zamansizkedi yazar profili

arkadaşımın ablasının başına gelen olaydır. sonuç boşanma ile bitti tabiki. adam yüzsüz ve iğrenç bir şekilde kadına açık açık "seni görünce kalkmıyor" demişti...

not: severek evlendiler.

avukat yazarlarımiz varsa ulaşabilir mi lütfen. bilgi almam gereken bir konu var da. konu da şu #3806057. teşekkür ediyorum şimdiden.

ayyy uzun ilişkimde yaşandı bu. hatta arkadaşı söyledi bana kendisi değil. o günden sonra kendime söz vermiştim, asla korkak ve sevdiğini bile söyleyemeyen bir insanla beraber olmayacağım diye (olmadım.)


korkak bir erkekle 2 yıl ittire ittire bir ilişki yaşadım. zaman zaman bunu burada anlattım. hayatımda yaptığım en aptalca ama bir o kadar da akıllanıp ilişkiler ve erkekler anlamında öğrendiğim çok büyük bir dersti.

bugün sinir küpüydüm.

online bir ürün sipariş verdim. ürünün görseldeki hâli ile bana gelen arasında dağlar kadar fark vardı. ve fiyatı za pahalı bir şey bu arada baya pahalı ama, neyse. ürün elime ulaştı, asla videodaki ile alakasi yok assslaa!

adama diyorum iade etmem gerekiyor diye kabul etmedi. yok bana aynı ürünü göndermiş, ürün kusurlu da değil vs dedi ve iadeyi kabul etmedi. onun yerine aynı fiyat tutarında baska ürünle değişim yaparım dedi ki bunu da ben istemiyorum, zorunda mıyım? neden bir daha oradan alışveriş yapayım.

175'i aradım, fatura ile tüketici haklarına şikayet edebilirsiniz dediler. arkadaşlar dua edin de bu iş hallolsun çünkü gerçekten çok sinir bozucu bir durumun içerisindeyim şu an.

aile her şeydir. her şey...

ailede yeterince sevgi göremezsen dışardan beslenirsin. ihtiyaç duyduğun, sende eksik olan bütün duyguları tamamlamak için hep arayış içerisinde olursun ve ne yazık ki çoğu zaman yanlış yerlerde yanlış insanlara denk gelirsin.

kimseyi yargılamamak, negatif bir şekilde hor görmemek lazım. insanların yaptığı davranışlar hep bir amaca ve isteğe bağlıdır. kimin hangi konuda eksikliği olduğunu bilemeyiz.

bir insanla tanisirken arkadaşlık, sevgililik fark etmez ilk baktığım şeylerden birisi (bkz: transfobik) ya da (bkz: homofobik) olmamasıdır. çünkü benim gözümde insan ayrımı yapan, insan ayıran kişi çevremde etrafımda olamaz.

basit veya klişe gelebilir ama öyle cidden. saygısızlığa asla tahammülüm yok.

eskiden bu kadar sevmezdim bu illeti, şimdi çok seviyorum.

bu dönemsel bir parça olduğu için olsa gerek, her mevsim giyilen bir parça değil. sanırım bu yüzden ara ara bana külotlu çorap giyme perileri geliyor.

ay ne var!

sevecen, eğlenceli, neşeli cart curt diye kalıplara sokmayı sevmiyorum insanları.

muhtemelen geylerle arkadaşlık kuran, onlarla iyi anlaşan insanlar hep bu şekilde kelimelerle tanımlıyor. ben sadece insan diyorum her çeşidinden var diyorum. herkeste olduğu gibi iyisi de var kötüsü de var diyorum.

not: tüh! benim bu tanım da çok alişagelmiş oldu ama olsundu.

bu ay gergin ve stresliyim bir de düşünceli. her şeyden nem kapıyorum. detayciligim ve fazla düşünme/ eleştiri yüzünden.

retro var biliyorum. şu sıralar ilk defa bu kadar sık astroloji ile ilgilendim. ve hemen hemen hepsi "retro var diye telaşlanmayin. bu döngülerin sizi yönetmesine izin verirseniz iyi sonuç alamazsınız. siz kendinizi yönetirseniz istediğiniz gibi ilerlersiniz." diye cümleler kurdular.

bunun bilincinde olarak ilerliyorum tabi ama bu ay elimde olmayan ve belki de değiştirmeyeceğim durumlar yaşanıyor. o yüzden asıl sorun bununla başa çıkmak galiba.

kasım ayı hiç de güzel başlamadı benim için. ama hissediyorum ki aralık ve ocak güzel geçecek bence.

aç değilim, açıkta değilim çok şükür. yeteri kadar var. fazlasına gerek yok.

evlenmek istiyorum. ciddi bir şekilde istiyorum.

bugün esra ezmeci'nin youtube kanalına konuk olduğu programi izledim.

esra'nın daha ilk başladığı andan bugün aramızda "ahmet melih yılmaz" diye hitap etmesi meli'nin ise "meli bendeli" diye düzelttikten sonra videoyu yayınlarken de parantez içine hâlâ "ahmet melih yılmaz" yazması bir psikolog için çok saygısızca ve terbiyesizce bir hareket.

kadın ismini düzeltmiş, ısrarla üstüne basa basa söylemiş kalkıp buna rağmen videoyu yayınlarken bile hâlâ o ismi kullanıyorlar. gerçekten prim için, izlenme için bu kadar da salağı oynamayin...

hiç sevmiyorum bu adamı. dahil olduğu hiçbir programı da izlemedim.

babam emekli oluyor ocak ayında. temelli artık yanımıza gelecek ve ben bunu istemiyorum.

hayatımda ilk defa tozluk giydim. çok sıcak tutuyormuş

anneme atmıştım... çok kötüydü. iyi kıvırdım ama sonradan.

bir kimlik, travesti ve cd diye tabir edilen terimler ile aynı değildir.

bu bilgiden sonra söyleyeceklerim ise; trans kadınların beden disforisini yalnızca bu kimliğe sahip olan insanlar anlayabilir. bu her konu için geçerlidir. hiç kimse bu hayatta yaşamadığı hayatları tam anlamıyla anlayamaz. empati kurabilir belki ama asla tam anlamıyla anlayamaz. fakat bazıları çok bilirmiş gibi konuşur, bazıları da anlamadıkları bu duyguyu yaşamadıkları için yargılar ya da sohbetlerinde, herhangi bir yerde dalgasını geçer.

kimse doğarken nasıl fiziksel yapıda olacağını kendisi seçmiyor. boy, kilo, saç, göz rengi her şey allah'ın o insanı nasıl yaratması ile ilgili. trans kadınlar için de dışarıdan bakıldığında "aa boyu çok uzun, aaa sesi çok kalın, elleri/ayakları çok büyük" vs. diye konuşmak o insanın barışık olmayan bedeniyle daha fazla depresif olmasına sebep oluyor. günümüzde artık her şey dış görünüşten ibaret olduğu için konu trans kadınlarda da bu durum ayrımcalığa sebep oluyor. "bunun trans olduğu belli değil, böyle trans mi olur? hatta biraz merak edelim. sorular soralım" diyen insanlarla "bunun 'transit' olduğu çok belli" deyip dalgaya alan insanların yaptıkları ikiyüzlülükten başka bir şey değil. saygıyı her insan aynı düzeyde hak ediyor. ayrıca siz kimsiniz de insanların dış görünüşüyle, boyuyla, kilosuyla, suratıyla dalga geçebiliyorsunuz. her insan için geçerli bir durum. söylediğiniz sözlerin o insanlarda nasıl bir iz bıraktığını asla anlamayacaksınız.

dışarıdan bakıp o dalga geçip, zorbaladiginiz kadınlar da herhalde o şekilde görünmekten pek memnun değillerdir değil mi? bu kimliğe sahip olan hiç kimse maskülen gözükmek istemez. bunu çok basit de düşünebiliriz herhangi bir kadın saçının kötü kesilmesinden, aldığı fazla kilolardan, kaşının yanlış şekil verilmesinden vs. kötü hissedebilir. veya bir erkek için de basit örnekler verirsek; kısa boylu olmaktan, performanslarının kötü olması, yetersizlik hissi gibi durumlar da onları azımsanmayacak sayıda depresyona sürüklüyor. yani genel olarak insanlar görünüş ve bedenleri ile ilgili üzülüp, dertlenirken bir de trans kadınların bambaşka bir bedende neler yaşadığını hiç düşündünüz mü? sizin dalga geçtiğiniz bedenlerle insanlar mücadele veriyor.

bu tedavilerin ne kadar zor ve meşakkatli olduğunu da belirteyim. psikolojinin sağlam olmasından tutun bir yandan da para olması gerekli. kaçta kaçının ailesi yanında oluyor mesela bu dönemde. çok azdır bu sayı. insanlar küçük bir operasyon bile geçirirken telaşlanıp, korkabiliyor. uzun bir sürece tek başına başlamak nasıl bir histir bir düşünün bakalım. ve sırf trans kadın olduğu için işe alınmayıp, para kazanamadıklarından; istedikleri kimliğe bürünemeyen, tedavilerine başlayamayan, sosyalleşemeyen ve bu yüzden de hayatını idame ettiremeyen bir sürü insan var.

yaşamadığınız hayatları, bilmediğiniz duyguları espri ve kendinizce geyik muhabbeti yapmanız terbiyesizlikten ve saygısızlıktan başka bir şey değil. zehirli düşüncelerinizi kendinize saklayın. ayrıca bir düşünün bakalım bu insanlar neden bu kadar hırçın, agresif? bunu da düşünün lütfen.

hep trans kadınlar dedim ama trans erkeklerden bahsetmedim. çünkü neden? bu hayatta her zaman kadınlar daha fazla zorluk çekmiştir, daha fazla mücadele vermek zorunda kalmıştır. elbette trans erkeklerin de yaşadığı tonlarca psikolojik ve bedensel sorunları vardır. ama topluma bakacak olursak trans kadınların yaşadıkları ve zorlukları çok çok daha fazladır.

birbirlerini sevdikleri hâlde ilişki kuramamak.