alkol benim için biraz da bir aroma tatma bir lezzet alma işi ve bu bira bunu hakkıyla yapıyor. zaten alkol hayatım bu bira ila kırmızı gürcü şarapları arası kadardır. mezesi muhabbeti olmasa hiçbiri çekilmez benim için.
buz gibi gerçek pat diye çarptı yüzüme bu gece çat diye gitsin istiyorum şimdi de ama olmuyor. bitmiştir dedim kendi kendime. inanmadığım tanrıdan aldığım kaçıncı işaret bu. zaten sonucusu nirvana. unut be kızım unut artık, salla gitsin, gözün kör kulağın sağır dilin lal olsun ona. en başından beri olması gerekene çok geç kaldın ama yine de hâlâ bir umut var.
ayda yılda bir kez başıma gelen olaydır. o kadar müsait zaman, saat, gün varken sen kalk şimdi gel! hayır yani bunlar sonra hep kilo, selülit olarak geri dönecek.
zaman geçiyor, yaşım artıyor, ben olduğum yerdeyim. kaç yaşındasın sorusundan daha önce hiç böylesine nefret etmemiştim. tek basamaklıydı kısa bir süre, çift olunca yükselişini durduramadım. tek büyüyen yaş da değil ki efendim! aynaya bakmaya korkar oldum. tenimin yaşlandığını hissediyorum. ince çizgiler derimin altında saklanmış açığa çıkmak için çift basamaklı sayının birkaç yıl daha büyümesini bekliyorlar gibi. ne zaman bir yansıma görsem alın, göz kenarları ve dudak çevremi süzüyorum. kimsenin görmediği, derimin örttüğü o incelikleri görüyorum. bunlarla da bitmiyor. dertler de büyüyor tabii. küçükken arı sokunca saatlerce ağlardım şimdi umursamıyorum. acılarım da büyüdü. velhasıl kelam her şey büyüyor benimle birlikte ama ben hep olduğum yerdeyim. işte bunu hiç sevmiyorum. bu da böyle bir saçmalık.
içimden gelmeyen istemediğim şeyleri sırf hayır diyemiyorum diye yapmayı bıraktım. daha doğrusu bırakmaya çalışıyorum. bir ünlü demişti adını bilmiyorum; ben ayıp olmasın diye her şeyi yapabilirim! ayıp olmasın diye hayır diyememek bu. lanet bir şey. hayır iyilik meleği falan da değilim ama hayır demek niye bu kadar zor. hayır! hayır! hayır! hayır! çok kolay aslında istemediğiniz her şeye hayır deyin!
yirmi dört yıllık dünyamın ilk on sekiz yılında çok şey istemişim. öğretmen, polis, dansçı, oyuncu, kimyager, tarihçi, yazar, tiyatrocu, yönetmen, hepsini olmak istemiştim. ne çok şey istemişim de hiçbiri olmamış, olamamışım.
daha birkaç ay oldu yalnız yaşayalı, muhteşem ötesi geliyor çoğunlukla. her yer senin kişisel alanın her tarafın hakimi sensin ama bir yandan da hep aynı döngü boğuyor seni. televizyon sürekli açık. niye? meşhur o söz; ses olsun diye. tv demişken bu ay ki elektrik faturasını n'apıcam ben? işte fatura ve kirayı da düşünmek sadece size kalıyor.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.