15 nisan 2021 dendias ile çavuşoğlu basın toplantısı

kapalı kapılar ardında konuşulanların ortaya döküldüğü ve her iki tarafın birbirine suçlamalar yağdırarak bütün diplomatik nezaket kavramlarının yerle bir edildiği bir acayip toplantıdır. iktidar partisi bir çok konuda beceriksiz olabilir ama bu yunanlı bakanın böyle ukalaca ve terbiyesizce ülkemizi suçlayabileceği anlamına gelmez. adam tam bir karaktersiz çıktı. gerçi çavuşoğlu “ anlaşmalar konusunda farklı düşünebiliriz, libya’yla olan anlaşmalar. fakat ab komisyonu’nun bunu kınaması bir şey ifade etmez. ab’nin deniz yetki alanlarıyla ilgili bir rolü, yetkisi yoktur. göç konusunu biz ne ab’ye ne yunanistan’a karşı kullandık. göç konusunda insani davrandık ve mutabakatı harfiyen uyguladık. biz içeride bunları konuştuk ve dört yılda 80 bin insanı denize ittiğinizi konuştuk ama basının önünde konuşmadık.

* ama buraya çıkıyorsunuz basının önünde mesaj vermek için böyle konuşuyorsunuz. tüm bunlara rağmen türkiye olarak 3. taraflar olmadan iki ülke arasında bu konularda görüş ayrılıklarımızı azaltmaya hazırız. ama basının önünde ülkemi ağır bir şekilde itham edersiniz bunun da cevabını vermek durumundayım” diyerek gereğini yaptı ama yine de karaktersizin “ türkiye eğer bizim egemenlik haklarımızı ihlal etmeye devam ederse o zaman yaptırımlar gündeme gelecektir.” şeklinde basın yoluyla bizi tehdit etmesini engelleyemedi bu söylem biçimi tek kelimeyle alçaklıktır! yunan yine kahpeliğini göstermiştir.
bunlardan bize dost olmaz!
www.sozcu.com.tr/2021/dunya...

yazdım yazdım entry buraya düşmemiş şaka gibi ya.

özetle yunan kendi ayıbının farkında olmadan lozana laf atınca boğazına kadar çamura batmıştır. adaları silahlandırmak sadece türkiyeyi haklı davasında daha da haklı kılar. yoksa 2 kulube 1 s300 bataryası ile bize sadece güç verirsin, komik duruma düşersin ki bu gecede bu yaşanmıştır.

22 bin mülteciyi denizin ortasında ölüme biraktığını tüm dünyanın önünde kabul etmiştir. ırkçı bir faşist dikta olduğunu kabul etmiştir.

yunan sadece bir kukla devletidir.


düdüt:

çavuşoğlu soyadının hakkını vermiştir. bu olay iki devletinin iç siyaseti için meze yapabileceği bir konu değildir. durum ciddidir ve yunanistan kendi kalesine gol atmıştır.


yalnız, biz gerekeni yaptık, yine yaparız diyince ses kesildi.


düdüt 2:

dedeağaç, semadirek, kavala gibi, selaniğe kadar olan nufusun %60 ı türktür. birebir köylerin çoğunu görmüş birisi olarak, insanların türküm dahi diyemediğini dünya önünde kabul etmiş bir dışişleri bakanıdır.

yunan bunu sindiremez ve yakında istifa sesi gelir.

hahahajajajahahajahhahahahahah

(bkz: kardak krizi)
(bkz: hristos limberis)

2023'te lozan bitiyor len, prangalardan kurtuluyoz len diyenlerin lozan'a sarılmalarına neden olan gergin basın toplantısı. ak trolleri oku oku gül. çavuşoğlu iyi yapmıştır tabi ağzına sağlık.

avrupa’nın oyuncak topaçı yunanistan’ın dış işleri bakanı dendias’ın seviyesizliğini gösteren basın toplantısı olmuştur. siyaset, diplomasi adabı hak getire. bu kaçıncı seviye faşizanlık? bu ne cüret? ergen misin sen? kendi ülkende türkiye aleyhtarlığın prim yapabilir siyaseten ama sen bir devlet bakanısın bu ne saçmalık.



dedi basın önünde. hayır anlamıyorum bunları daha kaç defa denize dökmemiz gerekiyor? yunanlar gerçekten enteresan bir millet. bu türkiye garezleri yüzyıllardır batıyor kendilerine ama şu diplomatik düzeyde böyle bir ergen polemik ilk kez görüyorum.

çavuşoğlu’nun tokat gibi cevaplarına ve üslubuna da bir kez daha hayran kaldım.

kekoya bak ya, türkiye’ye geleceksin dış işleri bakanı sıfatıyla basın önünde bize ayar çekeceksin. densiz!

egede bayrak dikmedikleri ada kalmamış hala egemenlik hakkı diyo beyefendi.3-5 suriyeli sınıra gelince hemen duvar örmeye başlarsın ama basın toplantısında atıp tutarsın sahte kabadayi seni.

hitler'in savaş dönemindeki dışişleri bakanı bile diplomasi bilir ve asla üniforma giymezdi. ben bizimkini geçen aylarda üniformalı gördüm. ve neden dış siyasette tarihin en korkunç zamanlarını ve hezimetlerini yaşadığımızı daha net anladım.

bir de ucuz kıraathane ağzı tehditler gördüm diyecektim vazgeçtim. bizde kıraathanedeki dayılar bile misafirlerini bu üslupla tehdit etmezler.

diplomasi adabı kaldıralı çok zaman olmuştur. her iki ülkenin haklı olduğu konular vardır.
yunanistan'ın göçmenleri ölüme terketmesi ne kadar yanlışsa türkiye'nin bir yandan suriyelileri barındırmak için milyarlarca euro destek alması ardından akdeniz'de ya da uluslarası arenada istediğini alamadığında mültecileri sınırlara dökmesi, botlarla yunanistan'a gitmeye çalışan mültecilere göz yumması hatta teşvik etmesi aynı noktada yanlıştır. mülteci politikalarında her iki ülkede sınıfta kalmıştır.
türkiye kktc'yi arka bahçesi olarak kullanmaktan vazgeçmelidir. yunanistan akdeniz politikalarında türkiye'yi dahil etmeli, türkiye ise akdenizde suları bulandırmayı bırakmalı, ayasofya gibi tarihin ve kültürün parçası olan sembolleri iç politikaya alet etmeyi bırakmalıdır.
türkiye ab'ye girmek istiyorsa akdeniz politikalarını ab politikalarıyla uyumlu hale getirmelidir. yine türkiye türk halkının nefretle yaklaştığı göçmenler nedeniyle ab tarafından verilecek olan 6 milyar euro destek paketini istiyorsa ab ile uyumlu hareket etmek zorundadır. türkiye ekonomisi son yıllarda yapılan göçmen yardımları olmasaydı bugün dolar çoktan iki haneli rakamlara çıkmış olurdu.
türkiye'nin her fırsatta ab'yi karşısına alması türkiye'nin bölgede her geçen gün daha fazla yalnızlaşmasına, izole olmasına neden olmaktadır.
ab türkiye akdeniz, ege ve ortadoğu politikalarını değiştirmezse ve aynı zamanda gerek uluslararası alanda uluslararası sözleşme ihlallerine gerek ise içeride insan hakları ihlallerine son vermezse ab yaptırımlarıyla karşılaşabilir. yaptırımlar hali hazırda stabil olmayan iç ve dış politikayı ve ekonomiyi daha da zor duruma sokar.
yunanistan mevcut koşullarda ab kartına güvenerek sert bir çıkış yapmıştır.bu çıkış belli noktalarda hak edilmiştir ve aynı şekilde türkiye'de bugüne kadar uzlaşmaz politikalar izlemiştir. tarafların ortak uzlaşma arayışına girmesi bölge için daha faydalıdır.
diplomasi onlar bize bunu dedi, biz onlara bunu dedik diyerek savaş naraları atılacak bir alan değildir. savaşları çıkarmak çok kolay ancak bitirmek son derece zordur. türkiye'nin uzlaşmaz tavrı stratejik olarak önemli bir noktada olması ve suriyeli göçmenlere ev sahipliği yapması nedeniyle bugüne kadar hoş görülmüştür ancak bunu zorlamak özellikle tüm dünyanın covid 19 nedeniyle kendi ekonomilerini ayakta tutmak dışında başka bir şeyle ilgilenemediği bir zamanda mantıklı değildir.

şımarık yunan yine kendinden bekleneni yapmıştır. (some bahçeli vibes)

bir milyon kere haklı olsak ne olur?
1- ülkeyi bu hale getiren bunlar
2- uluslararası imajımızı yerle yeksan eden bunlar
4- mürekkep yalamış hariciye diplomatlarını bunlar monşer diye elimine eden bunlar
3- katar, pakistan ve somali haricinde müttefik ülke bırakmayan bunlar
yani biz haklı olsak bile uluslararası camiada her türlü haksızız.

tasmalı yunan bakanın boş boş konusmasidir. çavuşoğlu iyi yerleştirdi der geçerim.

gereken cevap verilmiştir, suclamalar kabul edilebilir değil tabi ki de.
tv önünde türkiye’yi biraz da olsa işgalci diye tanımlamaya cüret edersen cevabı da gelir sayın nurimıuuuuu.

yalnız dendias acıklama yaparken cavusoglu hem iftar saatinin verdiği ankseriyet hem de acıklamalara oldugu siniri cok belli etti. ve yapıstırdı:)

dendias denendeki şımarık velet ruhunu, paşinyan'ın maceracı ruhuna hayli benzettiğimdir. o da şuşa'da reks eyleyecekti en son. moskova'nın rakkasesi oldu.

yunan bakan müslüman azınlıktan bahsedip "bu zaten lozan'da yazıyor" dediğinde mevlüt dayı'dan "lozan 2023'te bitince napacaksınız???" demesini bekledim ama demedi *

şaka bir yana ama rezalet ötesi bir basın toplantısı. yanı başındaki ülkenin bakanı, senin başkentinde, kameraların önünde sana posta koyabilecek duruma geldiyse yapılacak en onurlu şey istifadır. ayrıca gayet sakin bir dille konuşan yunan bakanın aksine mevlüt dayı'nın sinirden kızarıp bozarması, bozuk cümleler kurması dikkatlerden kaçmadı. bırak bakanı, hariciye'deki sıradan bir diplomatın bile duygularını bu kadar açık etmesi geldiğimiz siyasal islam batağının özeti aslında. monşer diye aşağılanan liyakat sahibi diplomatlardan "ne gadan" diye köylü aksanıyla konuşan hariciyecilere...

ölmüşsün ağlayanın yok türkiyem. yazık...

buradan

monşer diye aşağılanırken külhanbeyliğine evrilmiş bir kurumun başındaki adamın efelenmesidir.

ab'ye güvenen züppe yunan'a gereken sertlikte cevap verildi. medet umduğunuz ülkelerin nasıl aciz kaldığını gördünüz dendi. milli mesele bu. ama gene salak salak konuşanlar gelmiş. istifa ne alaka. ergen deyince de kızıyorlar. akp'li mevlüt o yunan salaktan daha etkili ve mantıklı konuştu. yunanistan minicik bir terör devletidir. yıllarca pkk'yı eğitti ve besledi. ab olmasa o dandini bu kadar havlayamaz. türkiye'nin dengi bir ülkeyi temsil etmiyor. istanbul kadar nüfusu yok.