wittgenstein yazar profili

çok fazla insanın tamamen rızaları dahilinde taocu yapıldığı devrim. gerçi o zaman devrim olur muydu bilemedim. devrim biraz da yıkmayı gerektiriyor. hiç sevmem cebren yapılan şeyleri. en mühim devrim kişisel devrimdir bence.

(bkz: omeleto)

şu kanalı biraz kurcalayın sonra teşekkür edersiniz.

yine eksik kalmadığımız bir liste. yedim güzeldi tadı, koyun etine göre yağlı geldi bana sadece.

başarılı bir şekilde yaptığım eylem. öyle yılların tiryakisi değilim zaten 6 aydır falan içiyordum.

zararlarını düşününce sigara içmek dünyadaki en saçma aktivite. bir kere iştahım kesilmişti baya ve sigara yanında içilen çayın tadını bile alamıyordum. çayın, kahvenin tadının bu kadar güzel olduğunu hatırlamak güzel. tat alma duyusu hakikaten çok önemli bir his, sigaraya değişilecek bir şey değil.

koku mevzusu ayrı bir başlığı hak ediyor. sevgiliyle hafif yakınlaşınca kıyafetlerimin ve ağzımın kokusundan ufak tefek şikayetlerde bulunuyordu ki haklı, ben olsam aynı şekilde rahatsız olurum. sevgili bir yana sigara içtikten sonra elime sinen koku midemi bulandırıyordu resmen. işin sağlık boyutu cabası, nefes alıp verme kalitesi bile düşüyor insanın.

son olarak maddi külfet bu sigara denen illet. günde 1 paket bitiriyordum ortalama, 90*30=2700 tl aylık sigaraya ayrılan bütçe. çok büyük meblağ değil tabi ama cepte kaldı.

tüm bunları alt alta yazıp kendime de bir hatırlatma olarak kaydetmek istedim. tekrar başlamak istemiyorum. siz de bırakın.

günaydın canım.

istanbul'u genel olarak sevmedim, adalar ilçe sayılıyorsa adalar diyorum.

vicdanın rahat mı onca şeyden sonra?

-var. seninle de paylaşmak istemiyorum.

-sence çince mi daha zor yoksa yaşamak mı?

instela itü sözlük iken bir kadın yazarla orada tanışıp sevgili olmuştuk. beni bir arkadaşı ile tanıştırdı ve başlıktaki cümleyi kurdu, o kız da ekşide yazarmış çok hoşuna gitmişti. sözlükte tanışmak bir insanı zihnen daha iyi tanımanın yolu bence, yani 7-8 sene önce öyleydi diyeyim en azından.

olur böyle şeyler hayatın içinde. takılmamak lazım.

22 temmuzdaki konsere maalesef gidemeyeceğim grup.

bileti isteyen olursa paslarım.

hiçbir sorunu olmayan erkektir. bir bisikletim bir de ufak scooterim var, minimum karbon ayak izi ile takılıyoruz.

müthiş bir podcast. ömür, alper ve nuri agaların döktürdüğü, güldürdüğü başyapıt. sözlükte kimse dinlemiyor mu gerçekten? ben şahsen az önce bütün bölümlerini bitirmişim fark etmeden ve üzgünüm. lütfen dinleyin.

oyun hikayesi ile paralel gitse bile kesinlikle izlenmesi gereken dizidir. ilk sezon çok başarılıydı,oyunun büyük bir hayranıyım defalarca oynadım. hikayeyi ezbere bilmeme rağmen 2 kere izledim ilk sezonu. oyun ve dizideki hikayenin ana hatları aynı, ufak nüanslar ve eklemeler vardı. ikinci sezonu 1 yıldır bekliyordum. heyecanlıyız.

bu geceye kadar bendim. yıllardır bu filme esprilerde, muhabbetlerde çok fazla referans veriliyor diye uzun süredir ertelemiştim izlemeyi. ilk filmi bitirdim, bence güzel. daha önce izleseydim keşke dedim.

instelada merve diye çok sevdiğim bir arkadaşım vardı. sohbeti, genel kültürü ve mizah anlayışı müthişti. hiç yüzyüze denk gelemedik ve numarası da eski telefonda gitti maalesef. bu mesajı görmesi imkansız biliyorum ama ona selam olsun. keşke tekrar ona ulaşabilsem dedirtti başlık.

tam bir troll yuvasına dönmüş mekan. olayları yeni takip edebildim, derhal yazarlığımı uçuruyorum. zaten pek bişey yazmıyordum ama boykot kararına uyalım.
burası bize yeter şimdilik.
edit: lan neler dönmüş öyle. son yıllarda bariz bir kalite düşüşü vardı ama bu kadar organize bir yapıya göz yummaları çok şeytani geldi. yılların sözlüğü, gözümüzün nuru ne hallere gelmiş. ahlak yoksunu akp zihniyeti sevdiğimiz her şeyi tek tek aldı elimizden.

yıllar sonra yazılır bazen. mesela ben sana (birine) yıllar sonra şiir yazdım. bakalım anlatabilecek miyim dedim kendi kendime, ülke bu kadar karışık iken seni güzel hatırlamak sana şiir yazmak lüks geldi ne yalan söyleyeyim. şiir bitti gittim sonra edip cansever duvarına çarptım. sana yazmaya duygularımı ifade etmeye çalıştığım paçavra eski bir edip cansever şiirinin yanına bile yaklaşamadı. edip abi çok güzel yazmıştı yıllar öncesinden ben yine acizliğimle kaldım.
uzak yakınlık.

yazan: galatyalılar
okunan: galatasaraylılar
incil güzel kitap tavsiye ederim.

22 temmuz için biletimi aldığım ve şimdiden heyecanlandıran grup.
flying whales ve sphinx'i çalmazlarsa sahneye üç el ateş edeceğim.

iyi bir kul olup allah'ın hoş karşılamayacağı şeyler istemeyi deneyin. sistem nasıl işliyor anlamak için iyi bir yöntem.