savaşta kilit rol oynayan ordudur. zira o dönemde terhis edilmemiş ve savaşın ordu temellerini oluşturmuş kolordudur.
savaştığı cepheler:

ı. dünya savaşı

çanakkale cephesi
doğu cephesi
kafkasya cephesi

kurtuluş savaşı

doğu cephesi
ve
batı cephesine destek vermiştir.

düzenli orduya geçildiğinde de bu adamlar bizim ne işimiz var lan buraya niye geldik diye sorgulamamışlar savaşırken. zannımca kimse de o zaman niye geldin dememiştir .ya da niye düzenli orduya temel oldunuz da dememiştir zannımca .

karabekir paşa, 11 nisan 1919’da 15. kolordu komutanlığına atanmasından dolayı, hem teşekkür, hem de veda etmek için dönemin sultanı vahdeddin’in huzuruna çıktı. ardından da şişli’de ki evinde mustafa kemal paşa’yı ziyarete gitti. bu ziyaret sırasında karabekir paşa, anadolu’ya geçmek istemesinin sebebini şu şekilde açıkladı.
“şarkta milli bir hükümet esasını hazırlamak ve ordunun kuvvetini muhafaza ederek vahim sulh şartları karşısında milli istiklâlimizi kurtarmak için mücadeleye girişmek... muhtelif namlar altında oluşan teşekkülleri birleştirmek medeni âlemin nazar-i dikkatini celbe çalışan erbâb-i hamiyetten istifade etmek ve gerekirse milli bir hükümet kurmak”
karabekir paşa bu hususlarda mustafa kemal paşa’nın da onayını aldıktan sonra anadolu’da buluşmak temennisi ile şişli’deki evden ayrıldı.

15. kolordu’nun 3. kafkas tümeni tortum’da, 12. tümeni horasan’da, 9. kafkas tümeni erzurum’da ve 11. kafkas tümeni de van civarında konuşlandırıldı.

kâzım karabekir paşa 15. kolordu komutanlığı’na tayin edildiği sırada yakup şevki paşa istanbul’a çağrıldı. yakup şevki paşa’nın istanbul’a çağrıldığı sıralarda yöre halkı erzurum’da kalarak başlatacakları mücadelede başlarına geçmelerini talep etmiş; paşa ise dönmesi yolunda kesin emir aldığını ve üstelik rahatsızlığından dolayı gitmek durumunda kaldığını ifade ederek kendisini mazur görmelerini istemişti. yakup şevki paşa’nın istanbul’a gidişi ile ali ihsan paşa’nın vı. ve ıx. orduları birleştirerek işgallere karşı başlatmak istediği planları uygulamaya konulamadı.

17 ocak 1919 tarihinde toplanan büyük kars kongresi’nden sonra, başında cihangir-zade ibrahim’in bulunduğu cenubî garbî kafkas hükümeti kurulmuştur. ancak bu hükümet uzun ömürlü olamamış, ingilizler kars’ı işgal ederek bu oluşuma son vermişler, ilgilileri de tutuklatıp malta’ya sürgüne göndermişlerdir. komutanlığına kâzım karabekir paşa’nın atandığı 15. kolordu, 1919 yılı nisan başından itibaren karargâh olarak erzurum şehrine konuşlanmıştır. kolorduya 3, 9, 11 ve 12. tümenlerle erzurum müstahkem mevki komutanlığı bağlanmıştır. kolordu, ülkenin asayiş durumu ve jandarma birliklerindeki eksiklikler göz önünde tutularak yeniden düzenlenmiştir. bu sırada kolordunun subay ve erlerinin moral ve eğitim durumları çok iyi ve insan mevcudu 16.000 bin civarında idi. kolordu’nun en zayıf tarafı ise, lojistik destek unsurları bakımından yetersiz bir durumda bulunmasıydı. 15. kolordu’nun cephesi karşısında ermeni ve gürcülerle kafkasya’daki ingiliz kuvvetleri bulunmakta ve onlarla temas devam etmekteydi. bu durum millî mücadele’nin başlarına, yani 1920 yılının ilk günlerine kadar sürüp gitti. türk ordusu’nun buraları boşaltmasından sonra ermenilerin o çevrede yaşayan türklere karşı, büyük bir katliama girişmesi muhakkaktı. bu katliamı bir parça önleyebilmek için, ermeni tehdidi altındaki türk ve müslüman ahali yer yer kuvâ-yı milliye benzeri yerel şurâ örgütlerini kurmuşlardı. ancak osmanlı hükümeti ateşkes hükümlerine uymak zorunda olduğundan 15. kolordu’nun, ermeni saldırıları karşısında nasıl hareket edeceğine dair bir planı yoktu.

9.ordu müfettişi mustafa kemal paşa, 19 mayıs 1919’da samsun’a çıkınca gördüğü durum karşısında yerel bir savunma planı tasarlamıştı. ermenilerin doğrudan saldırıya geçmesi ihtimali karşısında, 15. kolordu komutanlığı’na verilen direktifte, önce rum saldırısı karşısında alınacak tedbirler açıklanıyordu. ayrıca, “bu hareketle birlikte, ermeni ve gürcüler de saldırıya geçerse bunlara karşı, kuvâ-yı milliye usulünde savunma muharebeleri planlanacaktır” deniliyordu. ııı. ordu müfettişliğinden azledildikten sonra, kuvâ-yı milliye’nin liderliğini üstelenen mustafa kemal paşa, temsil heyetinin kuruluşuyla birlikte anadolu’daki orduyu kendi kontrolü altında tutmaya çalışmıştı. 1919 yılı kasım ayında sivas’ta yapılan kumandanlar toplantısında güneydeki millî kuvvetlerin organizasyonu da düşünülerek birtakım düzenlemelere gidilmişti. bu düzenlemeye göre doğuda karabekir paşa, batıda ali fuat (cebesoy) paşa bulunacaktı. doğu ve batıda bu düzenlemeleri gerçekleştiren mustafa kemal paşa, böylece ordunun desteğini arkasına almış, askerî gücü kendi kontrolü altında tutmayı da başarmıştı.

fakat doğu cephesi için mustafa kemal paşa’nın asıl endişesi itilaf devletleri’nin doğuda bolşeviklerle irtibat kurmanıza engel olmak üzere azerbaycan, gürcistan ve ermenistan üzerinde bir blok oluşturarak ülkemizin dışa açılmasını tamamen engelleyerek yıkmak düşüncesinde olduklarıdır. bunun için doğuda, vakit kaybetmeden bir taarruzu başlatarak bolşeviklerle bağlantının kurulmasını istiyordu. böylece bolşevikliğin itilaf devletleri zümresine karşı bir tehdit silahı olarak kullanılması düşünülüyordu. bu amaç mustafa kemal’in 6 şubat 1920’de 15. kolordu komutanlığı’na gönderdiği bir yazıyla, taarruz planı hakkındaki düşünce ve direktiflerini bildirmişti. yazıda genel siyasi durum açıklandıktan sonra:
1- doğu cephesi’nde resmî veya gayr-ı resmi seferberlik yapılması
2- yeni kafkas hükümetleriyle, özellikle azerbaycan ve dağıstan gibi islam hükümetleriyle acilen temasa geçilerek tbmm hükümeti’ne karşı tutumlarının öğrenilmesi
3- ülke içinde teşkilatın kuvvetlendirilmesi, silah, cephane ve malzemenin teslim edilmemesi
hatta bu konuda gerekirse silah kullanılması isteniyordu. 16 mart 1920’de istanbul’un işgalinin ardından temsil heyeti adına mustafa kemal paşa imzasıyla, kolordu kumandanları ve valiliklere hitaben yazılan yazıda ankara’da bir kurucu meclisin toplanmasına ve bu meclis üyelerinin seçiminde uygulanacak esaslara ilişkin görüşler belirtilmiştir. bu sırada temsil heyeti’ne bir telgraf çeken kâzım karabekir paşa da istanbul’dan gelecek mebuslara ilave olarak, seçimlerle tespit edilecek mebusların katılımı sonucu millî meclisin ankara’da toplanmasının uygun olacağını bildirmişti. gerçi karabekir paşa’nın bu değerlendirmesinden bir gün evvel temsil heyeti de aynı doğrultuda bir karar almıştı. 15. kolordu komutanı karabekir paşa temsil heyeti’ne gönderdiği telgrafında ayrıca, anayasanın ve seçim kanununun açık hükümleri karşısında kurucu meclis toplanamayacağı, milli meclisin toplanmasının uygun olacağını belirtmekte idi. ankara’da tbmm’si açıldıktan sonra, kuvâ-yı milliye’nin düzenli bir şekilde yönetilmesi, mali bakımdan da meclise bağlı tutulması fikri güçlenmişti. nitekim meclis, 16 mayıs 1920’de bir karar çıkararak kuvâ-yı milliye’yi millî müdafaa vekâleti’ne bağlıyor, iaşe ve ikmalinin hükümetçe karşılanması gereğini kabul ediyordu.

kuvâ-yı milliye’den düzenli orduya geçiş hareketi tbmm’nin açılmasından önce güney cephesi’nde başlatıldı; bilahare batı cephesi’nde devam etti. şark cephesi’nde bir düzenlemeye ihtiyaç olmadığı dikkati çekmekte idi. bu gelişmelerden sonra kâzım karabekir paşa, mayıs sonu ya da haziran başı olmak üzere, ermenilere taarruz edilmesini büyük millet meclisi hükümeti’ne önerdi. konu hükümette görüşüldükten sonra meclis’ten bu hususta müsaade alınmasına karar verildi. meclis’in gizli oturumunda bu yetki hükümete verilince, hükümet 6 haziran 1920’de kolordu komutanı’na askeri hazırlık yapması ancak hiçbir siyasi girişimde bulunmaması emrini verdi. bu gelişmeler olurken rus ordusunun, menşevik ermenistan ve gürcistan’ı da sovyetleştirme niyetinde olduğu ortaya çıkınca; kars, ardahan ve batum’un rusların eline geçebileceği endişesi üzerine türkiye büyük millet meclisi, ermenistan’a taarruz kararı aldı. bu karar üzerine 9 haziran 1920’de doğu vilayetlerinde seferberlik ilan edilerek 15. kolordu kumandanlığının adı “doğu cephesi komutanlığı” olarak yeniden adlandırıldı. bölgedeki bütün kuvvetler, kâzım karabekir paşa’nın emrine verildi. gerekli hazırlıkları tamamlayan kâzım karabekir paşa, 23 haziran’da ermeniler üzerine yürümeyi kararlaştırmış; ancak tbmm hükümeti kendisine, rusların ermeniler lehine bir harekete girişebileceği endişesini göz önünde bulundurarak bir süre beklemesini istemiş, hemen hareket izni vermemişti. ancak ermeni saldırılarının artması üzerine tbmm, 20 eylül 1920’de aldığı bir kararla kazım karabekir paşa’ya ermeniler üzerine taarruz edilmesine izin vermiştir. kazım karabekir paşa, erzurum ve civarını birinci dünya savaşı yıllarından beri en iyi tanıyan kişilerden biridir. paşa, ermenilerin saldırılarına çok başarılı bir şekilde karşılık vermiştir. 24 eylül 1920’de türk topraklarına ve masum türklere karşı başlayan ermeni saldırısı üzerine türk birlikleri, 28 eylül’de karşı taarruza geçmişlerdir. türk birlikleri karşısında fazla bir mukavemet gösteremeyen ermeniler geri çekilmek zorunda kalmışlar ve 29 eylül’de sarıkamış, 30 eylül’de merdenek türk birliklerinin denetimine geçmiştir. doğu cephesi’nde türk birliklerinin bu süratli hareketi karşısında tbmm temkinli hareket edilmesi tavsiyesinde bulunmuştur. bu sırada türk ordusu, kafkaslardan ve özellikle de sovyetlerden gelebilecek muhtemel tepkileri kontrol etmek için 28 ekim 1920’ye kadar bir ay kadar sarıkamış-lâloğlu hattında kalmayı uygun bulmuştur. doğu cephesi’ndeki harekâtın bir süreliğine durdurulmuş olması ermenileri cesaretlendirmiş, cephe hattında kimi hareketlere yeltenmelerine yol açmıştır. 28 ekim 1920’de yeniden harekete geçen türk ordusu, 30 ekim’de kars’ı ermeni işgalinden kurtarmıştır. kars’ın alınmasıyla birlikte türkiye’nin doğu sınırları güven altına alınmış ve bu bölgede misakı millî sınırlarına ulaşılmış oldu. ermeni ordusu ise türkiye’ye tehdit olamayacak şekilde imha edilmiştir. doğu cephesi komutanı kazım karabekir paşa, bir yandan ermenilerin barış isteklerini ankara’ya iletmiş, öbür yandan da hangi şartlarda barışın yapılabileceğini bildiren bir belgeyi ermenistan hükümeti yetkililerine iletmiştir. karabekir’in isteklerini kabul eden ermeniler bölgede daha fazla tutunamayıp geri çekilmek zorunda kalmışlardır.

bu sırada sovyetlere ve amerika’ya müracaat ederek bulunduğu sıkıntılı durumdan kurtulmak isteyen ermeniler, her iki devletten de umduklarını bulamamışlardır. ilerleyen türk ordusu, 6 kasım’da gümrü önlerine gelmiştir. ilerlemeye devam eden karabekir paşa, 7 kasım’da gümrü şehrini “sulh rehinesi” olarak ele geçirmiştir. bunun üzerine ermeniler, kazım karabekir paşa’ya başvurarak ateşkes ve sulh teklifinde bulunmuşlardır. doğu cephesi komutanlığı, durumdan tbmm’yi haberdar ettikten sonra ateşkes görüşmelerine başlanmıştır. 8 kasım’da tbmm hükümeti, ermeni hükümetine verdiği bir notada siyasi ve askeri isteklerini bildirdi. ancak, ermeniler bu istekleri reddedince yeniden çatışma başladı. taarruza geçen ermeniler türk ordusu karşısında kısa sürede çözülüp dağıldılar. 14 kasım’da başlatılan türk taarruzu karşısında kısa sürede çözülüp dağılan ermeniler, 17 kasım 1920 tarihinde ateşkes şartlarını kayıtsız şartsız kabul etmişlerdir. 18 kasım’da başlamak üzere yedi günlük bir ateşkes antlaşması imzalanmıştır. ancak bu sürede bir sonuca varılamadığından mütareke süresi uzatılmıştır. bütün bu gelişmelerden sonra barış antlaşması 2 aralık 1920 akşamı imzalanmış; 1878 yılında berlin antlaşması’yla kaybedilen kars, sarıkamış, kağızman, kulp ve ığdır tekrar türkiye’ye bağlanmıştır. ermenilerden ele geçirilen çok miktardaki silah ve cephane de batı cephesi’ne gönderilmiştir. gümrü antlaşması uzun yıllardan sonra türkiye’nin “galip” sıfatıyla imzalayabildiği ilk antlaşma olması hasebiyle önem taşımaktadır. antlaşmaya türk hükümeti adına 15. kolordu komutanı kâzım karabekir paşa, erzurum valisi hamid bey ve erzurum milletvekili süleyman necati bey; ermenistan adına da eski başbakan aleksander hatisiyan başkanlığındaki bir heyet katılmıştır. antlaşmanın kimi önemli maddeleri şöyledir:

–türkiye ile ermenistan arasındaki hudut (aşağı kara suyun döküldüğü yerden başlayarak, aras ırmağı kekeç kuzeyine dek arpaçay’ı daha sonra karahan deresi -tiğnis batısı- büyük kımlı doğusu-kızıltaş-büyük akbaba dağı) çizgisinden oluşur.

–ermenistan’da askerlik kaldırılmış, yalnız jandarma görevi yapmak kaydıyla 1500 kişilik bir gönüllü kuvvet ile sekiz top ve 20 makineli tüfek bulundurmasına izin verilmişti.

–türkiye’nin tamamen insanı sebeplerden dolayı ermenistan’dan savaş tazminatı istemeyeceği belirtilmiştir.

–ermeni hükümeti sevr antlaşması’nı tümüyle yok sayarak, avrupa’da emperyalist hükümetler ve siyasetlerin elinde bir tahrik aleti olan temsilcilerini hemen geri çekmeye söz veriyordu.

–ermenistan toprakları üzerinde yaşayan müslüman halkın haklarını korumak ve onların dinsel ve kültürel özellikleri içinde gelişmelerini sağlamak için, sosyal biçimde örgütlenmelerini, müftülerin doğrudan doğruya müslüman toplum tarafından seçilmesini ve yerel müftülerin seçecekleri başmüftünün memurluk görevinin türkiye büyük millet meclisi şer’iye vekâleti’nce onaylanmasını kabul ederek yükümlenir.

–işbu antlaşmanın bir ay içinde onaylanarak, onaylanmış örnekleri ankara hükümeti’ne verilecektir deniliyordu. antlaşma ile 1877-1878 osmanlı rus savaşıyla kaybedilmiş olan artvin, posof, savşat, çıldır, kars, ığdır, tuzluca, sarıkamış ve oltu yeniden ana vatan topraklarına katıldı. ayrıca üçüncü maddeden de anlaşılacağı üzere daha önceden de var olan fakat mondros mütarekesi ile batılı devletlerin de tam desteği alınarak ortaya konulan “büyük ermenistan” hayaline son verildi ve ermenistan türk toprakları içinde kalan yerlerin hiçbirinde ermeni nüfusunun çoğunluğu oluşturmadığını onaylamış oldu.

doğu cephesi’nde ermeni sınırı emniyete alındıktan sonra gürcistan sınırında yeni düzenlemeler yapılması gerekiyordu. artvin ve ardahan dolayları ise 1917’den sonra kurulmuş olan gürcistan’ın denetiminde idi. kazım karabekir paşa, gürcü hükümetine 19 şubat 1921 tarihinde verdiği bir ültimatomla ardahan ve artvin’in boşaltılmasını istemiştir. bu sırada kuzeyden gelen sovyet tehdidi altında bulunan gürcüler karabekir paşa’nın ültimatomuna kayıtsız şartsız uymak zorunda kaldılar. bölgeden geri çekilen gürcü birliklerinin yerine 23 şubat 1921 tarihinde türk birlikleri ardahan ve artvin’e girmiştir. türk ordusu boşaltılan yerlerde kısa sürede asayişi sağlamış ve tbmm hükümetinin otoritesini tesis etmiştir. bu sırada türk ordusu 11 mart 1921 tarihinde batum’u da almış, ancak moskova antlaşması ile batum sovyetlere bırakıldığından 28 mart 1921 tarihinde türk birlikleri tarafından şehir tahliye edilmiştir. sovyetlerin kısa sürede kafkaslarda denetimi ele geçirmesi üzerine eski antlaşmaların yerini tutmak üzere yeni sovyet idareleriyle 13 ekim 1921 tarihinde kars antlaşması imzalanmıştır. bu antlaşma, bir yerde gümrü ve moskova antlaşmalarının teyidi şeklindeydi. böylece türkiye’nin doğu sınırları, tbmm hükümeti-nin çıkarlarına uygun bir biçimde tespit edilmiş oluyordu. doğu cephesi’nde güvenlik tam olarak sağlandıktan sonra bölgedeki bir kısım birlikler batı cephesi’ne kaydırılmış ve 1922 yılında yapılacak olan büyük taarruz harekâtına gereken destek sağlanmıştır.

bu destek aslında tbmm hükümetinin komutanlıktan bir an evvel garp cephesi'ne silah ,malzeme ve asker sevki talebi sonucu şark cephesi'nde harekat devam ederken başlamıştı.(net sayılar için ilhan gedik'in kaynaklarına bakılabilir kalem kalem buraya yazmayacağım).bu talebe cephe komutanlığı ,asayiş ve sınır güvenliğini temin edecek asker, silah ve cephanenin dışında kalan bütün unsurları garp cephesine göndererek cevap vermiştir.. istiklal harbi'ninin ilerleyen her sahfasında da bu kolordudan yardımlar artarak devam etmiştir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"15. kolordu" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim