who_doe yazar profili

olmayan sorunsaldır. o an neye ihtiyacınız olduğuna göre değişen bir durum sorun yaratmaz diye düşünüyorum. zaten gerçek bir dostsa o an sadece anlatmak mı istiyorsunuz yoksa başınızın okşanmasına mı ihtiyacınız var anlar ve ona göre durumu yönlendirir.

edebiyat dersi hocalarının zaman zaman öğrenciler sıkılmasın diye anlattığı ve zamanla dersi alan öğrenciler arasında gündelik bir konu olan dedikodulardır.
yahya kemal, nazım hikmet'in şiir hocası olarak evine gidip geldiği zamanda annesi celile hanım'a aşık olur. nazım bu aşkı öğrenince "hocam olarak girdiğiniz eve babam olarak giremezsiniz" der, bunun üzerine yurtdışına giden celile hanımın arkasından yazılan sessiz gemi şiiri benim favori dedikodumdur.

haberlere her baktığımda aklıma gelen düşüncedir. mutsuz, aksi ve her daim gergin olurdu. bir o kadar da unutkan ve umursamaz

çok heyecanlı bir o kadar da tatlı bir andır. uykuluyken zar zor da olsa cevap verdiğimiz kişiyi çok seviyoruzdur bence ama kim bilir neler yazıyoruz o sırada, rastgele meyve isimleri, yarı uyur halde rüyamızda geldiğini gördüğümüz cevaba karşılık gerçekte olandan alakasız cevaplar...

iç mutsuzluğun dışa vurumudur. bu duruma gelmiş olan insanlar "acaba öncesinde neler yaşadılar da içleri böyle kurudu" diye düşündürüyor. kendi başınıza bir şeyler elde etmek bu kadar zor değil, herkes kendi mutluluğunu en ufak şeyden bile yaratabilir.

kurgusunu aşırı merak etmenize rağmen olağanüstü yavaş ilerleyen bir anlatımı olması

"her tükettiğim içerik bana bilgi bombardımanı yapmalı" gibi bir derdiniz yoksa ve anlamsızca sizi içine alan muhabbetleri seviyorsanız "o tarz mı" size sıcak bir arkadaş ortamı hissi verebilecek eğlenceli ve akıcı bir içeriktir.

o an ne hissettiğini kavrayamamaktan kaynaklı olduğunu düşündüğüm sorun. her zaman için okunacak çok güzel kitaplar olduğuna inanıyorum sadece o zamanki ruh halimize uyan bir kitaba denk gelemiyoruz bazen.