#final yapan diziler
dram / korku / tarih
5.8 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

netflix'in en iyi dizilerinden dark'ın yaratıcıları baran bo odar ve jantje friese’nin yeni dizisi.
buharlı bir gemiyle londra’dan new york’a giden yolcuların hikâyesini anlatıyor.
başka bir göçmen gemisi ile karşılaşan yolcular kendilerini bir kabusun içinde bulur.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
dark'ı yazan senaristlerin 'hadi yine sonlara doğru her şeyi karıştırıp elimize yüzümüze bulaştıracağımız bir dizi yapalım hatta lost'u bile geçelim ' diye düşünmelerinden ortaya çıkan dizi.
devamını gör...
iki bölüm izleyip kapattığım dizidir.

ulan dizi izleyelim kafa dağıtalım diyoruz sürekli bir gizem sürekli bir kafa karışıklığı.

izleyen arkadaşlar aşırı ama aşırı güzelse portakal atabilirler. onun dışında izlemeyi düşünmüyorum.

hayır şimdi o kadar şeye dayanıp diziyi izlerim, dizi kötü çıkar benim şarteller atar.
devamını gör...
ön not: (sonra silinecek.) en baştaki açıklamada kim -büyük ihtimalle- telefondan yazarken hata ettiyse, 'seyahat eden' yerine 'sahip eden' yazmış. düzeltilirse iyi olur. her görüşümde beni rahatsız etti çünkü.)

iki günde bitirdiğim yeni netflix dizisi. *
ünlü dark ekibinin yeni yapımı. pandemi döneminde çekilmiş.*
gördüğüm çok uluslu bir avrupa birliği dizisi olduğu. defalarca söylediler, bakalım aklımda ne kadarı kalmış: alman elbette var, dizinin geçtiği gemi alman gemisi. (buradan ikinci dünya savaşı'na da selam çakılmış mı acaba? çakılmıştır, çakılmıştır.) olmazsa olmaz ingilizler var, fransızlar, ispanyol ve portekizliler, norveçliler, lehler, hong konglular....
yani her dilden insan var ve kamera arkası'nda bunun da defalarca altını çizdiler.

diziyi spoiler vermeden kısaca tanımlamak gerekirse; özellikle 'beyin' konusuyla ilgilenen hafızasını kaybetmiş bir kadın doktorun, erkek kardeşinin peşinden bir gemiyle amerika yollarına düşüp, amerika'ya varamadan, gizemli pek çok olayla karşılaşıp sonunda vardığı yer diyebiliriz. neden yer dedim: çünkü dizi pek çok soru işareti barındırıyor ve bunlardan birazı dizinin son bölümünde açığa çıksa da, kahramanımız yeniden 'uyandığında' kendini yine bir gemide -bu sefer bir uzay gemisi- buluyor ve daha işin başındayız mesajıyla ikinci sezona giriş yapılıyor ve dizi sonlanıyor.

daha önce dark'la ilgili olarak yazmıştım: #395661
kamera arkası görüntülerinde senaristlerden biri konuşurken yanlışlıkla(!) dizinin adı yerine 'dark' dedi, sonra "aman" deyip güldü. dark demesi numaradandı ama bu sefer dark'tan kesinlikle daha iyi bir iş çıkardıklarını söyleyebilirim.
dizi ağır başlıyor. yukarıdaki giriş tanımında korku ibaresini de gördüm. ben korku filmi izleyemeyenlerdenim. dizide sadece kaptan'ın olduğu bölümlerde klişe korku ögelerinden yararlanılmıştı ve bunun dışında korku sinemasına ait hemen hiçbir şey yoktu. kahramanların 'zihin'lerinde geçen olayların beynin gizemli karmaşıklığı içinde bunca 'nazik' geçişleri elbette birazıcık korku unsuru barındırır ama dediğim gibi, kesinlikle korkutma amaçlanmamıştı.
dark'la ilgili yazdıklarımı okuyanlar, orada pek çok soru bulacaklardır. oysa bu dizide, sorular kendi sezonunun içinde neredeyse bir çözüme ulaştı. yukarıda da yazdığım gibi, yalnızca, son bölümün sonlarında izleyiciye atılan birkaç oltayla yeni sorular oluştu ve bu sorular, birinci sezondaki kahramanlar eğer ikinci sezonda da yer alırlarsa, aslında bu çok kahramanlı dizinin kahramanlarının her birine teker teker dönülerek çözümlenecek ve bu kahramanlar arasındaki bağlantının da ne olduğu ortaya çıkacak. birinci sezonda özellikle iki ana karakterin, emily beecham'ın canlandırdığı maura franklin'in ve andreas pietschmann'ın canlandırdığı geminin kaptanı eyk larsen'in hayatlarına odaklandık. (andreas pietschmann dark'ta da başrollerden birindeydi ve bu diziye seçilmesi de dark'taki performansı nedeniyle olmuş.) ama hem bu ikili arasındaki bağlantıyı hem de diğer kahramanlar arasındaki bağlantıyı henüz çözemedik/çözülmedi. dark'ın üç sezon sürdüğü düşünülürse bu dizi de üç sezondan az olmayacaktır fikrimce.

(daha izlenimlerim çok 'taze' olduğu için dizi hakkında daha yüzlerce şey yazabilirim. ve bu aslında iyi de olur. çünkü benim sözlüklere yazdığım hemen her şey, aslında kendim için tuttuğum notlar. geriye dönüp okuma yaptığımda, unuttuğum pek çok şeyi de hatırlıyorum. hatta bazen yazdığım satırlar beni bile şaşırtıyor. neden bahsettiğimi tekrar araştırmam gerekebiliyor. ya da yazdığım her ne ise onun hakkında fikir değiştirmiş olabiliyorum. ve her seferinde ekleme yaparım ben buna daha sonra dediğim hiçbir yazıya dönüp de ekleme yapmıyorum. bu yazı için de geçerli bu. yazdıklarım yeni sezona kadar kalacak, sonra belki aynı başlıkta yeni bir yazıyla devam edecek.)
dizi ile ilgili bir sayfayı da ekleyeyim bitirmeden. ve sayfadaki en büyük fotoğrafta baş kadın kahramanın dizi boyunca sırtından çıkarmadığı tek giysinin - giysi konusunda amma cimri davranmışlar ha! resmen hatalı kıyafet giydirmişler kadına.- sinir bozucu yakasının da göründüğü fotoğrafa dikkatinizi çekeyim.
buradan
dizi bir bilim-kurgu. bilim-kurgu sevenlerin bayılacağı, bilim-kurgu sevmeyenlerin de sıkılmadan izleyeceği bir dizi.

ekleme: (dayanamadım.)

çocuğun büyükbabasıyla geçen sahnelerinde, yapılan gerçeklik iğnesiyle (yaşasın matrix!) anne ve babasının konuşmalarını dinlediği sahneden anlıyoruz ki, aslında çocuk ölmek üzereyken, annesi tarafından ölmemesi için bitkisel hayata sokuluyor, sonra da yaratılan bir simülasyonla, bu gerçeğin üzeri hatırlanamaz şekilde örtülüyor. hepsi başkahraman annenin tıpkı black mirror dizisinin bir bölümünde -san junipero- olduğu gibi zihinleri bir şekilde bir simülasyonun içine koymasıyla oluyor. kadın kendi de bu mutsuz gerçeklikle yaşamak istemediği için kendi zihnini de siliyor. yine de, dizideki o kadar kahramanın birbirleriyle ilintisini açıklamaz bu. kadın kahramanımızın son sahnelerde uzay gemisinde uyandığında bir önce yaşadıklarını hatırlamasına rağmen, taa en başından itibaren olanları hatırlayıp hatırlamadığını bilmiyoruz, onu gelecek sezonda öğreneceğiz. ayrıca yeni sezonda, isminden/varlığından çok bahsedilen ve bu sezonun son bölümünde 'kötü adam'ın 'o' olduğu kadın kahramanın kocası tarafından açıklanan 'ağabey' de devreye girecek. ki, bu ağabeyin kız kardeşini çok kıskandığı da bir varsayım. zaten babaları kendi sahnelerinde sürekli iki çocuğunun da karşılaştırmasını yapıyor. bakalım nereye bağlayacaklar? umarım hayal kırıklığı yaşatmazlar. gerçi ben hayal kırıklığına uğrasam bile bu tür dizileri izlemekten vazgeçmem.

spoiler'ın içine aklıma gelen önemli bir konuyu daha yerleştirmek istedim:
dizideki baş erkek ve baş kadın kahraman, en başından beri birbirlerine bir çekim hissediyor. (başka çiftler de var elbette, hatta aşk üçgenleri. ama oralara da girersek hiç çıkamayız.) adamın deli karısının evlerini kendisi ve üç kızıyla birlikte yakması ve bunun adamda ciddi ruhsal hasarlar bırakması, kadının ailesiyle ama özellikle babasıyla olan ciddi problemleri bu yakınlaşmayı daha da güçlendiriyor. yaraları onları birleştiren bir öge olarak kullanılmış. kadının aslında evli ve çocuklu olması, -her ne kadar bunları hafızasından silmiş olsa da- bu 'aşk' durumunu engellemiyor. dizinin ikinci sezonunda senaristlerden bu konuda pek çok kafa karıştıran 'twist'ler bekliyorum. zaten kamera arkası açıklamalarda, kaptan eyk larsen'i canlandıran andreas pietschmann, bu yakınlaşmaya dikkat çekiyor. ikinci sezonda, aslında kadının evli ve çocuklu biri olmadığını rahatlıkla görebileceğimizi düşünüyorum. senaristler bu iki başkahramanı, büyük mücadelelerden sonra rahatlıkla mutlu sona kavuşturabilirler. neden olmasın?


en son not: gerçekten uzun bir inceleme yazısı yazdım. ve daha dizinin dayandığı, tarihi, felsefik, psikolojik, fütüristik ...... ve daha pek çok konudan hemen hiç söz etmedim. hele işin teknik boyutuna hiç girmedim. bunlar da tek tek incelenebilir. dizi asla boklanarak yabana atılacak bir dizi değil. benim bir 'eser'de bulmak istediğim çok katmanlılık bu dizi için de geçerli ve bu, diziyi, benim izlediğim dizilerin 'en iyi'lerinden biri yapmak için de yeterli.
devamını gör...
diziye henüz başladım yukarıdaki yazılanlara tamamen katılıyorum, farklı katmanlı dizi ve her karakter için farklı roller biçilmiş. piramit sembolü pekcok yerde geciyor. dark tan daha gizemli başladı diyebilirim. dizinin muzikleri için bir alıntı bırakıyorum nitekim müzikler de şahane...


1. bölüm sonu white rabbit - jefferson airplane
2. bölüm sonu child in time - deep purple
3. bölüm sonu the killing moon - echo & the bunnymen
4. bölüm sonu (don't fear) the reaper - blue oyster cult
5. bölüm sonu the wizard - black sabbath
6. bölüm sonu all along the watchtower - jimi hendrix
7. bölüm sonu the wind - yusuf / cat stevens
8. bölüm sonu starman - david bowie
devamını gör...
bir baran bo odar dizisidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
dizinin senaryosunu yönetmen baran bo odar ve jantje friese birlikte yazmıştır. ikilinin kapı baca kıran dizisi dark'ı bir sezon izledim. o kadar zeki bir adam olmadığım için takip etmekte zorlanmaya başlayınca ikinci sezonu ilk bölümde bıraktım. ama bu dizinin kötü olduğu anlamına gelmez. benim zihnimi yormaktan hoşlanmadığım gerçeğinin tezahürüdür sadece.

bu diziye de bu sözlükte yazar olan arkadaşım newtonınelmasındakikurt ile başladık ve birlikte bitirdik. üzerinde konuşa tartışa izlenince izleyene keyif veren bir yapım. evet bir başyapıt değil ama yerin dibine geçirilecek bir dizi de sayılmaz.

ağırlıkla bir gemi içinde geçen dizide kerberos isimli geminin mürettebatı prometheus isimli gemiye yardım etmek için rota değiştirir. ancak daha önce kaybolan bu gemide çok da beklendik bir durum söz konusu değildir. gemide sağ kalan kimse yoktur, sadece korku filmleri için özel olarak yetiştirilmiş gibi duran bir çocuk gemiye gelince kerberos'ta da tuhaf olaylar olmaya başlar.

dark dizisi ile çok yakın konular işlemiyor bu dizi. yine gizem ve kafa karıştıran ortaya çıkmalar var bu dizide de ama çözülmesi biraz daha kolay. insan zihninin nelere kadir olduğunun, ne oyunlara muktedir olduğunun göstergesi gibi bir dizi.

izlediğim ve bitirdiğim zaman bir tatmin duygusu yaşadım ve hala içimde bir merak da var.
devamını gör...
darkı izlememiş biri olarak, referans almadan başladığım dizi. 5. bölüme kadar, bu çocuk neden konuşmuyor, bu ne kadar saçma bir durum, şirket neden gemiyi batırın diyor, başta battığı düşünülen gemi neden birden kayboldu falan diye kendi içinde sürekli düşünceye boğulmaktan asla zevk alamadığın, ama 5. bölüm sonrası yavaş yavaş konu gün ışığına çıktığı için bi rahatlama eşliğinde güzel vakit geçirmene sebep olan dizi. aşırı meraklılar için, 5 bölüm zulüm arkadaşlar. izlemeye devam etmeyeceğim diye düşünme noktasına çok geldim. 2.sezon çabuk gelir mi merakındayım şimdi de.
devamını gör...
genel olarak yorumları okurken kimsenin mitolojik göndermelere dikkat çekmediğini fark ettim. diziyi izlerken en başından itibaren bu göndermelere takılmaya başladım. seyri sefer halindeki geminin adı ''kerberos'' olunca işkillenmeye başladım. baktığınız zaman yolcular 72 milletten müteşekkil. dilleri farklı, kültürleri farklı ve sınıf farkı hemen göze çarpıyor. bunların hepsi böyle bir arada nereye gidiyor diye düşünürken, hepsinin nalları dikmiş olduğuna karar verdim. ismi ''kerberos'' olan gemi ile nereye gideceklerdi ki? tabii ki ''ölüler diyarı''na.. ama bu işi kharoon yapıyor ulen. böyle de rol çalınmaz ki diye düşünürken, hemen farklı bir teori geliştiriverdim. o kaptan denen kitibiyoz kharoon olmalıydı. bunları yer altı dünyasına götürecek, sonrada bu topluluk yer altı dünyasına varınca ''kerberos'' un içinde sıkışıp kalacaktı. ha öyle mi değil mi? bunlar ölü mü değil mi? falan kısımlarına girmeyeceğim ki, izlemeyenlerin tadını kaçırmayalım. o noktadan sonra farklı değişkenler girdi zaten devreye. malumunuz olduğu üzere bir de ''prometheus'' mevzusu var. kayıp olan gemi. ateş hırsızının kaybolmasını da kafadan cezalandırma olarak algıladım. o gemideki yolcular bir şeylerin ayırdına varmış ve gizemli şirket bu arkadaşların biletini kesmiş olabilir miydi? orada da çat devreye ufaklık girdi. ters üçgen mevzusu da böylece bize nanik yapmaya başladı. su, ateş, toprak... bu seferde hımm deyyuslar elementler üzerinden bir şeyler çevirecek herhalde diye düşünmeye başladım. bu arada dizi biraz ağır ilerliyordu. o ağır ilerleyiş esnasında tosbağa buluyor, buluşturuyor, kurguluyor ve yeni bir senaryo yazmaya başlayabiliyor. * dizinin ağır ağır ilerlemesinin bu anlamda bana bir zararı olmadı. hem biz tosbağalar da ağır aksak ilerleriz. önemli olan hedefe varmak. o noktadan sonra da diziyi sonuç odaklı izlemeye karar verdim. bu seferde mağara alegorisi zımbırtısı sinir uçlarımı gıdıklamaya başladı. özetle gel-gitler arasında ilk sezonu noktalamış bulundum.

sezon finali içinse söyleyebileceğim tek şey var; ya bu mevzuları sağlam bir temele oturtup saygımızı kazanacaklar ya da bizden çok sağlam bir küfür yiyecekler. mevzuyu şöyle güzelce yaratıcıya bir sorsunlar. adam gibi uyansınlar ondan sonra bakacağız artık durumlara. bu arada oyunculukları fena bulmadım. geçmişe dair sorgulamalar, işlenen günahlar vesaire güzel kurgulanmıştı. karakterler de fena değil. ancak tüm bunlara rağmen dizide bir şeyler eksik gibi geliyor bana. sanırım o eksiklik bizatihi ''illiyet bağı'' işte o bağı sonraki sezonlarda kurmayı başarırlarsa dizi beklentilerimi karşılar. aksi taktirde yandı gülüm keten helva. hayırlısı diyelim artık ne diyelim. *
devamını gör...
bok gibi dizi. zulüm lan. kağnı gibi ilerliyor. hiçbir şey anlamadım. tamam en gizemli sizsiniz de azıcık aksiyon be kardeşim. övülünce bir şey var sandım.
devamını gör...
ilk bölümlerde oldukça merak uyandıran ve güzel bir dizi olduğuna kanaat getirmiştim fakat işler arap saçına dönüp boka sardığında son bölümlere doğru iyice kopmaya başlayıp, hadi lan oradan kıvamına geldim.

gereksiz karmaşıklaştırılmış ve bok gibi yerlere bağlanmış. halbuki oyunculuklar, çekim, bilmem ne iyiydi yani.

dark gibi olacak hissettirip, bok gibi olmuş dizidir. yine de izlerken yer yer keyif aldım, beni karmaşık duygulara sevk ediyor. sorun tamamen mevzuların abartılması ile alakalı, abartıldıkça seyir zevki düştü, seyir zevki düştükçe abarttılar.

abarta abarta en sonunda final bölümünün sonundaki saçmalığa denk geldim ve sağlam sövdüm.
devamını gör...
dizinin dark'ın yapımcısından olduğunu ve bilim kurgu olduğunu bilmeden izleyenlerdenim. zaten dark'ı da izlememiştim. ben 1900ler, gizem, kasvet ve denizler için açtım. seviyorum böyle deniz gizemi filmlerini. benim kafada olup bu niyetle izlemek isteyene tavsiye edemiyorum o yüzden. çünkü bu öyle bir film değil. bu sarmaşık filmi gibi gemide filmi gibi metaforlarına bakmasan bile görünen haliyle bir denizci filmi olan film değil.

burdan sonrası spoiler olabilir.

ilk bölümden sonra açıkçası hayalet gemi filmindeki gibi bir konu bekledim. ama lost'tan alıntılar var gibiydi yer yer. her karakterin hayatından enstantaneler gösterdiler zaman zaman. peaky blinders'taki gibi o dönemin kıyafetleri, bu kadar teknolojik olmayan zamanlar, kasvetli hava falan sevdiğim ve beğendiğim şeyler. burda da bolca var. ama işte çektikleri gemi birden tek tuşla kaybolup lost'taki adayı kaybetme olayına girince o beni moddan çıkarıyor. tamam bu bilim kurgu da birşeyi saatlerce gösterip sonra tek tuşla yok edip e bu bilim kurgu denince bence olmuyor işte. filmin sonunda da geçenlerde izlediğim zaman kapanı adlı filmin sonunu gördüm resmen. pat diye bir anda bir uzay gemisinde belirdiler.
keşke düz denizcilik filmi olsaydı. o kasvetle taboo dizisi gibi ilerleseydi. ama bunda yer yer açlık oyunları vardı kurgulanmış simülasyon haritalarla, yer yer lost verdiler. bari o kurtardıkları gemide daha çok sahne çekselerdi. nasılsa ucu açık istedikleri gibi gizem ve olay ekleyebilirlerdi. hem bazı bölümler çok ağır ilerlememiş olurdu.

tabi bazı şeyleri benim anlayamamış olmamın da etkisi vardır. bu tarz sevenler bayılabilir bile belki.

neticede izlediğime pişman olmadığım ama biraz hayal kırıklığı yaşadığım yerleri de olan bir dizi.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"1899 (dizi)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim