türkiye'deki sportif branşların hepsini dikkate alarak bir sonuca varacak olursak kendisinin açık ara en iyi başkan olduğu sonucuna ulaşacağımıza eminim. hem kulübü finansal açıdan geliştirmesi hem de özellikle basketbol, voleybol, atletizm gibi branşları yüceltmesiyle sadece fenerbahçe'de değil türkiye'de de ulaşılması zor başarılara imza atmıştır.
(söylediklerime dayanak olarak kulübe sağladığı tesisler, statlar ve fenerbahçe'nin futbol dışındaki branşlarının 1998 öncesi şampiyonluk sayılarına bakmanızı öneriyorum.)
(gs şampiyonlukları üzerinden gönderme yapanlara ithafen, eğer aziz başkan 98'de başa geçmeseydi galatasaray'ın 4 yıllık serisini kimse durduramazdı. şu an türkiye'de tek takımı konuşuyor olurduk. 3 temmuza kadar 12 yılda 5 şampiyonluk gayet iyi bir oran.)
anlamıyorum ya, herifin biri bu konuda başlık açtığı için resmen recm edeceksiniz. sadece fikrini ifade etmiş. ayrıca söylemek zorundayım, hiçbir işlevi olmayan bir sözleşmeydi.
imzalandığı tarihten bu yana kadın cinayetleri her sene katlanarak arttı. e bu ne demek? sözleşme sadece ismen vardı, kimse de buna uymuyordu. sözleşmeden çekildikten sonra en azından "cinayetler sözleşme olmadığından artıyor" diyebilir ve sokakta kadınlar ölürken onlara desteğinizi tweet atarak ifade edersiniz ama bu sefer kimse tweet'le cinayetlerin biteceğini size anlatamaz.bunu anlattıklarında ise adını ifşa eder linç edersiniz. yine tweet'e koşarsınız. yine kadınlar ölür, döngü devam eder...
şu cümleyi savunuyorlar ya hayret ediyorum. kadın sadece seviyeyi düşürmüş. bir erkeği muhatap almıyorum demeyle kadın erkek eşit oluyor mu? oluyorsa tamam ya hepimiz seviyeyi düşürelim. biri diğerine 'bıyıklı sen kadın hakları hakkında konuşma' desin, öteki başka bir konuda 'sen kadınsın ne anlarsın' falan...
bu tweette muhalefet edecek bir şey bulamıyorum. taraflı davranmaya gerek yok. hükümetin hatalarında burada yazılır ama olumlu işlerine de muhalefet etmek sizin doğruyla ilgili inandırıcılığınızı düşürür.
herkes kendisini zeki addederek kendi sorunlarını, hayata olan şikayetlerini dile getirmiş ama yaptıkları sadece kendi yalnızlıklarına en iyi kılıfı bulmak.
"adam kazandı dedi yea" "hükümetin yalakası yea" diyenlere aldanmayın. ben muharrem ince'nin bizzat kendi partisi tarafından yalnız bırakıldığını düşünüyorum. düşünün, chp'de ince kadar büyük bir aday çıkabilir mi? hayır. bu kadro 2010'dan beri kaybediyor zaten. 2023'te seçim olacağını düşünürsek en iyi ihtimal 13 yıldır seçim kazanamayan bir kadro var ana muhalefet partisinde. ancak tek düşünceleri kendi koltukları olduğu için ince gibi öztürk yılmaz gibi isimleri devre dışı bıraktılar. kendi adamlarını toplayarak aykırı grupların yuvası yaptılar. şimdi ise trolleri tüm sosyal medyada ince'ye muhalif yazılar yazdırmak. istifa etti hala bırakmadınız adamın yakasını be.
şu ülkede muhalefet için bir umut bekliyorum. muhalefette çözüm odaklı siyasetçi kalmadı. hiç mi yüzümüz gülmeyecek allah'ım ya?
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.