1 ay evli kaldığın kadına ömür boyu nafaka vermek

hıristiyanlık gelenekleri.

birkaç gün önce lokanta yemeği artığı kılıklı bir adam "bu kadın haklarını kaldırsınlar. karımızı, terbiye etmek için kızımızı dövemiyoruz" dedi.

ha bu nafaka işini diline dolayanlar bu yemek artığı adamla aynı klasmandandır.
adam olun da kadın sizi boşamasın lan. adam olamayacaksanız evlenmeyin.

lafa gelince kadın-erkek eşittir komedisini savunan ve kendini kadın hakları koruyucusu ilan eden, adalet değil de ayrıcalık isteyen güruhun(buna benzer diğer güruh için bkz: şuurunu kaybetmiş alikoçsporlular) ölümüne savunduğu mevzu

ne yazık ki gerçekten ülkemizde böyle bir gerçek var. üstüne üstlük eski eşinden aldığı nafakayla istediği adamla dost hayatı yaşarken eski eşine fotoğraflar gönderip "bak enayi parasını nasıl yiyorum" tarzı mesajlar atan kadınların olduğu haberlerine de daha önce denk geldik. sonra mevzunun devamı "kadın cinayeti"
hayır efendim bu kadın cinayeti değil. direkt olarak ağır tahrik karşısında yaşanan düz insan cinayeti bu.

ortada ciddi anlamda bir karmaşa var.
kadın nafaka almalı mı?
almalıysa ne kadar almalı?
çocuk için ödenecek olan nafaka yine kadına mı ödenmeli ?
tamamen kadın-erkek eşitliğini savunan kadınlar inşaatlarda amele olarak çalıştırılmalı mı?
sokakta bir kadın döven ve elinde bıçak, silah olan iri yarma bir adama müdahale etmeyen diğer erkek şahıs(lar) korkak mıdır?
ben belalı tip seviyorum diye gidip bağcılar kasa kapkaççı ile sevgili olan kız o erkekten şiddet görünce üzülmeli miyiz?
şahıslar evlenmeden önce istenen hastalık taşımadığına dair bir belge istendiği gibi akıl sağlığı yeterliliği için de bir belge istenmeli mi?
hatta bir üst seviye olarak evlenecek olan şahıslara bir heyet karşısında evlilik makamını yaşatmaya ve yürütmeye muktedirdir, şeklinde bir sınava tabi tutulmalı mı?
sokakta yaşayan köpeklerin mi canı daha değerli yoksa insanların mı?
kadın hakları mı, insan hakları mı?
pozitif ayrımcılık neye ve kime göre yapılmalı?
vs vs vs vs

aman yanlış anlaşılmasın yerini, değerini, hakkını, haddini bilen her kadının başımızın üstünde yeri vardır. bu da ayrımcılık oldu baştan alayım. yerini, değerini, hakkını, haddini bilen her insanın başımızın üstünde yeri vardır. lakin çiğ insan da çok be kardeşim, insanların kafası karışık, devletin kafası zaten hepten gidik.

neyse konuyu tatlıya bağlayalım. oldum olası savunduğum senaryo: evli kaldıkları süre toplamınca olan süre belirlenir(eğer çocuk yoksa) o döneme ait ortalama asgari ücret baz alınarak o asgari ücret 2'ye bölünür, erkeğin bütçesini sarsmayacak şekilde ve evli kaldıkları süre toplamını aşmayacak şekilde taksitlendirme yapılır ve kadına ödenir.

örn:
17 ay süren evlilik
17 x 15.000₺(ortalama asgari ücret) = 255.000₺ yarısı : 127.500₺ (kadına ödenecek olan toplam nafaka bedeli)
127.500₺ / 15 ay (17 ayı kesinlikle geçemez) = 8.500 ₺ (15 ay boyunca kadına ödenecek olan aylık tutar)

oldum olası içime en çok sinen de bu oldu