öfke, bireyin engellendiğinde, haksızlığa uğradığında veya tehdit altında hissettiğinde ortaya çıkan doğal bir duygudur. ancak kontrol edilmediğinde hem kişinin kendisine hem de çevresine zarar verebilir. psikolojide öfke, genellikle bir savunma mekanizması olarak görülse de, yönetilmediğinde sağlıksız sonuçlara yol açabilir. budizm’de öfke, “zehirli bir ateş” olarak tanımlanır; buda’nın “öfkeyi tutmak, sıcak kömürü birine atmak için avuç içinde tutmaya benzer, sonuçta yanan sadece sen olursun” sözü, bu duygunun bireye nasıl zarar verdiğini açıkça ortaya koyar. öfke, kontrol edilmediğinde bir yangın gibi hızla yayılabilir ve kişinin hayatını olumsuz etkileyebilir.
öfkesini kontrol edemeyen bireyler genellikle sosyal ilişkilerinde sorunlar yaşar, ani tepkilerle pişman olacakları kararlar alabilir veya fiziksel ve psikolojik sağlıklarını riske atabilirler. örneğin, trafikte öfkesine yenik düşen bir sürücü, ani bir kavga veya kaza sonucu hem kendi hem de başkalarının hayatını tehlikeye atabilir. öte yandan, öfkesini kontrol etmeyi öğrenmiş bireyler, bu duyguyu yapıcı şekilde yöneterek daha sağlıklı iletişim kurar ve problem çözme becerilerini geliştirirler. öfkesini kontrol eden bir kişi, bir anlaşmazlık sırasında bağırmak yerine karşı tarafı dinleyip, duygu ve düşüncelerini sakin bir şekilde ifade edebilir.
türkiye’de yapılan araştırmalara göre, toplumda öfke kontrolüyle ilgili ciddi problemler bulunmaktadır. örneğin, 2023 yılında yapılan bir araştırmaya göre, türkiye’de bireylerin %60’ı günlük yaşamlarında öfkelerini kontrol etmekte zorlandıklarını belirtmiştir. trafikte yaşanan yol kavgası vakalarının sayısındaki artış, sosyal medya tartışmalarındaki agresif dil ve aile içi şiddet vakaları, bu sorunun ne kadar yaygın olduğunu göstermektedir. öfke, kontrol edilmediğinde bir volkan gibi patlayarak çevreye zarar verebilir; ancak doğru yönetildiğinde bireyin kendini tanımasını, iç huzuru bulmasını ve sosyal ilişkilerini güçlendirmesini sağlayan bir fırsata dönüşebilir.
devamını gör...