi gerekmez mi? ama genelde öyle olmaz, biz sadece bize yaptığı kötülüğün hissettirdiği rahatsızlığı törpülemişizdir ve bu bakımdan bu af değil sadece yoksaymaktır.
kabul edelim ki biri bize kötülük yaptı ve biz o kişi ile ilişkimizi güncelledik, belki iletişimi kestik, belki gerektiği kadar konuştuk... artık her neyse. zaman içerisinde de onu affettim dedik. affetti isek ilişkimizin ilk haline dönmesi gerekmez mi? ama genelde öyle olmaz, biz sadece bize yaptığı kötülüğün hissettirdiği rahatsızlığı törpülemişizdir ve bu bakımdan bu af değil sadece yoksaymaktır.
devamını gör...
4.
affetmek, karşı taraf ne yaptığını anladıysa, pişman olduğu hissediliyorsa, yaptığının yanlış olduğunu "kabul edip" özür diliyorsa, mümkündür, olabilir, ama ikna olduysanız...
tabi bütün bunları çok zaman geçmeden yaptıysa affedilir.
birde günü kurtarmak için özür dileyenler var, tamam özür diliyorsun da.. ne için özür diliyorsun diyorsun, "işte seni kırdığım için" diyor mesela, tamam da ne yaptın da kırdın.. ben neye üzüldüm diye soruyorsun, "ne için ne demek? özür diledik ya" diyor hala... sanki lütfetmiş..
daha niye özür dilediğini bilmiyor..
böyle insanlar zaten affetsen de sonradan hala aynı şeyi savunduğunu bir şekilde söylerler size, en fazla affettikten bir saat sonra filan, aynı fikirde olduğunu söyler, yada aynı şeyi yaparlar mahsus gibi, çünkü laf olsun diye özür dilemiştir, seni ya anlamamıştır, yada anladığı işine gelmemiştir, karaktersizdir...
yinede bir özür yoksa, bir şekilde iletişim kesilmişse, o ucu açık durum can sıkmaya devam eder, işte bunun sonlandırılması, insanın bu durumu kendine açıklaması, ve evet kendinize bunu izah ederek, o duygunun bir finalinin yapılması gerekiyor, o duygunun karşılıklı tamamlanamadığı için, sürekli aklınıza gelip canınızı sıkmasına bir son verilmesi gerekiyor, yoksa bunlar hep yüktür insana..
ben hiç yapmadım ama, tuna tüner in bu konuyla ilgili videoları var bildiğim kadarıyla, sanırım bir ritüeli de var, yükü çok olan biri olarak, doğrusu üşeniyorum bu konuyla ilgilenmeye, ama yapılacaklar listemde üst sıralarda, tecrübe edersem eklerim buralara..
şimdilik ne yaptığının farkında olmayan, o utanmayı suratında görmediğim, adam gibi hatasını kabul edip özür dilemeyen, kimseyi affetmiyorum, özürden sonrası da garanti değil zaten, hataya, özüre göre değerlendirilir...
hayatındaki kişinin değerinin farkında olarak davranınca, yanlış yaptığın zaman o değerden mahrum kalacağını, önceden kafan bastığı için, utanmayı, özür dilemeyi gerektirecek bir durum da yaşamıyorsun, tertemiz, bu kadar basit...
tabi bütün bunları çok zaman geçmeden yaptıysa affedilir.
birde günü kurtarmak için özür dileyenler var, tamam özür diliyorsun da.. ne için özür diliyorsun diyorsun, "işte seni kırdığım için" diyor mesela, tamam da ne yaptın da kırdın.. ben neye üzüldüm diye soruyorsun, "ne için ne demek? özür diledik ya" diyor hala... sanki lütfetmiş..
daha niye özür dilediğini bilmiyor..
böyle insanlar zaten affetsen de sonradan hala aynı şeyi savunduğunu bir şekilde söylerler size, en fazla affettikten bir saat sonra filan, aynı fikirde olduğunu söyler, yada aynı şeyi yaparlar mahsus gibi, çünkü laf olsun diye özür dilemiştir, seni ya anlamamıştır, yada anladığı işine gelmemiştir, karaktersizdir...
yinede bir özür yoksa, bir şekilde iletişim kesilmişse, o ucu açık durum can sıkmaya devam eder, işte bunun sonlandırılması, insanın bu durumu kendine açıklaması, ve evet kendinize bunu izah ederek, o duygunun bir finalinin yapılması gerekiyor, o duygunun karşılıklı tamamlanamadığı için, sürekli aklınıza gelip canınızı sıkmasına bir son verilmesi gerekiyor, yoksa bunlar hep yüktür insana..
ben hiç yapmadım ama, tuna tüner in bu konuyla ilgili videoları var bildiğim kadarıyla, sanırım bir ritüeli de var, yükü çok olan biri olarak, doğrusu üşeniyorum bu konuyla ilgilenmeye, ama yapılacaklar listemde üst sıralarda, tecrübe edersem eklerim buralara..
şimdilik ne yaptığının farkında olmayan, o utanmayı suratında görmediğim, adam gibi hatasını kabul edip özür dilemeyen, kimseyi affetmiyorum, özürden sonrası da garanti değil zaten, hataya, özüre göre değerlendirilir...
hayatındaki kişinin değerinin farkında olarak davranınca, yanlış yaptığın zaman o değerden mahrum kalacağını, önceden kafan bastığı için, utanmayı, özür dilemeyi gerektirecek bir durum da yaşamıyorsun, tertemiz, bu kadar basit...
devamını gör...
5.
düşmanları çatır çatır çatlatan bir yaşam biçimidir. emin olun ki; onlarla uğraşmaktansa tamam abi sen bu hayatta mükemmel bir detaysın deyip hayatlarından uzaklaşmak en güzelidir. 0 sinir.
devamını gör...
6.
bir kişi için haddinden fazla yapıldığında, yapan kişinin hayatının ağzına sı*** ve devamında sürekli pişmanlık getiren durumdur.
siz en çok kendinizi affedin, geri kalanı ne hali varsa görse de olur.
siz en çok kendinizi affedin, geri kalanı ne hali varsa görse de olur.
devamını gör...
7.
çok uzun zamandır insanları affetmek zorunda kalmamak (ve tabi af dilemek zorunda da kalmamak) için yüzeysel ilişkiler kurmaya gayret sarfediyorum. gerçekten sevdiğim değer verdiğim insanlardan gelen ya da gelebilecek zararları da çok ciddiye almıyorum. belki de sevdiklerim bana zarar vermemek için çok çaba gösteriyordur da ben gormuyorumdur.artık hiç kimseyi benimle olan ilişki durumuna göre yargilamiyor ya da eleştirmiyorum. dışarıdan bir gözle bakıp, onun kişiliğine uygun olan davranış bu, ondan bu beklenir demek daha az acıtıyor canımı. şimdiye kadar bana yamuk yaptigini düşündüğüm herkesi hem affettim hem de yok saydım. kimsenin günahı benimkinden daha çok değil diye düşünmeye programlı bir beynim var, belki onu affedersem allah'da benim hatalarımı affeder diye umut ederek yaşıyorum. ancak bir kişi var, tek bir kişi. onu henüz affedebilmis değilim. biraz zaman geçsin inşallah onu da affedecegim. affetmek gerçekten acıyı çok azaltan, nefsi kör eden, kişinin kendisini sevmesini saglayan bir davranış. ne mutlu affetmeyi bilenlere.
devamını gör...
8.
her şey affedilmez bunu sakın unutmayın. affetmezsen yine sana yük olur, vs. romantizmi kasanlara da kulak asmayın. hayatta affedilemeyecek bir takım olaylar vardır.. kusura bakma kardeş ben affetmem tanrı affetsin deyin geçin, net.
devamını gör...
9.
beni affetme. tamam. ama yanımda kal hep. öfkenle yaşayabilirim, ne kadar üzülüp ağlasam da yapabilirim bunu. ama yokluğun beni öldürüyor. bu yüzden senden af dilemiyorum, hep benimle ol, benim kal diye yaşıyorum. ne yapıyorsam, iki kişilik yapıyorum. nasıl anlatabilirim bunu sana bilmiyorum ama sanki sihirli bir değnek hayatıma dokundu seninle birlikte ve ben bütün bildiklerimi unutmaya başladım. öfkenle savaşabilirim ama yokluğunla yaşayamam ben. nolur geri dön artık...
devamını gör...
10.
güzeldir. kişiyi ya da hatayı affetmek olayları geride bırakmaktır. bazen kişiyi de geride bıraktırır ama affetmek kişinin kendisine ve zamanına olan saygısını arttırır.
devamını gör...
11.
insani davranış,hata niteliği taşıyan eylem.
devamını gör...
12.
affetmek bence hataya tolerans göstermek. bana herhangi bir konu için birini affetmek çok zor geliyor bu sebeple. hatta neredeyse imkansız gibi. çünkü kendimi enayi yerine konmuş gibi hissediyorum. tabii bu kişiden kişiye değişebilir. birini affettiğimiz zaman, affedilen bir süre için hizaya gelse de sonradan yine arsızlaşıyor. bence affetmek yerine değersizleştirmek, önemsizleştirmek diğer insanlar için daha iyi bir ceza. en azından affettik diye yalap şalap olmak zorunluluğu yok.
iş bu entry sadece aşklı meşkli ilişkiler için değil, eş, dost, hısım, akraba, arkadaş kısaca bütün insanlık ilişkileri için yazılmıştır.
iş bu entry sadece aşklı meşkli ilişkiler için değil, eş, dost, hısım, akraba, arkadaş kısaca bütün insanlık ilişkileri için yazılmıştır.
devamını gör...
13.
son yapılan araştırmalara göre affetmek iyileştirmiyor, öyle affettim demekle yaralar kapanmıyor. eskilerin dediği gibi yaralar uhuletini alınca geçiyor.. her şeyin bir zamanı var, yara ne kadar derinse affetme süreci de o kadar uzayabilir.. zamanından önce yani o sizi yaralayan kişiden artık etkilenmeyecek kadar duygusal olarak güçlenmeden yapılan affetme, sizi tekrar o kişinin karşısında istismara açık hale getirir.. en iyisi güçlenene kadar mesafe koymak ve tekrar yara almadan kendini korumayı öğrenmektir ki tüm bu süreçlerin sonunda zaten yaralar kabuk sarar ve af süreci gerçekleşir.. tüm bunlar, alınan yaranın derinliğine bağlı olarak on yıllar boyunca sürebilir.. affetmek ruhsal düzeyde gerçekleşen bir süreçtir. affetmek, tekrar samimi olmak anlamına da gelmez,
bundan sonra o kişiyle mesafeli bir ilişki kurabilirsiniz ya da bir daha o kişinin yüzünü görmemeye de karar verebilirsiniz..buradan
bundan sonra o kişiyle mesafeli bir ilişki kurabilirsiniz ya da bir daha o kişinin yüzünü görmemeye de karar verebilirsiniz..buradan
devamını gör...
14.
affetmek, bağışlamanızı gerçekten hak edip etmediklerine bakılmaksızın, size zarar veren bir kişiye veya gruba karşı kızgınlık veya intikam duygularını serbest bırakmak için bilinçli ve kasıtlı bir şekilde verilen karardır. özellikle hristiyanlıkta* çok önemli bir yer tutar. bunun altında da bizim de hata yaptığımız ve bu hataların affedilmesini beklerken bize yapılan hataları affetmememizin bencillik/kötü/anlamsız olduğu mentalitesi yatar. hatta incil'de şöyle geçer: birbirinize karşı iyi yürekli, şefkatli olun. tanrı sizi mesih'te bağışladığı gibi, siz de birbirinizi bağışlayın.
ama bence bu çok yanlış bir düşünce. bazı eylemleri affetmek insanı özgürleştirir, onun üzerine daha fazla düşünmezsiniz. ancak bazı eylemler var ki affedilmesi insana daha çok zarar verir. o yüzden eğer insanın içinden affetmek gelmiyorsa, affetmemeli.
aynı zamanda bir durumun size daha fazla zarar vermemesi için affetmek şart değildir. onun yerine sadece geçmişi geçmişte bırakmayı tercih edebilirsiniz. bu durum aşağıdaki yazıda çok güzel bir şekilde açıklanmış:
huzuru bulmak için affetmeye gerçekten ihtiyaç var mıdır?
birçok hasta, ister yakın zamanda ister uzun zaman önce meydana gelmiş olsun, önemli bir ilişkide yıkıcı bir ihanetin neden olduğu incinme ve duygusal acıdan kurtulmak için terapiye gelir.
mücadele ettikleri ve zorlandıkları konu çoğunlukla affetme meselesidir. affetme eyleminin erdemlerin en büyüğü ve sevginin en yüksek şekli olduğu söylenir. yine de bizi inciten ama bağışlamamızı hak etmeyen birini nasıl affederiz? suçlu kişi, söylediklerinizi kabullenemeyecek kadar savunmacı olduğunda, gerçekten özür dilemesi gerektiğini hissetmediğinde veya sadece olayı anlamadığında ne yaparsınız?
bunlar, müşterilerle yaptığım çalışmalarda beni zorlayan ve sık sık üzerinde düşündüğüm sorulardan bazıları. bu nedenle yakın zamanda en sevdiğim yazarlardan birinin affetme bölümü olan yeni bir kitabını bulduğumda hemen satın aldım. psikolog ve tanınmış bir ilişki uzmanı olan harriet lerner, "neden özür dilemiyorsun?" adlı bu kitapta, bizi incitenleri her zaman affetmek zorunda olup olmadığımızı ele alıyor. kitap o kadar çok bilgelik ve rehberlik sunuyor ki onun fikirlerinden bazılarını bu yazıda paylaşmak istiyorum.
affetmekle ilgili fikir ve inançlar
affetmek hakkında çok şey yazıldı. affetmenin erdemini ve gerekliliğini benimseyen ve bizi inciten insanları affetmeye teşvik eden bir kültürde yaşıyoruz. en yaygın inanışlardan bazıları, affetmeden huzur olamayacağı, yalnızca affetmenin yaralıları öfke ve nefretten kurtarabileceği ve bunun iyi bir zihinsel ve fiziksel sağlık için bir gereklilik olduğu şeklindedir.
affetmek derken, bir şeylerin artık bize yük olmamasına ve geçmişin geçmişte kalmasına izin vermekten mi bahsediyoruz?
birçok insan "affetme" kelimesini kullansa da aslında affetmekten bahsetmiyor. bunun yerine, öfke, acı ve kızgınlık gibi yoğun duyguları artık hissetmeme arzusuna atıfta bulunuyorlar. lerner'in dediği gibi: "affetmek istiyorum" genellikle "bunu aşmak ve biraz huzur bulmak istiyorum" anlamına gelir. "çözüm", "bağımsızlık", "yoluna devam etme" veya "geçmişi geçmişte bırakma" gibi kelimeler veya ifadeler aradıklarını daha iyi tanımlayabilir.
affetme ile geçmişin geçmişte kalmasına izin vermeyi birbirine karıştırmak, çoğu zaman insanların duygusal olarak takılıp kalmasına sebep olan durumdur
peki öyleyse, geçmişi geçmişte bırakmak nedir?
birincisi, geçmişi geçmişte bırakmak diğer kişinin kötü davranışını affetmek, unutmak veya hoşgörmek anlamına gelmez, suçluyu eylemlerinden kurtarmakla ilgili değildir.
çoğu insan bu sözcüğü zamanla incinmeyi bırakma deneyimi için kullanır. bu kadar çok öfke ve acı taşımaktan kendilerini yükten arındırarak huzur bulmak isterler.
bu, bir şeyin olduğu gerçeğini kabul etmekle ilgilidir, ancak suçluya ulaşılamaz ve pişmanlık duyulmamaktadır veya belki de uzun süre önce ölmüştür ve bu yanlışı omuzlarımızda taşımaya devam edip etmeme seçeneğimiz vardır.
hepimiz daha az acı çekmek istiyoruz, ancak bizim çözüme kavuşmamızı ve yüklerimizden arınmamız engelleyen şeyler yapmaya devam etme eğilimindeyiz. insanların yoluna devam etmesini engelleyen faktörler arasında adalet ihtiyacı ve işleri kişisel algılama eğilimimizi sayabiliriz.
bu nedenle, geçmişi geçmişte bırakma, geçmişte takılıp kalmanın zararlı etkilerinden kendimizi korumayı seçtiğimiz anlamına gelir. kin tutmanın yarattığı kronik öfke ve acının, şimdiki zamanda tam olarak yaşamak ve geleceği planlamak için bizden enerji çaldığını kabul etmektir.
geçmişe takılı kalmaktansa iyileşmekten yana için bir seçim yapmak
iyileşmenin tek bir yolu yoktur, bu yüzden geçmişi geçmişte bırakma, öfke ve kızgınlık yükümüzü serbest bırakmayı kolaylaştıracak şekilde yanıt vermek için bilinçli bir seçim yapmak anlamına gelir.
yaralanma konusunda takıntılı olmayı bıraktığımızda ve suçlunun geçmişteki suçunu veya incitici davranışını düşündüğümüzde, hiçbir duygusal yük olmadığını veya varsa, büyük ölçüde dağıldığını biliyoruz.
geçmişi geçmişte bırakmak bağlılık ve çalışma gerektirir, ancak affetmenin bu sürecin bir parçası olması gerektirmez. bir şeyleri geçmişte bırakmak hiçbir şekilde belirli bir eylemi affetmeniz gerektiği anlamına gelmez.
peki, affetmek geçmişi geçmişte bırakmak değilse nedir?
bazı kişiler affetme kelimesini yüksek bir manevi standartta tutar ve kelimenin en derin manevi anlamıyla tövbe etmeyen suçluyu affetmeye çalışırlar. onlar için affetmek, dini inançlarının ya da dünya görüşlerinin merkezinde olabilir.
radikal affetmeyi uygulayanlar için affetme, en iğrenç eylemler ve en korkunç durumlar için bile mümkün olan bir sevgi ve şefkat biçimidir. bu perspektiften, affetmek, suçlunun acısını tanımayı ve onun mutlu ve iyi olmasını dilemeyi içerir.
bazı insanlar affedilemez olanı affetmek için özel bir kapasiteye sahiptir, ancak herkes radikal bir affetme yeteneğine sahip değildir ve herkes bunun için çaba göstermez.
lerner'den son sözler:
* affetmeyi gerektirmeyen birçok şifa yolu vardır.
* kendinizi duygusal acıdan kurtarmak için sizi inciten bir kişiyi affetmenize gerek yok.
* affetmediğiniz belirli şeylerin ve görmemeyi tercih ettiğiniz bazı insanların olması, daha az sevecen bir insan olduğunuz anlamına gelmez.
* hatta belirli bir eylemi veya eylemsizliği affetmeden, suç işleyen için sevgi ve şefkat duyabilirsiniz.
kaynak
devamını gör...
15.
ilk önce insan kendini affedebilmeyi öğrenmeli. tüm keşkeleri, pişmanlıkları kenara atıp "hey! o zamanda böyle davranman daha doğrusuydu senin için. kendini suçlamayı bırak ve hayatı yakala" diyebilmeli. geçmişe takılı kalıp kendi hayatımızdan çalıyoruz. geçmişi, kendini affet. iinsan ilk önce kendini sevmeli dışarıya pozitif yaklaşabilmek için. affet, sev...
insanlar affedilmeyi bekleyecek davranışlar sergilemeyecek kadar daha özverili olsa hiçbir sorun olmayacak da neyse.
insanlar affedilmeyi bekleyecek davranışlar sergilemeyecek kadar daha özverili olsa hiçbir sorun olmayacak da neyse.
devamını gör...
16.
çok güzel hissettiren bir harekettir. kim olursa olsun affetmek seçeneği düşünülmelidir. tabi bunlara affedilmez olanları ayırıyorum.
diğer meseleler bir şekilde konuşulup halledilmelidir, güzel olan, vicdanı besleyen budur.
diğer meseleler bir şekilde konuşulup halledilmelidir, güzel olan, vicdanı besleyen budur.
devamını gör...
17.
bağışlamaktır.
devamını gör...
18.
bazen çok sancılı bazen imkansız bazen gereksiz bazen yanıltıcı ama yapılabiliyorsa her zaman rahatlatıcı. yapılamıyorsa da vazgeçmek en doğrusu.
devamını gör...
19.
fazla anlam yüklenen hareket.
affetmek affettim demeyle olmuyor çoğu zaman. meselenin kökü, yapılan yanlışın kişide bıraktığı etkinin tolere edilme süresi. çabucak halledilebilecek bir şeyse zaten otomatik affedilir, süreç uzayacak bir durumsa mutlaka bir şeyler eksilecektir. keşke her şey yoluna eksiksiz devam edebilse.
affetmek affettim demeyle olmuyor çoğu zaman. meselenin kökü, yapılan yanlışın kişide bıraktığı etkinin tolere edilme süresi. çabucak halledilebilecek bir şeyse zaten otomatik affedilir, süreç uzayacak bir durumsa mutlaka bir şeyler eksilecektir. keşke her şey yoluna eksiksiz devam edebilse.
devamını gör...
20.
hani bergen söylüyor ya' tanrım kötü kullarını sen affetsen ben affetmem'diye.
allah kullarını affederken ben kim oluyorumda affedemiyorum diye soruyorum kendime el cevap allah gönülden pişman olduğunda af dilediğinde inşallah affediyor.
biri var affedemedigim insanın üzerinde bir yük affetmemek onu affetmeyi bile çok gördü çünkü hiç bir zaman af dilemedi.
işte burda sen affetsen ben affetmem degil ben affetmedigim sürece allahta affetmiyor.
gerçi kimseninde derdi değil affedilmek.
allah kullarını affederken ben kim oluyorumda affedemiyorum diye soruyorum kendime el cevap allah gönülden pişman olduğunda af dilediğinde inşallah affediyor.
biri var affedemedigim insanın üzerinde bir yük affetmemek onu affetmeyi bile çok gördü çünkü hiç bir zaman af dilemedi.
işte burda sen affetsen ben affetmem degil ben affetmedigim sürece allahta affetmiyor.
gerçi kimseninde derdi değil affedilmek.
devamını gör...